7 Ocak 2016 Perşembe

Yılmaz ÖZDİL : Cuma genelgesi


Yılmaz ÖZDİL : Cuma genelgesi

1923-2002.

Akp'den önce memleketimiz haçlılar tarafından yönetiliyordu, ahalimiz patates dinindendi.

Hamdolsun ki, seçimi Akp kazandı.

*

2003.

Camiler ibadete açıldı.

Akp'den önceki dönemde camiler ahır yapılmıştı, namaz kılacak yer yoktu.

*

2004.

İmam hatip liseleri açıldı.

Akp'den önce memlekette imam olmak yasaktı.

İlla din adamı olmak isteyen, Heybeliada ruhban okuluna gidiyordu.

Henüz türgev yurtları açılmamıştı, zavallı çocuklarımız manastırlarda barınıyordu, rahibeler tarafından büyütülüyordu.

*

2005.

Diyanet işleri başkanlığı kuruldu.

Akp'den önce din işlerimiz Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlıydı, bilahare, AB'ye uyum çerçevesinde Vatikan'a bağlanmıştı.

Bu ayıba son verildi.

*

2006.

Ramazan bayramı kutlanmaya başlandı.

Akp'den önce böyle bir bayram yoktu.

Ramazandan sonra ne yapacağımızı bilemezdik.

Kimimiz kurban keserdi, kimimiz yılbaşı ağacı dikerdi, kimimiz hıdrellez geldi diye ateşten atlardı, kimimiz paskalya yumurtası boyardı.

Bir türlü işin içinden çıkamazdık.

İmdadımıza asrın liderimiz yetişti.

"Bakıyorsunuz, bayramın adını değiştirdiler, ne oldu bayramın adı, tatil oldu, olmaz öyle, bu bayram dört dörtlük Ramazan bayramıdır, buna kültürel erozyon denir, değerlerimizin erozyona uğramasına fırsat vermemeliyiz, inkıraza götürür" dedi.

*

2007.

Tarihimizde ilk defa dindar cumhurbaşkanı seçildi.

Akp'den önceki cumhurbaşkanları dinsizdi, bazıları putperestti, Özal taocuydu.

*

2008.

Anadolu çocuklarının üniversiteye giriş yasağı kaldırıldı.

Akp'den önce sadece elit, tuzu kuru, kaymak tabakanın çocukları girebiliyordu.

Ben mesela, ODTÜ elektrik elektroniği kazanmıştım ama, babam Arşidük olmadığı için kaydımı yapmamışlardı.

Annesi Kontes olanları puanı tutmasa bile alıyorlardı.

Ailende Lord varsa, yüksek lisans yapabiliyordun, yatay geçiş için Barones akraba yeterliydi.

Bahar şenliği filan avam'dı, devrim stadında Ascot yarışları yapılırdı, kantinde petrus satılıyordu.

Monako prensesi Caroline, İspanya kralı Felipe, York dükü William, Paris Hilton falan, hep ODTÜ mezunudur.

Çok şükür ki, babamın Remzi diye bi arkadaşı vardı, manifaturacı, sağolsun sponsor oldu, gittim Harvard'ta okudum.

*

2009.

Umre seyahati, sosyetik hanımlarımıza serbest bırakıldı.

Akp'den önce sosyetik hanımlarımızın umreye gitmesi yasaktı, görülmüş şey değildi.

Akp bi geldi kardeşim, hepsi koşa koşa umreye gitti.

Gerçi dönüşte free shop'tan viski alırken yakalandılar ama, olsun gari…

Asrın liderimiz ne demişti? "İçki içen alkoliktir, içki içen bize oy veriyorsa, alkolik değildir."

*

2010.

Umre seyahati, sosyetik hanımlarımızdan sonra işadamlarımıza da serbest bırakıldı.

Akp'den önce işadamlarımızın umreye gitmesi yasaktı, duyulmuş şey değildi.

TOBB yönetim kurulu mesela, tobb'luca umreye gitti, tobb başkanı rehber imam oldu, yönetim kurulunu başlarından aşağı dökmek suretiyle zemzemle yıkadı.

İbadetlerini saklı gizli yaptıkları için, yanlarına yalaka gazetelerin ekonomi muhabirlerini almışlardı, bol bol fotoğraf çektirip hidayete erdiklerini kamuoyuna ve asrın liderimize duyurdular, dönüşte viskiyi bırakacaklarını müjdelediler.

Bunların fotoğraflarına bakarken benim bile maneviyatım arttı, helali hoş olsun, hepsine özelleştirmeden ihale veresim geldi.

*

2011.

Sanatçılarımızın oruç tutması ve iftar açması serbest bırakıldı.

Akp'den önce sanatçılarımızın oruç tutması ve iftar açması yasaktı, o güne kadar ne görülmüş ne duyulmuştu.

Akp'li belediyeler iftar çadırları kurunca, sanatçılarımız da kuyruğa girdi.

O akşamki iftarın faturasını hangi dinibütün sanatçımız ödediyse, ana haber bültenlerinin canlı yayınına o dinibütün sanatçımız çıktı.

İftar çadırları hayırlara vesile oldu, sanatçılarımıza bereket geldi, belediye çadırında iftar açanlar belediye konserlerinde sahneye çıktı.

*

2012.

Sünnet olmaya başladık.

Akp'li belediyeler toplu sünnet şöleni başlatana kadar sünnet olmazdık.

Ben kendi payıma, anca geçen sene, Ümraniye belediyesinin toplu sünnet şöleninde kestirdim.

*

2013.

Amerika'yı keşfettik.

Akp'den önce Amerika'yı keşfettiğimizi bilmiyorduk.

Aslına bakarsanız, Kristof Kolomb bile bilmiyordu.

Bizimle beraber, bütün dünya asrın liderimizden öğrendi.

"Amerika'yı Kolomb değil, 1178'te müslümanlar keşfetti, Kolomb gittiğinde dağın tepesinde cami gördü" dedi.

*

2014.

Cenaze töreninde ne yapacağımızı öğrendik.

Akp'den önce ne yapacağımızı bilmezdik, başsağlığı dileyip, dua edeceğimize, dans ederdik.

Neyse ki, asrın liderimiz öğretti…

"Bu ne biçim iştir yauv, ölüm karşısında dans edilir mi, bizim kültürümüzdeki yeri nedir, ailesine bir başsağlığı dile, biliyorsan bir fatiha oku" dedi.

*

2015.

Cenazelerimizi ne yapacağımızı bilmiyorduk, kimini yakıyorduk, kimini denize atıyorduk, kimisi öylece ortada kalıyordu.

Neyse ki, asrın liderimiz onu da öğretti…

"Her müslüman ülkede ölü yıkayıcılarına ihtiyaç var, her müslümanın ölüsünü yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım, yoksa ölüleriniz ortada kalır" dedi.

*

2016.

Cuma namazı serbest bırakıldı.

Akp'den önce Cuma namazına gitmek yasaktı.

Cuma namazına gitmek isteyenlere eziyet ediliyordu, mesai arkadaşları tarafından kırbaçlanıyorlardı.

Hatta sırf işkence olsun diye, takvimlerden Cuma günleri kaldırılmıştı, perşembeden direkt cumartesiye geçiliyordu.

Hamdolsun ki, Ahmet Kiziroğlu genelge çıkardı, bundan böyle isteyen herkes Cuma namazına gidebilecek.




a45UyF587661-160107110402 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/07  11:30 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 
--

Bilemezsin
Sana verecek bir armagani ne cok aradigimi
Hicbir sey icime sinmedi
Altin madenine altin sunmanin ne anlami var?
Ya da okyanusa su.
Dusundugum her sey
Doguya baharat goturmek gibiydi.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yarari yok,
Cunku sen zaten bunlara sahipsin
O yuzden sana bir ayna getirdim
Kendine bak ve beni hatirla.
. . . . . .
Mevlana

MAIDE - 69 Fakat inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hiristiyanlardan Allah a ve ahiret gunune inanan, iyi isler yapana korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir. Ayni hukum BAKARA - 62 de de gecmektedir.
***
AL - IMRAN - 85 ise Kim Islamiyetten baska bir din ararsa onunki kabul edilmeyecektir.
O ahirette de kaybedenlerdendir. denilmektedir.

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -7-

Hepimiz kendimize ozgu bir simdi algisi icinde yasariz ve etrafimizdaki seylerin de bizimle ayni simdi icinde yasadigini zannedebiliriz. Newton fizigi de asagi yukari evrenin bu sekilde kabul edilmesiydi. Evrendeki butun olaylarin, surekli olarak gecmisten gelecege akan ve her sey tarafindan ortaklasa algilanan bir mutlak zaman icinde gerceklestigi dusunulmekteydi. Ozel ve genel gorelilik kuramlarinin gelistirilmesi ile bu yanilgimizdan vazgecmek zorunda kaldik.

Hicbir sekilde, cevremizdeki diger seylerle birlikte ayni simdi icinde yasamayiz. Gunes isiginda baktigimizda dahi, onun simdiki halini degil, yakla$ik olarak 8 dakika onceki halini seyrederiz. Yildizlara baktigimizda ise, aslinda gecmise bakmaktayiz demektir. Bazi yildizlarin ve galaksilerin isigi bize milyonlarca i$ik yili oteden ulasirlar ve biz onlari kendi simdimiz icinde algilariz.

Dr Hawking in, ozel ve genel gorelilik kuramini anlattigi bolum cok uzun. O yuzden kisa alintilarla devam edecegim. I$ik hakkinda yapilan calismalar fizik kuramlarinda devrimci degi$iklikler yapilmasini gerektirecek kadar onemli. Ta Aristotales zamanindan beri isigin eter adi verilen bir madde icinde hareket ettigine inaniliyordu.

1887 yilinda Michelson-Morley deneyi olarak bilinen bir deney yapildi. Gayet hassas cihazlarla isigin iki farkli acidaki hizi olculdu.Iki hiz da birbirinin ayniydi ve bu yuzden artik eter dusuncesinden vazgecilmesi gerekiyordu. Fakat bunu yapmak yerine bilimciler duruma farkli aciklamalar getirdiler.

Albert Einstein

1905 yilinda, henuz 26 yasinda olan Albert Einstein (1879-1955) Hareketli Cisimlerin Elektrodinamigi Uzerine isimli bir makale yayinladi. Varsayimina gore, i$ik hizi farkli konumlarda hareket eden tum gozlemciler icin ayni olmaliydi. Dahasi, zamanin da ayri bir boyut olarak kabul edilmesi gerektigi ortaya cikmaktaydi. Ayni olayi gozlemleyen iki gozlemci icin ortak bir simdi olamazdi. Bulunduklari yere gore, isigin kendilerine ulasma suresine bagli olarak zaman konusunda anlasamiyacaklardi. Bu durumun gundelik hayatimizda pek farkina varilmaz; zira mesafele ve hizlar cok dusuktur. Rahatlikla, cevremizdeki diger seyler ile ortak bir simdi algisi icinde yasayabiliriz. Fakat, mesafeler buyudugunde ve hizimiz arttiginda zamanin bizim icin akisinda da degi$iklikler yasanmaya baslanir. Kitaptan alintilara devam ediyorum.

I$ik hizi evrenin farkli yerlerindeki olaylari anlamamizda referans olarak kullanilir.

Bu durumu tuhaf kilan iki gozlemcinin farkli zaman olcumleri yapmalarina karsin ayni fiziksel sureci izliyor olmalaridir. Einstein bu zaman kaymasi icin yapay bir aciklama olusturma cabasina gitmedi. Urkutucu olsa bile mantikli bir sonuca vardi: Gecen zamanin olcumu, tipki alinan mesafenin olcumu gibi, olcum yapan gozlemciye baglidir. Bu etki, Einstein in 1905 teki makalesinde acikladigi kuramin temel taslarindan biriydi ve sonra ozel gorelilik kurami adini aldi. (...) Einstein in calismasi zamanin Newton un dusundugu gibi mutlak olamiyacagini gosterdi. Diger bir deyisle, her bir olaya butun gozlemcilerin kabul ettigi bir zaman atfetmek olanaksizdir. Tersine, her gozlemcinin kendi zaman olcumu vardir ve birbirine goreli olarak hareket eden iki gozlemcinin zaman olcumleri farkli olacaktir.

Bu calismalar sayesinde fizikciler anladilar ki, i$ik hizi her referans cercevesinde aynidir ve Maxwell in elektrik ve manyetizma kuramina gore zaman uc boyutlu uzaydan ayri olarak ele alinamaz. Zaman ve uzay birbirine gecmistir. Fizikciler uzay ve zamanin bu evliligine uzay-zaman adini verdi ve buna dorduncu boyut dediler.

Zamani da icine alan 4 boyutlu evren modelinde, bir cismin kutlesine bagli olarak uzay-zamanda bukulme meydana gelir ve i$ik da bundan etkilenir.

Einstein cok gecmeden, gorelilik ile cekimi uyumlu hale getirmek icin baska bir degi$ikligin daha gerekli oldugunu farketti. Newton un kutle cekim kuramina gore nesneler herhangi bir zamanda, aralarindaki uzakliga bagli olarak degisen kuvvetlerle birbirlerini cekerler. Ancak gorelilik kurami mutlak zaman kavramini ortadan kaldirdigi icin, kutleler arasi uzakligin ne zaman olculmesi gerektigini tanimlamanin hicbir yolu yoktu. Yani Newton un kutle cekim kurami ozel gorelilik kurami ile uyumlu degildi ve degistirilmesi gerekiyordu. Sonraki 11 yil boyunca Einstein yeni bir kutle cekim kurami gelistirdi ve buna da genel gorelilik adini verdi. Genel gorelilik kuramindaki kutle cekim kavrami Newton unkine hic benzemez. Tersine, uzay zamanin daha once dusunuldugu gibi duz olmadigini, kutle ve enerjisi tarafindan bukulup bozuldugunu one suren devrimci bir taslagi temel alir.

Ozel ve genel gorelilik kuramlarinin cikarimlari, kuresel konumlamalar ait hesaplamalarin hassaslikla yapilmasini gerektiren konularda onem tasir. Ornegin GPS (Global Positioning System) kuresel yer belirleme sistemi teknolojisinde genel gorelilik kurami hesaba katilmasaydi, konumlara ait hesaplamalarda kilometrelerce sapmalar olabilirdi !

Boylece hesaplamalara zaman faktoru de katilmis oluyor. Gercekligin simdi uzerinden algilanmasi bile yeterince zorken, bir de zamanin ayri bir boyut olarak algilanmasi ve bildigimiz uc boyutlu dunyanin uzerine dorduncu boyutun eklenmesi soz konusuydu. Kisa maddeler halinde, neler anlatiyordu ozel ve genel gorelilik kuramlari?

I$ik hizi, tum evrende sabit bir referans hizdir.

Mesafe ve hizdan bagimsiz mutlak bir zaman yoktur.

Cisimler hizlandikca ve i$ik hizina yaklastikca zaman onlar icin daha yavas akmaya baslar. (Kardesler paradoksu. Hayali bir kisi, i$ik hizina yakin bir hizda uzayda seyahat ederse, geri dondugunde ikiz kardesinin cok yaslandigi, belki de oldugu bir durumu bulacaktir.)

Duragan kutleye sahip cisimler asla i$ik hizina erisemezler. Cisim hizlandikca kutlesi artacagi icin daha fazla ivme kazanamaz. (CERN deki parcacik hizlandirma denemelerinde bu duruma rastlanmistir.)

Cisimler hizlandikca, hareket dogrultusunda boylari kisalmaya baslar.

Uzay-zaman mekani kutle cekim etkisi ile bukulebilir. Tipki bir carsafin uzerine birakilan bir cismin carsaf yuzeyini bukmesi gibi.

FOCS 1 isimli, Isvicre de bulunan atom saati. 2004 yilinda calismaya baslayan saat, 30 milyon yilda 1 saniyelik sapma gosterebilir.

Eistein in cikarimlari farkli zamanlarda defalarca test edildi. Cok hassas atom saatleri tasiyan ucaklar farkli yonlere dogru ucurulmus ve saatlerde akan zamanin yavasladigi tesbit edilmistir. I$ik hizina cok yaklasan notrino ve muon isimli parcaciklarin omurlerinin, Dunya da uretilen duragan parcaciklardan daha uzun oldugu gozlemlenmistir. (Kazandiklari hiz sebebi ile...)

Ozel ve genel gorelilik kuraminin cikarimlarinin gundelik hayatimizda pek yeri yoktur. I$ik hizi ile karsilastirildiginda, hareketlerimiz o kadar agirdir ki pratikte bir zaman farkliligi algilayamayiz. Her ne kadar yeni ve carpici fikirler getirmis olsa da Einstein in cikarimlari yine de kla$ik bir kuramdi. Neden ? Dr Hawking den alintiliyorum.

Maxwell in elektro-manyetizma kurami, Einstein in genel gorelilik kurami fizikte devrim yapmis olsalar da, Newton fizigi gibi kla$ik kuramlardir. Yani bu modellerde evrenin bir tek gecmisi vardir. Fakat, kla$ik evren modelleri atom ve atom alti duzeyinde karsilasilan gozlemlerle bagdasmaz. Atom ve atom alti parcaciklarin dunyasini anlayabilmek icin, bu kuramlarin yerine, her biri kendi yogunluguna veya kendi olasilik genligine sahip, olasi her gecmisi iceren bir evren modeli sunan kuantum kuramini kullanmaliyiz. Gunluk hayatla ilgili pratik hesaplamalar icin kla$ik kuramlari kullanmaya devam edebiliriz. Ancak atomlarin veya molekullerin davranislarini anlamak istiyorsak Maxwell in elektro-manyetizma kuraminin kuantum uyarlamasina ihtiyacimiz var. Eger evrenin ilk zamanlarini, yani butun madde ve enerjinin kucucuk bir hacme $ikismis oldugu zamanlari anlamak istiyorsak kuantum kuramlarina basvurmaliyiz. Bazi yasalar kla$ik olarak kalirken, digerleri kuantum yorumu ile ele alinirsa tutarli bir doga anlayisina sahip olamayiz. Bu nedenle, butun doga yasalarinin kuantum uyarlamalarini bulmaliyiz. Bu turden kuramlara kuantum alan kuramlari denir.

Fizikte kuvvet alanlari onemli bir konudur. Cesitli kuvvetler kendilerini kuvvet alani denilen ortam icinde aciga cikarirlar. Bilinen en iyi kuvvet alani manyetik kuvvettir. Bir miknatisin cekim alanindaki camin ustune demir tozu dokersek, kuvvet alanlarini rahatlikla gorebiliriz.

Newton ve Einstein fiziginin bazi cikarimlari makro kozmosa yoneliktir. Yani, Dunya miz veya Gunes imiz gibi gezegen ve yildizlarla, galaksilerle dolu bir evrene yonelik yorumlardir ve sagduyumuza uygundur. Evrenin sadece bir tane tarihi vardir. Hizin ve mesafenin etkisi ile, olaylari farkli zamanlarda algilayabiliriz ama yine de evrenin sadece bir tane gecmisi ve gelecegi olacaktir. Fizikciler buna zamanin oku derler ve bizim gundelik hayatlarimizda da son derece onemli bir kavramdir.

gecmis ------> simdi ------> gelecek

Zamanin oku ile temsil edilen bu akis diyagraminda, hepimiz bir simdi algisi icinde yasariz. Olaylarin akisi tek yonludur ve asla geriye cevrilemezler; yani tersinemezler . Vazoyu dusurup kirarsak, zamanin geriye akmasini ve kirik vazo parcalarinin birlesmesini bekleyemeyiz. Devinim icinde hepimizin biyolojik saati ilerler ve yaslaniriz. Kendimize ne kadar bakarsak bakalim, asla gencligimizdeki sagliga, dinclige geri donemeyiz; sonunda bir gun biyolojik yapimiz tamamen coker ve olum denilen duruma geceriz. Bundan sonra ise bedenimizin curume ve dagilma sureci baslar. Otesinde bir hayat olup olmadigi bilimsel olarak gozlenip olculemedigi icin, bu konu, bilimden cok dinin veya mistik felsefelerin ilgi alanina girer. Simdilik, bilindigi kadari ile olum, herhangi bir canli organizmanin hayati faaliyetlerinin, bir daha geri donmemek uzere kesin olarak sona ermesidir. Elbette, yuzlerce dini, felsefi veya mistik yorum yapilabilir.

Kla$ik fizik yorumlarina dayanarak tabloya biraz daha uzaktan bakarsak gorunen sudur, icinde bizlerin de oldugu sayisiz canli veya cansiz parcacik, surekli bir akis icindedirler ve bu akis tek yonludur .

Daha dogrusu, oyle zannediliyordu.

Artik kuantum kuramina sozu vermenin zamani geldi.

-devam edecek-

Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder