Dünyanın sürdürülebilir şekilde en çok 2-2,5 milyar insanı destekleyebileceğine anlatan hesaplar var.
Yine bu hesaplara göre dünya nüfusunu bu rakama çekmek için nüfus azaltma projeleri yapan batılı düşünce kuruluşları var.
Ve doğal olarak zincirin en zayıf halkası olarak kara Afrika ve Müslümanlar seçilmiş durumda.
Hayır, kesinlikle bir komplo teorisinden bahsetmiyorum.
Bu gerçek.
Kara Afrikaya, Müslümanların çokça yaşadığı ülkelere bir bakın.
Iç savaşlar, işgaller, işbirlikçi hükumetler, ağır sömürü, etnik arındırma, göçler, sefalet.
Neden bu kadar kararlı ve istikrarlı bir şekilde bu ülkelerde yoğunlaşmış?
Bu bu kadar kararlı bir manzara tesadüf olabilir mi?
Benim düşüncem, Müslümanlar bu zorlamalara hem dönüşerek direnmeli.
Olması gereken dönüşüm için, eğer mümkünse İslamın kaynaklarına ve yorumlanma tarzına aklın ve bilimin öncelik taşıdığı yeni bir bakış getirmek gerekir.
Yok bu da mümkün değilse, terk etmek gerekir. Tertemiz bir sayfa açıp, arkaik bağlardan kurtulmak gerekir.
Böylesi bir dönüşüm Müslüman halklara batılılardan dahi daha fazla bir inovasyon kabiliyeti verecektir.
Tam bir Rönesans, Müslüman, Hristiyan herkes için kesin bir kurtuluş reçetesi.
İnsanlık ise bu yamyamca yaklaşımı terk etmeli.
En zayıf olanı bulup indirelim, onun kaynaklarına el koyalım, etini yiyelim, sütünü içelim, kılından ve tüyünden istifade edelim.
Bu olmaz.
Bu 2100 ve sonrasının insanlığında yer bulamaz.
Peki ya dünya ne olacak?
Dünyanın fiziki şartları tıpkı bir akvaryum gibi kontrol altında tutulacak, desteklenecek.
Dünyanın kendi iç dinamikleri 8 milyar ya da daha fazla insanı beslemeye, yaşatmaya yeterli değil.
Bu çok açık.
Ve her gün, her ay dünyanın azaldığını, yetersiz kaldığını görüyoruz.
Artık dünyanın uzak bir yeri yok.
Antarktika kıyılarına vurmuş çöp, atık, birikintiler var.
Artık Kuzey Kutbunda yaşayan hayvanların etlerinde ağır metal miktarları toksik miktarlarda ölçülebiliyor.
Artık okyanuslarda yer alan balık alanlarında hissedilebilir, ölçülebilir eksilmeler var.
İnsan ve doğa için en önemli olanlardan başlayarak bozulmuş ve giderek daha da bozulmakta olan parametreler restore edilmeli.
Atmosferik ve denizlerdeki CO2, endüstriyel kimyasallar, ağır metaller sanayii çağı öncesi oranlara çekilmeli.
Bunu tıpkı kente verilen suyun arındırılması gibi, tıpkı bir akvaryum suyunun partikül ve zararlı kimyasallardan filtre edilmesi gibi aktif şekilde yapılması şart.
Çünkü doğanın kendini arıtma, temizleme ve arındırma gücü yetersiz kalmaktadır.
Artık akan suyunu kendi kendini temizlemesine güvenemeyiz.
Artık suyun ne kadar çok olduğunda temiz, ne kadar olunca necis olduğuna bakarak sağlığımızdan emin olamayız.
Çünkü onlarca milyon insan işeyip, zıçtığında, pisliklerini içine attığında değil Marmara, Karadeniz gibi iç denizler koca koca okyanuslar dahi açık hava foseptiği halini almaktadır.
Bilim kurgu bir kehanet gibi gelebilir.
Ancak, hatırıma geldiği için belirteyim.
Haliç ve İstanbul isale hatlarından gelen organik atıklar onlarca yıldır adaların açıklarında bulunan Çınarcık çukurluğuna deşarj edilmektedir.
Burada tabakalanan organik atıkların miktarı onlarca yıldır yükselmektedir.
Kimse ölçmemiştir, benim tahminin en az birkaç yüz metre birikim olmalı.
Ve bizler evlerimizde huzurla uyurken, anaerobik bakteriler boş oturmuyor.
Fermantasyon süreci onlarca yıldır devam ediyor.
Derinlik sebebiyle oluşan metan, metan hidrit oluşumu şeklinde depolanmaktadır.
Herhangi bir sismik olay sonucu ani metan çıkışlarını beklemek gerekir.
Yine İstanbul balık hallerinden alınan deniz mahsullerinde yapılan ölçüm çalışmaları ve yayınlar var.
İşkembesel çalışmalar değil, hakemli dergilerde yayınlanmış çalışmalar.
Genel olarak benzer sonuçlar var.
Ben bunlardan en az üçünü okudum.
Arzu eden Google Academics araştırması yapsın, kaynak çok.
Hemen bütün deniz ürünlerinde kurşun, kadmiyum gibi önemli ağır metaller izin verilen sınırların üzerindedir.
Özellikle kalkan, barbun gibi dip balıklarında, midye gibi deniz ürünlerinde katlarca defa fazladır.
Devletin bu durum karşısında tutumu, müsaade edilen miktarı yasa ve yönetmelik gücüyle artırmaktan ibarettir.
Evet, Marmara, Karadeniz ve diğer denizler artık akaryum muamelesi görmek durumuna gelmiştir.
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
Dronları Kullanarak 1 Milyar Ağaç Dikmek Mümkün Olabilir Mi?
06 Jan, 08:08
Oxford merkezli yeni bir şirket, ormanların yok olmasına karşı savaşmak için iddialı bir tasarıya sahip. İnsansız hava araçlarını kullanarak yılda 1 milyar ağaç dikmeyi hedefliyor.
BioCarbon Mühendislik adlı şirket, bu hedefini gerçekleştirmek için yeni ve hassas dikim yöntemleri ile haritalama tekniklerini araştırıyor. CEO ve eski NASA mühendisi Lauren Fletcher planlarını şöyle açıklıyor: "Bir seferde 1 milyar ağaç ile dünyayı değiştireceğiz. Daha önce sahip olduğumuz tek seçenek, el ile ekimdi fakat bu yöntem yavaştı ve çok pahalıydı, ormanların sanayi ölçeğinde yok olmasına yetişemiyordu. Kullandığımız teknolojilerin yeniden orman oluşturma oranlarını artırmak için fırsat sağlayacağını umuyoruz." Mevcut oranlarda, yılda 26 milyara kadar ağaç yok olurken 15 milyara kadar ağaç yeniden dikiliyor.
BioCarbon, daha önceki havadan kuru ekim yöntemlerinin kusurlarını iyileştirdi ve işlemdeki gerekli insan katkısını en aza indirdi. Bir alan üzerinde insansız hava aracıyla uçarak yenilemenin başarı oranını değerlendiriyorlar. Sonra araçlar alçalıyor ve besleyici bir jel ile kaplanmış, önceden filizlenmiş tohumları serpiyorlar. Fletcher'ın tasarısına göre, birkaç İHA'yı yöneten iki kişiyle günde 36 bine kadar ağaç ekilebilir.
BioCarbon bu yazın sonunda araçları tamamen kullanıma hazır yapmaya çalışıyor. Fletcher, tasarı için Brezilya ve Güney Afrika'nın ilk muhtemel hedefler olduğunun altını çiziyor. Tasarı, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Drones for Good yarışmasında yarı finale kalarak birincilik için yarışmıştı.
Hazırlayan: Ozan Zaloğlu (Evrim Ağacı)
a45UyF587661-160106110334 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/06 12:20 2 65 undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com
Ars artis gratia
* * *
Sanat sanat icindir.
Latin Atasozu
Dunya, (cennetteki nimetlerin yaninda) mumine zindandir
(Muslim)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
Osmanli tebaasindan olan Ermeni unsurlari, gordukleri tesvik ve yardimin neticesiyle de, milli namusumuzu yaralayacak taskinliklardan baslayarak, nihayet hazin ve kanli safhalara girinceye kadar kustahane tecavuzlere koyuldular.
Vatanin parcalanmasi soz konusu ve karar olarak, Dogu Vilayetlerimiz de Ermenistan , Adana ve Kozan havalisinde Kilikya adi ile yine Ermenistan; bu milletin, esarete, kolelik payesine indirilmesi ve nihayet bu devletin tarih sayfasini kapatarak ebediyet mezarina defnetmek gibi, insaniyet ve medeniyetle ve hele milliyet esaslariyla bagdasmayan emeller kabul ve onay yeri bulmus ve goruluyor ki, tatbikat devresi de baslamistir.
Bir istila fikri besleyen Ermeniler, Nahcivan dan Oltu ya kadar butun Islam ahaliye baski ve bazi mahallerde katliam ve yagma yapiyorlar.
Sinirlarimiza kadar Islamlari mahva mahkum ve goce mecbur ederek Dogu Vilayetleri miz hakkindaki emellerine dogru emniyetle yaklasmak ve bir taraftan da 400 bin oldugunu iddia ettikleri Osmanli Ermenisini bir dayanak olmak uzere memleketimize surmek istiyorlar.
Memleketimizde kulliyetli yabanci parasi ve bircok propagandalar cereyan ediyor.
Bundaki gaye, pek a$ikardir ki, milli hareketi neticesiz birakmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanin bazi muhim kisimlarini isgal gayelerini kolaylastirmaktir.
(23 Temmuz 1919)
K.ATATURK
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder