22 Temmuz 2018 Pazar

SELCAN TAŞÇI HAMŞİOĞLU: MEDYADA DA "DEVLET İÇİN" Mİ ÇALIŞIYOR?

SELCAN TAŞÇI HAMŞİOĞLU: MEDYADA DA "DEVLET İÇİN" Mİ ÇALIŞIYOR?

Son birkaç yılın hemen her gününü jurnallemek yoluyla medya patronlarının gazetecilerin köşe yazarlarının televizyoncularının ekmeğiyle oynamaya adayan hemen her gün bir meslektaşımızı terör örgütlerinden örgüt beğenerek onunla ilişkilendirmeye çalışan boş atıp dolu tutma heveskârı köşe kadısı Adnan Oktar'a saygıda kusur etmediği videolarının ortaya çıkması üzerine savunmaya geçmiş.

İddiası o ki tıpkı "tetikçiliği" gibi "Allah ile aldatan cemaat görünümlü suç örgütüyle ilişkisi" de "devlete hizmet için"miş!

Meczup görünümlü çete elebaşının önünde "hocammmm" diye "devlet" için eğilip bükülmüş.

"Devlet için" kripto olmuş.

"Devlet için" o sapıklar güruhuna karışmış -ki maazallah neler gelmez insanın başına büyük kahramanlık yapmış-.

***

Mevzuyu sulandırmak gibi olmayacaksa bir ihtimal daha var;

Geçen sezon çok fazla Vatanım Sensin izlemiş kendisini "General Cevdet" zannetmeye başlamış!

***

İki ucu pis değnek.

Bir tarafta dün meslektaşımız İsmail Saymaz'ın da kaydettiği sorular var:

- Bu kişi devletin haber alma ve istihbarat elemanı mıdır? Yoksa bir soruşturmadan kurtulmak için yalan mı söylemektedir?

Bu sorular cevaplarını bulamaz ve bu fotoğraf böyle boz-bulanık kalırsa nelere "yol olacağını" tahmin bile demezsiniz!

Pişkinlik parayla değil ya; düşünsenize yarın bir gün Ekrem Dumanlı'nın da "her şeyi devlet için yaptım" diye ortaya çıktığını bir düşünsenize...

"Devlet için kurşun atmak da kurşun yemek de şeref" ise mesela; "iftira atmak haysiyet cellatlığı bilgi kirliliği yaratmak" neden olmasın deyip Mümtaz'er Türköne de çıkar ve "ne yazdımsa devlet için yazdım" derse...

Zekeriya Öz'e sorun; o da kesin "devlet için" işlemiştir onca suçu mesela; atış serbest ucu açık...

Bu sebepten dolayı "devlet" dediğimiz soyut kavramın "ete kemiğe büründüğü" birileri varsa bir yerlerde hâlâ çıkmalı ve "devlet"i bir "kılıf" olmaktan çıkaracak netlik ayarını yapmalı; "devlet için"!

***

Diğer tarafta...

Ya bu kişi dediği gibi sahiden de işi devlet için bilgi belge toplamak olan bir "eleman"sa...

Medyaya da bu misyonla mı sızdırıldı acaba?

Mahallede "casus" mu var?

Öyleyse şimdi bu modeli palazlandıran yandaş propaganda bültenleri düşünsün;

"Devlet" neden içlerine "ajan" sokma ihtiyacı duydu acaba?

Hangi zanla?

***

En güzel taklayı ben attım

Sosyal medya icat oldu yağcılık yalakalık dalkavukluk taklacılık çağ atladı!

Gazeteci kılıklı adam/kadın ya Cumhurbaşkanının/Cumhurbaşkanlığının ya bir bakanın/bakanlığın ya güçlü bir belediye başkanının ya da etkili bir kurumun toplantısına/davetine/gezisine/etkinliğine vs. katılmış sosyal medya hesabından "izlenimini" paylaşıyor. Buraya kadar izlenimin içeriğinden damlayan yağlar dışında hiçbir gariplik yok. Keza o yağlar da "haber değerini" kaybedeli çok oldu bizim mahallede...

Ama...

Bizim gazeteci kılıklı orada durmuyor işte taklasını atıp "rast gele" diyerek geçmiyor akışına bırakmıyor taklasının göründüğünden emin olmak istiyor. Bunun için de vıcık vıcık mesajını "mention-lamak(!)" suretiyle muhatabının gözüne gözüne sokuyor.

Bu hareketin tercümesi şu:

- Sayın Cumhurbaşkanım Kıymetli Bakanım Değerli Yönetim Kurulu Başkanım Sevgili Genel Müdürüm baaaaaak gördün mü nasıl nasıl övdüm! Baaak gördün mü seni nasıl göklere çıkardım! Gördün ama değil mi; gördün! "Gör beni"!

Yazılarını da pazarlıyorlar aynı şekilde.

Mesela bir dergiye internet sitesine gazeteye röportaj verdiler ve röportajda herhangi bir iktidarlıya övgüler mi düzdüler; o röportajları da.

O minvalde bir konuşma yaptılarsa onun videolarını da.

Ne demek bütün bunlar biliyor musunuz?

Gazeteciler hâlâ meslek ahlak ve ilkelerini korumanın mücadelesini vermeye çalışıyor olabilirler ama "gazeteci kılıklılar" "toplum için" yapmıyorlar artık bu işi. Onların yaptığı ne "kamu hizmeti" ne "kamu görevi"... Onlar sırtlarını sıvazlatmaya çalıştıkları kişinin okuması için yazıyorlar sadece ona duyurmak için konuşuyorlar... Direkt muhatabına olmazsa danışmanına özel kalemine sekreterine -eşek değiller ya canım iletirler 'patron'a herhalde-...

***

Bakanlar nasıl atandı?

Yeni bakanların isimlerinin ilan edildiği geceden beri aklıma takılan bir husus var. Ha sordum ha soracağım derken bugüne kadar sarktı.

O gece bir gazeteci -yanlış hatırlamıyorsam Habertürk'e- sıcağı sıcağına tanık olduğu bir olayın bilgisini nakletmişti.

Bakanların isimlerinin beklendiği dakikalarda havaalanında olan gazeteci yanında oturan kadına bir telefon geldiğini sonra kadının birkaç telefon görüşmesi daha yaptığını kulak misafiri oldukları üzerine kadına "ne olduğunu" sorduğunda "bakan olmuşum galiba saraya çağırıyorlar" cevabını aldığını ve bu kadının da Ruhsar Pekcan olduğunu ifade etmişti!

Canlı yayında bu hikayeyi dinlediğimden beri kafamı kurcalayan soru şu:

Bakan atamaları "seni bakan yaptım" şeklinde mi yapıldı yani? Ya içlerinden biri "hayır" deseydi? "Hayır" cevabı kabul edilmeyecek miydi zorla mı bakan yapılacaktı o kişi?

--
Genclik cabuk gecer derler, maalesef ihtiyarlik da oyle.

Cenap sehabeddin

--

Ahzab Suresi 50.Ayet:

Ey Peygamber!
Mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik.
Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik).
Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz.
(Bu hususta ne yapmalari lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin.
Allah bagislayandir, merhamet edendir.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

--

Dusunce akillarin cilasidir.

Hz.Ali

--

CIRKIN
. . . . . .
Cirkin, yavrum, dudaklarindaki kizillik,
Kansiz dogaya karsi.
Uyurken memleket ve evren uzaktan,
Uyurken bir hucre, hucreler icinde,
Eksi.
Cirkin, bu satislar,
Yuzde yirmi, yuzde otuz.
Gecer anlarin tadi icerden ;
Anilar ve sevgiler, carsilar ustunde, ucar.
Yeniden var oluruz.
Surunur ovalar yasli ve bosuna,
Cirkin simdi, yukselmis guzellik.
Ve kacar yasamanin olculerinde; yeni, uzun;
Bir avucluk, butun dokunduklarimiz,
Bir ellik.
Okulumuz, bahcelere, hesaplara donmus,
Cirkin.
Sonsuz ormanligi rahatligin, yuce uzamisligi erdemliligin,
Daglarda ve sokaklarda.
Tedirgin.
Yalanla, gerceklerin sirrina varmis,
Oyunla karismis, olmuslerin akillarina;
Cirkin, mahkemelerde bir avukat.
Gelir bilinmeyen yonlerin namussuz hoslugu,
Korlerden ve topallardan daha sakat.
Cirkindir, uzayan erkek vakitlere gore,
Gece yarisi.
Agriyan kemiklerle, uzakliklara gizlenmis,
Acimakla degil, korkuncluguyla buyuk,
Yildizlar yildizlar ve yukarisi.
Cirkin degil midir, dolarken nesillerin hayirsizligina,
Yavas yavas.
Ninelerin carpilmis yuzunde,
Kabul edilmemis duasinda gelinlerin,
Tarihlerden bir savas?
Bir ekmek kavgasi duyulur ta boceklerden,
Uluyan agaclar, susan makineler sesi.
Igrenc hendeseleri govdenin, burunur duslere;
Gezegenler arasindaki uygarliga karsi,
Cirkin, doymuslarin ve doymamislarin nefesi.

Fazil Husnu DAGLARCA

a45UyF587661
--


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder