28 Şubat 2013 Perşembe

15-Vali’nin ‘ilahi projesi’nin yolu mezardan geçiyor!

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Çok bahtsız bir iş.
Şimdi düşünün Siirt Köy Hizmetleri takımını tutuyorsunuz, gönlünüz ondan yana ama tesis, zihniyet, para hiçbir şey yok.
Ve gözünüz yükseklerde I. Lig, Avrupa Kupaları, Dünya Kupaları falan.
Umutsuz bir durum.

İşte benim durumum da böyle.
Dünyaya Türk olarak, Türkiye'de geldim.
İstiyorum, hayal ediyorum.
Biz de şampiyon olalım, biz de rakiplerimizle başabaş mücadele edelim.
Hatta onları eze eze yenelim.

Ama takım arkadaşlarım hep başka havada.
Şimdi biz bu takımla, bu takım arkadaşlarıyla dünya liglerine çıkacağız.
Bunlarla Avrupa Kupalarında oynayacağız.
Hayal, hem de büyük hayal.

Adam bütün toplumunun başarı için optimize etmiş.
Toplumun her tarafında bütün katmanlarında akıl, bilim, pozitivizm yapılanmış.
Ve biz imanla, ilahi(!) işlerle bu adamlarla aşık atacağız.
Mümkün değil.
Zaten bin yıldır mümkün de olmadı.
İslam alemi aklın karşına imanı yerleştirdikten sonra burnu boktan çıkmıyor.
Bütün savaşları kaybediyor, sürekli işgaller altıda kalıyor, zaman zaman müslümanlar ülkelerden(Endülüs, Balkanlar) sürülüp atılıyor.
Sürekli bir gerileme, bir çöküş hali.
Toplumlar bu durumu görüyor, şikayet ediyor, ızdırap yaşıyor.
Ama seçtikleri reçeteler yine aynı.
Daha çok iman gerektiğini sanıyorlar.
Yaşanan felaketleri ilahlarla irtibatın kaybolmasına bağlıyorlar.
Daha sıkı irtibat kurmak için daha çok hurafenin içine dalıyorlar.

Benim tahminim, bu böyle devam ederse islam alemi denilen milletler bundan önceki 1000 yılda olduğu gibi yine yenilmeyi, ezilmeyi sürdürecek.
Daha önce neler yaşandıysa, bunların bin misli yaşanacak.
Sizin içiniz acımaz mı?
Vallahi ben sürekli kabus görüyorum.

Oraj POYRAZ

Vali'nin 'ilahi projesi'nin yolu mezardan geçiyor!

15-Vali'nin 'ilahi projesi'nin yolu mezardan geçiyor!

Yusuf Yavuz

Said-I Nursi'nin mezarının Isparta'da olduğunu öne süren haberlerin ardından bir açıklama yapan Isparta Valisi Memduh Oğuz, sözü 'ilim şehri' projesine getirerek, "Isparta'da eser veren Said-i Nursi hazretlerinin mezarı Isparta'da demek hakikati kabul etmek anlamına gelir.

Öyle tahmin ediyorum ki bu proje gerçekleştiğinde Said Nursi'ni kabri de aşikâr olur" dedi.

SAİD-İ NURSİ'NİN MEZARI YİNE GÜNDEMDE

Taraf ve Sabah gazetelerinde yeniden gündeme getirilen Said-i Nursi'nin mezarının Isparta'da olduğuna ilişkin iddiaların ardından konuyla ilgili bir açıklama yapan Isparta Valisi Memduh Oğuz, Said-i Nursi'nin mezarının yeri konusunun geçmişten beri gündeme geldiğini belirterek bu konuda çarpıcı hususların olduğunu söyledi. ^^^^^ - vvvvv

VALİ OĞUZ:

'MEZARI ISPARTA'DA DEMEK HAKİKATI KABUL ETMEKTİR'

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Said-i Nursi'nin cenazesinin on binlerce kişinin katılımıyla Urfa'ya defnedilmesinin hayretle karşılandığını kaydeden Vali Oğuz, "ama zamanla bir söz tahakkuk ediyor ve gerçekten kabir yeri bilinmez durumda oluyor.

Bunlar keşfedilmiş hakikatler.

Bir başka hakikatte Said-i Nursi hazretlerinin yazmış olduğu risale-i nurların önemli bir bölümünün Isparta'da yazılmış olması.

Yine Said-i Nursi hazretleri risale-i nurların Isparta'da yazılması sebebiyle Isparta'yı öne çıkartmıştır.

Isparta ile bu kadar gönül bağı, manevi bağı olan üstadın kabrinin Isparta'da olması şaşırtıcı değildir.

Ama onun işaretine uygun olarak 'şu nokta' demek, 'şurası' demek hatalı olur.

Ama Isparta'yı bu kadar göklere çıkaran, Isparta'da eser veren Said-i Nursi hazretlerinin mezarı Isparta'da demek hakikati kabul etmek anlamına gelir" diye konuştu.

'MEKKE, MEDİNE, KUDÜS ŞEREFLİ, ISPARTA İLİMLE GÖREVLİDİR'

Açıklamasında konuyu kendisinin fikri olan 'ilim şehri' projesine getiren Vali Oğuz, projesinin Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından da desteklendiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"slogan olarak da 'Mekke Medine Kudüs şerefli, Isparta ilimle görevlidir.

İlim vazifesi üstlenmiştir' dedik.

Bediüzzaman Said-i Nursi'nin de eserlerini burada yazmış olması Isparta'nın ilim şehri olması konusunda arzusu olduğunu gösterir" dedi.

'PROJEMİZ GERÇEKLEŞTİĞİNDE NURSİ'NİN KABRİ DE AŞİKÂR OLUR'

Isparta'da olduğu öne sürülen Said-i Nursi'nin mezar yerinin belli olması durumunda, Isparta'ya ziyaretçi akınının olup olmayacağı sorusunu yanıtlayan Vali Oğuz, "öyle tahmin ediyorum ki bu proje gerçekleştiğinde Said-i Nursi'nin kabri de aşikâr olur. ^^^^^ - vvvvv

Bizim tek arzu ettiğimiz Isparta'nın ilçelerinde kasabalarında ilim tahsil eden talebeler, ilim adamları dolaştığı zaman Isparta hem maddi hem manevi anlamda yükselmiş olur.

O zaman birçok esrar kendiliğinden ortaya çıkmış olur" diye konuştu.

'MEZARI KİMSE BULAMAZ'

Öte yandan Said-i Nursi'nin mezarına ilişkin iddiaların yeniden gündeme gelmesiyle ilgili Risalehaber sitesinde yayınlanan 'Said Nursi'nin mezarını kimse bulamaz' başlıklı haberde, resmi kaynaklara göre mezarın Isparta Şehir Mezarlığı'nda görüldüğünü ancak talebelerinin mezarın yerini birkaç kez değiştirdiğine dikkat çekilerek, Said-i Nursi'nin mezarının birkaç talebesinin dışında bilinmemesini vasiyet ettiği belirtildi.

VALİ OĞUZ, ISPARTA'YA BELEDİYE BAŞKANI MI OLACAK

'İlahi mesaj'la kendisine hissettirildiğini öne sürdüğü 'ilim şehri' projesini yakın zamanda Başbakan Erdoğan'a sunacağı belirtilen Vali Oğuz'un Said-i Nursi'yi öven çıkışları uzun süredir tartışılıyor.

Isparta'daki bir başka tartışma konusunu ise kısa süre sonra emekli olması beklenen Vali Oğuz'un AKP'den belediye başkan adayı olmak istediğine ilişkin iddialar oluşturuyor.

Vali Oğuz'un, nur cemaatince Isparta'nın Sav kasabasında kurulması planlanan özel bir üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olmak istediği de kentte konuşulan iddialar arasında.

Davraz dağının eteğindeki Sav kasabası, daha önce de Said-i Nursi'nin mezarının 'olabileceği' bölge olarak da gündeme gelmişti.

a45UyF587661-201302261611-15
^^^^^ - vvvvv
http://www.odatv.com/n.php?n=valinin-ilahi-projesinin-yolu-mezardan-geciyor-2302131200

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder