2 Ağustos 2021 Pazartesi

ELİF ÇAKIR TÜRBANINI ÇIKARINCA AKİT KABATAŞ YALANINI KEŞFETTİ

ELİF ÇAKIR TÜRBANINI ÇIKARINCA AKİT KABATAŞ YALANINI KEŞFETTİ

Akit Çakır'a 'Kabataş yalanını ortaya atarak provokasyona girişen isim' dedi.

Bu haber 29 Temmuz 2021 - 9:59 'de eklendi ve 29 görüntülendi kez görüntülendi.

Bir dönem tüm AKP'liler ve AKP medyası gibi Kabataş yalanını savunan tetikçi Yeni Akit gazetesi bu yalan konusunda en öne çıkan isim olan Elif Çakır AKP'den uzaklaşıp türbanını da çıkarınca Kabataş yalanını keşfetti.

SoL'un haberine göre Yeni Akit Çakır'ın türbanını çıkarması sonrası yaptığı haberde "Kabataş yalanını ortaya atarak provokasyona girişen Karar yazarı Elif Çakır'ın haber sitesindeki yeni hali dikkat çekti. Çakır'ın başörtüsünü çıkardığı görüldü" ifadesini kullandı.

Akit'in imza attığı bu haber Kabataş yalanını dile getiren diğer isimleri akıllara getirdi.

Örneğin dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan "İşte bu olaylarda bile maalesef çok önemli bir yakınımın gelinin Başbakanlık ofisinin yakında yanında altı aylık çocuğu yerlerde süründürdüler kendisini taciz ettiler çocuğunu taciz ettiler. Bunun özgürlük mücadelesiyle yakından uzaktan ne alakası var arkadaşlar soruyorum size? Bu mudur özgürlük bu mudur çevrecilik; soruyorum sizlere?" diyerek gündeme getirmişti Kabataş'ı.

AKP'den önce…AKP'den önce…

Yeni Akit'se "Kabataş'ta görüntü yok da Özgecan'ın katlinde var mı" demiş Kabataş'ı böyle çirkin ifadelerle savunmuştu.

https://www.gunlukbakis.com/elif-cakir-turbanini-cikarinca/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Tanrı her şeydir ve her şey Tanrıdır.

Spinoza

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında, bir ilerleme kaydetmez .
Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası, alçak olandan daha yüksek olana gelişmez.
Hepsi aynı zamanda, birbirinin üzerinde, birbirinin içinden ve birbirine karşı gelişirler.
En zengin ve en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu ifade etmez daha kolay mahvolurlar.
Sadece en alttakiler, en aşağıdakiler görünüşte bir ölümsüzlüğü idame ederler.

Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog.

- - - - - - - - - - - - - - - -

HİROŞİMA, NAGAZAKİ
İnsanlığın yüz karası
Hiroşima Nagazaki.
Mezar kentlerdir burası
Hiroşima Nagazaki.
Amerikan vahşetiyle
Görülmemiş dehşetiyle
Korku salan manşetiyle
Hiroşima Nagazaki.
Yüz binler yanıp eridi
Azrail hızlı yürüdü
Burada insanlık çürüdü
Hiroşima Nagazaki.
İmparator teslim oldu
Ensesinde bomba buldu
Alevleri hakim kıldı
Hiroşima Nagazaki.
Kimi yaşlı kadın kuldu
Sabi sübyan ölüm buldu
Ne çabuk da unutuldu
Hiroşima Nagazaki.

Fena vurdu vahşi Batı
Kuruttular cümle otu
Bugün dahi durum kötü
Hiroşima Nagazaki.
Yüz binleri yılan soktu
Amerika kına yaktı
Merhameti asla yoktu
Hiroşima Nagazaki.
Su gibi eridi demir
İnsanlar olmuştu kömür
Yok edildi nice ömür
Hiroşima Nagazaki.
Yahudiler imal etti
Göz dağı vermeye yetti
Yalnız iki uçak gitti
Hiroşima Nagazaki.
Hiddeti'yim hatırlattım
Derdime ne dertler kattım
Merhameti ben mi sattım
Hiroşima Nagazaki.

AŞIK HİDDETİ

- - - - - - - - - - - - - - - -

MAVI.
. . . . . .
Agac tasi anlamaz
Gokyuzu MAVI iken
Agac susuzlugu anlamaz
Gokyuzu MAVI iken
Ben seni
Cok sevdigimi anlarim
Gokyuzu MAVI iken

Fazil Husnu DAGLARCA

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir.
Aksine, güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar.
İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekteydiler.
Maraş'taki feci olay bu yüzden çıkmıştı.
Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi.
Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.
Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi.
Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için karşı koymuş ve kendilerini savunmuşlardı.
Yirmi gün süren Maraş soykırımında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu olay hakkında İstanbul'daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı yaratanları, yalanlanamayacak bir şekilde ortaya koymaktaydı.

Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı.
Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?"

Atatürk'ün CHP'nin İkinci Kurultayında, 20-25 Ekim 1927 tarihlerinde okuduğu Büyük Nutuk.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 31. - 389 ]

Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana:
Bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak:
Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Biz İki Balıktık

Biz iki balıktık, aşk da bir deniz
Yüzerdik koylarda gamsız, kedersiz
Bıraktık sularda gümüşten bir iz.

Keskin kancalara taktılar bizi
Çırpındık kıyıya çektiler bizi.

Şimdi gözlerimiz cam gibi parlar
Üstümüze gelir evler duvarlar
Nerde aşk denizi sonsuz dalgalar?

Keskin kancalara taktılar bizi
Çırpındık kıyıya çektiler bizi...


Orhan Seyfi Şirin

- - - - - - - - - - - - - - - -

Eğer Tanrı konuştuysa, niye herkes ikna olmadı?

Percy Bysshe Shelley

- - - - - - - - - - - - - - - -

Benim ofkem gecelerin beyidir, kalkar bi tek cocuk aglasa
Iste bak bu anasiz yasa, kanuninin degil bizimdir.

Can YUCEL
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder