22 Nisan 2017 Cumartesi

Güleriz ağlanacak halimize.....

Cin Suresi (72)

Mekke'de nâzil olmuştur: 28 âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır. Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de Müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu.


1. Gul ûhiye ileyye ennehustemea neferum minel cinni fegâlû innē semiğnē gurâben acebē.

2. Yehdî ilērruşdi feâmennē bihi velen nnuşrike birabbinē ehadē.

3. Veennehu teâlē ceddu rabbinē mētte[k]haze sâhibetev velē veledē.

4. Veennehu kēne yegûlu sefîhunē alēllâhi şetatâ.

5. Veennē zanennē el len tegûlel insu vēlcinnu alellâhi kezibē.

6. Veennehu kēne ricēlum-minel insi yeûzûne biricēlim minel cinni fezēdûhum rahekē.

7. Veennehum zannû kemē zanentum el len yebasellâhu ehadē.

8. Veennē lemesnes-semēe fevecednēhē muliet harasen şedîdev veşuhubē.

9. Veennē künnē negudu minhē megâide lis-semi femen yestemiil âne yecid lehu şihēber-rasadē.

10. Veennē lē nedrî eşerrun urîde bimen fil erdi em erâde bihim rabbuhum raşedē.

11. Veennē minnēs-sâlihûne veminnē dûne zelike künnē tarâiga gidedē.

12. Veennē zanennē el len-nu'cizel-lehe fil erdi velen-nuğcizehu herabē.

13. Veennē lemmē semiğnel hudē âmennē bihi femen yu'mim birabbihi felē yekhâfu bekhsev-velē rahekē.

14. Veennē minnel muslimûne veminnel gâsitûne femen esleme feuvleike teharrav raşedē.

15. Veemmel gâsitûne fekēnû licehenneme hatabē.

16. Veellevistegâmû alet-tarîgati leesgaynēhum mēen ğadekē.

17. Lineftinehum fîhi vemen yuğrid an zikri rabbihi yeslukhu azēben saadē.

18. Veennel mesēcide lillehi felē tedû meal-lehi ehadē.

19. Veennehu lemmē gâme abdul-lehi yedûhu kēdû yekûnûne aleyhi libedē.

20. Gul innemē edû rabbî velē uşrikü bihi ehadē.

21. Gul innî lē emlikü leküm dar[ra]ev velē raşedē.

22. Gul innî len yucîranî minel-lehi ehaduv velen ecide min dûnihi mültehadē.

23. İllē belēğam-minallâhi verisēlētihi vemen yeğsıllâhe verasûlehu feinne lehu nēra cehenneme [k]hâlidîne fîhē ebedē.

24. Hattē izē raev mē yûadûne feseyağlemûne men edafu nâsırev veegallu adedē.

25. Gul in edrî egarîbum mē tûadûne em yecalu lehu rabbî emedē.

26. Âlimul ğaybi felē yuzhiru alē ğaybihi ehadē.

27. İllē menirtedâ minerrasûlin feinnehu yeslukü mim beyni yedeyhi vemin [k]halfihi rasadē.

28. Liyağleme en gad ebleğû risēlēti rabbihim veehâta bimē ledeyhim veehsâ külle şeyin adedē


Türkçe Meali

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik .

2. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.

3. Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.

4. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş.

5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.

6. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.

7. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.

8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.

10. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?

11. Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.

12. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.

13. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.

14. İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.

15. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.

16. Şayet doğru yolda gitselerdi,onlara bol su verirdik.

17. Bu hususta kendilerini denememiz için , Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.

18. Mescitler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).

19. Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

20. (Resûlüm!) De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam.

21. De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.

22. De ki: Gerçekten (bana bir kötülük dilerse) Allah'a karşı beni kimse himaye edemez, O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam.

23. (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.

24. Sonunda, tehdit edilip durduklarını (azabı, kıyameti) gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir.

25. De ki: Tehdit edile geldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.

26. O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz;

27. Ancak, (bildirmeyi) dilediği peygamber bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar,

28. Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).

Cinlerin zararları

Sual: Cin insana zarar verir mi, insan şekline girebilir mi? Zararından korunmak için ne yapmalı?
CEVAP
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabında özetle deniyor ki:
Cinlerin müslüman olanı ve olmayanı vardır. Müslüman olan cinlerden insanlara bir zarar gelmez. Bunlar, yalnız ibadet ederler. Ehl-i sünnet âlimleri bunları tanır. Salih insanlar gibi görünür ve sohbet ederler. Kâfir olan cinler, insanlara çeşitli şekilde zarar verirler. İnsandan ayrılmayıp her şekle girebilirler. Mesela mikrop şekline girip insanın damarlarında dolaşırlar. Yalnız müminlerin kalbine giremez ise de, kalbine vesvese verebilir. Keçi, yılan, kedi şekline girdikleri çok görülmüştür.

Kâfir cinler, iyi insan şekline de girip iyi ve faydalı şeyler de yaparlar. Kâfir ve fâsıklarla arkadaşlık yapınca, hiç ayrılmayıp onları günaha ve küfre sokarlar.

Cinler ve şeytanlar rüyada da görülebilir. Çok güzel şekle girip ihtilama sebep olurlar.

Herkesin kâfir bir cin arkadaşı vardır. Melekler, insanları cinlerin zararından korur.

Âyet-i kerime ve dua okuyup, Allahü teâlâya sığınanlara da cinler bir şey yapamazlar.

İnsanlara, hastalıkların tedavilerini ve gerekli ilaç öğrettikleri, sara hastasının bedenine girip, ona zarar verdikleri, insanlara nazarlarının değdiği kitaplarda yazılıdır.

Cin üç sınıftır:

1- Rüzgar ve hava gibi olanlar.
2- Yerdeki böcek ve hayvancık gibi olanlar.
3- Dinin emir ve yasaklarına uymakla vazifeli olanlar ki bunlara hesap ve azap vardır.

Cin, ateş ve havadan yaratıldığı için çok latiftir, çabuk hareket eder, hafif bir çarpmada hemen ölürler. Ömürleri kısa, din bilgileri azdır ve kibirli olurlar, birbirleri ile hep dövüşür ve savaşırlar. Cinnin ölümü, yerde kaybolmakla olur. İhtiyarları, gençleşir, çocukluk haline döner ve ölüp yerde kaybolur.

Kâfir cinler, cinci ve büyücülerin bildirdiği insanlara sihir = büyü yaparlar. Hadika'daki hadis-i şerifte, (Sihir = büyü yapan, yaptıran ve inanan bizden değildir) buyuruluyor. Cinciler, falcılar ve yıldız nameye bakıp, sorulan her şeye cevap verenler büyücü sınıfına girerler. Bunlara gidip, söylediklerine, yaptıklarına inanmak, bazen doğru çıksa bile, Allah'tan başkasının her şeyi bildiğine ve her dilediğini yapacağına inanmak olup, küfür olur.

Geçmiş şeyleri cinden sormak caiz, ileride olacak şeyleri sormak caiz değildir. Çünkü geleceği ve gaybı ancak Allahü teâlâ bilir. Kâfir cinler yalancı olduğu için olmuş şeyleri de görmeden gördük diyebilirler. Cinciye gidip, insanı cinden kurtardığına inanıp, ona ücret vermek caiz değildir.

Cinden kurtulmak için en tesirli silah Kelime-i temcid (La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim) ve istigfar duasıdır. Bunları okuyandan, cinler kaçar ve büyü bozulur. Cin mektubu denilen duayı, yanında taşıyana veya evinde bulundurana cin gelmez, dadanmış olan cin de gider.

Âyet-el-kürsi, İhlas, Muavvizeteyn ve Fatiha surelerini sık sık okumak da, insanı cinden muhafaza eder. Bu âyet-i kerimeleri okumakla, bu mektubu taşımakla, şifa âyetlerini okumakla ve yazıp suyunu içmekle faydalanmak isteyenlerin Ehl-i sünnet itikadına uygun olarak doğru iman sahibi olması gerekir. Bunları yazanın ve kullananın itikadı doğru olmazsa ve haram işlerse, faydaları görülmez.

Cin ve şeytan şerrinden kurtulmak için ve sara hastalığına ve sihre, büyüye karşı koruyucu âyet denilen (ayat-ı hırz)ı yedi gün okumalı ve bu âyetleri üzerinde taşımalıdır.

Evliyanın ruhları, görünmeden de, görünerek de, sevdiklerine fayda verir ve belalardan korur. Onları tanımaya, sevmeye ve sevilmeye uğraşmalıdır. (Daha fazla bilgi için Seadet-i Ebediyye kitabına bakılmalı.)

Cin ve şeytan

Sual: Cinle şeytanın yaratılış bakımından farkı nedir?
CEVAP
Şeytan da, cin gibi, ateşle havadan yaratılmıştır; fakat cinde hava, şeytanda ateş fazladır. Cinlerin kâfir olanları olduğu gibi Müslüman olanları da vardır. Şeytanların ise hepsi kâfirdir. (Keşkül risalesi)


İlk olarak bu mizah değil, hayatın bir gerçeğidir.
Türk halkı bunlara inanıyor.
Aslında sadece Türk halkı değil, bütün Müslümanlar inanıyor.
Hatta Hristiyanlar, Museviler de inanıyor.

İkinci olarak cin inancı İslama ters, din dışı bir inanç değildir.
Tam tersine Muhammed'e göre cinler vardır.
İnsandan gizli, zaman zaman tehlikeli, musallat olabilen yaratıklardır.

Kur'anda ve çok fazla hadiste cinlerden bahsedilir.
Dolayısıyla halis bir Müslüman cinlere inanmak durumundadır.
Ben Müslümanım diyenin cinlere inanmaması mümkün değildir.

Dolayısıyla %99(?!..)'u Müslüman olan bir memlekette bir apartmanın cinlerden korunmak için üfürükçü tutması, bunu ortak gider olarak kat maliklerine pay etmesi çok tuhaf karşılanmamalı.

Aslında az bile.
Bana göre  madem ki, bu ülkede halkın %99(?!..)'u Müslüman cinlere ilişkin söylenenler, yapılanlar az bile.

Doğrusu, zorunlu din derslerinde bu konunun işlenmesi gerekir.
Çocuklarımızı cinlere karşı bilinçlendirmek, onları cinlerin kötü etkilerinden korunmalarını sağlamak üzere neler yapılacağını, hangi duaların okunacağını falan öğretmek gerek.

Bir de şeytan var. Şeytan konusu da ayrıntılı şekilde işlenmeli.
Şeytanın tehlikeleri, korunma yolları falan.

Konuyu bu şekilde ele alınca İmam Hatip Okullarının Hogward Cadılık ve Büyücülük Akademisine benzer halde olduğu görülüyor.
İmamlar da Harry Potter kıvamında masal kahramanları.
Değil mi?

Fal bilimi, kara büyüden korunma dersi, iksirler, böcüklerle mücadele, süpürge üzerinde uçma eğitimi, büyüler, spor dersinde de büyü savaşları.
Neden zorunlu din derslerinde, imam hatip liselerinde, ilahiyat fakültelerinde bu konulara hiç değinilmiyor.


Doğrusu ben kolayını buldum.
Ben ne cinlere inanıyorum, ne de Muhammed'e.
Bu durumda hiçbir sıkıntı kalmıyor.
Size de tavsiye ederim.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc)            L2fSIJNoA0xfSNxA


a45UyF587661-150516104348 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/04/22  21:52 3  49  bizdensize@googlegroups.com

 

Her sey, zevk ve aci vermesi bakimindan iyi ya da kotu olarak adlandirilir.

John Locke

Yunus Suresi nin 82.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami: -Ve Allah hakki, kelimeleriyle yerine getirecektir
Said-i Nursi ye gore: Bu ayetteki Kelimeler sozuyle, Risale-i Nur anlatilmak isteniyor.
Risale-i Nur butunu icindeki Sozler adli Risale nin Arapca karsiligi da Kelimelerdir Oyleyse ayetin anlami da su oluyor:
Ve Allah, kelimeleri yani Risale-i Nur la hakki yerine getirecektir

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Devede Kulak Safsatasi (Fallacy of the Beard) :
Bir iddianin kabulunu saglamak icin iddiaya uymayan ayrintilarin hic bir farklilik yaratmayacagini ve en kucuk bir onem tasimadigini iddia etmekten olusan hatali cikarim
Ornek 1:
Sigara icilmesi, Ankara da hava kirliligine etki edecek degil ya..
Guncel Ornek 1:
Anayasa bir kez cignenmekle bir sey olmaz.
- Turgut Ozal Turgut Ozal anayasanin bir kere ihlal edilmesinin onemsiz oldugunu ve onemli problemler yaratmayacagi cikarimini yapiyor.
Guncel Ornek 2:
Yurumekle yollar asinmaz.
- Suleyman Demirel Suleyman Demirel yurumenin yollarin asinmasina etkisinin onemsiz oldugunu one surerek yurumekle bir seyin degismeyecegi cikarimini yapiyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder