21 Temmuz 2018 Cumartesi

DOKTORA SALDIRAN MAGANDANIN ANATOMİSİ

Bu makalenin sahibi tıp doktoru hoca kendince teşhis ve önlemler sıralamış.
Bunlar yanlış değil.

Ancak, ben olayın artık ender görülen bir olay olmadığını sistematik ve toplumsal bir olay haline geldiğine dikkat çekmek isterim.

Ve benim de ek olarak alınmasını istediğim basit ama sonuç alıcı bir önlem var.
Sağlık kurumlarında saldırganlaşan herkesin özlük bilgileri ve en başta da TC kimlik numaraları haklı ya da haksız olmalarına bakılmaksızın hekimlerin kolayca ulaşabilcekleri bir sosyal medya aracında kolayca arama yapılabilecek şekilde yayınlanmalı.
Bunun insan haklarıyla, hasta haklarıyla falan bir alakası yoktur.

Nasıl ki, insanları diğer tehlikelere karşı uyarmak bir ihtiyaçsa saldırgan hasta ve yakınlarını da özellikle bunlarla yüzleşme ihtimali olan hekimlere bir şekilde duyurmak, bildirmek bir ihtiyaçtır.
Hekimler ise kendi vicdani ölçülerine göre arzu ederlerse bu hastaları önlem alarak muayene ve tedavi ederler, ya da arzu ederlerse de bu hastaları kendilerine yönelik tehdit yarattıkları için tedavi etmeyi reddederler..

Hekimlerin toplumun içine saklanmış olan ve tıpkı bir mayın gibi bir gün üzerine basacak hekim bekleyen bu sinsi tehlike hakkında bilgili ve bilinçli olmaya hakları vardır.
Bütün insanların olduğu gibi hekimlerinde yaşam hakları vardır ve kutsaldır.
Ve kimsenin yaşam hakkı diğerlerinden daha az kıymetli değildir.

Hipokrat yemini hekimlerin yaşamlarını feda etmelerini emreden, kendi emniyetlerini sağlamalarını önleyici bir şey değildir.
Hekimlik de öyle pek çoklarının özellikle de hekimlerin zannettikleri gibi kendinh feda etme, fedailik yapma, olağandışı tehlike ve risklere boyun eğmek,  herkesden daha fazla fedakarlık gerektiren bir meslek değildir.
Hekimlik diğer pekçok meslek gibi aile geçindirmeye yarayan, her akşam akşam eve bedenen ve ruhen sağ ve salim dönmeyi de gerektiren bir meslektir.

Özellikle profesyonel yaşamında bir gün dahi nöbet tutmamış, icapçı olmamış, çeşitli yaşam kısıtlamalarına tabii olmamış diğer meslek sahiplerinin hekimlerden olağan üstü beklentiler içinde olmaları insafsızdır.

Eğer kimse bu önlemi almazsa, devlet de hekimlerini emniyetini almakta yetersiz ve etkisiz kalmaya devam ederse, bizzat hekimler her olay olduğunda olayın bildirimini meslekdaşlarının bulunduğu sosyal medya mecralarında yapmalıdır.
Özellikle TC kimlik numaralarının, olayı özetleyen kısa bir notla birlikte bir listede yer alması muhteşem bir etki yaratacaktır.

Bu önlem fazlasıyla caydırıcı, ishal edici, koruyucu olacaktır.

Ve bir hekim olarak meslekdaşlarımı uyarıyorum.
Geçmişte yaşanmış pek çok olayda aslında hastalar ya da yakınları şiddete yatkınlıklarını belirten uyarı işaretleri vermiştir.
Bu işaretleri ciddiye alınız.

Mümkün olursa bu türden hastaları kibarca odanızdan çıkarmanın, sizden uzaklaştırmanın tıbbi, ahlaki gerekçelerini aklınızda hazır tutunuz.
Bulunduğunuz kurumun teknik yetersizliklerini, mesleki becerinizin dışındaki bir konu olmasını, dışarıda daha ucuza hal yollarının bulunması gibi gerekçeler hemen aklıma gelenlerdir.
Topu kibarca taça atınız.
Bu sizin uzun davalar, ulusal basına yansıyan üzücü olaylardan korunmanıza yarar.

Her hastanın ve hastalığın tedavisini yapmak zorunda değilsiniz, her parayı kazanmak zorunda da değilsiniz , her şeyi bilmek, becermek zorunda da değilsiniz, her zaman hayır demeden hayır demenin yolları vardır.
Bazen bir hastanın tıbbi sorumluluğunu almamak sizin için en iyisidir.
Sizler zeki insanlarsınız, seçeneklerinizi iyi değerlendirmelisiniz.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



DOKTORA SALDIRAN MAGANDANIN ANATOMİSİ

Geçtiğimiz günlerde Harran Üniversitesi'nde nöbetçi doktor Bahattin Ahmet Yalçın'ın hasta yakını tarafından uğradığı saldırıya uğramıştı. Habertürk yazarı Prof. Dr. Temel Yılmaz doktorların ve sağlık personellerinin yaşadıkları zorlukları saldırıları kaleme aldı

21.07.2018

Birkaç gün önce Şanlıurfa'da Harran Üniversitesi'nde nöbetçi doktor Bahattin Ahmet Yalçın bir hasta yakınının saldırısına uğradı. Saldırgan yakındakilerin ifadesine göre önce arabasına koşup arabadaki pompalı tüfeği almaya çalıştı etrafındakiler engel olunca doktora kaldırım taşı ile saldırdı. Doktor kafasına aldığı taş darbeleriyle komaya girdi ve halen yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.

Özellikle geceleri hastaneler aciller sağlık merkezleri savaş alanı gibi çoğunda can güvenliği yok. Aklına gelen herkes istediği olmadığı zaman doktora bağırıyor sağlık personeline saldırıyor hakaret ediyor. Genellikle de kimse müdahale etmiyor. Gördüklerimiz okuduklarımız bu olayların medyaya yansıyan çok küçük bir bölümü. Sadece buz dağının üstü.

EN DEĞERLİ DOKTORLARIN NASIL KAYBETTİK

Cerrahpaşa 76 grubunun ortak platformundaki bir yazıda geçmiş dönemlerde saldırganlar tarafından öldürülen her biri bu ülkenin çok büyük değerleri olan doktorların bazılarının kısa hikayeleri yayınladı özetleyerek yazıyorum.

Dünyada ilk kalp naklini gerçekleştiren Dr. Barnard'ın asistanı olmuş ünlü kalp cerrahı Doç. Dr. Edip Kürklü 5 Haziran 1988'de hastasına açık kalp ameliyatını yapmış ancak hasta ameliyattan bir hafta sonra "uyuşturucu" kullandığını gizlediği için anestezi komplikasyonu sonucu hayatını kaybetmişti. Doç. Dr. Edip Kürklü 21 Temmuz 1988'de hastanın bir yakını tarafından arabasının içinde kurşunlanarak öldürüldü.

Prof. Dr. Göksel Kalaycı altmış altı yaşındaydı. Önce genel cerrahi sonra göğüs cerrahisi ihtisası yapmıştı. Ameliyat ettiği bir hastası "Ben ölürsem sen de öleceksin" diye tehdit etti. Hastanın yakını tarafından yıllarını verdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nin bahçesinde vuruldu. 11 Kasım 2005 günü hayatını kaybetti.

Dr. Ali Menekşe elli bir yaşındaydı. Giresun Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde göğüs hastalıkları uzmanıydı. Bir çocuğunu doğumda on altı yaşındaki kızını da Ankara yolunda geçirdiği trafik kazasında kaybetmişti. 15 Ocak 2008'de elli birinci doğum gününde hastası tarafından vuruldu. 14 Şubat 2008 günü hayatını kaybetti.

Dr. Ersin Aslan otuz yaşındaydı. Gaziantep Devlet Hastanesi'nde göğüs cerrahisi uzmanı olarak çalışıyordu. Daha önce ameliyat ettiği hastanın ölümünü yasa gereği MERNİS nüfus sistemine bildirdi. Ölen kişiyi yaşıyormuş gibi gösterip usulsüz aldığı 700 liralık emekli aylığının kesilmesine kızan hastanın onyedi yaşındaki torunu tarafından döner bıçağıyla bıçaklandı. Gaziantep'te çok sevilen Dr. Aslan 17 Nisan 2012 günü hayatını kaybetti.

DOKTORA ŞİDDET ÖNLENEMİYOR

İstanbul Tabip Odası'nın yaptığı açıklamada sağlık kuruluşlarında her gün otuza yakın şiddet vakası yaşandığı yetkililerin aldıklarını iddia ettikleri önlemlere karşın bu sayıda kayda değer bir azalma olmadığı bildirildi. Gerçekten son otuz yıldan beri toplumda doktorlara ve sağlık personeline saldırı katlanarak artıyor. Hiçbir Avrupa ülkesinde hatta dünyanın herhangi bir başka ülkesinde bizde olduğu kadar "sağlık terörü" yok.

Fatih Altaylı çok güzel bir yazı yazdı. Yazısında diyor ki "bir nebze ahlakı bir nebze insanlığı bir nebze gelişmişliği olan insan bilir ki hekim önemlidir. İlkel toplumlarda bile farklı adlar altında iş yapsalar da insanları tedavi edenlere saygı gösterilirdi.

Ama biz bugün ilkel kabilelerden bile daha ilkel bir noktaya doğru sürükleniyoruz" diyor ve ekliyor; "Tedavi etmeyin bu adamları". Ama hekimler bir türlü olaylardan ders çıkarmıyorlar kırılmıyorlar yine de bu insanları tedavi etmeye devam ediyorlar.

KİM BU ADAMLAR

Bu insanlar bu toplumun ara kuşağı. Bu kuşak köyde büyümüş geleneksel Türk feodal ahlak yapısı ve aile değerleri ile yetişmiş kuşakla kentte büyümüş evrensel entelektüel değerleri ve ahlak yapısını benimsemiş kuşak arasında kalan kesim. Çoğunluğu arabesk kültürle yetişmiş köyden kente göç ederken arada kalmış ne köylü ne kentli olabilmiş eğitimi yetersiz çoğunlukla ezilmiş bir kesim.

Bu ezilmişliğin şekillendirdiği psikolojik yapıyla kendisinden güçlülere boyun eğen kendisinden zayıflara karşı saldırgan ve acımasız olan insanlar. Kurtlar Vadisi oyuncu tiplemelerinde bu insanları görebilirsiniz. Genellikle içe kapalı ezildikçe daha çok saldırganlaşan şiddete eğimli iletişim yerine hemen silaha sarılan öldürmeye hazır psikopatolojik kişilik yapısı olan bir kesim bu grup.

Bu ülkede kadın cinayetlerini işleyenler de yavru bir köpeğin dört bacağını da kesip sokağa atanlar da çocuklar dahil gücü yettiğinin malını canını gasp eden taciz edenler de doktora sağlık personeline saldıranlar da bu insanlar. Bu insanları son 40 yılın kötü eğitim sistemiyle Kurtlar Vadisi benzeri dizilerle Recep İvedik filmleriyle arabesk kültürüyle toplum olarak biz yarattık. Bu insanların sayısı artık geleneksel feodal ahlak kültürüyle yetişmiş köyde yaşayan kesimden de evrensel entelektüel ahlak değerleriyle yetişmiş kent kökenli kesimden de onlarca kat daha fazla.

Oysa bu ülkede bir mühendis bir hukukçu bir yönetici idareci 4 yılda diploma alırken bir doktor 6 yıl fakülte 2 yıl mecburi hizmet (Sağlık Bakanlığı 2 yıl mecburi hizmet yapmadan doktora diplomasını vermez) ancak 8 yılda doktor olma hakkını kazanır bir uzman doktor mecburi hizmetleriyle 14 yılda diplomasını alır.

Doktorlar üniversiteye en yüksek puanla girerler bu ülkede doktor kolay yetişmez. Doktorların çalışma koşulları çok zordur. Özellikle aciller doktor için kabustur ülkemizde bir geleneği olarak acile gelen her hasta yanında onlarca kişiyle gelir. Herkes içeri doluşur herkes önce kendi hastası bakılsın ister herkes gergindir herkes saldırgandır. İstediği olmayınca silaha sarılır darp eder.

DOKTORLARIN CAN GÜVENLİĞİ İÇİN ÜÇ ÖNERİ

* Doktor acil kliniklerde bir taraftan acil hastalara koşuştururken diğer taraftan can güvenliği endişesi taşır çünkü hekim iyi korunmaz. Sorun özel güvenlikle çözülmez ancak devletin kolluk kuvvetlerinin acil kliniklerde etkin görev alması sağlık ekibini rahatlatır.

* Devlet hakimini savcısını ya da kaymakamını korumaya muktedirse doktorunu hemşiresini de koruyabilmeli. Sağlık teröristleri gündüz hastanede de doktorun sağlık personelinin devletin koruması altında olduğunu bilmeli.

* Sağlık personeline saldırıyı önlemek için caydırıcı yasalar bir an önce çıkarılmalı.

https://www.haberturk.com/doktora-saldiran-magandanin-anatomisi-2069011

--
Kucuk olani hor gorme, daglar, cakillardan yapilmistir.

Fethi Yeken

--

Nurculukta nedense tarikat sozcugu kullanilmaz.
Nurcular kendi topluluklarina cemaat derler.
***
Islam inanclarina gore bu dini secen topluluga CEMAAT denir.
peygamberin cevresinde toplanan, Kuran a baglanan kimselerin birligi cemaattir.
Said-i Nursi de yeni bir din kurdugunu ileri surdugunden ona bagli topluluga cemaat demistir

--

Telefonda konusurken gulumse.
Karsindaki sesinden gulumseyisini duyacaktir.

Anonim Nasihat

--

Unutma! Agzinda bal olan arinin kuyrugunda da ignesi vardir.

Lyly

a45UyF587661
--


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder