Karnından konuşuyor.
Ben konuya farklı tarafından gireyim.
İngiliz şöyle yapmış.
Amerikalı böyle yapmış.
Rus Kırım'ı ilhak etmiş.
Türkiyenin yıldızı bunlardan dolayı parlıyormuş.
Peki soruyorum.
Bütün bu olup bitenlerde Türk(!?)iye'nin bir dahli var mı?
Bir master plan, bir strateji var mı?
Açıkça söyleyeyim.
Ortada deliğe süpürülmemek için didinen bir Başbakan var.
Yanında adeta uzaktan kumanda cihazı gibi Amerikalı oligarkların elinin altında bir Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity) var.
Aynı şekilde küresel zenginlerin planlarından kendine pay çıkaran Kürt entelijensiyası var.
Ülkenin bütün varlıkları küresel oligarkların elinde.
Politikasıdan, sanayiie , ekonomiden, dış politikaya kadar yabancı güçlere teslim edilmemiş tek işimiz yok.
Ve biz kendi kendimize hayal kuruyoruz.
Ve kendi kendimize mastürbasyon yapıyoruz.
Kelimenin tam anlamıyla mastürbasyon.
Üremeye ve başka hiçbir amaca katkısı olmayan bir iş.
Hiçbir planı biz yapmadık.
Hiçbir plan için yatırım yapmadık.
Her şey önümüze hazır geliyor.
Biz ya kabul ediyoruz, ya da kabul ediyoruz.
Kabul etmekten başka yaptığımız bir şey yok.
Peki soruyorum.
Biz neyiz, ne istiyoruz, ne yapıyoruz?
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
12'den vurdular
BEKİR HAZAR Diğer Yazılarıtümü
Kendisi İngiltere'de Belediye Başkanı.
London City'nin başkanlık koltuğunda oturuyor.
Allah Allah bu işte bir tuhaflık var.
Zira Londra'da bir Belediye Başkanı daha var.
Onun adı da Boris Johnson.
Boris bize hiç yabancı değil. "Ben Ali Kemal'in torunuyum" diye açıkladı.
New York Times'a kadar haber oldu bu açıklamasıyla.
Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkan, İngilizler'e direnmenin yanlış olduğunu Peyami Sabah gazetesinde dile getiren adamdı Ali Kemal.
İngiltere'ye gitmiş, Jön Türk olarak geri dönmüş, sonra da pişman olmuştu.
Onun torunu Boris Johnson, Londra Belediye Başkanı ise Fiona Wolf kimdi.
O nasıl oluyor da London City'nin Belediye başkanı oluyordu?
Bu sorunun cevabı İngiliz AKLI'nda yatıyor.
Efendim Fiona Wolf'un Belediye Başkanı olduğu London City bir belde veya ilçe değil. Temsili bir belediye başkanlığı inşa etti İngilizler.
Londra'nın Finans merkezi olarak uluslararası alanda tanıtımı yapılması için böyle bir temsili Belediye Başkanlığı uydurdular.
Her yıl bir yıllığına gönüllü başkanlar seçiyorlar. "Dünyanın Finans Merkezi Londra"dır diyerek yollara çıkıyor bu temsili başkanlar.
Birkaç gün önce de Türkiye'ye geldi bu son TEMSİLİ başkan Fiona Wolf.
BİRLEŞİK KRALLIK YATIRIM ve TİCARET ZİRVESİ'ne katıldı İstanbul'da.
Türkiye'de Maşallah 2000 İngiliz şirketi iş yapıyor. Türk işadamları da bu zirveye koştu. Fiona Wolf Hanım biraz ağladı bu toplantıda.
2013'te New York Finans Merkezi, Londra'yı sollamış. "Bu yıl biz geçeceğiz" diyor.
Kırım meselesi yüzünden Rusya'daki yatırımcılar bu ülkeden kaçıyor.
İşte Rusya'dan kaçan yatırımcılar Türkiye'ye koşuyormuş.
Fiona Wolf hanım "İstanbul hızla Finans Merkezi oluyor" diyor.
Avrupa ile Ortadoğu ve Asya piyasaları arasında finans merkezi açısından büyük boşluk var.
İngiliz Fiona Wolf'a göre bu boşluğu İstanbul doldurmaya en yakın aday.
Onun için atlamış taa Londra'dan İstanbul'a koşmuş.
Bizimkilere "Aman beraber çalışalım" diyor. "İSLAMİ SERMAYE" hanımefendiyi acayip heyecanlandırıyormuş.
Ancak bu Ortadoğu'da gidecek yer arayan İslami sermayeye en yakın ülke Türkiye imiş. Dile kolay milyarlarca dolarlık bir finans akışı söz konusu.
Öyle diyor Fiona Wolf.
Üç yıldır Londra'dan temsili London City Finans Merkezi belediye başkanları koşa koşa Türkiye'ye geliyor.
PARA'nın kokusu İngilizler'i İstanbul sevdalısı yaptı. Adamların büyük sıkıntısı var.
Çünkü karşılarında bu parayı paylaşmak istemeyen, ilk defa diklenen bir hükümet var. Onun içindir ki Gezi Parkı olaylarına büyük destek verdiler.
İngiltere elçiliğinde çalışanların eşlerine KIRMIZI giydirerek "Biz de Gezici'yiz" dediler iştahla.
Onun içindir İngiliz medyası topluca hücuma geçti ANKARA'ya.
İndirme edebiyatının altında sadece ve sadece PARA var.
Ve bu edebiyata HİZMET eden herkes de Londra'ya çalışıyor farkında değil. İngilizler hep 12'den vurur.
Londra Belediye Başkanı Johnson'un dedesi Ali Kemal'i linç edip bir sokağa astılar. Çünkü o sokaktan İnönü geçecekti.
Lozan Barış Antlaşması'na gidecekti..
Ve Lozan'a giderken Ali Kemal'in asılı cesedini gördü İnönü.
Sonra gidip Lozan'da imzayı bastı.
Tam 12 milyon km kare toprağımız vardı Lozan'a gidilirken. 0.87 milyon km kare ile döndü oradan İnönü. Bir bile değil...
12 milyon metre karede bile 12'den vurdular.
Ve bize bayram diye 0.87'yi kutlattılar.
Şimdi de İstanbul Finans Merkezi'ni almak istiyorlar.
Ve her yerden bizimkilerle saldırıyorlar.
Özeti bu!!!
__._,_.___
__,_._,___
Dusunce supheyle baslar. Dusunce, tezatlariyla butundur. Zit fikirlere kulaklarimizi tikamak, kendimizi hataya mahkum etmek degil midir?
Acilari dev aynasinda buyuten rezil bir hassasiyetim var.
Hepimiz sefil birer kuklayiz. Tek gucumuz: intibak kabiliyeti.
Cemil Meric - Jurnal
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder