16 Haziran 2012 Cumartesi

Mehmet Bedri Gültekin - Gladyonun Taktiği

Mehmet Bedri Gültekin -  Gladyonun Taktiği

Halkın büyük tepkisine yol açan "suç"lar işleyerek, bunları elde bulunan propaganda araçları devreye sokularak muhaliflerin üzerine atmak.
Bu, klasik bir Gladyo taktiğidir.

Taktiğin mucidi Hitler'dir.
1935 yılında Naziler Alman Meclis binasını (Reichtag) yakmış ve suçu komünistlerin üzerine atmışlardı.
Amaç solculara yönelik büyük tutuklama ve tasfiye operasyonunun meşru göstermekti.

Ama taktiği Amerika geliştirdi.
Vietnam'da ve Latin Amerika'da gerilla hareketlerine karşı mücadele içinde olgunlaştırdılar.

Amerikalılar, Kontrgerilla savaşının (psikolojik harp) kitaplarını yazdılar.
ABD işbirlikçilerinin yönetimde olduğu ülkelerde bu kitaplar çevrildi.
Güvenlik birimlerinde ders kitabı olarak okutuldu.

1990'lı yıllara kadar NATO bünyesinde gizli olarak faaliyet gösteren Gladyo'nun Türkiye ayağında Özel Harp Dairesi (ÖHD) önemli bir yer tuttu.
ÖHD'nin eski başkanlarından Cihat Akyol bu "taktiği" şöyle anlatıyordu:

"Bazı ahvalde propaganda için istismar etmek üzere tertip edilmiş olaylar meydana getirilir.
İsyancıların yaptıkları izlenimini verecek, yağma ve katliam, ırza tecavüz olayları ele alınabilir."
(Ayaklanmaya Karşı Koyma Harekatında Psikolojik Harp, Silahlı Kuvvetler Dergisi, Eylül 1971, sayı 239, s.5)

HULA KATLİAMI

ABD, psikolojik savaşı, şimdi çok daha gelişmiş yöntem ve araçlarla, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu İslam ülkelerinde uygulanıyor.

Son olarak El Hula kasabasında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 100'ün üzerinde masum insanın katledilmesi tipik bir Gladyo eylemdir.

Dünyanın hiçbir ülkesinde devletin resmi güçleri, kendi halkına yönelik böylesine vahşi bir katliamı yapmaz.
Hele Suriye gibi dünyanın gözünün üzerinde olduğu, ertesi gün BM Özel Temsilcisi'nin ülkeye geleceğinin bilindiği bir sırada hiç olmaz.

Ama ABD'nin desteklediği katiller katliamı yaptılar.
Ardından Batı dünyasının (Türkiye de dahil) malum medyası harekete geçti.
Şam katliam yapmakla suçlandı.

ABD ve müttefikleri diplomatlarını geri çağırdılar.

Klasik taktik.

Cinayetleri işliyor ve suçu muhaliflerine (Şam rejimi) yıkıyorlar.

Ama dünya eski dünya değil.
Rusya, İran, Çin ve diğer ülkelerden oluşan güçlü bir cephe var.

Emperyalist yalanlar dünyanın bu kesiminde işe yaramıyor.

YAKIN TARİHİMİZ VE ERGENEKON TERTİBİ

Türkiye'de Ergenekon tertibi, benzer bir psikolojik savaş taktiği ile yürütülmektedir.

Gladyo şimdi 1970'lerden bu yana işlediği ne kadar suç varsa Türk Ordusunun ve yurtseverlerin üzerine atarak Türkiye'yi teslim alma peşindedir.

1977 1 Mayıs katliamı, Gladyo'nun büyük eylemi.
Ama şimdi sola fatura ediliyor.

12 Eylül'ü ABD'nin "Bizim oğlanları" yaptı.
Gladyo'nun 1977-1980 arası toplam 5.000 cinayetle yürüttüğü bir dizi operasyonun üstüne geldi.
ABD bizzat örgütlediği darbeyi, bugün kendisini rahatsız eden TSK'ya yüklemeye çalışıyor.

- 1990'ların faili meçhul cinayetleri

- Susurluk'la  ortalığa saçılan kirli ilişkiler

- Eşref Bitlis'in şehit edilmesiyle başlayan süreçte bütün bu eylemler, Gladyo'nun teorisinde öngörüldüğü üzere "muhaliflerin", "asilerin" üzerine yıkılıyor.

GLADYO'NUN SON HAMLESİ

2006 ve 2007 yılında Türkiye'de bir dizi cinayet ve eylem gerçekleştirildi.

Danıştay baskını ve hakim Mustafa Özbilgin'in öldürülmesi, Trabzon'da Rahip Santoro'nun katledilmesi, Hrant Dink cinayeti, Malatya Zirve Kitabevi katliamı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması vb.

Hepsinde BBP'nin gençlik örgütü "Nizamı Alem Ocağı"na devam eden gençler kullanıldı.

Eylemi yapanlar belli.
Kim oldukları, ilişkileri ortada.
Ama "kör gözüm parmağına", önce Danıştay cinayeti Ergenekon'a bağlandı.

Kanıt yok.
Ama bin türlü suçtan sabıkası olan bir zanlının "itirafı" bağlamaya yetti.

Duruşmada ayak üzerinde 40 yalan söylediği bir kez daha ortaya çıktı ama dinleyen kim.

Satın alınmış ve teslim alınmış basın yayın organları hep bir ağızdan davadan bahsederken yazıyorlar:

"Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Doğu Perinçek, İlker Başbuğ, Alparslan Aslan, Osman Yıldırım'ında aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı Ergenekon davası…"

Ama bütün çabalarına rağmen halkı inandıramadılar…

Şimdi diğer cinayetlerini de Ergenekon davasına yamamanın peşindeler.

Zirve katliamında ikinci iddianame hazırlandı.
E.Org.Hurşit Tolon 1 nolu sanık.
İki kere müebbet hapsi isteniyor.

Kanıt:
Katliamın gerçekleştiği gün, Tolon, İnönü Üniversitesi'nde konferans vermiş...

Kargalar bile güler.

Ama bu iddianame aynı zamanda tertipçilerin çaresizliğini gösteriyor.

Çırpınıyorlar, çırpındıkça daha fazla batıyorlar.

mbgultekin@ip.org.tr


--
 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .


Kendimize iskence etmek icin kullanmak isteyecegimiz bir sey hep bulunur sanirim.
Hipodromda baskalarinin hislerini paylasirsin; o umitsiz karanligi, pes edip vazgecmenin kolayligini.
Bahiscilerin dunyasi gercek dunyanin makul olculere indirgenmis seklidir; hayatin olumle surtusmesi ve kaybetmesidir.
Sonucta kimse kazanmaz.
Geciktirmektir tek istegimiz, o goz kamastirici isiktan gozlerimizi bir an icin kacirmak.
Allah kahretsin, amacsizlik uzerine dusunurken sigaramin yanik ucu parmagima carpti.
Bu da beni uyandirip Sartre havasindan cikardi.
Mizah gerek bize, kahkaha gerek.
Eskiden daha cok gulerdim, herseyi daha cok yapardim.
Yazmak haric.
Artik yaziyorum, yaziyorum ve yaziyorum.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinlerin kitaplarini;

Okuyup anlayana 'ateist',
Okuyup anlamayana 'dindar',
Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.

Nikola Tesla
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinler atesbocekleri gibidir:
Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.
Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.
Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.

Arthur Schopenhauer
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasm1s Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik;
Canlar1n, ezan1n diledigi: Kolelik;
Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti
Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.

Omer Hayyam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder