TTB'DEN SAĞLIKTA ŞİDDETE KARŞI HUKUKİ GÖRÜŞ METNİ
"Sağlıkta şiddete son vermek için TTB önerilerini dikkate alın"
TTB sağlıkta şiddet sorunun çözülmesi için önerilerini anlattı.
İstanbul - BİA Haber Merkezi 16 Şubat 2022, Çarşamba 14:57
Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlıkta şiddete dair hukuki görüşünü açıkladı. TTB'nin görüşüne göre, "Sağlık Bakanlığı TTB'nin önerilerini bir an önce dikkate almalı."
TTB'nin görüşü şöyle:
"Sağlıkta Şiddet, son 20 yılda hızla artarak sağlık çalışanlarının hayatlarındaki en büyük tehditlerden biri olmuştur. Sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık çalışanlarının üzerinde kurulan baskıya paralel olarak artan sağlıkta şiddetin karşısındaki en önemli yapılardan biri Türk Tabipleri Birliğidir.
"Türk Tabipleri Birliği; sağlıkta şiddeti artıran politikalarla mücadele ederken, aynı zamanda önerdiği hukuki düzenlemelerle sağlıkta şiddetin azaltılmasına katkıda bulunmaya çalışmaktadır.
"Sağlık hizmeti sunumu esnasında işlenen öldürme, kasten ve bilinçli yaralama, hakaret, kişinin hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit ile sağlık çalışanlarının bir şeyi yapması veya yapmamasını temine yönelen eylemlerin; suçun işleniş biçimi ve kendine özgü yapısı nedeniyle ayrı bir suç türü olarak tanımlanması ve giderek artan şiddet olaylarının Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından araştırılması; 2011 yılında Türk Tabipleri Birliği tarafından talep edilmiştir.
"Bu talep, CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı tarafından 7 Ekim 2011 tarihinde TBMM Başkanlığı'na sunulmuş fakat gündeme alınmamıştır.
"Yasal ve kalıcı tedbirler almak yerine; Sağlık Bakanlığı tarafından 6 Nisan 2011'de yayımlanan Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelikte, "Çalışanlara yönelik fiziksel saldırıların önlenmesine yönelik düzenleme yapılması hususlarında gerekli tedbirleri alır ve düzenlemeleri yapar" cümlesi ile çözüme yönelmediği belli olan düzenleme yapılması tercih edilmiştir.
"Talepler 14 Mart 2012'de yinelenmiş; bu "suskunluk çemberi" ne yazık ki ancak 17 Nisan 2012'de Dr. Ersin Arslan'ın hasta yakını tarafından öldürülmesi ile kırılmıştır. İçişleri Bakanlığının iç işleyişi açısından, 26 Nisan 2012 günlü "Sağlık Çalışanlarına Karşı İşlenen Suçların Soruşturulması" konulu genelge ile Sağlık Bakanlığı 28 Nisan 2012'de Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği; Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü de 14 Mayıs 2012'de Çalışan Güvenliği Genelgesi yayımlamıştır.
"TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu da Ekim 2012'de çalışmaya başlamıştır. Türk Tabipleri Birliği, Komisyon görüşmesine katılıp görüşlerini dile getirmiş ve Türk Ceza Kanununa ek madde önerisini de bir kere daha iletmiştir. Komisyon Raporunu Ocak 2013'te tamamlamıştır.
"Türk Tabipleri Birliği tarafından 2011'de hazırlanan "Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı", sağlık hizmetinin kamu hizmeti olduğu vurgusundan hareketle, Türk Ceza Kanunu'nun üçüncü bölümüne "Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar: Sağlık Hizmetini Engelleme" başlığı altında, en azından caydırıcılık içermesi amacıyla hazırlanan ek madde önerisini başta Sağlık Bakanlığı, hükümet temsilcileri ve siyasi partiler olmak üzere tüm ilgili yerlere iletilmiştir. Teklifin gerekçesine sağlık hizmeti sunumu alanında yaşanan sorunlar ayrıntısıyla anlatılmıştır. Teklif şöyledir:
"Sağlık personelini etkileme ve sağlık hizmetini kesintiye uğratma. (1) Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yerine getirdiği sağlık hizmeti nedeniyle yapmaması gereken bir işi yapması veya yapması gereken bir işi yapmaması için emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
"(2) Bu fiiller sonucunda sağlık hizmeti kesintiye uğramışsa yukarıdaki fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır.
"Soruna dair ilk yasal düzenleme, Ocak 2014'te 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa ek-12. Maddenin eklenmesi ile yapılmıştır. Düzenlemeye göre "Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlardandır".
"Ancak hükmün uygulanmadığı hatta uygulayıcılar tarafından bilinmediği de görülmektedir. Bu nedenle Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile Adalet Bakanlığına düzenlemelerin asıl ceza mevzuatı içinde yapılması ve bu aşamaya kadar uygulayıcıların mevcut düzenlemeden haberdar edilmesi istenmiştir.
"Sağlık Bakanlığının 16 Kasım 2017 tarihli "iş kazası bildirimi" konulu yazısında da "Şiddete maruz kalan sağlık çalışanları açısından iş kazası bildirimlerinin fiziksel veya ruhsal anlamda engelli hale gelmesinin hekim tarafından tespit edilmesi halinde yapılması" gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra iş kazası (şiddet) sonucu sağlık çalışanının kurumuna bildirimde bulunması yeterlidir.
"Ayrıca çalışanın sağlık kurumuna başvurusu varsa burada da sağlık kurumunun mutlaka kayıtlarına şiddetin iş kazası olarak geçirmesi ve ilgililere yasal bilgilendirme yapması zorunludur. Mevzuat; işvereni, ilgili kurumlara (kolluk, SGK) en geç 3 iş günü içinde bildirim yapmakla yükümlü kılmıştır. Sağlık çalışanı; yaşadığı iş kazasının kayıtlara geçip geçmediğini kontrol etmeye, geçmediği durumlarda ilgilileri uyarmaya ve SGK'ya bildirimde bulunma hakkına sahiptir.
"3359 sayılı Yasadaki ek fıkra düzenlemesine 2018 yılında "müjde" olarak duyurulan bir hüküm daha eklenmiş ve "şüphelilerin kolluk tarafından yakalanacağı ve Cumhuriyet savcısının adli işleri tekemmül ettireceği" yazılmıştır. Rutin işleyişin ilgisiz bir Kanunda neden düzenleme konusu yapıldığı ise açıklanmamıştır.
"Nihayet aynı hükümde 2020 yılında yapılan değişiklikle yaralama, tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme suçları yönünden ağırlaştırıcı neden sayılması, cezaların ertelenmeyeceği belirtilirken "faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli bulunması halinde hizmet ilgili diğer personel tarafından verilir" hükmü ile şiddet eylemine maruz kalan sağlık çalışanının kendisine saldıranlara hizmet vermek zorunda kalması da örtük olarak kabul edilmiştir.
"Sağlık çalışanlarına yönelik suçların istatistikleri Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak açıklanmadığı gibi Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan başvurulardan birine "Yanıt ayrıca çalışmayı gerektirdiği için olumlu yanıt verilememektedir" yanıtı verilmiştir. Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü bu suçlara ilişkin ayrı bir kayıt yapmamaktadır.
"Sağlık çalışanlarının mağdur olduğu dosyalara bakıldığında aşamalarda faillere "neden" sorusunun sorulmadığı görülmektedir. Sağlık hizmetine ilişkin iktidar temsilcilerinin cümlenin ilk yarısını söyleyip ikinci yarısını saklamaları yani "isteyen istediği hastaneye veya doktora gider" cümlesinin devamındaki mali kısıtlar gizlenerek sağlık bir "gösteri" alanına çevrildiği için kalıcı bir çözüm üretme iradesi de gösterilmemektedir.
"Türk Tabipleri Birliği olarak geçmişte olduğu gibi bugün de sağlık çalışanlarının yanında, şiddetin karşısında durmaya devam edeceğiz. Gelinen süreçte yasal değişikliklerle ilgili önerilerimiz şunlardır:
MEVZUAT VE UYGULAMAYLA İLGİLİ ÖNERİLER
Bu kapsamda sağlık hizmetinin şiddetten arındırılması için uzun erimli programların oluşturulmasına değin ivedilikle şu çalışmaların yapılması gerekmektedir:
○ Türk Tabipleri Birliği'nin kanun teklifi ile birlikte bugüne kadar 3359 sayılı Yasanın Ek-12. Maddesi ile yapılan düzenlemelerin temel ceza mevzuatında olması gereken yerlere alınması,
○ Konut dokunulmazlığını ihlal suçu düzenleyen Türk Ceza Kanununun 116/2. maddesine "işyeri" ibaresinden sonra gelmek üzere "tüm sağlık tesisleri" ibaresinin eklenmesi,
○ Mağdur sağlık çalışanının faile hizmet sunmayacağının açıkça kanunda düzenlenmesi,
○ Suçun önlenmesine yönelik kolluk faaliyetleri kapsamında şiddet vaka haritası ile fail profil çalışmalarının yapılması,
○ Darp ve cebirle işlenenler dışındaki suçlarda alternatif yaptırımların yaygınlaştırılarak faillerin olayın meydana geldiği sağlık tesisi dışındaki bir yerde süreli görevlendirilmesi,
○ Şiddet mağdurlarına adli yardım kapsamında barolardan vekil görevlendirilerek tüm işlemlerin avukat eşliğinde yapılmasının sağlanması,
○ Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün yıllık raporlarına "sağlık çalışanlarına yönelik suçlar" başlığı eklenmesi,
○ Sağlık Bakanlığının beyaz kod raporlarını yıllık olarak başvuru gerekmeksizin açıklayarak hukuki yardım sonuçlarıyla birlikte açıklaması.
Artarak devam eden sağlıkta şiddet vakalarından da görüldüğü üzere göstermelik mevzuat düzenlemelerinin sağlıkta şiddeti azaltamadığı açıktır. Sağlıkta şiddeti azaltabilecek düzenlemeler için Türk Tabipleri Birliği'nin mevzuat önerileri derhal uygulanmalıdır.
(EMK)
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Sabır, kendi içinde acı çekmek demektir."
~Mahatma Gandhi ~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ducunt volentem fata,nolentem trahunt
Kader, onu kabul edene yol verir, reddedeni ezer gecer. (Kader hakkinda tipik stoaci soylem)
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
SIRAT KÖPRÜSÜ...
https://www.youtube.com/watch?v=IoQ8rAfjgC0
- - - - - - - - - - - - - - - -
Mektuplar - 04
Sıcaklar bildiğin gibi değil
ve ben ki yalı uşağıyım,
deniz ne kadar uzak...
İkiyle beş arası
cibinliğin altına uzanarak
ter içinde
kımıldanmadan
gözlerim açık
dinliyorum sineklerin uğultusunu.
Biliyorum:
şimdi avluda
duvarlara çarpıyorlardır suyu,
kızgın, kırmızı taşlar tütüyordur.
Ve dışarda, otları yanmış kalenin eteğinde
bir kezzap aydınlığı içindedir
simsiyah kiremitleriyle şehir...
Geceleri birdenbire rüzgâr çıkıyor.
sonra kayboluyor birdenbire.
Ve karanlıkta canlı bir mahluk gibi soluyup,
yumuşak, tüylü ayaklarıyla dolaşarak
bizi bir şeylerle tehdit ediyor sıcak.
Ve zaman zaman
ürpermelerle duyuyoruz derimizin üstünde
bir korku halinde tabiatı...
Bir zelzele olabilir.
Zaten üç günlük yere geldi,
salladı çapanoğlu Yozgad'ı.
Ve yerlilerin kavlince:
altı tekmil tuz madeni olduğundan
yıkılacak Çankırı şehri
kıyametten kırk gün önce.
Yatıp bir gece
başın bir kalasla ezilmiş,
çıkmamak sabaha...
Ölümün bu kadar körü ve mendeburu...
Ben yaşamak istiyorum biraz daha,
daha bir hayli yaşamak.
Bunu birçok şey için istiyorum,
birçok
çok mühim şeyler.
~Nazım Hikmet~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Seyirciler bulanık suda balık tutan ile derinden su çekeni kolayca karıştırıyor.
~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Üniversite Tercihini Doğru Düzgün Yapın
24 Temmuz 2013
Yavaş yavaş üniversite tercih dönemine yaklaşıyoruz. Tercih yaparken dikkat etmeniz gereken bazı hususlar var. Öncelikle kataloglara sakın aldanmayın. Bir üniversite katalogunun iyi olması onu hazırlayan reklam ajansının iyi olduğu hakkında fikir verebilir, üniversitenin değil.
Maalesef pek çok üniversitemiz Slav ırkından mankenler getirtip çimlere yayılmış ders çalışan öğrenci pozu verdirterek kataloglara koyuyor. Binlerce masum liseli de bu fotoğraflara aldanıp o üniversiteleri tercih ediyor. Ama okula gelip o kızları bulmak istediklerinde hüsrana uğruyorlar çünkü onlar muhtemelen o sırada başka bir üniversitenin katalog çekimlerinde.
Zaten dikkatli bakarsanız o resimlerdeki inanılmaz mantık hatasını görebilirsiniz. Güzeller güzeli bir kız elinde deney tüpü güya laboratuvar dersinde… Böyle bir şey mümkün mü\? O güzellikte bir kız deneyle falan uğraşmaz, sınıftaki herhangi bir erkeğe "Canım şu deneyi halledebilir misin, benim ojelerimi tazelemem gerekiyor" demesi yeterlidir. Ben yıllarca çok sayıda kızın ödevini, projesini yaptım, yeri geldi hocalara onlar adına not için yalvardım. Ama karşılığında hiçbir şey alamadım. Hiçbirine hakkımı helal etmiyorum, beni çok üzdüler.
Gelelim hangi bölümü seçeceğinize. Aşağıdakileri okumadan bölüm tercihi yapmayın.
FELSEFE
Bunların okula başladıktan bir iki sene sonra devreleri yanıyor. Birlikte misket oynadığım, komşunun bahçesinden erik çaldığım çocukluk arkadaşım yıllar sonra bana evde salçalı tost yaparken "Acaba dünya diye bir yer aslında yok mu, ya bütün bunlar zihnimizde yarattığımız bir yanılsamaysa" dedi. "Dünya var" dedim. "Kanıtın ne\?" dedi. "Tost yanıyor" dedim. "Bu bir kanıt mı sence\?" dedi. "Abi tost yanıyor" dedim. Ve tost yandı. Saçmasapan bir soru yüzünden yemeğimizden olduk.
MÜHENDİSLİK
Bu bölümde kız öğrenci sayısı sıfır ile bir arasında değişiyor. Bunu bile bile mühendislik seçmek nasıl bir mantıktır anlamış değilim. Üniversiteye niye gidiyorsun ki o zaman\? Erkek liselerinde bile daha fazla kız oluyor.
ULUSLARASI İLİŞKİLER
İSMİ gerçekten çok havalı. Ama durağan bir sektör olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Diplomat olma hayalleriyle bölüme gelenler mezun olduklarında genelde babalarının işine geri dönüyor. Bunun sebebi gayet net: Yeni ülkeler kurulmuyor. Elbette zahmetli bir iş, bunun bayrağını milli marşını ayarlamak gerçekten kolay değil. Çok az insan yeni bir ülke kurmaya girişiyor.
Tabiatıyla uluslararası ilişkiler mezunları boşta kalıyor.
HEMŞİRELİK
EN çok istediğim bölümdü. Öğrencilerin tamamına yakını kız oluyor. Eğer akrabalar "Hangi bölümde okuyorsun\?" diye sorduklarında biraz utanmayı baştan kabul edersen güzel bir eğitim hayatı seni bekliyor. Elbette mezun olduktan sonra hemşirelik yapmak zorunda değilsin. Erkekten hemşire olmaz. Geçen ay hastaneye yattığımda bana erkek bir hemşire verdiler, yemin ederim tıptan soğudum.
PSİKOLOJİ
Bu bölümü seçeceklere tavsiyem önce bir psikologa görünmeleri. "Her şey aslında sende bitiyor" cümlesini kurmak için dört sene dirsek çürütmeniz gerekmediğini oracıkta anlayabilirsiniz.
İŞLETME
TIBBI bitirdiğinizde doktor, mühendisliği bitirdiğinizde mühendis, eczacılığı bitirdiğinizde eczacı, işletmeyi bitirdiğinizde ise mezun oluyorsunuz. Mezun olmak da son yıllarda tek başına yeterli gelen bir vasıf değil. İşletme öğrencileri genellikle girişimcilik kulübü kurarlar ve çoğunun eğitim hayatı boyunca yaptığı tek girişim bu olur.
COĞRAFYA
BİR grup coğrafya hocasının işsiz kalmaması adına coğrafyanın hala bilimden sayılması beni üzüyor. Ben bu kadar yerinde sayan, gelişime kapalı bilim görmedim. Diğer bilimlerde bir buluş, bir beyin fırtınası olur ama coğrafyada değişen bir şey yok. Karadeniz'de dağlar denize yıllardır paralel, Ege hala girintili çıkıntılı ve İtalya sakin bir şekilde çizmeye benzemeyi sürdürüyor. Yani coğrafyada hiçbir şey değişmiyor ama coğrafya hocalarının maaşları sürekli değişiyor. Bugün 2 bin liraya yakın maaş alıyorlar. Çok yazık.
http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ya yap ya yapma. Denemek yok .
~Yoda - Yildiz Savaslari~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Arama, araştırma, sorma, kapısını çalma, talep etme-rahatla. Rahatlarsan, gelir. Rahatlarsan, oradadır. Rahatlarsan, onunla birlikte hissetmeye başlarsın."
~Osho~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Kendinize acıdan bir kimlik inşa ettiğiniz zaman, artık ondan kurtulamazsınız."
~Eckhart Tolle~
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder