TEVBE-5, TEVBE Suresi 5. ayet için Kuran Meallerini Kıyasla
Müslümanlık nedir, nasıl birşeydir? Bunu uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok. Müslümanlık günümüz dünyasında ne görüyorsanız o'dur. Gerisi laf salatasıdır. |
(9/TEVBE-5: Allah'ın savaşı haram kıldığı aylar çıkınca, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler, isyandan vazgeçerek Allah'a itaate yönelirler, namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan âşikâre kılarlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.) 2015 yılı itibariyle doğrudan askeri işgal altında, ya da idari, askeri, ekonomik vesayet altında olmayan tek bir Müslüman toplum yoktur. (O.P.) |
At-Tawbah-5 Aklıma, ruhuma, vicdanıma, sezgilerime uymayan şey din değildir. (O.P.) |
АТ-ТАУБА-5 Sponsor Bağlantı:
TEVBE-5, TEVBE Suresi 5. ayet için Kuran Meallerini Kıyasla
TEVBE-5 için 39 meâl bulundu. Ahmet Tekin(9/TEVBE-5: Allah'ın savaşı haram kıldığı aylar çıkınca, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler, isyandan vazgeçerek Allah'a itaate yönelirler, namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan âşikâre kılarlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.)
فَإِذَا انسَلَخَ الأَشْهُرُ الْحُرُمُ فَاقْتُلُواْ الْمُشْرِكِينَ حَيْثُ وَجَدتُّمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَاحْصُرُوهُمْ وَاقْعُدُواْ لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَإِن تَابُواْ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَآتَوُاْ الزَّكَاةَ فَخَلُّواْ سَبِيلَهُمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Fe izânselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak'udû lehum kulle marsad (marsadin), fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).
1. | fe izânseleha (fe izâ inseleha) | : artık, sona erdiği, geçtiği zaman |
2. | el eşhuru el hurumu | : haram aylar |
3. | faktulû (fe uktulû) | : artık öldürün, savaşın |
4. | el muşrikîne | : müşrikler |
5. | haysu | : yerde, nerede |
6. | vecedtumû-hum | : onlara rastladınız, buldunuz |
7. | ve huzû-hum | : ve onları alın, yakalayın |
8. | vahsurû-hum (ve uhsurû-hum) | : ve onları kuşatın, muhasara edin |
9. | vak'udû(ve uk'udû) | : ve oturun |
10. | lehum | : onların |
11. | kulle marsadin | : gözetleme yerlerinin hepsi |
12. | fe in | : o zaman, artık, bundan sonra eğer |
13. | tâbû | : tövbe ettiler |
14. | ve ekâmû es salâte | : ve namazı ikâme ettiler |
15. | ve âtû ez zekâte | : ve zekâtı verdiler |
16. | fe hallû | : o taktirde serbest bırakın |
17. | sebîle-hum | : onların yolu |
18. | inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
19. | gafûrun | : gafurdur, mağfiret edendir |
20. | rahîmun | : rahîm, rahmet nuru gönderen |
İmam İskender Ali Mihr: Böylece haram aylar çıktığı zaman artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün ve onları yakalayın ve onları muhasara edin (kuşatın). Gözetleme yerlerinin hepsine oturun (onları gözaltında tutun). Bundan sonra eğer tövbe ederlerse ve namaz kılar ve zekât verirlerse o taktirde onların yolunu serbest bırakın. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahîm'dir.
Diyanet İşleri: Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Abdulbaki Gölpınarlı: Harâm aylar çıkınca müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, kuşatın, hapsedin onları, gelip geçecekleri bütün yolları tutun. Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse bırakın onları, şüphe yok ki Allah suçları örter, rahîmdir.
Abdullah Parlıyan: Ve bu ölçülere uyularak geçirilen haram aylar sona erince, Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıranları, nerede kıstırırsanız öldürün, esir olarak yakalayın, size düşman olan orduları, çevirip kuşatın, savaş durumunda yapılması gerekli ne varsa, herşeyi yapın, yani gözetlenebilecek her yerde bekleyip, gözetleyin onları. Ama eğer dönüp, tevbe ederlerse, tevbe ve imanlarının gereği namazı kılarlar, zekatı da verirlerse, artık yollarını serbest bırakın gitsinler. Çünkü Allah, çok bağışlayan ve çok acıyandır.
Adem Uğur: Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.
HİDAYETİ GİZLEYENLER RAPORLARI
Hidayet; insan ruhunun yaşarken Allah'a ulaşmasıdır. Hidayet, İslâm'ın en önemli kavramıdır. Çünkü bir insan ancak Allah'a ulaşmayı dilerse, Allahû Tealâ'nın cennetine girmeye hak kazanabilir. Hidayeti gizleyenler, Kur'ân'ın aslında olan "O'na ulaşır", "Allah'a ulaşmak" gibi ifadeleri meâllerinde değiştirerek Allah'a ulaşmayı gizleyen kişilerdir.
Bu âyette "Sıratı Mustakîm" veya "Allah'a ulaştıran yol" tabirini kullanmamış tüm mütercimlerimiz HİDAYETİ GİZLEMİŞLERDİR. Sıratı Mustakîm doğru veya dosdoğru yol değildir. Sıratı Mustakîm; Allah'a...
Raporun devamı... Ahmed Hulusi: Haram aylar bitince, (anlaşmayı bozup size saldıran) müşrikleri nerede bulursanız öldürün; onları yakalayıp esir alın; onların yollarını gözetleyip, geçitleri kontrol altına alın! Eğer tövbe eder, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse o takdirde yollarını açın. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin: Allah'ın savaşı haram kıldığı aylar çıkınca, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, bütün geçit başlarını tutun.
Eğer tevbe ederler, isyandan vazgeçerek Allah'a itaate yönelirler, namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan âşikâre kılarlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol: Haram aylar çıktıktan sonra müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutun, hapsedin ve bütün gözetleme yerlerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah bağışlayıcı, rahmet edicidir.
Ali Bulaç: Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz: O haram olan aylar (Zilhicce, Muharrem, Safer, Rebiul'evvel) çıktığı zaman, artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün; onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve onların geçit yerlerini tutun. Eğer tevbe ederler, namaz kılıp zekâtlarını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Ali Ünal: Kendilerine tanınan ve onlara saldırmanın anlaşma gereği Haram Aylar'daki gibi haram olduğu dört aylık süre dolunca, artık (anlaşmalarında durmayan) o muharip müşriklere savaş açıp onları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, serbest hareket etmelerine izin vermeyin; geçebilecekleri yolları ve geçitleri tutup kendilerini kontrol altında bulundurun. Fakat tevbe edip İslâm'a teslim olur, namazı kılar ve zekâtı da verirlerse, yollarını açın. Hiç şüphesiz Allah, günahları pek çok bağışlayandır; (bilhassa tevbe ile Kendisine yönelen kullarına karşı) hususî rahmet ve merhameti pek bol olandır.
Bayraktar Bayraklı: Haram aylar çıkınca sizinle savaşan müşrikleri bulduğunuz yerde öldürünüz; onları yakalayınız; onları hapsediniz ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyiniz. Eğer tövbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse, artık onları serbest bırakınız. Allah affedendir; merhamet edendir.[166]
Bekir Sadak: Hurmetli aylar cikinca, puta tapanlari buldugunuz yerde oldurun; onlari yakalayip hapsedin; her gozetleme yerinde onlari bekleyin. Eger tevbe eder, namaz kilar ve zekat verirlerse yollarini serbest birakin. Dogrusu Allah bagislar ve merhamet eder.
Celal Yıldırım: Haram Aylan çıkınca artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün ; yakalayıp tutuklayın ; gelip geçecek bütün gözetleme yollarını tutun. Tevbe eder. namaz kılar ve zekât verirlerse onları serbest bırakın gitsinler. Çünkü Allah şüphesiz çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Cemal Külünkoğlu: Haram aylar (Zilhicce, Muharrem, Safer, Rebiul'evvel) bitince; (antlaşmaya ihanet eden ve öldürmek niyetiyle size saldıran) müşrikleri kıstırdığınız yerde katledin. Onları(n bir kısmını) yakalayın (esir alın) ve hapsedin. Her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve zekât verirlerse kendilerini serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski): Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.
Diyanet Vakfi: Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.
Edip Yüksel: Kutsal aylar çıkınca, (hâlâ barışa yanaşmıyorlarsa) o putperestleri yakaladığınız yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın ve her hareketlerini izleyin. Tevbe edip namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır: O haram olan aylar çıktımı artık o bir müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, habsedin ve bütün geçid başlarını tutun, eğer tevbe ederler ve namaz kılıb zekâtı verirlerse sebillerini tahliye edin, çünkü Allah gafur, rahîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş): O haram aylar çıkınca artık müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun! Eğer tevbe edip namaz kılar ve zekatı verirlerse, onları serbest bırakın; çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Gültekin Onan: Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Tanrı, bağışlayandır, esirgeyendir.
Harun Yıldırım: O haram aylar çıkınca artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, onları kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesiptutun. Eğer tevbe edip namaz kılar ve zekât verirlerse, yollarını serbest bırakın. Gerçekten Allah Ğafûr'dur, Rahîm'dir.
Hasan Basri Çantay: (Dokunulması) haram olan o aylar çıkdığı zaman artık o müşrikleri, onları nerede bulursanız, öldürün, onları (esîr olarak) yakalayın, onları habsedin, onların bütün geçid yerlerini tutun. Eğer tevbe ederler, (tevbelerini ve îmanlarını tasdıyk için) namaz kılarlar, zekât verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah çor yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat: Fakat haram aylar çıktığı zaman, artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın ve kendilerini (kaçmalarını önleyerek) hapsedin; her gözetleme(ve geçit) yerine onlar(ı bulundukları yerden çıkartmamak) için oturun (o kavşakları tutun)! Fakat tevbe ederler, namazı hakkıyla edâ ederler ve zekâtı verirlerse, artık yollarını serbest bırakın! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir: Haram aylar çıkınca; artık müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın ve hapsedin. Her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe ederler; namaz kılar, zekat verirlerse; yollarını serbest bırakın. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
Kadri Çelik: Hürmetli aylar çıkınca, şirk koşanları bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse yollarını açıverin. Doğrusu Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.
Muhammed Esed: Ve (bu ölçülere uyarak geçirilen) haram aylar sona erince artık nerede kıstırırsanız öldürün müşrikleri; tutsak edin; çevirip kuşatın; gözetlenebilecek her yerde bekleyip gözetleyin onları. Ama eğer dönüp tevbe ederler, salata katılırlar ve arındırıcı yükümlülükleri yerine getirirlerse, artık bırakın yollarına gitsinler: Çünkü, her halükarda Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.
Mustafa İslamoğlu: Ve (bu) yasak (kapsamındaki) aylar çıktığında, artık müşrikleri tuttuğunuz yerde öldürün; yakalayın, çepeçevre kuşatın, onları her gözetim noktasına kurulup gözetleyin! Fakat eğer onlar tevbe eder, namazı istikametle eda eder ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi kabul ederlerse, işte o zaman bırakın yakalarını! Unutmayın ki Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen: Artık haram olan aylar çıkınca, (o diğer) müşrikleri nerede bulursanız öldürünüz ve onları yakalayınız ve onları hapsediniz ve onlar için bütün geçit yerlerine oturunuz. Fakat tevbe ederler, namaz kılarlar, zekâtı da verirlerse artık yollarını açık bırakınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt: Haram aylar çıkınca artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayın, hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse onları serbest bırakın. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş: Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah, bağışlar ve merhamet eder.
Sadık Türkmen: Haram aylar (dört aylık süre) bitince, (antlaşmalarına aykırı hareket etmiş olan) o müşrikleri, artık bulduğunuz yerde etkisiz hale getirin, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer bu saldırganlar/teröristler; tövbe ettiklerinin kanıtı olarak, namazı kılıp (eğitim ve öğretime katılıp), (çalışıp üreterek) zekâtı da verirlerse, (uygun bir süre sonra) kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah; çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Seyyid Kutub: Haram aylar geçince müşrikleri bulduğunuz yerde öldürünüz, yakalayıp hapsediniz, bütün muhtemel geçitleri tutup onları gözetleyiniz. Eğer tevbe eder de namaz kılar ve zekât verirlerse onları salıveriniz. Hiç şüphesiz Allah affedici ve merhametlidir.
Suat Yıldırım: O halde, haram aylar çıkınca artık öbür müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, onların geçebileceği bütün geçit başlarını tutun. Eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onları serbest bırakın. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur).
Süleyman Ateş: Harâm aylar çıkınca (Allah'a) ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerinde otur(up) onları bekleyin. Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allâh bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran: Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekâtı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek: Haram aylar çıktığında, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, yakalayın, kuşatın, geçecekleri bütün yolları tutun. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse, onlara ilişmeyin. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk: O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
a45UyF587661-150723142359 Oraj Poyraz <cimcime@neomailbox.net>
2015/07/23 21:30 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
--
Toplumun butun isteklerini karsilayabilecek tek hukumet bicimi, butun halkin yonetime katildigi hukumettir; en kucuk kamu gorevine olsun katilim yararlidir; her alandaki katilma, toplumun genel gelisme duzeyinin elverdigi olcude genis olmalidir.
Bir tek kucuk kentten daha buyuk bir toplumda, kamu islerine herkes kisi olarak katilamayacagi icin, bundan mukemmel bir hukumetin ideal turunun temsili hukumet olacagi sonucu cikmaktadir
John Stuart Mill
Nihayet iftar saati geliyor, Muslumanimiz (Bu, biz de olabiliriz) sofraya oturuyor ve mukemmel bir yemek yiyor.
Istahinda hicbir kapanma yok.
Catlayincaya, patlayincaya, tiksirincaya kadar yiyor.
Yemekten sonra cayini icerken, ne olacak bu Muslumanlarin hali diyor.
Ne suurlu, ne merhametli, ne duygulu Musluman!..
Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.
Bana Adini Sor
11 Mart 2015
Gectigimiz gunlerde, bu tanitim yazisini yazmak icin 13 Mart ta vizyona girecek Bana Adini Sor un on gosterimindeydim. Biz unluler pek cok seyi halktan once gorme imkanina sahip oluyoruz ve bu harika bir duygu. Tabi unlu olmanin dezavantajlari da var. Yolda rahat rahat yuruyememe, gece kulubu cikisinda $ikistirilma, magazin basininin devamli takibinde olma gibi... Ama bunlar hic basima gelmedi nedense. Birileri benim unlu oldugumu bu insanlara soylemeli.
Bana Adini Sor bir ask hikayesi gibi basliyor. Yetistirme yurdundan iki yakin arkadas, Yasemin ve Hakan, yillarca hic ayrilmadan 30 lu yaslara yaklasmislar. Iliskileri dostluk gibi gorunse de, Yasemin Hakan i obur turlu de sevmektedir. Bir de hayatlarina Merve isimli biri girer. Ve ask ucgeni start alir.
Rahat rahat yayilmis cay ve kurabiyeler esliginde filmi seyrederken (biz unlulerin boyle bir ayricaligi var) Hakan in hal ve hareketleri yuzunden sinirlerim bozuldu. Yasemin (Ozge Borak) kendisini sevmesine ragmen Hakan bunu fark etmiyor. Ona adeta bir baci gozuyle bakiyor. Dikkat buyurun, baci gozuyle baktigi kisi Ozge Borak. Okuyucularimizin daha iyi anlamasi icin buyuk harflerle yazayim: OZGE BORAK. Hala bir seyler netlesmediyse google > search > Ozge Borak.
Bir insanin Ozge Borak a baci gozuyle bakabilmesi icin onun gercekten bacisi olmasi gerekir. Obur turlusu esyanin tabiatina aykiridir. Ama Hakan, tabiat kanunlariyla alay edercesine, skolastik bir zihin yapisiyla, Yasemin e sevgili gozuyle bakmiyor. Uc gunluk bes gunluk hadise degil, neredeyse 20 yil boyunca anlamamis Yasemin in kendisini sevdigini!
Hakan sen iyi misin? Iyi misin sen Hakan? Nasil hayatlar yasiyorsunuz siz ya? Bir kiz benden hoslanacak ve ben bunu fark etmeyecegim oyle mi? Ben boyle bir durumda en ufak ipucuna bile devasa anlamlar yuklerim. Otobuste akbilini uzattigim kiz bana gulumsese bundan mana cikaririm, dogacak cocuklarimiza isim dusunurum, arkadaslara hatunun teki pis yazdi bana derim. Nasil insanlarsiniz Hakan, anlamiyorum sizi Hakan, bu hoyratligi cozemiyorum Hakan.
Yaninda Ozge Borak varken bir de bu Hakan in hayatina Merve (Basak Parlak) giriyor. Kurban oldugum Allah verdikce veriyor. Kiza tam araba carpacakken Hakan kiza sarilarak kurtariyor, sonra firsat bu firsat deyip sarildikca sariliyor, Hakan amacini asiyor, Hakan hoyratlasiyor, Hakan capkinligin kitabini yaziyor. Vay arkadas. Biz ayni durumda kizi sarilarak kurtarsak yuru git pis herif, birak araba carpsin bana, dokunma sen der. Ama Hakan da seytan tuyu var.
Pek cok Turk gencinin bir sevgili bulamadan yillar gecirmesi iste bu Hakan lar yuzunden. Normalde evrende bir denge var. Dunyada ortalama her bir erkege bir kadin dusuyor. Ben niye yalnizim, benim hakkim nerede diye sizlaniyorsaniz, sizi Hakan la tanistirayim. Bravo Hakan, al Yasemin i de sen al, Merve yi de sen al, buyur Nebahat da senin olsun, genc adamsin Buse ve Ilknur da yaninda dursun. Biz kimiz ki? Kimiz ki biz?
Iste bu ask ucgenini, yer yer gulerek yer yer duygulanarak, cogunda Hakan a ofke dolu bakislarla izlerken filmin yarisindan sonra isler bambaska bir hal aliyor. Hikaye sadece bir ask hikayesi degilmis, tuhaf seyler oluyor. Vay arkadas neler donmus diyorsun, ama surprizini kacirmamak icin soyleyemem.
Son sozum Merve ye. Hakan seni arabanin onunden cekip kurtardiginda uzun uzun sarildiniz, sonra sana yemege cikmayi teklif etti ve kabul ettin. Yarin obur gun ayni durumda ayni hareketi ben yaparsam ve sen kabul etmezsen yakana yapisirim, samimiyetini sorgularim, rencide ederim. Haberin olsun.
http://beyinsizadam.net/turkiyede-bilim-neden-ilerlemiyor/
lukasaluka@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder