12 Mart 2013 Salı

15-Oktar İsrail'in Soyunu Mübarek İlan Etti

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Adam şizofren diyorum dinleyen yok.
Seyyit olmak yetmemiş, adam araştırmış soyunu Davut peygambere kadar götürmüş.
O derece.
Bir ara da mehdi olduğunu iddia ediyordu.
Allahlığını iddia etmesine az kaldı.
İlaçlarını biraz daha aksatırsa o da olacak.
Klavuzu karga olanın diyorum ben.

Bakın aşağıda bir şizofrenin konuşmaları, ve şizofreniyle ilgili bir sürü kitabi laf var.
İşi biraz daha açarsanız, o sanrılar, algılama ve duygulanım bozuklukları kendini en çok da mehdilik, peygamberlik, tanrı olma iddialarıyla ortaya koyar.
Kafanızın içinde tanrı size konuşur, ayetler iletir, kendinizde üstün özellikler görürsünüz, mental özelliklerinizin olduğunu düşünürsünüz.
Çağrışım bozuklukları, ekolaliyle beraber size olağanüstü bir şiirsel konuşma yeteneği kazandırır.
Tanrıya sorarsınız, o da size cevap verir, siz de insanlara bunları iletirsiniz.
Bunlar size birşeyler hatırlattı mı?

ömür boyu görülme sıklığı genel nüfusta %0,5-1.
Yani bu hesaba göre ülkemizde yaklaşık 500.000 civarında mehdi, peygamber hatta tanrı olma ihtimali mevcut.
Uzak bir ihtimal sayılmaz.
Her mahallede, her şehirde onlarca, belki yüzlerce.

Bir hatırlatma Anadolu'da bir baba Allahtan emir geldiği için oğlunu kurban etmişti, hatırladınız mı?
İşte bunu 2000'li yıllarda yapınca şizofreni diyoruz.
Ama milattan önceki zamanlarda yapınca buna peygamber diyoruz.
Nasıl, şimdi taşlar yerine oturdu mu?

Oraj POYRAZ
Merhaba Böyle Bi konu açdığınız için teşekkür ederim...
Bu söylediklerinizin Çoğu bende oluyor.
Yaşım 15 Lisede okuyorum.
Söylediqinz gibi giyiniş tarzım çevremdeki insanlara göre çok değişik.
Bunu ilgi çekmek için yapıyorum.
Bazen Kafamın içinde ALLAH ile konusduqumu sanıyorum.
Mesela elimi birşeye uzatacağım aklımdaki ses beni kısıtlıyor ve o yapacaqım şeyi yapmıyorum.
Bazende aklımın içinde 2 farklı ses oluyor.
Birini şeytan dierinide ALLAH olarak sanıyorum.
Şeytan başka birşey yapmamı isdiyor ALLAH başka birşey.
Ben hanqisinin ALLAH olduqunu çözmeye çalışıyorum.
Ona Göre hareket Etmeye çalışıyorum.
Yolda yürürken insanLarın bana batığını sanıyorum.
Dönüp bende onlara bakıyorum.
Ani tepkiler veriyorum.
Çok hareketli bir insanım.
Bu şizofrenLik beLirtiLerini okumadan önce gerçekden kafdamdaki sesin ALLAH olduqunu sanmışdım.
Dışardaki insanlarla paylaşacakdım bunu ama içimdeki ses buna izin wermemişdi.
Günah Yazılır saıyordum.
Ama Kafamdaki ses beni iyi şeylere sürüklüyor.
Mesela banyo yaparken içimdeki seslerin tartıştıqını hissediyorum.
Banyo yaparken dua okumak isdiyorum ve içimden isdemeden okuyorum.
Derslerim çok kötü biyere dikkatimi weremiyorum.
Sanal alemde çok zaman geçiriyorum.
2 ay önce filan bacağımda arapça ALLAH yazısına benziyen bi kabarcık çıkdı.
Bende buun bana ALLAH^dan hediye olduqunu zannettim.
Çok özür dilerm ama haşa peygamber olduğum bile aklımdan geçdi ve sebepsiz yere neeşelendim.
Saçıma farkLı bi şekil werdiqimde arkadaslarım beyenmediqi zaman beni kıskandıklarını düşünüyorum.
Bana yalan söylediklerini düşünüyorum.
Çıkdığım kızların benimle oyun oynadıklarını sanıyorum.
Hep aldatıldığımı düşünüyorum.
İnsanların basit hareketlerinden kendim için büyük anlam çıkarttıyorum.
Okuldaki bütün kızların benden hoşlandığıı düşünüyorum.
Ama bunlara sanki kesin birşeymiş qißi inanıyorum.
Arkadaşlarım birşey söylediği zaman onu duymuyorum ama o bozulmasın diye gülüyorum sadece.
Sonra efendim bida solermisin diyorum.
Şizofrenmiyim ya Bu olayların hepsi herqün herqün oluyor.

Lürfen cewap bekLiyorum.

BİR ŞİZOFREN....

Bleuler'a göre temel ve ikincil belirtiler

Hastalığın etkilerini temel ve ikincil belirtiler olmak üzere iki kümeye ayırmıştır.
Temel belirtiler her şizofrenikte bulunması gereken belirtilerdir.
İkincil belirtiler temel belirtilerin üzerine eklenen belirtilerdir.
İkincil belirtiler başka ruhsal hastalıklarda da görülebilmektedir.

Temel belirtiler (4 A belirtisi olarak bilinir);

  • Duygulanımda bozukluk (Affect)
  • Ambivalans (Ambivalance; karşıt duyguların birlikte yaşanması)
  • Otizm (Autism)
  • Çağrışımlarda (Association) bozukluk
  • Bilinç, yönelim ve bellekte temel bozuklukların olmayışı

İkincil belirtiler;

  • Sanrılar, yanılsamalar
  • Varsanılar
  • Devinim (hareket) bozuklukları
Kurt Schneider'e göre birinci sıra belirtiler;
  • Somatik pasivite (bedensel edilgenlik olgusu).
  • Düşünce çalınması, düşünce sokulması, düşünce yayınlanması (düşüncelerin başkalarınca okunması, çevreye yayılması),
  • Sanrısal algılama.
  • Duygu, düşünce ve dürtülerin dış güçlerce etkilenip denetlendiği duygusu
  • Genel olarak gerçeklikten uzaklaşma, farkındalık yetisini kaybetme.
  • İşitme varsanıları
  • Kendi düşüncelerinin yüksek sesle söylendiğini işitme.
  • Kendisine emir veren, yönlendiren seslerin işitilmesi.
  • Kendisiyle kavga eden, tartışan seslerin işitilmesi.

Bu belirtiler daha çok ABCD semptomları olarak hatırlanır.

  • İşitme halüsinasyonları (İng. Auditory hallucinations),
  • düşünce yayınlanması (Broadcasting of thought),
  • düşüncelerinin kontrol edildiği düşüncesi (Controlled thought (delusions of control)),
  • sanrısal algılama (Delusional perception).


Oktar İsrail'in Soyunu Mübarek İlan Etti

Adnan Oktar: Ailem klasik CHP'li laik bir aile.

Adnan Oktar Habervaktim'le yaptığı söyleşide, İsrail'in mübarek bir soy olduğunu belirterek, ailesininde klasik bir CHP'li laik bir aile olduğunu söyledi.

Oktar'ın yaptığı çarpıcı açıklamaların bir kısmı şöyle;

- Adnan Oktar kendini nasıl anlatıyor?
Adnan Oktar'a göre Adnan Oktar kimdir?

Ben Allah'ın aciz bir kuluyum.
Allah'ı çok seviyorum, deli bir aşkla seviyorum.
Allah sevmeyi ve sevilmeyi seviyor. ^^^^^ - vvvvv
Ben de insanların birbirlerini sevdikleri, çiçekleri, kedileri, kuşları sevdikleri, rahat neşeli yaşadıkları, merhametli oldukları bir dünya olsun istiyorum.
Allah'ın istediği güzel ahlak hakim olsun istiyorum.

"AİLEM KLASİK CHP'Lİ, LAİK BİR AİLE"

- Ankara Bala'lısınız.
Bize biraz çocukluğunuzdan bahseder misiniz?
Liseyi de Ankara'da okudunuz.
Lise yıllarınızdan aklınızda kalanlar nelerdir?
Anılarınız, hiç unutamadığınız olaylar vs.
bizimle paylaşır mısınız?
Bize biraz da ailenizi anlatır mısınız?
Ne iş yaparlardı, gelir düzeyi nasıldı?
Şimdi ilişkileriniz nasıl, halen Ankara'dalar mı?

Dedelerim aslında Kafkasya'dan göç etmişler Türkiye'ye, Rus zulmü sırasında.
Seyyidim ben, Rus devlet kayıtlarında soy ağacımı detaylı olarak tespit ettik.
Dedem Ömer Beyin dedesi Beslen Arslan Kasayev'in kökeni Nogay Hanlığı'na dayanıyor, Beslen Arslan Kasayev'in ailesi Arslanoğulları olarak da biliniyor.
Arslanoğulları, 1827 yılında Kafkas Valiliği için hazırlanan bir belgede adı geçen 21 seyyid ailesinden biri.
Dedem Ömer Bey de Kafkasya'da doğmuş, 1902'de Ankara Bala kasabasına yerleşmiş.
Liseyi Kurtuluş Lisesinde okudum.
Ailem klasik CHP'li, laik bir aile.
Dışa dönük, neşeli, esprili bir gençtim.
İnce düşünceliydim, insanların kalplerini kırmamaya hep özen gösterirdim.
Dini bilgim o zaman pek yoktu.
Sonradan detaylı olarak dini öğrendim.
Ama daha lise çağındayken düşünmeye başlamıştım, bu insanları bu kadar savaşa, kavgaya iten nedir diye?
Birinci dünya savaşını, ikinci dünya savaşını okuduğumda bunun arkasında bir şey olması gerektiğini anladım.
İnsanlar bir günde komşusunu öldüren bir canavara dönüşmez.
İncelediğimde gördüm ki asıl bela materyalizm ve Darwinizm. ^^^^^ - vvvvv

-Evli misiniz?
Hiç evlendiniz mi?
Tek başınıza mı yaşıyorsunuz?

Hayır evlenmedim. Üstadım, canım Bediüzzaman Hazretleri'nin yoluna uyuyorum.

Genelde hiç yalnız olmam ben.
Hayatımın hiçbir anını kendim için yaşamam.
Her zaman önce Müslüman kardeşlerim vardır.

"İSRAİL'İN SOYU, MÜBAREK BİR SOY"

-İnternet sitenizde, şecerenize dair bilgiler paylaşıyorsunuz, neden?
Hakkınızda farklı iddialar mı var ki?

Seyyid olduğumun belgelerine yaptığımız kapsamlı çalışmalar sonrasında ulaştık.

Bu belgeler önemli, kıymetli, tarihi belgeler.
İnternet yayınlanması da bu yönden önemli.
Bazı internet sitelerinde, facebook'ta falan görüyorum, annemi ve babamı Musevi olarak resmeden çeşitli açıklamalar var.
Çok komik resimler bunlar.
Bunu yapan arkadaşlar kendilerince Musevi olmayı kötü bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.
Oysa Hz.İbrahim'in soyundan geliyor Museviler de, Peygamber soyu Hz.İsrail'in soyu, mübarek bir soy.
Bir Müslüman için bir şeref bir güzelliktir Peygamber soyundan gelmek.

Ki benim de soyuma detaylı olarak baktığınız zaman Hz.Davud'a kadar uzandığını görürsünüz.

Hz.Davud soyundan olmakla onur duyarım ben.

-Liseden sonra, üniversite tahsili için İstanbul'a yerleşiyorsunuz.
Nasıl bir İstanbul'la karşılaştınız?
Mimar Sinan Üniversitesi'nde geçirdiğiniz yıllar nasıldı?
MSÜ'de hangi bölümü okudunuz, mezun oldunuz mu?

Açıkçası ben Mimar Sinan Üniversitesi'ni özel olarak seçtim.
1980 öncesi dönem Güzel Sanatlar Fakültesi adeta Marksizm'in ve solun kalesi konumundaydı.
Düşündüm, en iyi faaliyet yapacağım, en etkili olacağım yer olarak gördüm.
Sınavlara girdim ve üçüncülükle kazandım.
15 Kasım 1979'da geldim İstanbul'a.
Hatta çok ilginç tam geldiğim gün ünlü Indepentenda Gemisi patlaması olmuştu.
İstanbul çok hareketliydi.
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde herkese tebliğ yaptım.

-Tebliğden kastınız?

Evrim Teorisi konusunda örneğin… Özellikle dönemin hocaları mesela Hilmi Yavuz Hoca'yla çok konuşmalarımız oldu.
O zamanlar kendi öğrenci imkanlarımla ince bir Evrim Teorisi kitapçığı bastırmıştım.
O kitapçığı Hocalara veriyor, "Hocam inceleyip düşüncelerinizi, eleştirilerinizi söyler misiniz?
"
diyordum.
O dönemde böyle bir çalışmayı ilk defa ben yapmıştım ve müthiş etkili olmuştu.

ACI VEREN HER İDEOLOJİNİN TEMELİNDE DARWİNİZM VAR

-Sizi materyalist felsefe ve Darwinizm'le mücadeleye iten ne oldu?
Evrim Teorisi adlı kitabınız büyük ilgi uyandırdı.
Kitap yazmaya karar vermeniz nasıl oldu? ^^^^^ - vvvvv

Dediğim gibi daha lise yıllarındayken asıl konunun Darwinizm olduğunu görmüştüm.
İnsanlar genelde sorunun dışta görünen yüzüne bakıyorlar, "şu bize acı çektiriyor, bu sistem yanlış" diyorlar.
Oysa sırtlarına adeta bir pençe atılmış, bunu göremiyorlar.
Darwinizm işte bu pençe.

Emperyalizm de komünizm de faşizm de özetle insanlara acı veren her ideolojinin temelinde Darwinizm var.

İnsanların sözde tesadüflerin ürünü olduğunu söylemek, dünyayı bir kaos gibi göstermek, her şey tesadüften ibaret demek insanlara acı çektiriyor.
Ve insanların doğruyu görebilmeleri için önce putlarını kırmak lazım Hz.
İbrahim gibi.
Allah'ın izniyle, ben de bu kitaplarımla Darwinizm putunu yerle bir ediyorum, tabi ilimle ve bilimle inşaAllah.

-Ve hapse atılıyorsunuz.
Neydi olay?
Hapis günlerinizle ilgili aklınızda kalanlar nelerdir?
Çıktıktan sonra ilk işiniz ne oldu?

Yahudilik ve Masonluk kitabının basılmasından sonra oldu.
Kitabı yayından kaldırmam için çok teklifler geldi, baskılar oldu, sonra da hapishane ve akıl hastanesinde, toplam 19 ay kaldım.
Tek bir sözümden dolayı, "Türk milletindenim, İslam ümmetimdenim" dediğim için akıl hastanesinde en azılı delilerin arasında tutuldum.
Ayağımdan zincirle yatağa bağlı olarak üstelik.
O zaman hastane yönetiminde Yıldırım Aktuna vardı, sağolsun bayağı bir ısrar etmem üzere yatağa bağlı olduğum zinciri namaz kılacak, secdeye varacak kadar uzatmışlardı.
Hastaların birbirini öldürdüğü, son derece tehlikeli bir ortamda kaldım.
Ortamı daha ilk gördüğüm anda özel bir imtihan olduğunu anladım, o kadar belli ve o kadar detaylı ve güzel yaratılmış ki, maşaAllah.
Ama bu dönem arkadaş çevremin en genişlediği dönemlerden biri oldu ve 19 ay sonra hakkımda karar veren savcı, yani yine aynı savcı bu sözde bir suç unsuru yok dedi ve beraat ettim.

BU DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?

-Kitap sayınız nedir?
Kitaplarınızın kağıdı, baskısı vs yönünden hayli kaliteli olması dikkat çekiyor.
Ve genelde ücretsiz dağıtılıyor bu kitaplar.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Kitap sayım 300'ü geçti, 70'den fazla dile tercüme edildi.
Allah yolunda yapılan hizmetten para alınmaz.
Bu çok büyük ayıp olur.
İnsanlara Allah'ı anlatan, dini anlatan, onları güzel ahlaka davet eden hiçbir çalışmadan para kazanılmaz.
Böyle bir şeyi asla kabul etmem.
Ben de arkadaşlarım da sahip olduğumuz imkanları Allah yolunda değerlendiriyoruz, Allah da o yüzden çok bereketli kılıyor.
Çok güzel ticari çalışmalarımız oluyor.
Ama biz malı dünya hırsıyla sevmiyoruz, Allah'ın verdiği bir nimet olduğunu biliyoruz.
Allah da elhamdülillah bol bol veriyor.

-Kitaplarınızda neden müstear isim kullanıyorsunuz?
Neden Harun Yahya ismi?

İki mübarek Peygamberin Hz.İsa ve Hz.Musa'nın yardımcıları olan iki kutlu Peygamberin isimlerini yad etmek için.
Allah'ın da inşaAllah bu çalışmalarımla beni Resulullah (sav)'in yardımcılarından kabul etmesi duasıyla seçilmiş bir isim bu.
Uzun yıllar sadece Harun Yahya ismiyle çıktı kitaplarım, ama artık kendi adımı da kullanıyorum.

-Bugünlerde nelerle meşgulsünüz? ^^^^^ - vvvvv
Yeni kitap çalışması var mı?

Benim her günüm Allah için geçer.
30 yılı aştı, hiç tatil yapmadım, kendime hiçbir günü ayırmadım.
Her dakikam tebliğ, sohbet, kitap çalışmaları, Televizyon programları gibi çalışmalar geçiyor ve elhamdülillah çok bereketli geçiyor.
Tabi yeni çalışmalarım var, hep devam ediyor kitaplar.
Geçtiğimiz aylarda Komünist Kürdistan Tehlikesi isimli kitabım çıktı ve çok kısa süre içinde yeni baskısı yapıldı.
Bir de İttihad-ı İslam kitabı var yeni çıkanlar arasında, hem Bediüzzaman'ın sözleri hem de bazı Nur talebelerinin yanılgılarını ortaya koyan.
MaşaAllah bu kitap da çok etkili oldu.
6 baskısı yapıldı, tüm Türkiye'de on binlerce insana ulaştı.

"TİCARİ FAALİYETLERİM VAR AMA BUNLARIN NELER OLDUĞUNU SÖYLEMEM"

-Maddi durumunuz nasıl?
Sabit akar(lar)ınız var mı, varsa neler?
Mal varlığınız hakkında bilgi verir misiniz bize birazda?

Benim üzerime hiçbir malım yok, takım elbiselerim ve ayakkabılarım dışında.
Dünyada bir mal beklentim de yok.

Dediğim gibi ticari faaliyetlerim var, ama bunların neler olduğunu söylemem.

Allah'a şükür güzel kazanıyorum, Allah bereketini artırsın.

-Son derece renkli bir kişiliksiniz.
Giyim kuşamınızdan saç ve sakalınıza kadar… Giyim kuşam konusunda bir danışmanınız var mı yoksa tamamen kendiniz mi karar veriyorsunuz?

Kendim seçiyorum kıyafetlerimi.
Eğlenmeyi, gülmeyi, şakalaşmayı seviyorum ben.
Ağır ol molla desinler diye bir gayretim yok.
Samimi olarak Allah'ı seviyorum, Allah için gayret ediyorum.
Hocalık, alimlik iddiam yok.
İnandığım gibi yaşayan bir insanım.
İnsanların neşesiz, sevgisiz, merhametsiz, kavgacı, saldırgan bir anlayışa yönlendirilmesine karşıyım.
Herkes alabildiğine özgür, rahat, sevinçli olsun istiyorum.
Tüm milletimi çok seviyorum, çok güzel yaşasınlar istiyorum.

-Bir gününüz nasıl geçiyor, kısaca anlatır mısınız? ^^^^^ - vvvvv

Genelde en fazla 4 saat uyurum.
Hemen hemen tüm gazetelerin önemli
haberlerini hızlıca okur, değerlendiririm.
Spor yaparım, doğal sporları çok seviyorum.

Bahçeyle uğraşmayı seviyorum.  Peygamberimiz (sav) de biliyorsunuz gül yetiştirirdi, düşünün çöl ortamında gül yetiştiren bir insan.

Öyle seviyor güzellikleri.
Ben de her türlü güzelliği çok seviyorum, her güzelliği yaratan Allah'a aşığım çünkü.
Genelde bu temel şeyler dışındaki tüm vaktim İslam'ı tebliğ çalışmasıyla geçiyor.

-Dışarı çıkıp, halkın arasına karışır mısınız?

Evet zaman zaman çıkıyorum, alışveriş merkezlerine gidiyorum.
Kanyon'a, İstinye Park'a gittiğim oluyor, Bebek'e gidiyoruz arkadaşlarımla bazen.

-Dinimizin en temel görevlerinden namazla, oruçla aranız nasıl?
Cuma namazlarını genelde hangi camide kılıyorsunuz?

Lisede başladım namaz kılmaya.
O zamandan beri elhamdülillah 5 vakit kılıyorum.
Ben de arkadaşlarım da namazlarımızı hiç aksatmayız, 5 vakiti de vakitlerinde kılarız inşaAllah.
Oruç da lise yıllarından beri tutuyorum.
Cuma namazlarını genellikle arkadaşlarımla birlikte evde kılıyorum.(Habervaktim)

a45UyF587661-201303111605-15
^^^^^ - vvvvv

http://www.haberler.com/oktar-israil-in-soyunu-mubarek-ilan-etti-4400225-haberi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder