On onbeş kişi olması yeterli değil mi?
Bin binbeşyüz kişi olursa benzerlik tescil edilmiş olacak mı?
Biz kendimizi Araplardan daha medeni sayarız.
Bizim içinde bulunduğumuz durumu idrak etmemiz Araplardan çok daha önce olmalı değil mi?
Yoksa, biz de polisin, askerin, halkın biner biner ölmesini mi beklemeliyiz?
Halkın rahatsızlığını idrak etmek için ne gerekir, ne kadar olması gerekir?
Herkes karıştırıyor.
Mısır'da da Türkiye'de de olan olaylar büyük benzerliklere sahiptir.
Hayır, çatışmalar demokrasi yanlıları ve darbe yanlıları arasında değildir.
Evet, çatışmalar mürtecilerle çağdaş olanlar arasındadır.
Çatışmaları çıkaranlar çağdaş olanlar da değildir.
Anayasal nizamı yıkanlar mürtecilerdir.
Çağdaş insanları çağdışı rejimler altında yaşamaya zorlayanlar da mürtecilerdir.
Uzlaşmak her iki ülkede de mümkün değildir.
Göreceksiniz.
Ülkemizde de, Mısır'da da olaylar şiddetlenecektir.
Çünkü uzlaşmak için ortak payandalar olmalı.
Oysa mürteciler ortak payandaları yıkanlardır.
Onlar nedamet getirmeden, onlar rejim değiştirme amaçlarından vaz geçmeden uzlaşmak mümkün olmaz.
Vaz geçilmez konularda, tavizler isteyerek uzlaşma olmaz.
Demokrasi ise mürteciler açısından hem Mısır'da, hem de Türkiye de tramvaydır.
İşte bu nedenle mürtecileri demokrat saymak.
Demokrasi adına onları haklı saymak mümkün değildir.
Yine mürteciler açısından adalet bir kadın adıdır.
Mürteciler açısından, kanun çalar, adalet oynar diyebilirez.
Bu nedenle kavgası yapılan, konu çağdaş değerler ve şeriat rejimi olduğunda,
Kimlerin demokrat, kimlerin adil olduğunu tartışmanın bir önemi yoktur.
Esasen anayasal nizamın yıkılmasıyla iç savaş şartları oluşmuştur.
İçsavaşın demokratik olanı yoktur.(O.P.)
Anayasalar işte bu yüzden çok önemlidir.
Evet anayasalar ilahi metinler değildir.
Ancak, insanlar tarafından, bir büyük toplumsal uzaşmanın imza altına alınmış halidir.
İlahi metinlerde ise uzlaşı yoktur, dayatma vardır.
Yeni anayasa kaleme alırken, uzlaşma kapılarının kapatılması elbette içsavaş şartları yaratır.
Bu çok normal.
Saygılar.
Oraj POYRAZ.
--------------
AKP'nin polisi yine vahşice saldırdı
Perşembe, 22 Ağustos 2013 03:25
Aşağıdaki fotoğraf Mısır'dan değildir
Gezi direnişinde yaşamını yitirenleri anmak için Antalya'dan Taksim'e yürüyen gençlere polisin vahşice saldırısı büyük tepki çekti.
Olayın tanıkları İhsan Eliaçık ve Ertuğrul Kürkçü yaşadıklarını BirGün'e anlattı
Birgün – 22 Ağustos 2013
SARA KRİZİ GEÇİREN GENÇ
Gezi Parkı direnişi sırasında yaşamını yitirenler ve yaralananlar için adalet çağrısıyla 35 gün Önce Antalya'dan yola çıkan ve yürüyerek Gezi Parkı'na ulaşmayı hedefleyen Adalet Yürüyüşçüleri katettikleri bin 100 kilometrenin ardından parka metreler kala polis engeliyle karşılaştı.
Müdahale sırasında yaklaşık 50 kişilik çevik kuvvet ekibi tarafından yerlerde sürüklenen, karga tulumba gözaltına alınmak istenen Gökhan Turan isimli eylemci sara krizi geçirdi.
'SAMİMİ DEĞİLLER'
Mersin Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Mısır'da yaşananlarla ilgili olarak 'demokrasi' çağrısı yapan Erdoğan'ın samimiyetine inanmadığını söyledi.
Sara nöbeti geçiren Gökhan Turan'ı hastaneye taşıyan Eliaçık yaşananları şöyle anlattı:
"Beni en çok sinirlendiren 40-50 polisin 23 yaşındaki bir genci yerlerde sürükleyerek, karga tulumba gözaltına almaya çalışması oldu" dedi.
a45UyF587661-201307301451-15
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Bazi insanlar vardir, mumkun olmayan seyleri basarmak icin butun omurlerini verirler.Fakat mumkun olani yapmak icin bir dakikalarini harcamazlar.NUVIT OSMAY
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder