DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI ÜÇ SİLAH: EĞİTİM PROPAGANDA VE EKONOMİK BASKI
Bertrand Russell'ın 1922 yılında Moncure Conway Konferansında sunup daha sonra Özgür Düşünce ve Resmi Propaganda (1922) adıyla yayımladığı yazısı düşünce özgürlüğü konusunda yazılmış en açıklayıcı metinlerden birisi. (Yazıyı Nermin Arık çevirisiyle Say Yayınları tarafından yayımlanan Sorgulayan Denemeler kitabında bulabilirsiniz. )
Bertrand Russell düşünce özgürlüğünü tırpanlayan yaklaşımın temelinde irrasyonel yani akla bilime dayanmayan görüşlerin yattığını açıkladıktan sonra bu tür düşüncelerin nasıl olup da bu kadar yaygınlaşabildiğini sorguluyor. Öyle ya insanlar hem bilgi çağında yaşayıp hem de bu kadar yalanla dogmayla nasıl karşılaşıyor? Yıllarca okullarda okuyup da en basit yalanlara nasıl kanabiliyor?
Russell özgür düşüncenin yalnızca dinlerin değil tüm yönlendirici dış etkenlerin baskısından kurtulmuş olması gerektiğini vurguluyor. Russell'a göre geniş anlamıyla özgür düşünceyi baskılayarak irrasyonel düşüncenin öne çıkartılması için üç temel öğe kullanılıyor: Eğitim Propaganda ve Ekonomik Baskı.
Russell doğrudan yasalarla cezalandırmak yerine bu üç öğeyi kullanarak özgürlüklerin toplum içinde gönüllü olarak sınırlandırılmasının sağlanabileceğini belirtiyor. İsterseniz biraz da bu öğelere odaklanalım:
Eğitim çocuklara bir yandan temel bilimleri öğretirken diğer yandan devletin istediği düşünceleri veya dini öğeleri de öğretir. Rasyonel düşünceyle irrasyonel olanın harmanından oluşan bir eğitim sisteminden sorgulayan kuşku duyan insanların çıkmasını beklemek güçtür.
Bugün herhangi bir yerde söylendiğinde insanların güleceği yalanları gazetelere röportajlar vererek otobüs duraklarına asarak sürekli yinelerseniz insanlar buna inanır. Russell propagandanın psikologları bile şaşırtan bu başarısının sonucu olarak zengin ve güçlü olanın diğerlerine oranla çok büyük bir avantaj sağladığını çünkü zenginlerin propaganda olanaklarının çok daha fazla olduğunu söyler.
Özgür düşüncenin önündeki üçüncü engel ise ekonomik baskıdır. Bu baskı iki türlü uygulanır: Cezalandırma ve ödüllendirme. Karşı düşüncelere sahip akademisyenlerin üniversitedeki görevlerine son vermek devlet kuruluşlarındaki muhalif görüş sahiplerini işten atmak işin ceza kısmıyla ilgilidir. Üniversite ve çeşitli kurumların sağladığı araştırma fonlarının kendi görüşlerine yakın kişilere dağıtılmasıysa ödüllendirme yöntemidir.
Devleti yönetenler genellikle bu üç öğe üzerinden düşüncelerin önüne engel koyarlar. Eğitim düzenini dogmalarla doldurmak resmi propaganda yoluyla çeşitli yalanları halka kabul ettirmek ve farklı düşünen kişilerin üzerinde ekonomik baskı kurmak düşünceyi doğrudan yasalarla yasaklamaya göre hem çok daha etkin bir yöntemdir hem de doğrudan yasaklamaya oranla daha az dikkat çeker.
Elbette bu yöntemler gizlice yürütülür. Eğitimin dogmatik yapısı manevi bir ambalajla örtülür. İşten çıkartmalar farklı gerekçelerle kamuoyuna sunulur. Resmi propaganda kanalları istediği kişiyi kurumu yüceltecek istemediğini karalayacak bir makine gibi yedi gün 24 saat çalışır. İnsanlar kahramanlar ve vatan hainleri olarak ayrışmaya başlar. Namuslu olarak övülen kişiler omuzlarda taşınırken ırz düşmanı ve terörist olarak imlenenler linç edilir.
Bu oyun sahnelenirken pek çok kişi devletin öne sürdüğü gerekçeleri -belli ölçülerde- kabul eder:
"Biz sadece dinsel eğitim yapmıyoruz bilimsel bir eğitim de veriyoruz. " (Eğitim)
"Öğrencilerin matematik fen biyoloji felsefe öğrenirken bir yandan dinlerini de öğrenmelerinin ne zararı olabilir?" (Eğitim)
"İsteyen görüşünü açıklayabilir. Yurttaşlar hepsini dinleyip neye inanacağına kendisi karar verecektir. Ancak elbette devlete zararlı görüşlerin yayılması için de kaynak sağlayacak değiliz. " (Resmi Propaganda)
"Biz devlet olarak herkese iş vermek zorunda değiliz başka yerlerde çalışabilirler. " (Ekonomik Baskı)
"Rektörün/Genel Müdürün/Başkanın kişisel kararıdır. İşten çıkarmanın arkasında siyasi değil bilimsel/ekonomik/mesleki yetersizlikler var. " (Ekonomik Baskı/Resmi Propaganda)
Eğer bir ülkede düşünce özgürlüğü değil de düşünce özgürlüğünün sınırları tartışılıyorsa orada özgür düşüncenin olmadığından kuşku duymak gerekir.
Düşünce özgürlüğü bilimin sanatın olmazsa olmazıdır. İnsanlık tarihindeki her olumlu gelişmenin altını yeterince derinlikte kazdığınızda karşınıza özgür düşünce çıkar. Ülkemizi de düşünce özgürlüğü açısından sınarken Bertrand Russell'ın ünlü yazısındaki bu üç öğenin eleğinden geçirmek gerekiyor.
Ne dersiniz düşüncelerimizi açıklarken gerçekten de özgür müyüz?
Burak Kaya
DALGIN OLU
. . . . . .
Dun guzel bir kadin gecti
Kabrimin yakinindan
Doya doya seyrettim
Gun hazinesi bacaklarini
Gecemi altust eden
Soylesem inanmazsiniz
Kalkip verecek oldum
Dusurunce mendilini
Oldugumu unutmusum
Cahit Sitki TARANCI
--
Resulullah sav buyurdular ki:
Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim.
Tirmizi, Rada 10, 1159
--
Sesi muzige donusturen asktir. Ask olmazsa, sevgi iliskileri yoksa, ozen ek$ikse, hayatin kuru bir daldan farki kalmaz.
Aziz Paul
--
BEN BIR YILDIZIM
. . . . . .
Ben bir yildizim yildizlar ortasinda,
Saga bakarim, sola bakarim, eyvah,
Yapayalnizim yildizlar ortasinda.
Bir bitmez duzelikte aksamla sabah.
. . . . . .
Alabildigine bana vermisler, ?al! ?
Dayanilmaz bosluguyla bu evreni
?Bu gercek, bunu al! Bu dus, bunu da al! ?
Ne ki varsa, bana yazilmis nedeni.
. . . . . .
Mutluyum, bu guzel, bu tek yildizlikta;
Milyonlarca sunu, adak sana, tanrim!
Ama kalbim catlayacak yalnizlikta,
Hic olmazsa bir ayna ver bana, tanrim!
Ahmet Muhip DRANAS
a45UyF587661
--
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder