26 Aralık 2013 Perşembe

10-Putin'in 'Af' Açılımı - Nilgün Cerrahoğlu


Putin'in 'Af' Açılımı - Nilgün Cerrahoğlu 

Putin "affı" ile "Pussy Riot" kızları da serbest kaldı…

Putin, üçüncü devlet başkanlığı (Putin III) dönemindeki "imaj çürümesinden", muhaliflere bahşettiği "af manevrası" ile kurtulmayı amaçlıyor.

Kremlin'de 2024'e dek sarkabilecek "Putin-Medvedev modelinin" bunalttığı Rus muhalefeti; malum geçen yıl yollara dökülmüş, Rus liderin karizmasına çentik atmıştı.

Biri felsefeci, diğerleri gazeteci ve fotoğrafçı olan üç "Pussy Riot" kızının adlarını dünya ilk kez bu "Putin III" protestolarıyla duymuştu.

Putin'i devlet başkanlığına 3.kez taşıyan 2012 seçimleri arifesinde bu müthiş "Riot" ekibi, "Kızıl Meydan"da bir sürpriz konser hamlesi tertiplemiş, burada ilk defa Putin karşıtı şarkılarıyla dikkat çekmişlerdi.

Aynı yılın baharında benzeri bir konseri; Moskova'nın simge kilisesi "Kurtarıcı İsa Katedrali'nde" tekrarlamışlar, "Bakire Meryem, Tanrının anası, Putin'i defet, Putin'i defet, Putin'i defet" şarkısıyla dünya gündemine yerleşmişlerdi.

Kilise mihrabında söyledikleri "skandal şarkılarını" daha tamamlayamadan, alelacele tutuklanıp derdest edilen kızlar, ardından "iki yıl" hapisle cezalandırıldı.

Üç "punk"çı arasında "Katya" diye bilenen Yekaterina Samutseviç; avukatının maharetli müdafaasıyla "şartlı tahliye" alarak birkaç ayda çıktı.

23 yaşındaki felsefe öğrencisi Nadezhda Tolokonnikoca ("Nadia") ile gazetecilik eğitimi gören 25 yaşındaki Maria Alyokhina ise 21 ay yattı.

Hapiste ünlenen muhalifler

Putin zulümhanelerinde geçirdikleri dönemde de cezaevindeki açlık grevleri ve düşünür Slovok Zizek ile giriştikleri yazışmalarla Madonna, U2, Yoko Ono, Paul McCartney, Bruce Springsteen gibi müzik dünyasının önde gelen isimleri tarafından haklarında düzenlenen af kampanyalarıyla gündemden düşmeyen genç punkçılar, Putin'in başını ağrıtmaya devam etti.

Sibirya Gulagları'nda "Rusya'nın yeni Sakharov'u" olarak nam salan ve Putin affından yararlanan Hodorkovski bir yandan; demir parmaklıklar arkasında ünlerine ün katan "Pussy Riot" kızları diğer yandan…
bu şöhretli tutuklular "Putin III"ün kâbusuna dönüştü.

Sovyetler Birliği'ne kafa tuttuğu için sürgünde çile çeken Sakharov'a benzetilen Hodorkovski'ye karşılık; punkçı kızlarla da, gene Sovyet çalışma kamplarına gönderilen Nobelli şair Joseph Brodsky arasında benzerlik kuruluyordu…

Mutlak iktidarın güç zehirlenmesine uğrayan Putin; 10 yılını hapiste çürüten Hodorkovski ile medyatik "Pussy Riot"un, Rusya'nın imaj kaybında etkili olduğunu düşünmüş olmalı ki, bu"VIP" muhalifleri salmaya karar verdi…

21 Aralık yazımda da belirttiğim gibi Putin'in sürpriz kararında Batılı liderlerin "Soçi kış olimpiyatlarını" boykot etme çıkışı etkili oldu.

Soçi için 50 milyar dolar harcayan ve etkinliği devasa bir PR olarak planlayan Rus lider; kış olimpiyatının açılışını boş protokole yapmak fikrinden ürktü.

Parlak olmayan Rus ekonomisine ayrıca Batı yatırımlarını çekebilmek maksadıyla "açılım jestine" ihtiyaç duyan Rus devlet başkanı, "sopa politikasından" ani U dönüşle bu yüzden muhalifler için "havuç-sopa taktiğine" başvurdu.

'Özgürlüğün varlığı ile yokluğu'

Ancak bu "Pussy Riot"u tatmin etmedi.
Özgürlüğü henüz yeni tadan "Pussy Riot" kızları hapishaneyi terk ederken Putin'in taktiğini yutmadıklarını, aslında hiçbir şeyin gerçekte değişmediğini söyledi.

Putin affının bir "orta oyunu" ile "reklam" olduğunu beyan eden ve bu reklam aracına dönüşmüş olmaktan nefret ettiklerini söyleyen Maria, "Bana seçenek tanınsaydı; bu aftan yararlanmamayı tercih ederdim"dedi.

Maria gibi Nadia da hapis çıkışında ağır konuşarak "Çar"a meydan okudu ve Soçi için damardan AB boykotu istedi.

"Bu totaliter sistemi benim gibi içerden, hapisten tanıyan birini hiçbir şey artık yıldıramaz" diye konuşan Nadia, "Putin Rusya'dan dışarı!" sloganını attı ve "Ülke baştan sona bir cezaevi modeli üzerine kurulu" dedi.
Ardından da ekledi:

"Özgürlüğün varlığı ile yokluğu arasındaki sınırlar bu ülkede çok ince.
Hapiste kalanlar için bundan böyle elimden gelen her şeyi yapacağım!"

Yurtdışına gitmeyi hiç düşünmediğini belirten "Pussy Riot"un "felsefe öğrencisi" üyesi; "Gitmek onurlu olmaz" diye sözünü sürdürdü: "Ülkeyi işgal edenler, meydanı onlara bırakmamızı hak etmiyor!"

Putin karşıtı gösterilerde alınarak tutuklananların sadece yüzde 10'unun serbest bırakıldığını ifade eden Nadia ile Maria; "insan hakları" ve "siyasi tutuklulara yardım" için bir STK kurmayı planladıklarını belirtti.
Ayrıca katedralde yarım kalan şarkılarını da tamamlayacaklarını söylediler.

Pussy Riot kızlarının "dik duruşu", haliyle çok prim yaptı.

Buna karşın hapisten çıkar çıkmaz soluğu Berlin'de alan ve burada, Rus Çarı II.
Nikola'nın vaktiyle Kaiser tarafından ağırlandığı asırlık "Adlon Oteli'ne" yerleşen sabık oligark Hodorkovski'nin; "Güç mücadelesiyle artık ilgilenmeyeceğine" dair demeçleri düş kırıklığı yarattı…

"Zulümhane modeli" üzerinde yükselen ülkelerde, bazen yıllar boyu hapis yatmak dahi kahraman olmaya yetmiyor.

Hapisten çıkarken söylenenler ve yapılanlar da en az hapis yılları kadar önemli…

Pussy Riot'un özgürlüğe adım atarken yaptığı ilk beyanlar, Hodorkovski'nin Sibirya Gulagları'nda geçirdiği on uzun yılı ilk günden gölgeledi.


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Cocuklar uyuya uyuya buyur, yaslilar uyuya uyuya olur.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder