Hani adalet mülkün temeli diye bir laf var ya.
Orada söylenen mülk şunun bunun malı, zenginliği anlamında değil.
Devlet anlamındadır.
Demek ki, devletin temeli çürümüş.
Kim çürütmüş, neden çürütmüş, nereye varır?
Bana sorarsanı iyi niyet yok.
Kasden, taamüden ve içeriden yapılan bir saldırıdır bu.
Devlet nizamını bozarak, devleti yıkmaya çabalamak.
Oraj POYRAZ
-------- Original Message --------
From: Cetiner Calis <caliscetiner@gmail.com>
Adaletin kılıcının bir yüzü başka, diğer yüzü başka kesiyor.
Konca Kuriş (1960–20 Haziran 1999) i hatırlayan var mi?
Konca Kuriş, Türk Hizbullahı'nın eski üyelerinden biriydi.
Ancak daha sonradan örgütün aleyhine bir duruş sergilemiştir ve Kur'an'ın dogmatik bir şekilde yorumlanmasını eleştirmiştir.
Kuriş 1998'de kaybolmuştur ve ardından 38 gün boyunca Hizbullah üyeleri tarafından işkence görmüş ve öldürülüp sığ bir mezara gömülmüştür.
İşkence seansları katilleri tarafından kayıt altına alınmıştır.
Cesedi, Ocak 2000 tarihinde Hizbullah evlerine düzenlenen operasyonlarda bulunmuştur.
Türk Hizbullah'ı; Konca Kuriş'in kaçırılmasının, işkence görmesinin ve ölümünün sorumluluğunu şu cümleyle üstlenmiştir:
"İslam düşmanı ve laik-feminist Konca Kuriş, Allah ve Kuran-ı Kerim karşıtı fiilleri ve söylemleri nedeniyle, Hizbullah savaşçıları tarafından kaçırılarak üslerimizde sorgulanmıştır.
Dinsiz-laik TC'nin resmi din söylemleri ile talimatları paralelinde hareket eden ve Siyonistlerce de kullanılan Konca Kuriş, Müslümanları şüpheye sevk edecek fiiliyatlara giriştiği için şeri hükümler gereği cezalandırılmıştır."
PEKi O DAVA NASIL SONUCLANMISTI?
DGM'lerin kapatılmasından sonra dava özel yetkili Diyarbakır 6.Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Davanın ilk aşaması, 2-3 ayda bir yapılan duruşmalar, savunmaların hazırlanması için aylarca süre istenmesi, adli tıp raporlarının birkaç yılda gönderilmesi, sonradan yakalanan sanıkların savunmalarının geç alınması, mahkemeler arası yazışmalar gibi nedenlerle, 8 yılda, ancak mütaala aşamasına geldi.
Savcılık, Mayıs 2008'de 18 sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Karar ise mütaaladan 1.5 yıl sonra verildi.
VE SONUC:
Mahkeme, 57.duruşma sonunda 30 Aralık 2009'da 16 sanığa müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme, bu cezayı belirlerken, örgüt lideri konumundaki sanıkların cezasında iyi hal indirimi yaptı.
Mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını bu yolla müebbete çevirdi.
Böylece, ömür boyu cezaevinde kalması gereken sanıkların, 30 yıl sonra tahliye umudu doğdu.
Yargıtay Başsavcılığı, gerekçeli kararı Mart 2010'da tamamlanarak Yargıtay'a gönderilen kararla ilgili tebliğnamesinde, cezaların onanmasını istedi.
Yargıtay 9.Ceza Dairesi ise 9 ay sonra, 31 Aralık 2010'da, tutukluluk süresini azami 10 yılla sınırlayan yasanın yürürlüğe gireceğini bilmesine rağmen, 9 ay boyunca dosyayı görüşmedi.
Yargıtay, Hizbullah dosyası ile birlikte, benzer durumdaki 179 dosyayı da geçen sürede sonuca bağlamadı.
Bu durum, tepki çeken tahliyelere zemin oluşturdu.
2008'de bir kez CMK'nın 102.maddesinin yürürlük tarihini erteleyen Adalet Bakanlığı ve hükümet de bu süreçte, tutuklu dosyalarının görüşülmemiş olmasına rağmen, yargıyı uyarıcı bir ikinci ertelemeye gitmedi.
9.Ceza Dairesi, önceki gün, dava ile ilgili tüm süreçler tamamlanmış olmasına rağmen davayı değil, tutukluluk durumunu görüştü.
Davayı görüşüp onama kararı vermesi halinde, sanıkların hiçbiri serbest kalamayacaktı.
Ancak 10 yıldan fazla süreyle tutuklu bulunan 10 sanık, 102.maddeye göre durumlarının değerlendirilmesi sonucu SERBEST KALDI.
a45UyF587661-201307301451-15
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Gununu faydali bir sekilde kullanmasini bilen bir insan icin asil mutluluk, aksam vaktinde gelir.CORNEILLE
| Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder