9 Şubat 2017 Perşembe

Ahmet Kılıçaslan Aytar : YA SAVAŞ YA DA SAVAŞ

 


Ahmet Kılıçaslan Aytar : YA SAVAŞ YA DA SAVAŞ



Dışişleri Bakanı S.Lavrov "Rusya ve ABD diplomatlarının bir mekanizma kapsamında temasları kesintisiz yürüyor."

Suriye Devlet Başkanı B.Esad "Son dönemde yaşanan gelişmeler Şam ve Moskova'nın istediği doğrultudadır" diyor.

ABD'de Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti'den bir grup senatör, Başkan D.Trump'ın Rusya'ya yönelik yaptırımları kaldırma kararı alması halinde Kongre'de veto hakkını kullanmada elini kolaylaştıracak bir yasa tasarısı sunmuştur.

Bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı D.Trump ile bir telefon görüşmesi yapıyor...

*

Bu noktada;

1- Rusya Dışişleri Bakanı S.Lavrov'un "Batı, Ortadoğu'daki devrimler üzerinden siyasi rejimleri değiştirme girişiminden dolayı bedel ödeyecektir. Dış müdahaleler bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa sürükledi. Rejimler çöktü ya da zayıfladı. Uluslararası terör örgütleri nüfuz kazandı ve mülteci sorununa yol açıldı" ifadesi geçerlidir.

2- Bu ifade çatışan tarafların önünde sonunda uluslararası hukukun terazisinden geçeceği, dengenin kurulacağı bir sürece girildiğini gösteriyor.

Nitekim ABD Başkanı D.Trump, bir röportajında "Putin bir katil. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Putin bir katil de, ülkemiz masum mu?" yanıtı bu sürece işaret sayılıyor.

3- Bu işaret ABD eski Başkanı Obama yönetiminin Suriye ve Irak savaşını Amerikan halkına bir insani müdahale olarak satma girişimlerinin bütünüyle yanlış ve başarısız olduğunun teyidi anlamına geliyor.

4- Öyleyse ilerleyen süreçte dünyanın bir kez daha böyle bir katliam, saldırı ve yağma ile karşılaşmaması için savaş suçları işleyenlerin paylarını üstlenmeleri, suçların esaslı bir biçimde kategorize edilmesi, bu sistematik hukukun BM'de yeni bir dünya statüsüne yol açmasının zamanına yaklaşılıyor...

5- Hem ABD hem Rusya'nın bakış açısıyla fail Türkiye değildir.

Fail olarak, aynı zamanda bir günah keçisi olan küresel cihatçı hareketi örgütleyen, İslamcı Siyaset İdeolojisinin lideri R.T. Erdoğan'ın adı öne çıkıyor.

Bir zamandır, O'nun tıpkı Mısırlı M.Mursi ve Türkiye'de dini lider Fethullah Gülen gibi tasfiye edilmesi gerekir düşüncesi almış başını gidiyor.

Ne ki, F.Gülen ve devasa örgütünün tasfiyesinde yaşanan büyük sarsıntının, bu kez devleti her noktasında Gülen'den teslim alan Erdoğan'ın tasfiyesi halinde nasıl da büyük sarsıntılara yol açacağı düşüncesi beyinleri zorluyor...

Ama İslamcı Cihad ideolojisinin ve yarattığı terörün alt edilmesinin başka bir çözümü de bulunmuyor...

6- Ama Erdoğan; ABD'nin Esad'a karşı İslamcı isyanı destekleme stratejisinin yenilgiye gittiği: Batılıların kendi stratejik çıkarları peşinde aralarındaki rekabeti derinleştirdiği: ABD'nin YPG-PYD terör örgütlerine destek verdiği gibi bahanelere tutunmuştur.

Aslında ABD'nin kendisine hukukun terazisini hazırladığına inanıyor.

7-O yüzden Erdoğan stratejisini savaşta kazanan tarafın tüm başarıların sahibi olacağı bir konuma kurmuştur.

Rusya, İran ve Suriye Ordusu'yla birlikte Doğu Halep'in özgürleştirilmesi ardından Suriye'nin müzakere edilmesinin yolunun açılmasında etkin olmuştur.

8- Erdoğan bu durumu "Türkiye savunma durumunu terk edip hücum pozisyonuna geçmiştir. Suriye operasyonlarımızda buna başladık. Terör örgütleriyle mücadelemizi artık bu anlayışta yürütüyoruz. Irak'taki gelişmelere aynı yaklaşımla müdahil olacağız" ifadesiyle açıklıyor.

9- Bugün AB; ister istemez bu sahneye bağlanmıştır ama NATO; üyesi Türkiye ile Batının ideallerini ayaklar altına alan Erdoğan arasında gereken ayrımı da yapmıştır.

Erdoğan hem NATO'nun demokrasi savunucusu olarak sunulmaya devam edilebilmesi, hem de Washington'a meydan okuyan hiçbir liderin cezasız kalmaması için artık açık hedeftir.

10- Rusya ise Türkiye ile NATO'yu ayrıştırma çabasına yönelmiştir.

Bu suretle Türkiye; ya NATO'da kalarak sadece Suriye'de değil ama dünyanın her yerinde cihatçıları desteklemeye devam edeceği,

Ya da NATO, Türkiye ile arasına mesafe korken, bu durumda ABD ve Rusya nerede olurlarsa olsunlar cihadçılarla birlikte etkili bir şekilde mücadele etmek için ittifak yapacakları bir pozisyon oluşmuştur.

11-Üstelik R.T.Erdoğan, "Suriye'de ABD'ye suçüstü yapabilecek tek kişi Erdoğan'dır" biçiminde düşünen Rusya'nın tuzağına düşmüş;

Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamaz bir aralığa hapsolmuştur.

12- Yine de silahlı muhalif güçler; Rusya, İran ve Türkiye'nin arabuluculuğunda Astana'da,

Suriye krizinde askeri çözümün imkansız olduğunda mutabık kalmış,

Birlikte "Suriye Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne" bağlılıklarını ilan ederek,

Ateşkese uyulmasını sağlamak, provokasyonları önlemek ve ateşkesin işleme kurallarını saptamak üzere bir mekanizmayı oluşturmuşlardır.

13- Fakat Türkiye, hele son zamanda Rusya ile birlikte Suriye'nin kuzeyindeki El Bab kasabası çevresindeki alanda, IŞİD'e karşı ortak hava saldırıları gerçekleştirmekte,

Ama NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ile eşi görülmemiş ortak harekatı, Washington'la arasında şiddetli gerilimi daha da yükseltmeye neden olmaktadır!

14- Bugün Suriye Ordusu, Suriye'nin kuzeyini doğu bölgesiyle birleştiren stratejik öneme sahip yolun güvenliği sağlamış,

Türkiye ordusu ve Suriyeli muhalif grupların oluşturduğu Fırat Kalkanı güçleri de El Bab'ın kuzeyinden IŞİD'i tamamen çembere almış bulunuyorlar.

Öyle ki, Türk ve Suriye ordularının yüzyüze gelmeleri artık işten bile sayılmıyor...

*

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı D.Trump ile telefon görüşmesinde;

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Müttefiklik ve yakın işbirliği: Terörden arındırılmış güvenli bölge: F.Gülen'in iadesi:Mülteci krizi: Mümbic ve Rakka operasyonları, İslamcı terör ve PKK terörüyle mücadele: PKK-PYD'ye destek verilmemesi başlıkları üzerinden şöyle bir geçiliyor.

Henüz hiçbir konuda net uzlaşı görülmüyor.

*

Ama görüşmenin ardından,bugün CIA Başkanı M.Pompeo Türkiye'dedir.

ABD,Türkiye ile ilişkisinde görülmemiş bir yöntem deniyor:

İlk kez bunca önemli konular bir istihbaratçının Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi üzerinden kuruluyor...

*

Tarafların "Terörden arındırılmış güvenli bölge"den ne kastettikleri belli değildir.

Çünkü iki tarafta terörizmle mücadelede farklı tanımlamalara sahiptir.

Mesela ABD, İslamcı Cihad terörünün sona erdirilmesi için terörün siyasi ideolojisi odaklarının da mutlaka tasfiye edilmesi gereğini düşünüyor.

*

Öyleyse Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Fırat Kalkanı operasyonuyla bilhassa El Bab'ta Suriye Ordusu ile karşı-karşıya gelirken;

Bu durumu bir savaş tehditi olarak sunuyor.

Bu noktada Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin pozisyonunun değişmediğini, operasyonun Şam yönetiminin onayıyla düzenlenmesi gerektiğini,

Türkiye'nin şu anda Suriye'nin kuzeyinde tampon bölge kurmayacağını düşündüklerini açıklıyor...

*

Erdoğan'ın ise giderek Suriye Kürtleri ile F.Gülen'in Türkiye'ye iadesi konularında Kürtler ile F.Gülen'in trampası düşüncesine kaydığı düşünülüyor.

Bu düşüncenin taraf bulması halinde, Erdoğan'ın mütemadiyen yaptığı gibi bütün suçların gömleğini Gülen ve taraftarlarına giydireceği,

Bu aklanma ile beraber Türkiye'nin ABD, Batı ile müttefiklik ve yakın iş birliğini yürüteceği bir senaryodan bahsediliyor.

Üstelik FETÖ ile NATO arasındaki ilişkinin ne olduğunu da belgeli bir şekilde ortaya konulabilecek, Türkiye NATO ittifakında yeniden güvenirlik kazanacaktır.

*

Türkiye; Erdoğan ve ABD'nin getirdiği seçeneklerle özel bir durum yaşıyor.

Özel durumu "Ya Savaş, ya da Savaş" alternatifi oluşturuyor.

Ya İslamcı Cihad'ın Siyasi İdeoloji odağı bir savaşa eşdeğer tahribatın ardından imha edilecek ya da Türkiye savaşacaktır...

CIA Başkanı bunları görüşüyordur...

10.2.2017

 
a45UyF587661-170209210120 Oraj Poyraz oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/02/09  22:45 2  65  alelma@yahoogroups.com


 



--

Populer bir politikacidaki tum karakterlere sahipsin;
berbat bir ses, kotu ahlak ve kaba davranis.

Aristophanes

Kadin sekiz sifatlidir:
1 Giyim kusam hevesinden maymun.
2 Fakir dusmeye razi olmadigindan kopek.
3 Kocasina ve diger insanlara kibrinden yilan.
4 Gece gunduz koguculuk yaptigindan akrep.
5 Evden esya sattigindan fare.
6 Erkeklere hile kurdugundan tilki.
7 Kocasina itaat ettiginden dolayi koyundur.

Kaynak : Imami Gazali Ihyayi Ulumuddin

George Carlin: On Emir

On Emir e itirazim var. Soyle ki: Neden On?

Onuna birden gerek yok. Bence emirler listesi, on emir elde edebilmek icin kasten ve suni olarak sisirilmis. Bu liste bariz olarak vatkali bir liste. Bakin soyle oldu:

Bes bin yil kadar once bir grup dinci sahtekar toplanip insanlari hizaya sokup kontrol altinda tutmanin bir yolunu buldu. Insanlarin esasen salak olduklarini ve kendilerine soylenen her seye inanacaklarini biliyorlardi. Boylece bu adamlar Tanri nin, bizzat Tanri nin, herkes tarafindan dikkate alinip uygulanmasini istedigi bir listeyi kendilerine verdigini duyurdular. Her sey bir dagin tepesinde, etrafta hic kimsecikler yokken olup bitmisti, dolayisiyla baska goren de yoktu.

Peki size bir sey soracagim: Bu adamlar bir cadir icerisinde oturmus butun bunlari uydururken neden 10 sayisini tercih ettiler? Neden on? Neden dokuz ya da on bir degil? Nedenini de izah edeyim: Cunku on kulaga onemli gibi geliyor. On kulaga resmi geliyor. Eger on bir deselerdi insanlarin onlari ciddiye almayacagini biliyorlardi: Ne? On bir emir mi? $iktir git lan. Sen dalga mi geciyorsun benimle ?

Ama on! On kulaga onemli gibi geliyor. Onluk duzen ona dayalidir. Bir deste on adetten olusur. On p$ikolojik olarak tatmin edici bir sayidir: top ten (en iyi on), en istenen on, en iyi on giyim gibi... Yani emirlerin on adet olmasi tamamen bir pazarlama karariydi.

Ayrica (on emir) bariz bir yalan listesi. Tirajinin yuksek olmasi icin kasten sisirilmis siyasi bir belge. Gelin size emirlerin sayisini azaltarak nasil daha mantikli ve gercekci bir liste olusturabilecegimizi gostereyim.

Ilk uc emirden baslayacagiz ve on emirin Roman-Katolik versiyonunu kullanacagim cunku ben cocukken zorla kafama sokulan versiyon buydu.

Ben Rab bim, senin Tanrin. Karsimda baska ilahlarin olmayacak. Rab bin ismini bos yere agzina almayacaksin. Sebt gununu takdis edeceksin.

Evet. Daha konuya girer girmez apacik goruluyor ki ilk uc emir kullum yalan. Sebt gunleri, Rab bin adi, baska ilahlar, urkutucu bir dil... Primitif insani korkutup kontrol altina almak icin dusunulmus urkutucu bir dil. Bu turden batil zirvaliklarin 21. Yuzyilin entelektuel ve medeni insaninin hayatinda gecerliligi kesinlikle olamaz. O zaman ilk uc emri atiyoruz gitsin ve elde var yedi.

Babana ve anana hurmet edeceksin.

Bu emir itaat ve otoriteye saygi gostermeyle ilgili. Bir baska deyisle bu emrin amaci insanlari kolayindan kontrol altina alabilmek. Gercek su ki itaat ve saygi durduk yerde verilen seyler degildir. Kazanilmalari gerekir. Itaat ve saygi ebeveynin ya da saygi duyulacak birey her kimse onun performansina bagli olmalidir. Kimi ebeveyn saygiyi hak ederken pek cok ebeveyn hak etmez. Nokta. Kaldi alti.

Simdi, her ne kadar mantik dinin anlayip kabullenmekte zorlandigi bir husus olsa da, ben mantikli davranacagim ve zaman kazanmak icin listede bazi atlamalar yapacagim.

Calmayacaksin. Yalan sahadet etmeyeceksin.

Calmak ve yalancilik. Biraz dusunurseniz goreceksiniz ki bu iki emir aslinda ayni davranis turunden bahsediyor: ahlaksizlik. Hirsizlik ve yalancilik! Yani ikisine birden ihtiyacimiz yok. Onun yerine bunlari tek bir emirde birlestirerek ozetle ahlaksizlik yapmayacaksin deriz ve hooop, bes emir kaldi.

Bu arada emirleri birlestirmeye baslamisken, birlikte olmasi gereken iki emir daha var:

Zina etmeyeceksin ve Komsunun karisina goz koymayacaksin .

Yine bu iki emir de ayni davranis turunu yasakliyorlar ki bu sefer yasaklanan evlilik yuvasina sadakatsizlik. Bunlar arasindaki fark goz koyma olayinin beyinde olup bitmesi. Ve ben insanlara baskalarinin karisiyla ilgili fanteziler kurmayi yasaklamamaniz gerektigini dusunuyorum. Oyle ya yasakladik diyelim, adam cavusu tokatlarken ne dusunecek peki? Ama evlilik yuvasina sadakat mantikli bir fikir. O yuzden bu fikri tutalim ve diyelim ki sadakatsizlik yapmayacaksin ve birden bire dorde dustuk.

Ve tekrar dusundugumuzde fark ederiz ki durustluk ve iffet de aslinda ayni genel degerin bilesenleridir. Yani aslina bakarsaniz durustlukle ilgili iki emir ile sadakatle ilgili iki emri de birlestirip olumsuz ifade yerine olumlu ifade kullanmak suretiyle her zaman durust ve sadik olacaksin diyebiliriz. Boylece elimizde uc emir kaliyor.

Komsunun malina mulkune goz koymayacaksin / imrenmeyeceksin.

Iste bu dupeduz aptallik. Ekonomi, komsularimizin malina mulkune imrenmemiz sayesinde ayakta duruyor. Komsu sarki soyleyen bir vibrator aldiginda aynisindan bir tane de siz edinmek istersiniz. Imrenme anlamindaki goz koyma istihdam yaratir. Imrenmeye dokunmayin. Imrenmeyle ilgili bu emri de cikarttigimizda geriye iki emir kalmistir: birlestirip kapsamini genislettigimiz sadakat emri ile henuz bahsetmemis oldugumuz bir diger emir:

Oldurmeyeceksin.

Besinci emirle yasaklanan cinayet. Ancak biraz dusunursek, aslinda din hicbir zaman cinayeti kabullenmekte sorun yasamamistir ki. Hem de hic! Tarihte tanri adina oldurulenlerin sayisi tum diger nedenlerle oldurulenlerin sayisindan cok daha fazladir. Birkac ornek vermek gerekirse: Irlanda tarihini dusunun, Orta Doguyu, Hacli Seferlerini, Engizisyon mahkemelerini, Amerika daki kurtaj cerrahi cinayetlerini dusunun. Ve evet, lafi agzimdan aldiniz: Dunya Ticaret Merkezini dusunun ve dindar kesimin oldurmeyeceksin emrini ne kadar ciddiye aldigini goreceksiniz. Cok acik ortada ki dindar kesim icin, ozellikle de kati dindarlar icin cinayet pazarliga acik bir husus. Bu konu sadece oldurenin kim oldurulenin kim olduguna bagli.

Ve iste tum bunlar isiginda dostlar, sizlere tarafimdan revize edilmis iki emir listesini sunuyorum:

Birinci Emir: Her zaman -ve ozellikle de kukuyu kimden aliyorsan ona karsi, durust ve sadik olacaksin; ve

Ikinci Emir: Karsindakinin senin tapindigin gorunmez yaratiktan farkli bir gorunmez yaratiga tapiniyor olmasi durumu haric; kimseyi oldurmemeye gayret edeceksin.

Bu kadari yeter de artar bile dostlar. Musa emirleri dagdan indirirken cebinde bile tasiyabilirdi. Ve eger boyle bir listemiz olsaydi iste o zaman o zeki Alabama yargicinin kamusal alanda duvarda kalici olarak sergilemesine de aldirmazdim.

Elbette ek bir emir daha yazdirmasi kaydiyla: kendi dinini kendine saklayacaksin .


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder