Bak gördün mü, şimdi?
Bu aydın da halka balans ayarı çekmiş...
Saygısız, halktan kopuk aydınlardan bir örnek daha.
Doğrusu nedir, ne yapmak lazım peki?
Halkı okkalayacaksın, sürekli.
Asla yanlışlardan, hatalardan bahsetmeyeceksin.
Anahtar nokta:
Halkın zaaflarını tesbit edeceksin, onları kullanacaksın.
Misal dini hassasiyetleri mi var, dibine kadar dindar olacaksın, en önde duracak, her lafını din adına yapacaksın.
Kişileri, olayları günah, sevap ölçeğinde tartacaksın.
Bazılarını kafir, bazılarını salih Müslüman ilan edeceksin.
Dindarların ne kadar ezildiğini, zulme uğradığını söyleyecek, bu zarar ve ziyanın tazminini isteyeceksin.
Misal etnik hassasiyetleri mi var, bu durumda halkın ne kadar ezildiğini, mağdur edildiğini, herkesin zalim, bir onların mağdur olduğunu haykıracaksın.
Tazminat, ayrıcalık, haklar isteyeceksin.
İsyanı hakkını ve isyanı savunacaksın.
Karşı duranı zalim, insanlık dışı, insanlık suçlusu ilan edeceksin.
Herkesin hoşuna gidecek, halkçı olacaksın.
Her zaman çoğunluktan yana olacak, azınlıkları haksız sayacaksın.
Hiçbir zaman çoğunluğun gücüne gidecek laflar etmeyeceksin.
Şirretin ardında duracak, sessiz duranı aşağılayacaksın.
Reçete budur.
Oraj POYRAZ
BEKİR COŞKUN : AKILLI OL!
Tanrı'nın insana gönderdiği en kutsal şey kitaplar değildir...
Akıldır...
Uygar dünyayı yöneten demokrasi kutsal kitaplarda yoktu...
Sınıfların eşitliği, bedenin dokunulmazlığı, kadın hakları, insan
hakları, laiklik, evrensel hukuk...
Ne kullandığımız takvimler, ne de organ nakilleri, ne radyo dalgaları,
ne antibiyotikler, ne bilgisayarlar...
Hiçbirisi kitaplarla gelmedi...
Akılla geldi...
*
Tanrı'nın insana verdiği en mübarek şey:
Akıl...
Onu sana veren işlesin diye verdi ya...
*
Şu haline bak...
Dünyanın en en bereketli topraklarının üzerinde yarı tok, yarı açsın...
Ve dünyanın en katmer katmer kültürü üzerinde üretimden, teknolojiden,
sanattan, bilgi zenginliklerinden yoksun...
Üzerindeki ceketin modelinden...
Ayağındaki pabucun astarından...
Gözündeki gözlüğün çerçevesinden...
Bindiğin arabadan...
Bereket beklediğin traktöründen ununu veren değirmenine kadar...
Bir teki olsun senin değil...
Aklını kullananların eseri...
*
Şeker şurubundan bal, patatesten tereyağı, benzinden votka yaptın da
dünya kimyacıları şaşırdılar...
Ama bir ağrı kesici yapamadın...
Canın mı sıkıldı bu işlere, al bir Alman hapı...
Ve daya sırtını Rus doğalgazlı peteğe, geçer...
*
En çok beslenme eksikliğinden çocuğun öldüğü...
En çok işçinin çalışırken yaşamını yitirdiği...
En çok annenin doğumda can verdiği...
En çok kadının bıçaklandığı...
En çok gencin intihar ettiği ülkenin bireyisin...
Neden?..
Dört yanın ateş...
Kurşunlar vızır vızır...
Kan gölü içindesin...
Çocuklarını alıyorlar elinden...
Aklın ermiyor...
*
Ne diyeyim...
Aç gözünü artık...
Yol ver Allah'ın verdiği akla...
Takılma şu yobazların peşine, bin senedir geldiğin yeri artık gör...
*
Niye evde öyle söylenip durduğunu biliyor musun?..
Çünkü aklın dahi senden şikâyetçi...
"EŞEK ÂLİM OLMAZ SU TAŞIMAKLA TEKKEYE,
İNSAN ADAM OLMAZ GİTMEK İLE MEKKE'YE "
BEKİR COŞKUN
a45UyF587661-201307301451-undefined
Ask ?sabir'dir belki, ama asla ?tahammul' degil..
Can DUNDAR
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder