26 Temmuz 2015 Pazar

Savaş herkes için kötü bir kaderdir, Napolyon için bile. Yaz: Gördü ve öldürdü

Savaş herkes için kötü bir kaderdir, Napolyon için bile. Yaz: Gördü ve öldürdü 

Şans İngilizlerden yanadır. Ünlü komutanın belkemiği kırılmıştır. Napolyon Bonaparte'ın kaderi kötü huylu bir kâbusa dönüşürken, başkaları da bundan etkilenir. Geriye kısa hikâyeler kalır

26.07.2015 10:40 ERK ACARER erkacarer@birgun.net

Yaşlanmaya başladığı açıkça belli olan Napolyon, aynı zamanda da çok hasta ve yorgundur. Bunlar, yanlış bir savaş stratejisi kurgulamasının başlıca sebepleri olacaktır. Waterloo Savaşı'nın başlamasıyla birlikte, ışıl ışıl gökyüzü kapkara bulutlarla dolar. Aniden başlayan yağmur tüm olumsuzluklara tuz biber eker.

İngilizler, böylece çamura saplanıp hareket edemeyen Fransız topları üzerinden "alay eder gibi" atlayıp Napolyon'un tüm mevzilerini ele geçirirler. Ünlü komutanın belkemiği kırılmıştır.

Waterloo, onun için tam olarak sonun başlangıcı, kaderinin dönüş anıdır.

EN HUZURSUZ GECESİ...

Fransız komutan aslında savaştan bir önceki geceyi de, başına gelecekleri sezmiş gibi huzursuz bir biçimde geçir. Adeta, hayata, varoluşuna ve dahası kendi askerine düşman kesilmiştir.

O gece, "İngilizler pusuda, hiçbir siperden en küçük bir ışık huzmesi bile sızmayacak" diye emir verir. Ne var ki ordusunda görev yapan bir çavuş bu emrini dinlemez. Genç adam, nişanlısına titrek ve solgun mum ışığı altında mektup yazmakta, beyaz kâğıttan ülkesine renkli kelebekler uçurmaktadır. Satırlarında tutku, özlem ve aşk vardır:

"Senin için ölümü bile göze aldım. Eğer Napolyon benim ışık altında sana mektup yazdığımı görürse, bir an bile tereddüt etmeden beni öldürür. Ama sen buna değersin, sen ölüme bile değersin!"

"SON CÜMLELERİNİ YAZ"

Sipere yaklaşan karanlık gölgeyi iş işten geçtikten sonra fark eden yakışıklı askerin son cümleleri bunlar olmaz. Gelen Napolyon'dur! Çavuştan mektubunu isteyip onu soluksuz bir biçimde okur. Yüzündeki tebessüm yavaş yavaş donar, sonra da birden kaybolur...

Askerine, "Söylediklerimi yaz ve kâğıdı bana uzat" diye emreder.

Hiç itiraz etmeyen çavuş, eli titremeden yazar:

"Napolyon beni gördü ve öldürdü!"

Fransız komutan, mektubu çavuştan aldıktan sonra onu, özenle katlayıp üniformasının cebine koyar.

Sonra... Karanlığı bölen bir el silah sesi duyulur.

Woterloo, savaştan bir gece önce, kendi komutanı tarafından öldürülen askerin dramatik bir biçimde kendi el yazısıyla imzaladığı kaderidir!

AVRUPA'DA DİŞÇİLİK GELİŞİR

Avrupa'da dişçilik Woterloo Savaşı'yla birlikte gelişir. Savaştan sonra Avrupalı hekimler, yıllarca "Waterloo dişleri" olarak anılan doğal protezleri hastalarında kullanmışlardır.

Bunlar, "o savaşta" ölmüş genç ve sağlıklı askerlerin çenelerinden sökülüp alınan dişerdir.

Fransızların hezimete uğradığı savaştan kısa bir süre sonra, Paris'teki bir hekimin muayenehanesinden çıkan yaşlı adam, gördüğü ilk restoranın kapısını aralar.

Yıllar sonra hayatın tadını yeniden alacak, tabağındaki et yemeğini iştahla ve hiç zorlanmadan bitirecektir. Bunun için ise, Waterloo'da çarpışan kahramanına şükretmeyi ihmal etmeyecektir.

KADER

Aynı sırada, "aynı şehrin" banliyölerinden birinde yaşayan solgun ve kederli genç kızın gözyaşları belki de bininci kez okuduğu o mektubun satırlarını bir kez daha ıslatır...

"Napolyon beni gördü ve öldürdü!"

Waterloo, dişçiden çıkan o yaşlı adamla birlikte, umutsuz genç kızın da kaderidir!

Aynı günlerde, Napolyon Elbe Ada'sında sürgündedir.


a45UyF587661-150726130921 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/07/26  19:30 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Beni izlemeyi secen herkese gonulden tesekkurler.

Ugur DUNDAR

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) soyle dedi: Nebi ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
Bir kavim , kendilerine Cehennem atesi dokunduktan sonra simalari kirmizimsi siyah bir renkte olarak Cehennemden cikacak ve Cennete girecekler de Cennet ehli bunlara Cehennemlikler diye isim vereceklerdir buyurdu

( Buhari )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Musterek Etki (Joint Effect) :
Her ikisi de tek ve gizli nedenin sonuclari oldugu halde birinin digerinin nedeni oldugunun sanilmasi durumu.
Ornek 1:
Atesiniz var, bu nedenle vucudunuzda kirmizi lekeler olusmus.
(Gercekte, kizamik hastaligi ates ve kirmizi lekelere neden olmustur.)
Ornek 2:
Issizligin artmasi gelir dagiliminin daha da bozulmasina neden olmustur.
(Oysa, her ikisinin de nedeni uretim azligidir.)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder