Batmayacak kadar büyük olmak
Nazif Ekzen
Aydınlık, 18 Ekim 2013
Dünya nefesini tuttu ve günlerce ABD'nin "borç tavanının" aşılması halinde nelerin yaşanacağını öyle izledi.
Kimse bir şey yapamıyordu.
Bu sefer farklı deniyordu.
IMF ve Dünya Bankası; "ne olur uzlaşın" diye adeta yalvarıyordu.
Son gün geldi, ABD'de 17 Ekim tarih yaşanmaya başlamadan ABD Senatosundan mutlu haber geldi.
Tamam uzlaştılar.
Batamayacak kadar büyük
Çok heyecanlı idi.
Gerilim dolu bir Hollywood film gibi.
Çin ve Rusya bile heyecanlandı.
Bütün bu dönem içinde dikkatimizi çekti.
AB ve merkez ekonomilerden aşırı bir tepki gelmedi.
Sakin kaldılar.
Mutlaka uzlaşma olacağını biliyorlardı.
ABD ekonomisi, borç tavanı limitleri arttırılmasaydı, "borç ödeyememe durumuna-temerrüde" düşer miydi?
Bize "eşyanın tabiatına aykırı" olarak göründü.
Kapitalizmin bu hegemon gücü; "temerrüde düşemeyecek, batmayacak kadar büyük bir ekonomiydi"
Bu neredeyse klişeleşmiş olan söylenceyi yeniden anımsattı.
2007/2008 krizinde Lehman Brothers'ın batışından hemen sonra, diğer büyük finans kuruluşlarının-bankaların batışına, ABD yönetiminin izin vermemesindeki kararının gerekçesi, "bu finans kuruluşlarının batamayacak kadar büyük oldukları" idi.
ABD yönetimi izin vermedi ancak bu büyüklerin "yükümlülüklerini" üstlendi.
Üstlenmeye devam ediyor.
Yıkılan finans düzeni
Günümüze de hala süren, ABD ve merkez ekonomilerin merkez bankalarının finansal piyasaları sürekli likidite ile beslemeye devam etmelerinin gerekçesi, "batmak için çok büyük olan" finansal yapıların ayakta tutulması ile ilgili.
Ayakta kalmaları için likidite enjeksiyonlarının sürmesi kesin gerekli.
Yoksa yıkılacak olan sadece 1980 sonrasının neo-liberalizmi ile inşa edilmiş finansal mimari değil, kapitalizmin, 2007/2008 krizi sonrasında yerine yenisini koyamadığı bütün finansal yapılar.
Açıklamaya göre uzlaşma sağlandı ve ABD Hazinesi tanımlanan yeni limitlere göre borçlanmaya devam edecek.
Diğer yandan da ABD Merkez Bankası konumundaki FED de şimdilik finansal piyasalara her ay likidite enjeksiyonuna devam edecek.
Bundan sonra ne olacak
Dünya ekonomisi rahatlayacak mı?
Kolaylıkla "evet" demek mümkün değil.
ABD ekonomisinde yaşananlar bir kez daha, uluslararası finans sisteminin, bir tek ekonomiye bu denli yüksek bir bağımlılığının yarattığı tehdit edici sonuçları ortaya koymuştur.
1970'li yılların başında kopan dolar-altın bağlantısından bu yana, uluslararası alanda rezerv para rolünü tek başına üstlenen ABD dolarının bu konumu artık daha fazla ve hızla güç kaybetmeye başlayacaktır.
Çin'in dünya ticaret hacminde, ithalatta ve ihracatta hızla büyüyen payı, doların bu konumunu zaten zorlamaktaydı.
Dünya ticaret hacmine ilişkin 2012 yılı sonuçları, Çin'in ilk sıraya yükseldiğini göstermişti.
Çin'in yükselişi
Çin'in öncülüğü konusundaki ilk işaret, 2012 yılı sonunda, dış ticaret hacmine ilişkin göstergelerden geldi.
Çin toplam dış ticaret hacminde ABD'yi geçmiş ve dünyanın en büyük dış ticaret hacmine sahip ülkesi olmuştu.
Çin'in 2012 yılı sonunda dış ticaret hacmi 3.865 milyar dolardı.
ABD ise 3.827 milyar dolar toplam dış ticaret hacminde kalmıştı.
Çin son iki yıldır ihracatta Almanya ve ABD'yi geri bırakıp ilk sıraya yerleşmişti.
Ancak ithalatının büyüklüğü nedeniyle toplam dış ticaret hacminde geride idi.
2012 yılında Çin'in ihracatı 2 trilyon doları aştı ve yakın takipçisi ile aradaki farkı 400 milyar dolara çıkarttı.
Bu arada Çin ithalatı da dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD ithalatına 2012 yılı sonunda yaklaştı.
Çin'in ihracatındaki artış ile birlikte ithalatındaki artışın sürmesi neticesinde, 2012 yılı sonunda dünya dış ticaret sıralamasında ilk sıraya çıktı.
Çin ve ABD'nin arkasında dünya ticaret hacmi sıralamasında 2.800 milyar dolar ile Almanya geliyor.
Çin ile arasındaki fark 1 trilyon dolara yakın.
2013 yılı dış ticaret yıllık sonuçları henüz belli değil.
Ancak Çin'in bu öncülüğünün sürdüğü tahmin ediliyor.
ABD & Çin
Dış ticaret hacmindeki bu değişim, dünya ticaretinde artan Çin payı ve Çin'in giderek daha çok sayıda ülke ile ticaretini dolar üzerinden değil, Çin parası, Renbinmi üzerinden gerçekleştirdiğini de biliyoruz.
Bu dengede, ABD'de yaşanan son "borç limiti-temerrüde düşme riski" olayının, Çin'in Renbinmi'nin rezerv para olarak daha yaygın kullanımını güncelleştirecektir.
Toplam ticaret hacmi göstergesinde bu sonuç iki ülke ABD-Çin karşılaştırmasında büyümenin yapısı açısından da önemli.
ABD'nin Gayri Safi Ulusal Hasılası 2012 sonunda 15.7 trilyon dolar olarak gerçekleşti.
Çin'in ise 2012 yılındaki %8.2 oranındaki büyümeden sonra 8.6 milyar dolara ulaştı.
2013 yılında 10 trilyon dolar sınırına yaklaşması bekleniyor.
Çin büyüklük olarak ABD ekonomisinin %55'i kadar.
Ancak toplam dış ticaret hacmi ABD'yi geçmiş durumda.
Şimdi bu değişimin sonuçlarının açık farkında olan ABD, AB'yi zorlayarak, yeni bir ortak ticaret anlaşması ile Çin'in yükselişine engel olmayı hedefliyor.
Nereye kadar
Batmayacak kadar büyük olmak, ABD ekonomisinde sürekli olarak borçlanma limitlerinin yükseltilmesini ve bağlı olarak rezerv para kullanımını sağlıyor.
ABD'nin dünya üzerindeki parasal hakimiyetini ayakta tutuyor ve ABD yönetimlerini büyük güç veriyor.
Ancak nereye kadar.
ABD üzerinden son yaşanan finansal belirsizliğin etkileri, geçmişteki örneklerine göre daha derin olacak.
Özelikle de "gelişmekte olan" olarak adlandırılan çevre ekonomilere etkisi, artan oranda belirsizlikler yaratması nedeniyle daha olumsuz olacak.
Bu ülkelere grubunda, kısa vadeli sermaye hareketlerine-sıcak paraya yüksek bağımlılığı nedeniyle bu belirsizliklerden, dalgalanmalardan en çok etkilenen ülke olan Türkiye, hedeflerini kaybetmiş bir konumda uzaktan izleyici durumunda.
Yön belirleme zamanı
Son iki yılda, nüfus artış hızından arındırılmış olarak, ortalama yıllık 1.7 büyüyebilmiş olan Türkiye 2014 yılında %4 büyüyebilirse, son üç yılın ortalamasını %2'ye çıkartmış olacak.
Son üç yılında yıllık ortalama %2 büyümüş olan Türkiye yola nasıl devam edecek.
Yön belirleyerek devam edecek.
Sıkça tekrarlıyoruz.
Türkiye için "yön belirleme" zamanındayız.
Ya "afyon bağımlığı yaratan sıcak para bağımlılığına" devam edeceğiz ve FED kararlarına, yabancı mali yatırımcının insafına Türk ekonomisini terk edeceğiz ya da sıkıntılı bir dönemi kendi bilinçli kararlarımızla yaşayacağız ve ulusal politikalara her alanda geri döneceğiz.
a45UyF587661-201307301451-10
Insanin ilk gorevi insan yetistirmektir.
Anonim Nasihat
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder