24 Haziran 2012 Pazar

Re: [Ozgur_Gundem] Suriye ve Akılcı bir değerlendirme....

Değerli Dostlar,
Suriye oligarşiyle yönetiliyormuş, Türkiye ise böyle değilmiş.
Tam tersi, doğrudur
Bana göre de esas Türkiye oligarşiyle yönetiliyor.
Sözlük anlamıyla Koç, Sabancı, ve yeni yetme çok uluslu zenginler kompradordur.
Yani küresel oligarşinin işbirlikçisidir.
Oligarşiyle kast edilen ise Rochefeller, Rothchiltds gibi küresel zengin ailelerdir.
Ki bunların bizde bol bol yatırımı vardır.
Hatta son özelleştirmelerle, yaratılan bir sürü imtiyaz özellikle de Rochefellerin para zimmetlediği yerli kompradorlara ve doğrudan yabancı iş ortalarına devredilmiştir.
Ülkemiz siyaseti ise tam anlamıyla satın alınmıştır.
4. kuvvet olan medyanın hemen tamamı Murdoch gibi küresel oligarkların mutemetlerine satılmıştır.

Bu ülkeden güzel Oligarşinin yönetiminde olan bir ülke örneği olamaz.
Tamamı para tarafından satın alınmış siyaset, iç politika, dış politika, ülkenin varlıkları.

Suriye'deyse otokrasiden söz edebilirsiniz.
Ama oligarşinin yönetiminde olduğunu söylemek mümkün değil.
Hatta tam tersine oligarşi Suriye otokrasisini yok edip yerine kendi egemenliğini kurmaya çalışıyor.
Bizde oligarşinin yardakçısı bir ülke olarak buna yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Budur.

On 24.06.2012 20:29, Münir Kebir wrote:
 

Ben kısaca şunu paylaşmak isterim.
 Suriye,Türkiye gibi demokratik bir ülke değildir.Oligarşik bir yönetimle idare ediliyor.Yani belli bir sınıfın eğemenliği halk üzerinde yürütülüyor.şimdi böyle bir toplumda bırakın Kürtleri,asıl Suriye halkı,ki bunlar sunni arap olduklarını beyan ediyorlar.Bunların hakları bi kere tu kaka....
 
Ama Türkiye öyle değil...
Türkiye neredeyse doksan yıldır Demokratik bir ülke.Ha,reel-poitik bazı önlemleri almış olabilir.Buna saygılıyım.Ama,bugüne kadar her nasılsa gelmiş bu reel-politiği yürütenler bugün hapislerde. Tutuklu (Hükümlü DEĞİL.Yani haklarındaki savcılık iddiaları kanıtlanmamış daha..))
Beri tarafta,"Demokratik açılım" diyor,30-35 teröristi yurda getiryor.Adamlar "Biz serok apo  gelin dedi,biz o yüzden geldik.Yoksa gelmezdik" diyorlar.Bunlara buyurun ülke sizin deniliyor....Ama akabinde -basından izlediğim kadarıyla-10-15 bin kürt kökenli her statüden insan KCK davası adı altında içerde....(!) Şimdi bu nasıl politika kardeşim...?
 
Bunun için deniliyor ki;Kardeşim sen,demek ki,göstermelik veya akl-ı selim bir proje olmadan kendi kendine "Demokratik açılım" yapıyorsun,bütün dünyaya "Bakın ben demokratik açılım sağladım" diyorsun ama 15 bin kişiyide hapsediyorsun..İyi de başkası da- benzer durumda- kendi iç meselesini kendisince hal etmeye çalışıyor.Bundan sana ne..? Seni Suriye ne ilgilendirir? Tamam komşu devlettir.Ama böyle bir politika olur mu ya....Sen muhalif güçleri -ki bugün sayıları kırkbini buluyor- alıyorsun ülkene , sahipleniyorsun.Aynı hareketi Suriye PKK'lılara yapsa kabul edermisin? Bu aldığın adamlar da muhalif.Yani Suriye açısından PKK'lı statüsünde.Önce iğneyi kendine batır,çuvaldızı sonra başkasına ..i
Münir Kebir 
 
 

From: Akkartal
Sent: Sunday, June 24, 2012 4:13 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Suriye ve Akılcı bir değerlendirme....

 

Sevgili Arkadaşım,

Bu meyanda, daha önce neler yazdığım malum, en keskin soru ve tenkitler kimden geldi? 
Böyle dememin sebibi ortada; AKP TC.nin resmi hükumeti degil mi? Evet.
Benim söylemek istediğimin özü budur. Ama bu işlerde fiyasko yaptılar, o başka.
Eğer ilerde işleri daha da berbat ederlerse, sorumluluk onlara aittir.  
Bu husus bir yana. Gelelim meselenin özüne. Hükumet ne demek, malum, değil  mi?
Evet. Şimdi bir seferberlik kanunu çıkartıp, bilmem kaç yaşına kadar, herkes askere gidecek deseler, gitmeyecek miyiz-misiniz? Gideceğiz...
O halde, bu mesele bizim meselemiz değil midir aynı zamanda?
Adamlardan hesap sormak için illa ki, millet olarak savaş mı kaybetmeliyiz? 
Hayır. Meseleye bakarken, lutfen bu hususları birlikte düşünerek öyle yazdığımı hatırlayınız...
selam ve saygılarımla...

24 Haziran 2012 19:31 tarihinde Münir Kebir <Munir51@gmail.com> yazdı:
 
Ama politikamız aksini gerektiriyor olabilir.
 
 
Neden? Niçin,Düşünce ve yorumlarınızı da bizimle lütfen paylaşın.Öyle soyut iddialarla,böylesi ciddi konular açıklanamaz.olmaz.....
 
 
 Bu durumda AKP Hükumetinin politikası aksini gerektiriyor;
 
 
Ne politikasıymış bu arkadaşım yaa...!!!!Adam iki ay önce Esad'la  akraba oldu,kanka oldu,neredeyse birbirilerine dünür olacaklardı... Arası iki ay da geçmedi."Suriyedeki olaylar bizim iç meselemizdir" dedi ZIRVALADI....Nasıl senin iç meselen oluyor yaa...Suriye BM'ye üye bağımsız bir devlet kardeşim.Adam başladı Esad"a: "bırak, çekil" demeye.Kendi kendine samimi oluyor,karşılık göremeyince de başlıyor kabadayılığa....!!
Al sana kabadayılık.Adam uçağımızı vurdu, iki pilot ta şehittir.Hade....göster kabadayılığını.Adamı oyarlar haaa....oyarlar.! Öyle "one minut" tuttu deyip ardından blöfle -içerde hade neyse de- dışarda, elin oğlu senin blöfünü alır, bi kafa atar sana feleğini şaşırırlar senin...Kılıçdaroğlu az önce TV'da ne dedi biliyormusunuz? "Gerçek dostlarımız yokmuş" dedi.Ne demek bu? Şapa oturdu MU? Arabistan'a ,Katar'a oraya buraya Telefon açıyo bizim Altan Erbulak tiplemesi Dış işleri Bakanı....Hey yavrum hey......
 
 
Münir Kebir 
 

From: Akkartal
Sent: Sunday, June 24, 2012 5:59 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Suriye ve Akılcı bir değerlendirme....

 

"Peki Türkiye'nin kendi kürtlerinin « isyanını » bastırma hakkı var da; Suriye'nin, dışarıdan eğitildikleri, yönlendirildikleri, arap ülkelerince parasal destek gördükleri iddia edilen, kendi isyankârlarına karşı mücadele etme hakkı niye yok?"


Mertçe, adam gibi konuşmak, ya da susmam gerektiğine göre,

bu durumda evet, var veya olmalı, demek durumundayız. 

Ama politikamız aksini gerektiriyor olabilir. Bu durumda AKP Hükumetinin politikası aksini gerektiriyor; belli ki...

 Daha önce, konuya dair görüşlerimi paylaşırken, bu durumu 

göz önünde bulundurmuştum.

Bence de, Suriye eline geçen bu fırsatı (bunun fırsat sayılasimesine dair gerekçeleri de yazmıştım; uluslar arası ortamın müsait bulunması, suriye'nin iyice bunalıp, vaktinin çok azalması vs.) bilinçli olarak, kaçırmak istemedi ve mümkün olan en sert şekilde değerlendirmek istedi.

Bunun lamı-cimi yok.

Bakalım Türkiye'yi yönetenler bu durumda ne yapacaklar...? 



 




24 Haziran 2012 02:36 tarihinde Münir Kebir <Munir51@gmail.com> yazdı:
 
Posted on 23 Haziran 2012 by Nusret ÖZGÜL

©Nusret Özgül

Her insanın, her alanda bir uzman olması elbette mümkün değildir.

Hele sade vatandaşın hiç değil.

Ama, sokaktaki adam, ilgisini çeken bir olayda, ayrıntısıyla bilgilenmeye de ihtiyaç duyar.

Suriye'nin THK'ye ait, bir RF-4E Phantom'u (çok amaçlı, avcı-bombardıman uçağı) düşürmesi olayında olduğu gibi…

Şu ana kadar yazılanlar, yapılan yorumlar, sorulan soruları yanıtlayabilecek içerikte değil !

Her zaman olduğu gibi, önüne gelen kendi menfaatleri, inancı, ideolojisi neyi gerektiriyorsa, o yönde konuşuyor, yorumluyor !

* Suriye kasıtlı vurdu, NYT tarafından Türkiye topraklarında CIA'nın "muhalifler"i eğittiği haberinin (Yalanlanmasına karşın. Yalanlamak ve inkâr etmek, kimi vakit bir tür doğrulama anlamına gelse de) hemen ardından eline bir fırsat geçmişken, Türkiye'ye gözdağı vermekten kaçınmadı. Bu durumda Türkiye gerekeni (askeri misilleme dahil) yapmalıdır, diyenler;

* İtidalli, temkinli davranılmasından yana olanlar;

* Dışarıya suçluluk hissi taşıdıkları izlenimi yansıtan suskunlukları ile soru işaretleri yaratanlar…

* Uçağın enkazının ve pilotların bulunup, teknik ve insani verilerin incelendikten sonra olayın açıklığa kavuşacağını savunanlar.

Cumhurbaşkanı, hiçbir şeyi örtmeyiz (gizlemeyiz demek istiyor herhalde) açıklaması yapmış.

Uludere Olayı, kapatılmaya çalışılmıyor mu ? Başka konularda olduğu gibi, niçin DDK'ya bu olayı da araştırma talimatı vermiyor.

Başkomutan sıfatıyla…

Sivillerin bombalanmasının bir ihmal veya kasıt sonucu olup olmadığını belirlemek için.

TBMM'nin, ağırlığını her seferinde iktidar partisi milletvekillerinin oluşturduğu araştırma komisyonlarından, gerçeği eksiksiz yansıtacak bir sonuç çıkacağına inananınız var mı? En azından DDK, ince eliyor sık dokuyor ve yargı yolunu açacak sonuçlara varıyor.

Suriye olayında uluslar arası hukukun devreye girmesi söz konusu değildir !

Zira, bir devletin topraklarında iç savaşa yaklaşan bir isyan ortamı mevcuttur.

Peki Türkiye'nin kendi kürtlerinin « isyanını » bastırma hakkı var da; Suriye'nin, dışarıdan eğitildikleri, yönlendirildikleri, arap ülkelerince parasal destek gördükleri iddia edilen, kendi isyankârlarına karşı mücadele etme hakkı niye yok?

Ama sivil halka yönelik vahşet ve katliam var, mı dediniz?

Kimin elinin, kimin cebinde olduğu bilinmeyen bir ortamda sağlanan bilgi ve istihbarat ile, yayılan haberlerin kaynağı tamamen dışarıya dayanmıyor mu?

Suriye 'ben yapmadım' dedikçe, 'hayır sen yaptın' diyerek üzerine üzerine gidilmiyor mu?

İnandırıcı delil?

Yok…

O dedi, bu dedi dışında ! Irak savaşının düzmece "kanıtları" gibi…

Suriye sadece içeriden değil, başta İsrail olmak üzere tüm ortadoğu komşularından da her an bir saldırı gelebileceği psikolojisi ve psikozu içinde yaşıyordur mutlaka ! Geçen gün Ürdün'e uçağıyla firar eden ve iltica talebinde bulunan Suriyeli pilotun, bir intihar saldırısında bulunmak üzere havasahasına girebileceğini düşünemez mi?

Ben olsam düşünürüm !

Savaş Uçağı da olsa eğer kötü bir amaç gütmüyor ve sadece uluslar arası havasahasında keşif yapıyorsa; IFF'sini açık bırakarak, Suriye'nin 'Bu bir Türk uçağıdır, izlemek ve uyarmakla yetinin' demesine fırsat verir ve böylece kendisini tehlikeye atmaması gerekmez miydi, Türk pilotlarının !

Nedir IFF?

Identification, Friend or Foe…

Dost mu, düşman mı olduğunu gösteren elektronik kimlik !

İnternet kullananların IP'si gibi…

NATO, müttefik ülkelerin pilot ve uçaklarının dost ateşi sonucu düşürülmelerini önlemek için iki yönteme (mode) başvurur; birincisi 'güvenli ve şifreli' ; diğeri de iki seçenekli (level), yöntemdir. Diğer deyişi ile; zaman kimlik doğrulaması ile pekiştirilmiş 'Güvenli ve şifreli' ayara benzese de, daha geliştirilmişidir.

Birinci seçenekte, her uçağa tek bir kimlik verilir; ikinci ayarda ise birinci seçenek kapsamına başka bilgiler yüklenir. Hava aracının pozisyonu gibi…

Şifreli anahtarlar kullanılır. Aparatta sorun varsa, özel bir alarm sistemi pilotları uyarır!

Şimdi bu durumda, Suriye tarafının, Türk pilotlarına kendilerini tanıtmaları için kimlik bildirmelerini istediğini farzedelim. IFF,  RF-4E Phantom pilotunca kilitlenmişse, Suriye'nin dost veya düşman olduğunu belirleme olanağı yoktur. Radyo ile de sormuş ve yanıt alamamışsa, uçağın düşman kapsamına alınmaması için neden kalmamıştır! Diğer deyişi ile pilot SIF'ten de (Selective Identification Feature) kaçınmış ise !

Gerçi, pilotların karşı tarafı kandırmak için başvurdukları başka teknik yöntemler de yok değildir, ama eğer uçaksavar başındaki ikna olmamışsa, rizikoya girmeksizin ateş açma serbestisine sahiptir !

Olayın ne şekilde cereyan ettiği ancak uçağın enkazına ve karakutusuna ve elbette pilotlara canlı ulaşılıp, veriler incelendikten sonra anlaşılacak. Dürüst olmak için de, çok taraflı veya Suriye uzmanlarının da katılacakları heyet tesisinde yarar vardır.

Karadan ve denizden havaya, havadan havaya atılan füzelere uçaklarının kilitlendiğini anladıkları andan itibaren, pilotların alabilecekleri çeşitli savunma tedbirleri bulunmaktadır.

Türk pilotlar acaba gerekeni yaptılar mı ?

Genelde uçaksavarların devreye girmesi üç yolludur : NATO Askeri Karargâhı'nca, 'Weapon Controle Orders' deyimi kapsamına giren bu üç seçeneğin birincisi uçaksavarın serbest ayarda bırakılmasıdır. Diğer deyişi ile; sistem, uçağın « dost » olmadığına karar verirse, kendiliğinden devreye girer, hedefe kilitlenir ve ateş açar.

İkincisinde, uçaksavar sadece meşru müdafaa veya resmî talimat verilmesi durumunda ateş açar.

Son ayar yönteminde ise, uçaksavar kilitlenir ve sadece, hedefine giren uçak, düşman olarak belirlenmişse ateş açar.

Dün akşam sorduğum soruya dönersem ; Türk Savaş Uçağı rizikolu bölgede ne arıyordu ?

Amacı, Suriye'yi tahrik etmek ve « Casus Belli »

 

Yazının devamı için bknz:http://yerelce.wordpress.com/2012/06/23/suriye-kafa-karistiran-hususlar/

Brüksel, 23 Haziran 2012

 



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel
__._,_.___
Recent Activity:
Guruptan ayr&#305;lmak i�in, a&#351;a&#287;&#305;daki adrese bo&#351; bir eposta g�nderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
.

__,_._,___



--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Askin gizemi, olumun gizeminden daha buyuktur.  Oscar wilde - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.   Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :  Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.  Hic de zararli bir topluluk degildir.  As1l kafasi koparilacak mahlukat Ankaradadir.   ISKILIPLI ATIF   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder