17 Şubat 2022 Perşembe

V. MURAT TULGA* : KORONA GÜNLERİNDE… YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!

V. MURAT TULGA* : KORONA GÜNLERİNDE… YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!

-*(E) Alb. 1 Nisan 2020 04:31


Aziz Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" romanı Türk bürokrasinin en önemli yergilerinden biridir. Bu roman günümüze dek toplamda yüz binlerce adet basılmıştır sadece romanı değil aynı zamanda filmi çevrilmiştir tiyatrolarda oynanmıştır. Her Türk vatandaşı rahatlıkla şöyle de tanımlayabilir bu romanı: "Bu roman da başa gelenler o kadar gerçek ki hiç şaşırmaya gerek yok…"

Yaşar'ın romanı böyle. Şimdi ben farklı Yaşar'lardan örneklerle gideceğim.

Türkiye'nin değişik bölgelerinde görev yapan askerlerdi. Kimi terörist peşinde koşarken kimi Yunan uçağıyla Yunan botuyla kapışıp canını hiçe sayarken savcılık onları görev yerlerinden çağırdı sözde balyoz davasından ifadelerini aldı haklarında iddianame düzenledi mahkeme bu iddianameyi kabul etti.

Sözde Balyoz Davası diyoruz çünkü daha mahkemede dava başlamadan önce delillerin sahte gerçek dışı akla ve mantığa aykırı delillere dayandığı ayyuka çıkmıştı fakat yetmezdi daha mahkeme başlamadan sanıklardan birisinin dünyaca ünlü Ekonomi Profesörü damadı ve kızı oturup tek tek bu delilleri çürüttü bir de kitap yazdılar. Bu kitabı mahkemeye sundular ortalığın ayağa kalkması gerekirdi dava başlamadan çökmüştü esasında… Yetmedi sanıklardan biri duruşmalar esnasında ispatladı "Suç istinat edilen zamanda darbe toplantısında değil denizin dibine dalıyordu. " ama yetmedi "Suç mahallinde değildik Amerika'daydık. " dediler yine yetmedi yetmedi yetmedi. Akıl tutulması yaşanıyordu oysa dünya yuvarlaktı karşıdakiler "Hayır düz. " diyorlardı…

Burası Türkiye idi delillerin doğru olup olması pek de önemli değildi. Savcı şöyle diyordu; "…Cumhuriyet Savcılığı iddianame de belgelerini delillerini görüşlerini söylemiştir. Savunmaya göre hatalı veya doğru olması önemli değildir. Sanık Delilleri çürütmekle görevlidir!!!"

Bu şartlar altında duruşmalar başladı davanın iptalini beklemek şöyle dursun bu davaya ilave yeni davalar eklendi sanık sayısı arttırıldı mahkeme salonunda tutuklamalar oldu karara gidildi sanıklara 16 18 20 yıl cezalar verildi sıkı durun kadın sanıklar "Babalık haklarından mahrum bırakıldı…" vesaire. Ama en önemlisi yok pahasına içlerinden ölen arkadaşları oldu hapishanelerde…

Sonra 17-25 Aralık sonrası Anayasa Mahkemesi bu hukuksuzluğa karşı mecburen karar vermek zorunda kaldı ve yıllar sonra "Bu deliller sahtedir…" dedi yeniden yargılamalar başladı. Hepsi beraat ettiler… Derken yetmedi akıl tutulmasına devam edildi bunca sahte delile rezilliğe rağmen dava halen kapanmadı 7 sanığın beraatına itirazda bulunuldu Bilmem kaç yıldır dosya hala Yargıtay'da duruyor… Bu kadar sahte rezil bir davayı kumpası iktidar mağduriyet algısı yaratmakta kullandığı için hukuka aykırı şekilde davaları uzatarak kapanmasını engelliyor.

Yaşar ne yaşar ne yaşamazlık devam ediyor yani…

Nasıl? İçimiz sıkıldı değil mi? Sıkılmasın… O kadar çok ki örnek günümüze geliyoruz… Şimdi bir bela ile uğraşıyoruz. Korona virüs salgını kasıp kavuruyor. Vatandaşlarımız ölüyor akşam kaç vefat oldu acaba diye merak içerisindeyiz. Her gün artıyor tanrıdan rahmet diliyoruz.

Ama burası Türkiye ya değişmiyor Yaşarların kaderi…

Dünyada devletler sokağa çıkma yasağı ilan ediyor biz sahillerde mangal yapıyoruz…

Dünyada devletler olağanüstü hâl ediyor biz kendi olağan üstünümüzü ilan ediyoruz…

Dünyada devletler vatandaşına ek gelir tahsis ediyor bizim devlet vatandaştan aldığı ile yardım kampanyası düzenliyor. Düzenleniyor da CHP'li Belediyeler düzenliyor o olmuyor hukuksuz oluyor!!!

Dünyada devletler sınırlarını kapatıyor dışarıdan gelenlere karantina uyguluyor Biz Umreden vatandaşlar geliyor hastalanmışlar gümrükten girerken ateşleri düşsün diye ateş düşürücü veriyoruz… Karantina ise tam bir muamma…

Dünyada ligler erteleniyor biz seyircisiz oynatıyoruz daha sonra spor adamları sporcular hastalanıyor…

Gazeteciler Barışlar ve Murat haber nedeniyle tutuklanıyor hastalık için önlem olarak infaz yasa tasarısı hazırlanıyor o salınıyor bu salınıyor… Düşünce suçuna tahliye yok…

Dünyada devletler hastalara test yapıyor bizde test kitleri ilgisiz adamların elinde geziyor birileri bulamazken birileri aile efratlarına arkadaşlarına test yapıyor şeker dağıtır gibi… İlaç olarak kelle paça sumak tuzlu su ve sirkeli suya güveniyoruz!!!

Dünyanın zengin devletleri paraları var kendi ülkeleri için 2 trilyon dolarlık paket açıklıyorlar Biz Kanal İstanbul ihalesi yapıyoruz… Cepte yok cepkende yok İspanya İtalya Afrika'ya para dağıtıyoruz…

Dünya… Biz…

Dünya… Biz…

Dünya… Biz…

Öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki vatandaşta kolaylıkla uyum sağlıyor bu duruma burası Türkiye deyip geçiyor… "Kalan sağlar bizimdir. " deyimi boşuna dilimize girmemiş.

Başına gelen için hiç yadırganacak alışılmayacak bir şey yok.

Hala anlamadınız mı?

Biz Yaşar ne yaşar ne yaşamazız!!! (Bu vesile ile merhum Aziz Nesin'i ve aramızdan ayrılan dava arkadaşlarımı şükranla anıyorum. Mekânları cennet olsun. Cezaevlerinde çile çeken Barış'lara Murat'a ve diğer Yaşarlara da selam olsun…)

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Guler yuzlu olmayanin, sevgi ve itimat kazanmasi zordur.

~Ehl-i hikmet~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Insan vardir zamani kendi hesabina yontar, insan da vardir bir omur boyu zaman ona yontar...

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir milletin degeri fertleriyle olculur ,


- - - - - - - - - - - - - - - -

Suyun Üstünde Mısralar

Dün gece parçaladı bir aslan kafesini,
Bir gönül sonsuz ufka yol aldı kartal gibi.
FırtınamBaş ucunda duyunca nefesini
Otuz yıllık bir ağaç eğildi bir dal gibi.

Tatmak için enginin şi'rini dalgalarla
Kalbimiz göğsümüzde ayrı bir şeydi yarda.
İki taş heykel oldu vücudumuz kenarda,
Ruhumuz enginlere açıldı sandal gibi.

Sonsuzluğun sırrına ererek biz denizde
Sonsuzluğu yaşatmak istedik sevgimizde,
Saçımız ağarmadan toprak olunca biz de
Gezecek maceramız dillerde masal gibi.

~Faruk Nafiz Çamlıbel~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Bugün kaybedersen, yarın kazan. Meydan okumanın bu ebedi ruhunda, bir galibin kalbi vardır."

~Daisaku Ikeda~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sitem...

Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.

Yar yar..Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var

~Bedri Rahmi Eyüboğlu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Başla, yürekli ol, bilge olmak için uğraş."

~Horace~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Okul sayesinde, okulun verecegi ilim ve fen sayesindedir ki, Turk milleti, Turk sanati, Turk ekonomisi, Turk siir ve edebiyati butun guzellikleriyle gelisir.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Odamda

Ben miyim bu şeylerin sahibi\?
Kafamda bir çocuk var, meraksız.
İç âlemim oyuncaktan farksız;
Odam, içime bir ayna gibi.

Bir ışık oyunu var tavanda
Gölgeler seslerle birleşiyor
Ve bir karga beynimi deşiyor
Azaplar kemirdiğim bu anda.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkintı ile geçilen sahil.

Bağlanıyor bir iple, bir sürü
Düşünce köyleri birbirine,
Çöküyor her şeyin üzerine
Hülyam boyunca kurduğum köprü.

Ve doluyor sessiz, ordularım,
Durmadan dinlenmeden odama.
Urbam içinde yatan adama
Hayretle bakıyor dört duvarım.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkintı ile geçilen sahil.

Ve delirmenin tatlı vehmini
Sessizlik odama dolduruyor.
Kargam hâlâ başımda duruyor
Bulmak'çün beynin cehennemini.

Düsüp yatağın dalgalarına
Günlerce sürüyor bu yolculuk.
Durmadan akıtıyor bir oluk
Korkuyu sükütun mezarına.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkintı ile geçilen sahil.

Dünyaya tek gelen insan gibi
Atılıyorum bir Hint dağına.
Giriyor kafamın darlığına
Kimsesiz dünyaların sahibi

Gidip gidip gelmede ayni his
İskeleye ulaşmıyor çıma
Dikiliyor ansızın karşıma
Boynum kalınlıgındaki ceviz.

Kardeşini öldürüyor Kaabil,
İçimde bir yalnızlık duygusu,
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
Sıkıntı ile geçilen sahil.

~Orhan Veli Kanık~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder