YILMAZ ÖZDİL : AKBELEN ORMANI
Yayınlanma: 11 Ağustos 2021
1920.
İşgal yıllarıydı.
Ege bölgemize Yunan oturmuştu.
Coca Cola krizi çıktı!
★
İzmir'de McAndrews & Forbes Company adında bir İngiliz şirketi vardı meyan kökünde dünya tekeliydi.
1850'li yıllarda bizim topraklara gelmiş Saray'dan imtiyaz koparmıştı Ege bölgesinde meyan kökü topluyordu.
Aydın Nazilli ve Söke'deki fabrikalarında endüstriyel olarak işliyor sonra da ABD'ye ihraç ediyordu.
Kilosunu 20 paraya alıyor işliyor 6 kuruşa satıyordu kilo başına 12 kat kazanç sağlıyordu yılda 50 bin ton ihraç ediyordu.
En büyük alıcısı Coca Cola'ydı.
Hammaddesiydi.
Ayrıca sakız şurup bira yapımında kullanılıyordu.
Osmanlı sarayı'nın hiçbir şeyden haberi olmadığı gibi meyan kökünün değerinden filan da haberi yoktu.
Hüda-i Nabit yani doğada kendi kendine yetişen ticari açıdan işe yaramayan bitkilerden sayılıyordu.
Ege'deki Yunan işgali McAndrews & Forbes Company'nin faaliyetlerini durdurmamıştı topraklarımızda kan gövdeyi götürürken ticarete şakır şakır devam ediyorlardı.
1920 yılının ocak ayında o güne kadar görülmemiş bir şey oldu İngiliz şirketinin Aydın'daki fabrikasından yüklenen ve İzmir Limanı'na giden deve kervanları şehre girerken Kuvayı Milliye tarafından durduruldu malın tamamına el konuldu.
Sonra bir daha…
Sonra bir daha…
Meyankökü trafiği kesilmişti.
Şirket İngiliz şirketiydi ama en büyük alıcı ABD olduğu için İngiliz elçisinden önce ABD elçisi devreye girdi Vahdettin'in dışişleri bakanını ayağına çağırdı "başıbozuk çetelerle temas kurun meyankökü sorununu derhal halledin" diye fırçaladı!
Şımarıklık bu seviyedeydi.
Hem bizim memleketimizi işgal ediyorlar soyuyorlar sömürüyorlar hem de bize "başıbozuk çete" diyorlardı.
Bizim topraklarımızı kendi hakları olarak görüyorlardı.
★
Ve sadece yerüstünü değil asıl yeraltı zenginliklerimizi götürüyorlardı.
★
Aynı dönemde yani Ege işgal altındayken Osmanlı sarayı tarafından bir İngiliz şirketine Aydın'da ve Muğla'da petrol arama ruhsatı verildi bir Fransız şirketine Manisa'da petrol arama ruhsatı verildi bir Amerikan şirketi ise Manisa'da çoktaaan petrol kuyusu açmıştı.
Vahdettin hükümetinin kapısında kuyruk olmuşlardı yangından mal kaçırır gibi ruhsat üstüne ruhsat alıyorlardı 99 yıllığına imtiyaz koparıyorlardı.
Aydın'da Kuyucak Muğla'da Dalaman Manisa'da Alaşehir'in peşindeydiler ruhsatları köy isimlerini vererek istiyorlardı.
Bu ruhsatların adreslerinden kesin olarak anlaşılıyor ki Ege bölgemizde hangi yeraltı zenginlikleri var nokta atışı yerini biliyorlardı.
Amerikalı İngiliz Fransız Alman İtalyan Yunan Avusturya Rus şirketleri vardı. Önce toprağı satın alıyor sonra satın aldıkları toprakta maden arama ruhsatı alıyorlardı. Yabancıların maden ihalelerine yerli ortaksız/doğrudan girme hakları vardı. Kömür kurşun bor ne bulurlarsa götürüyorlardı.
★
1921.
Sakarya Savaşı'nın hemen öncesiydi.
Ankara'ya sürpriz bir Amerikalı ziyaretçi geldi ısrarla Mustafa Kemal'le görüşmek istiyordu.
Barnum Brown.
Paleontologtu.
Dünyanın en ünlü dinozor avcısıydı!
T-Rex…
Yani Tyrannosaurus'u ilk bulan kişiydi.
New York'taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde sergilenen dünyanın en büyük dinozor fosil koleksiyonunu tek başına oluşturmuştu.
Hindistan'da Küba'da Burma'da Guatemala'da Patagonya'da araştırmalar yapıyordu. O yılların ilkel seyahat şartlarında adeta Indiana Jones filmlerini andıran coğrafyalarda dolaşıyordu.
Ve aslında düpedüz casustu.
ABD'nin petrol ve maden çıkarları için çalışıyordu.
Stratejik jeolojik veriler topluyordu.
Arkeoloji maskesi artık yetmiyordu paleontoloji maskesi takıyorlardı.
Ankara'ya Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'ni temsilen gelmişti.
Yeraltı zenginliklerimiz hakkında araştırma yapmak istiyordu.
Halide Edip'in aracılığıyla Mustafa Kemal'le görüştü.
"Anadolu'da fosil araştırması yapabilir miyim?" diye sordu.
Mustafa Kemal'in cevabı beklendiği gibiydi.
"Hayır!"
Barnum Brown eli boş döndü tırıs tırıs gitti.
Ama bu girişim iki gerçeğe işaret ediyordu…
Bir Anadolu'da petrol vardı.
İki Amerikan devleti henüz Sakarya Savaşı bile başlamadan önce Anadolu'daki mücadeleyi Mustafa Kemal'in kazanacağından emindi.
★
1923.
Cumhuriyet ilan edildi.
İlk iş yabancı imtiyazlarına son verildi madenler devletleştirildi.
Yeraltı kaynaklarımızın elalem tarafından yağmalanması durduruldu.
★
2002.
Akp iktidara geldi.
★
1923'ten 2003 yılına kadar yani Cumhuriyet'in ilanından Akp'nin iktidara gelmesine kadar Türkiye'de kaç maden ruhsatı verilmişti?
Bin 168.
★
Peki 2003'ten bugüne kadar kaç maden ruhsatı verildi?
En az 150 bin!
Yanlış okumadınız…
En az 150 bin.
★
İki yıl öncesine kadar resmi olarak böyleydi 2019'dan bu yana kaç ruhsat daha verdiklerini bilmiyoruz 400 bini geçtiği söyleniyor.
★
Kimisi kazıyor kimisi henüz arama yapıyor kimisi de çantacı kazma küreği bile yok ruhsatı kapıyor avantasını alıp cillop gibi devrediyor.
★
Çünkü…
2004 yılıydı.
Maden yasası çıkarıldı.
"Yağma yasası" denilseydi daha doğru olurdu.
Bu yasayla "sömürge madenciliği"nin önü açıldı.
Doğa insan bilim gibi engel kabul edilen kavramlar bu yasayla ortadan kaldırıldı.
Ormanlar meralar zeytinlikler su havzaları milli parklar hatta SİT alanları maden şirketlerine sunuldu inanmakta güçlük çekebilirsiniz ama Ayvalık'ta örneği var plaja bile maden ruhsatı verildi.
★
Bu yasa 2004 yılında hangi gün yürürlüğe girdi biliyor musunuz?
5 Haziran'da.
Dünya Çevre Günü'nde!
Yani hem yağma yasası çıkardılar hem alay ettiler.
★
Netice?
100 yıl önce imtiyazlarına son verilen yabancı maden şirketleri 100 yıl sonra yeniden yeraltı zenginliklerimize üşüştü.
Amerikalı İngiliz Avustralyalı Kanadalı Hollandalı Alman İsviçreli Belçikalı Fransız Rus Çinli İspanyol Macar Portekizli Danimarkalı İtalyan Hintli Singapurlu Güney Koreli şirketler Türkiye'de madencilik yapıyor altın gümüş bakır krom nikel bor ne bulurlarsa götürüyorlar tee Karayipler'den Cayman adalarından Virgin adalarından gelip Türkiye'yi kazan şirket var Suudi var İsrailli var Yunan var Suriyeli var.
Sırf yabancı şirketlerin Türkiye'de sahip olduğu maden alanı 200 bin kilometrekareyi aştı Türkiye topraklarının dörtte biri yani!
★
Ormanları cayır cayır yanan Muğlamız mesela… İl sınırlarının yüzde 60'ı madenler için ruhsatlandırıldı ormanlarının yüzde 65'inde maden ruhsatı var tarım alanlarının yüzde 48'inde maden ruhsatı var nadir flora ve fauna barındıran tabiatı koruma alanlarının yüzde 55'inde maden ruhsatı var arkeolojik sit alanlarının bile yüzde 66'sında maden ruhsatı var birader!
★
Marmaris mesela… Maden ruhsatı verilen yerler yandı manganez boksit krom cevherleri var Datça sınırından Akyaka sınırına kadar olan bölgeyi kapsıyor Marmaris'te sadece asrın liderimizin yazlık sarayının bulunduğu bölgede maden ruhsatı verilmedi.
Bodrum mesela… Mazı yandı Mazı maden ruhsat sahası.
Milas mesela… Ören yandı Ören maden ruhsat sahası.
★
Milas'taki Akbelen ormanları da tam olarak böyle… Kömür madeni için üç yıldır kesmeye çalışıyorlar köylüler üç yıldır direniyor.
Koronavirüs salgınını fırsat bilip sokağa çıkma yasağı varken kesmeye kalkmışlardı başaramamışlardı bu defa orman yangınında fırsat bu fırsat dediler ormanlarımız alev alev yanarken Akbelen ormanlarını biçmeye başladılar.
Üstelik bu korkunç işi nasıl yaptılar biliyor musunuz?
Orman yangınını söndürme çalışmalarına yardım etmek için Türkiye'nin dört bir yanından gönüllü vatandaşlar gelmişti bu gönüllü vatandaşlara elektrikli testere dağıttılar "şu bölgeye yangının sıçrama riski var oraya sıçrarsa durduramayız orayı tıraşlayın ki yangın yayılmasın" dediler ormanları söndürmek için gelen çevre gönüllüsü vatandaşlara Akbelen ağaçlarını kestirdiler!
Bu akılalmaz kötülük köylüler müdahale ettiğinde ortaya çıktı gönüllüler derhal durdu ama o arada 100 kadar ağaç gitti.
Köylüleri korumakla görevli jandarmayı yığdılar şimdi oraya korumakla görevli oldukları köylüleri itip kakıyorlar.
★
Uzun lafın kısası…
★
Barnum Brown yanlış zamanda geldi.
Bugün gelseydi "yerli ve milli dinozor bulucaz" diye alkışlatırlardı!
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/akbelen-ormani-6586356/
- - - - - - - - - - - - - - - -
Barbar
. . . . . .
Barutu icat etmeyenler
LEHCET'UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
- - - - - - - - - - - - - - - -
"İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır.
İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır."
Konfüçyüs
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ali İmran suresinin 7.ayeti de Risale-i Nur'a ve Nurculara işaret edermiş, bu ayetin Risale-i Nur ve Nurcularla ilgili kısmı;
"O'nun yorumunu bir Allah, bir de ilimde ileri gitmiş olanlar bilirler" anlamındaki cümleymiş.
Said-i Nursi'ye göre: "Ayetteki 'ilimde ileri gidenler' sözüyle anlatılmak istenen: Risale-i Nur ve onun şakirtleri, yani Nurculardır"
Buna göre ayetin anlamı şu oluyor:
"O'nun yorumunu bir Allah, bir de Risale-i Nur ve Nurcular bilir"
Derleyen: Osman Türkoğuz
İNANÇLARA VE AKLA AYKIRI BİR YAKLAŞIM, NURCULUK.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Sabah Yaklaştıkça, Gece Kararır.
LONGFELLOW
- - - - - - - - - - - - - - - -
DOLU SOKAK
. . . . . .
Ne korkuyorsun
Uyanip geceleri
Olum yasayacagini yokedebilir
Yasadigini degil
Fazil Husnu DAGLARCA
- - - - - - - - - - - - - - - -
Satrancın esası onun ne olduğunu düşünmektir.
David Bronstein
- - - - - - - - - - - - - - - -
AYAKLAR
. . . . . .
Olmus o, ayri dusmus suruden,
ayaklari disarda ortuden.
. . . . . .
Olmus herkes gibi olen insan,
Yalniz ayaklar kalmis yasayan.
. . . . . .
Ardindan olume dusen basin
Iki kardes bakakalmis saskin.
. . . . . .
Der ki, bu ayaklari gorenler,
Basim degilmis dusunen meger.
. . . . . .
Ayaklarim, az gide uz gide,
Ayaklarim, umitler pesinde
Yolcu olmus; ayaklar dusunur...
Ahmet Muhip DRANAS
- - - - - - - - - - - - - - - -
EVRENI SEVMEK KI
. . . . . .
Ac misin kardesim, gel olani boluselim,
Ama siirlerimle seni doyuramam ki;
Ta, yildizlara degin uzansa bile elim,
Daha otelerine, daha... buyuramam ki.
. . . . . .
Insani insan diye sevmisim, hep severim;
Ve onu tanrilara karsi bile overim.
Ben butun bir evreni sevmisim; alin terim
Var evrende; oz, uvey diye ayiramam ki.
. . . . . .
Guzellikleri alir satarim, gel isim bu.
Guzel tellaliyim ben; alan var mi? nesem bu.
Guzelle yuceltirim insanligi, isim bu,
Cirkini, kabayi ve hami kayiramam ki.
. . . . . .
Insanogullugunu kulluk diye almissin kalkin
Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki..
Ahmet Muhip DRANAS
- - - - - - - - - - - - - - - -
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Once hafiften bir ruzgar esiyor
Yavas yavas sallaniyor
Yapraklar, agaclarda;
Uzaklarda, cok uzaklarda,
Sucularin hic durmayan cingiraklari
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
. . . . . .
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Kuslar geciyor, derken
Yukseklerden, suru suru, ciglik ciglik.
Aglar cekiliyor dalyanlarda
Bir kadinin suya degiyor ayaklari
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
. . . . . .
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Serin serin Kapalicarsi
Civil civil Mahmutpasa
Guvercin dolu avlular
Cekic sesleri geliyor doklardan
Guzelim bahar ruzgarinda ter kokulari
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
. . . . . .
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Basimda eski alemlerin sarhoslugu
Los kayikhaneleriyle bir yali
Dinmis lodoslarin ugultusu icinde
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
. . . . . .
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Bir yosma geciyor kaldirimdan
Kufurler, sarkilar, turkuler, laf atmalar.
Bir sey dusuyor elinden yere
Bir gul olmali
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
. . . . . .
Istanbulu dinliyorum, gozlerim kapali
Bir kus cirpiniyor eteklerinde
Alnin sicak mi, degil mi, biliyorum
Dudaklarin islak mi, degil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doguyor fistiklarin arkasindan
Kalbinin vurusundan anliyorum
Istanbulu dinliyorum.
Orhan Veli KANIK
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
| Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder