Peygamberler yalan söylemezler. Kendi çıkarlarını gözetmezler.
Sayın Şahin,
Çok güzel olmuş.
Cevabı siz vermişsiniz.
Kıyaslama imkanı yoktur.
Bu kadar.
Kalp gözü, ilham, sezgi, sağduyu falan.
Bunlar geçmişte ve bu gün peygamberliğini iddia edenlerin hepsinin birden sınanabilir olmadığının ikrarıdır.
Gerçekte peygamberliğini ilan edenlerden kimlerin peygamber kimlerin şizofren olduğunu anlamak mümkün değildir.
Oraj POYRAZ
On 10.04.2014 11:13, ahmet dogan Simsek wrote:
Aşağıdaki yazıya verdiğim cevap aşırı imla hatalarım yüzünden anlamlar karışmış. Düzelterek veriyorum
Oraj Bey
Peygamber Emindir, Gülen ise sahtekardır.
Kıyaslama imkanı yoktur
Kuran Mucizeler ile dolu son kitap ama siz bunu anlayamıyorsunuz çünkü siz Allah dan uzak iseniz o da sizi uzaklaştırır.Kafirlik insan nefsinin Allah karşıda kibirlenip kendisine tanrısal benlik izafe edip kendisini başına buyruk zannetmesidir. Bu da Allah'ı fark edecek hislerinin kendi refleksleri ile kapatılarak kendisini cezalandırmasının sonucudur. Bu durumu Allah Kuranda onların kalpleri mühürlüdür diye beyan etmektedir. Akıl Beyin denilen PC de yüklü bilgiler ile düşünüp analiz yapar. İnsana yaşadığı ortamda danışmanlık yapar. Bunu yaparken analizleri beyindeki bilgile ile sınırlı olunca beş duyu ile ulaşamadığı şeyleri anlayamaz. Mesela aşk, altıncı His, hissi kablel vuku, (Olayların olmadan önce bilme) De ja vu, Rüyalarında gezdiği mekanların var mı yok mu hangi zaman kesitine ait olduğu, kendi içinde mi yoksa çıkarak gidip dolaştığı yerler mi olduğu, İçinde ise o geniş alanların kendi içine nasıl sığdığı, Gerçek olan aşk hali, aklı yakıp yok edecek kadar kuvvetli ve seks ile alakası olmayan akıl ile izahı olmadığı için hala dünyada kimsenin sözler ile tam tarifini yapamadığı duygusal ve yaşanarak öğrenilebilecek bir haldir,
İnsan rüya gördüğüne göre, Peygamber tarafından bildirilen insanlar uykudadır ölünce uyanırlar bilgisi. Kişinin kim olduğu kolu bacağı gözü kulağı eksilse bile hala aynı kimliği taşıdığı ve ölünce ona hala Ahmet değil neden Ahmet'in cenazesi denildiği. Ahmet'in ne olduğu.nereye gittiği..... Mesela benim daha çocukluğumda sorduğun oda da lamba yanarken aydınlık ve düğmeyi kapattığın anda neden aydınlığın biraz daha sürmeyip aynı anı seyyale içinde yok olmasının nedeni nedir.
Bulabildiğim cevap zamanda bir an ileri gittiğimizde aydınlık odanın bir anı seyyale zamanda geride kaldığı ve belki de o odada o ışığın hala yanmakta olduğu gibi bir cevaptı. Bunu yetmiş yıl kadar geri gidersek henüz ülkemizde zamanın bir boyut olduğuna dair bilgiler halk tarafından hayal bile edilmiyordu. Bu karanlık olan odanın uzun bir yılanın çok ince iki yatay kesiti gibi zamanda ki ince bir mekan dilimi olduğu ve o mekanın zaman içindeki durumuna zaman dışından baksak bazı kesimleri ışıklı bazı kesimleri karanlık olan başı sonu belli olmayan yılan gibi bir şeyin ortaya çıkacağını düşünürdüm..
O zamanlar solucan delikleri ve kara delikler henüz bilinmiyordu.
Yani merak ilmin hocasıdır. Arayan bulur. Bilen (Bildiğini zanneden) aramaz. Aramayan bildiği ile sınırlı kalır. Bilen öğrenmez öğrendiği konunun o kesiti ile kendisini sınırlar. Artık içine kapandığı şey çok bilmişlik yani aslında pek az bilgi ile sınırlanmışlıktır. Allah yoktur. yok olduğunu nereden bildiğinin de cevabı yoktur. materyalistlerin ölü zannettiği tabiatın kayaların her zerresi içinde nice galaksiler güneşler ve o güneşlerin farklı boyutlara açılan elektronlardan saniye güneşi etrafında üç yüz bin devir yapıp bizim zamanımızla göz açıp kapayana kadar mesela üç dört saniyede orada bir milyon yıl geçmektedir. Kafirlik de bir iddiaya dönüşmüş bir inat vardır ve o inat merakı ya kör etmiş ya da öldürmüştür ya da vücut aleminde zindana atıp sesini kıstırmıştır.
Sen kendini sen sanırsın ama aslında bir deniz süngeri gibi trilyonlarca başka canlı türlerinin mikro kozmos da bir araya gelip oluşturduğu çok büyük ve çok nüfuslu bir kolonisin aslında sen.
Sen o koloninin sultanısın. Akılda senin vezirin dir. O maddi yönünden söz ettiğimiz vücudunun maddi boyutta görünen kısmı buz dağının görünen kısmıdır.O koloni de nice canlı türleri kendi bilinç ve ruh alanlarında yaşayıp gitmektedirler. Kalbinden bir kara delik gibi başka boyutlara açılan kapılardan o koloniye hayat ruh vs. ve bilemediğimiz başka şeyler gelmekte, o kolonide her gün yüz binlerce ölünün cenazesi bu dış aleme atılırken onlardaki hayat cevheri kalp de ki ak yada kara deliğe düşüp başka aleme geçerken maddi tarafta doğan yeni hücrelere ve yeni canlılara yine o kalp den açılan kapıdan hayat gelmektedir. Bizde evrendeki bazı ömürlerini tamamlamış yıldızlar gibi içimize çöküp (Atomlarımız çekirdekleri elektronları arasındaki boşluklar yok olup bir araya geldiği anlamında içine çökmek tabiri kullanılmıştır) kalp de ki kapılardan bir kara deliğe giderken oradaki başka boyutlardan bize açılan bir beyaz cüce kaynağından gelen hayat akışı kesileceğinden yada değişeceğinden bizim olan o beden kolonisi de kabir içinde her hücre farklı yerde çöküp farklı, ileri de Allah onları bir araya toplayacağı zamana kadar mikro kozmosun da yok mu var mı olup bilemediğimiz bir yerlere gitmekte akıp gelmektedir. Küfür insanın kendisini bir anının trilyonlarca galaksi yılı süreceği bir karanlığa veya ateş alemine atmasıdır.
Bu kadar ile keselim.
A.D.Şimşek
From: Oraj POYRAZ <oraj.poyraz@openmail.cc>;
To: Siyasetmeydani GURUP <SiyasetMeydani@yahoogroups.com
Ben de bunu anlamıyorum.
Benzer sözleri Hz. Muhammed söylediğinde bir sıkıntı yok.
Fettullah Gülen söylediğinde akıl hastası diyorsunuz.
Şu dünyada tanrıyla güreştiğini söyleyen peygamberler görüldü.
Tanrıyla birebir karşı karşıya gelip hasbıhal ettiğini söyleyenler de oldu.
Bazıları tanrıyla karşı karşıya gelmeyi uygun görmedi onlar da meleklerle görüştüler.
Görüşmeler kimi zaman uyanıkken yüz yüze oldu, bazen de rüyada oldu, bazen de hülya şeklinde oldu.
Tanrı emrettiği için evladını kesmeye kalkan da oldu.
Tanrının bir şekilde bir bakireyi kendi dölüyle hamile bırakıp, kendi doğumunu sağladığını söyleyenler de oldu.
Daha neler, neler?!
Ne fark var?
Her ikisinin de sözlerinin kendilerinden başka güvencesi yok.
Her ikisinin de sabit kanıtları yok.
Şahitleri yok.
Birisi peygamber oluyor, öbürü meczup.
Bu durumda diğer peygamberlerin, ya da bir başka bakışla da meczupların hakkı yenmiş olmuyor mu?
Hasan Mezarcının da hakkını yemiş olmuyor musunuz?
Adnan Hoca var bir de, adama şizofren diyoruz?
Gerçekle bağını koparmış, paranoid hezeyanları var diyoruz.
Ya Adnan Hoca gerçekten Allah'la bağlantı kurduysa?
Ne olacak bu durumda?zaryop:jaro
Kafamizdan gecenleri bilselerdi, hicbirimizin basi yerinde kalmazdi.
Anatole france
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
__._,_.___
__,_._,___
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder