15-Türk Silahlı Kuvvetleri yenilmiş, şimdi de yenilginin faturasını ödüyormuş.

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Evet PKK sözcüsü böyle değerlendirmiş.
Türk Silahlı Kuvvetleri yenilmiş.
PKK sevinç ve gurur içinde.
Bütün görülen davalar aslında bir yenilginin hesabının sorulmasıymış.
En sonda da en doğru tesbiti yapmış.
"Zaten yargı, yürütme her şey ellerinde ve o generalleri tutup cezaevine attılar ama sonuçta kendilerini mağdur gösteriyorlar."
Demişler.
Buyrun efendim, AKP'liler esas mektubunu muhattabı esas sizsiniz.
Düşmanı sevindirdiniz, dostu üzdünüz.
Tebrikler.
Lüften rica ediyorum.
Şu vakitten sonra darbe-darbeci kelimelerini duymak dahi istemiyorum.
Uluslararası bir entrikaya alet oldunuz.
Çok açık.
Bu vakitten sonra bari idrak edin.
Ya da yiğitçe kabul edin biz Türk falan değil Kürt bölücüsüyüz deyin,
ya da deyin ki biz paramıza bakarız,
Ya da bizim milletimiz falan yok deyin,
Ya da bunca zamandır din iman diye sizi kekledik deyin,
kim daha fazla verirse ondan yana oluruz deyin.
Açık açık neyse kabul edin, artık.

Oraj POYRAZ

PKK DAN UTANDIRAN AÇIKLAMALAR... "Askerlere soruşturmaların önünü biz açtık" 22.02.2013 03:00 PKK liderlerinden Nurettin Sofi, örgüte yakın Fırat Haber Ajansı'na son süreçte yaşananları değerlendirdi. Sofi, Başbakan Erdoğan'ın da "gönderecek komutan kalmadı" açıklamasını PKK cephesinden yorumladı. Sofi; "Başbakanın kendisi açıklama yaptı, artık gönderecek komutan kalmadı, dedi. Hepsi de zindandadır. Bu bir yenilgi durumudur" diyerek askerlerin tutuklanmasıyla ilgili sürece gönderme yaptı. PİLOTLARIN İSTİFASI Tutuklanan askerlerin Güneydoğu'da suç işlediğini iddia eden Sofi; "Bunların onlarca kez yargılanması gerekiyor. Ama özünde ne var? Yenilgi var. Yenilginin hesabı, faturası kesiliyor. Orduda bu gelişiyor ve itiraf da ediyorlar. Mesela savaş pilotlarının yüzde onu istifa etti." dedi. Sofi daha da ileri giderek "Şimdi bu hesaplar içinde yenilginin faturası kime kesilecek? Gerilla karşısında yenildiklerini itiraf etmeye gururları el vermiyor ve bu tür hesaplara giriyorlar. Gerçekten de ordunun durumu çok kötü. Kendileri de bunu itiraf ediyorlar." ifadelerini kullandı. SORUŞTURMALARIN ÖNÜNÜ AÇTIK. Sofi, askerlerin tutuklanmasıyla yaşananları şöyle değerlendirdi: "Bütün hesapların boşa çıkması ile Türk ordusunun o reklam yaparak NATO'nun en büyük ikinci ordusu, yenilmez ordu söylemleri ile efsaneleşen yüzü çamura battı. Türkiye'de ilk defa ordu sorgulanmaya başlandı." Sofi, söz konusu durumu ilk kez Abdullah Gül'ün farkettiğini ise şöyle anlattı: "Bu durumu herkesten önce cumhurbaşkanı itiraf etti. Hükümet ve devlet orduyu bir soruşturmaya aldı." 2008 yılında Zap'a yapılan operasyonda orduya darbe vurduklarını söyleyen Sofi, bu şekilde TSK'ya yapılan soruşturmaların önünü açtıklarını şöyle iddia etti: "Zap ilk defa soruşturmanın yolunu açtı. Demek ki yenilmez diye bakılan ordunun darbe yediği görüldü ve bu durum da hükümete de cesaret verdi, diğer çevrelere de cesaret verdi ve ordunun faturası kesildi. Öncesinde bırakalım genelkurmayın cezaevine atılmasını hiç kimse o şahsiyetlere karşı söz bile söyleyemiyordu. Onlar için ordu her şeydi." ERGİN SAYGUN ZİYARETİ Sofi, Başbakan Erdoğan'ın Ergin Saygun'u ziyaretini de değerlendirdi: "Mesela Erdoğan ameliyat olan generali ziyaret etti. Bu güne kadar Ergenekonun savcılarısınız, çetesiniz, teröristsiniz diyorlardı ama ziyaretine gitti. Ondan bir hafta önce Tolon'un annesi ölmüş ve onun taziyesine gitmemişti. Onlarca generalin annesi öldü, hastalandı ama ziyarete gitmemişti. Neden? Çünkü onlara ihtiyacı var. Anladı ki ordunun morali düştü, ordu komutansız kaldı ve onun için başarısızlığını bu şekilde telafi etmek istiyor. İttifak geliştirmek istiyor. Bu ne kadar gelişir bilemiyoruz ama bunlar çok tutarsız insanlar. Hem öldürüyorlar hem de mezarlarına çiçek gönderiyorlar. O generalller yenilmiş, çok kirli işler yapmışlar ama bir asker olarak onur çok önemli. Hükümet hepsini terörist olarak tutukladı. Zaten yargı, yürütme her şey ellerinde ve o generalleri tutup cezaevine attılar ama sonuçta kendilerini mağdur gösteriyorlar. Bu siyasettir." Odatv.com

a45UyF587661-201302221350-15
^^^^^ - vvvvv

http://www.odatv.com/n.php?n=askerlere-sorusturmalarin-onunu-biz-actik-2202131200

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Girgir gecmeye basladigin anda patron kapida gorunur.

Murphy Kanunlari

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir. Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? Fakat bunu yapmaya gucu mu yok? Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir. Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi? Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir. O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu? O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur. O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu? O zaman kotuluk nereden geliyor?" (Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.) EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.