EKONOMİST STEVE HANKE: TÜRKİYE EKONOMİSİNİ 30 GÜNDE DÜZELTİRİM
'Para Kurulu'nun önemine işaret eden ekonomi profesörü Steve Hanke, "Türkiye'de Para Kurulu oluşturulursa enflasyon düşer, faiz oranları düşer ve istikrar elde edersiniz. Bunu Bulgaristan'da yaptım. Her şeyi 30 gün içinde düzeltebilirim" dedi.
26 Şubat 2022
Ekonomist Steve Hanke: Türkiye ekonomisini 30 günde düzeltirim
Para Doktoru lakaplı ekonomi profesörü Prof. Steve Hanke Metature'un sorularını yanıtladı. Dünya gazetesinin aktardığına göre ünlü ekonomistin Para Kurulu'na yönelik tespitleri ve değerlendirmeleri dikkat çekti.
• Türkiye için Para Kurulu'nda neden bu kadar ısrar ediyorsunuz?
Her şeyden önce Para Kurulu'nun ne olduğunu tanımlamamız lazım. Çünkü çok fazla kafa karışıklığı var. Özellikle Türkiye'de insanlar bu konuda yorum yapıyor ve aslında neden bahsettiklerini bilmiyorlar. Yorumların çoğu doğru değil. Bu yorumlar Para Kurulu'nun ne olduğunu bilmeyenler tarafından yapılıyor. Dolayısıyla, Para Kurulu'nu bir tanımlamamız lazım. Para Kurulu bir parasal kurumu yöneten kurallar setidir. Ve bu kurallar şunu sağlar: Yerel bir para ihraç edilir. Bu yerel para, bir çıpa para birimi ile tam konvertibilite altında tamamen sabit bir döviz kuru içinde işlem görür. Ve çıpa para birimi, yerel para ihracatını yüzde 100 karşılayacak şekilde ayrılmalıdır.
ÇOK BASİT BİR KURUMSAL DÜZENLEME
• Türk Lirası üzerinden bir örnek verir misiniz? Para Kurulu ile TL ne olacak?
Yani eğer Türk Liranız varsa ve bir Para Kurulu'na sahipseniz, Türk Lirası, diyelim ki ABD Doları ile sabit bir döviz kuru üzerinden işlem görecektir. Eğer çıpanız ABD Doları olsaydı ve ABD Doları rezervleri, ihraç edilen Türk Lirası miktarının yüzde 100 eşit olmak olmak zorundaydı. Dolayısıyla bunun bir sonucu olarak, Türk Lirası ABD Doları'nın gerçek bir klonu olurdu. Ya da sahip olabileceğiniz çıpa her ne ise, altın çapa olabilir. Ve Türk Lirası altın ya da Euro klonu olurdu.
İşte bu kadar. Bu çok basit bir kurumsal düzenleme. Ve bunun anahtarı, herhangi bir para politikası takdir yetkisine izin vermemesidir. Başka bir ifade ile bir Para Kurulunuz olsaydı, Lira bu Para Kurulu tarafından ihraç ediliyor olacaktı. TCMB'nin herhangi bir para politikası takdir yetkisi olmayacaktı. Yapacakları tek şey, eğer biri Lira istediyse, yanlarında dövizle gelip, onu Lira ile değiştirmek zorunda kalacaklardı. İşte bu kadar, ya da lirayı istemiyorlarsa, lirayı getirirler ve sonra onu döviz rezervleriyle değiştirirler. Ve tamamen kredibıl olurdu. Çünkü yüzde 100 rezerviniz vardır.
• Bunu Türkiye'de nasıl yapacağız?
Türkiye'de Dr. Kurt Schuler ile bildiğiniz gibi Türkçe yayınlanan bir kitap yazdım. Ve o kitap bunun tüm detaylarını ortaya koyuyor. Ama özetlemek gerekirse, TCMB'nin tabi olduğu kanunu Para Kurulu Kanunu olarak değiştirirsiniz. Tüm yapmanız gereken bu olurdu. 1997'de Bulgaristan'da, Bulgaristan Merkez Bankası ile yaptığım şey tam olarak buydu.
• Bulgaristan'da sonuçları nasıl oldu?
Bulgaristan Merkez Bankası 1997 yılı Temmuz ayında bir Para Kurulu faaliyete geçirdi. Böylece Bulgar Levası ihraç edildi. Ve Leva, sabit bir döviz kuru üzerinden işlem gördü. O tarihte Alman Markı ile işlem görüyordu. Ama şimdi Euro var. Ve yüzde 100 Euro rezervi ile desteklendi. Yani Bulgar Levası, Euro kadar iyi. Euro ile tamamen aynı.
• Para Kurulu sistemi bu ülkelerde hangi sonuçları verdi?
Bu sistem şuna izin verir: Olan şey, Para Kurulu'nun parasal sisteme güvenilirlik kazandırmasıdır. Çünkü herkes siyasilerin paraya karışmadığını ve 'deli gömleği' içinde olduklarını bildiği için yapabilecekleri bir şey yoktur. Merkez bankası deli gömleği giymiş. Devlet Başkanı deli gömleği giyiyor, tüm politikacılar deli gömleği giyiyor. Parayla uğraşamazlar. Ve bu mükemmel çalışır. Bir Para Kurulu'nun başarısızlığı hiçbir zaman olmamıştır. Ve bu 1918'de John Maynard Keynes'in Kuzey Rusya'da, devam eden iç savaşa rağmen mükemmel bir işleyecek şekilde, hem de iç savaşın ortasında kurduğunu da içeriyor. Herkes para kurulu ile çalışan Kuzey Rus Rublesi istedi, diğer rubleyi istemedi. Çünkü Kuzey Rus Rublesi'nin arkasında yüzde 100 altınla desteklendiğini biliyorlardı. Yani Kuzey Rus Rublesi, altın kadar iyiydi.
• Peki ama Türkiye'de sizin Para Kurulu önerinizin bağımsız olarak kurulamayacağına dair iddialar da var. Para Kurulu'na karşı, "Dar bantlı kuru sabitlemekle bankacılık sistemini elimine edersiniz. İnsanlar paralarını çekmeye kalkar" eleştirilerine ne dersiniz?
Hayır, hayır, hayır, hayır… Bu insanlar habersiz. Ne hakkında konuştuklarını bilmiyorlar. Para giriyor, çıkmıyor… İçeri giriyor, Doğrudan Yabancı Yatırım geliyor. Bulgaristan'a bakın, onu koyduk. Sonra Bulgaristan Para Kurulu'nu koyduğumuzda hiperenflasyon vardı. Hiperenflasyon yaşadılar. Aylık enflasyon oranı %242 oldu. Türkiye'de bugün ölçtüğüm aylık enflasyon oranı %3,24. Bulgaristan'da, yıllık değil aylık %242 idi. Para kurulunu koyduk ve ne oldu, para gelmeye başladı. Bulgaristan'daki döviz rezervlerini 18 ayda üçe katladık, 18 ayda üç katına çıkardık. Para Kurulu'nu koyduğumuz sırada bankacılık sistemi iflas etmişti. Ve 18 ayda rahatlatıcı oldu. Her şey iyiydi. Şimdi, para neden gelir? Para arbitraj sebebiyle gelir. Çünkü Para Kurulu gelince faize ne olur, sadece komşunuz Bulgaristan örneğini veriyorum, Türkiye'nin kapı komşusu. Bulgar Levası cinsinden varlıklardaki faiz oranı, o zamanki Alman Markı'ndan daha yüksekti. Alman Markı bir rezerv para birimiydi. Yani ne yapıyorsunuz? Alman Markı'nı düşük faizle ödünç aldınız ve onları Bulgar Levası ile değiştirdiniz. Alman Marklarını bir Para Kurulu olan Bulgar Merkez Bankası'na aldınız. Alman Markını, Bulgar Levası ile takas ediyorsunuz. Ve Bulgar Levasını Bulgar Levası tahvilleri ile kullanırsınız. Ya da Bulgar Levasını bir tasarruf hesabına yatırırsınız. Ve faiz oranı, ödünç aldığınız Alman markından çok daha yüksek olacaktır. Yani risksiz bir kâr. Dolayısıyla fonlar dışarı değil, içeri akar. Yani para kurullarının tehlikeli olacağı ve paranın dışarı akacağı fikri. Bu saçma bir açıklama. Bilgisizlik üzerine kurulu. İnsanlar ne dediklerini bilmiyorlar. Tarihte var olan 70 Para Kurulu'nun tümüne bakın. Olan budur: Para girer, çıkmaz...
• Faizi düşürmenin de yolunun Para Kurulu olduğunu mu iddia ediyorsunuz?
Türkiye'de elbette enflasyonun kırılması çok önemli. Bu Para Kurulu'yla hemen olur. Bulgaristan'da oldu. 30 gün içinde Bulgaristan'da enflasyon tamamen gitti. Yani çok, çok hızlı oluyor, enflasyon gidiyor. Ve faizler düştü. Enflasyon düşerse, faizler düşer. Dolayısıyla bu anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan için ideal olacaktır. Kendisi düşük faiz istiyor. Herkes düşük faiz oranları istiyor. Soru, düşük faiz oranlarını nasıl elde edeceğinizdir. Ve bunu Türkiye'de yapmanın tek yolu vardır. Ve Para Kurulu işte budur. Yani bir Para Kurulu koyarsınız, enflasyon düşer, faiz oranları düşer ve istikrar elde edersiniz. İstikrar her şey olmayabilir, ama istikrar olmadan her şey, bir hiçtir.
Demek ki Türkiye için tek çözüm bu. Diğer konuştukları her şey tamamen saçmalık. Türkiye'de asla işe yaramaz, asla.
• Her şeyi 30 gün içinde düzeltebilirim diyorsunuz, fazla iddialı değil misiniz?
Eğer durum buysa, oyunun kurallarını değiştirmelisiniz. Kurumsal yapılanmayı değiştirmelisiniz. TCMB'nin tabi olduğu kanunu değiştirmelisiniz. Ve bunu nasıl yapacağımı biliyorum. Bulgaristan'da yaptım. Her şeyi 30 gün içinde düzeltebilirim. Sabitlenecekti, böylece her şey düzelecekti. Kriz ortadan kalkacaktı. İnanılmaz, ama bu doğru. Çünkü bunu Estonya'da yaptım. Litvanya'da yaptım. Bulgaristan'da yaptım. Bosna Hersek'te yaptım ve daha birçok yerde yapıldı. Hong Kong'a bakın. Hong Kong'un en ünlü Para Kurulu'na bakın. Hong Kong bir para krizinden sonra yeniden kuruldu. 1983'te Para Kurulu'nu yeniden kurdular. Yakın arkadaşlarımdan biridir. John Greenwood 1983'te Para Kurulu'nu tasarladı ve uygulamaya koydu. Bu Margaret Thatcher tarafından onaylandı. Ve Hong Kong, son siyasi çalkantılar da dahil olmak üzere her türlü krizden geçti; sorun yok, hiç sorun yok.
Para Kurulu sistemi sayesinde 7,8 Hong Kong doları bir ABD dolarına eşitti. Hong Kong doları ABD doları rezervleriyle yüzde 100 desteklendi. Ve Hong Kong doları bu nedenle ABD dolarının bir klonudur. Hong Kong doları, ABD doları ile tamamen aynıdır. Sistem mükemmel şekilde istikrarlıdır. Ve elbette, Hong Kong'daki faiz oranları ve enflasyon, ABD'deki faiz ve enflasyonu yansıtıyor. Yani Para Kurulu ile olan budur. Bir Para Kurulu'ndaki liranın çıpası olarak ABD dolarını eklerseniz, Türkiye'de faiz oranları ve enflasyon, ABD'dekiyle hemen hemen aynı olur.
ENFLASYONU NASIL HESAPLADIĞINI ANLATTI
• Türkiye'nin de aralarında olduğu bazı ülkeler için alternatif bir enflasyon açıklıyorsunuz. Herkes merak ediyor, bunu nasıl hesaplıyorsunuz?
Enflasyonu hesaplamak için kullandığım şey, enflasyonun yüzde 25'in üzerinde olduğu ülkeler için çok doğru sonuç veriyor. Yani enflason yüzde 25'in üzerindeyse, buna Satın Alma Gücü Paritesi adı verilir. Bu standart bir modeldir. Ekonomide 100 yılı aşkın bir süredir var. Bunu kullanıyorum ve her gün enflasyon oranını hesaplayabiliyorum. Bu geniş bir enflasyon ölçüsü. Sadece tüketici fiyat endeksindeki şeyleri değil tüm varlıkları, gayrimenkulleri, tüm malları, tüm hizmetleri, her şeyi içerir. Sonuç olarak, ekonomide alınıp satılan her şey için, her şey dahil büyük bir enflasyon elde edersiniz. Bunu ve birçok bilimsel makaleyi yayınlıyorum. Enflasyon yüzde 25'in üzerinde olduğu zaman bu yöntem kesinlikle altın değerinde. Yapacağınız şey, Türk Lirası ile ABD Doları arasındaki döviz kurundaki değişime bakmak. Unsurlardan biri bu. Ve Türkiye ve ABD'de ölçülen enflasyon farkı... Sonra aritmetiği gözden geçirin ve çarpın, zımni bir enflasyon rakamı elde edersiniz. Şimdi bugün ne olduğuna bir bakalım. Bugün Türkiye'de aylık enflasyonun %3,24 olduğunu söyledim.
Bugünkü oranı vereceğim. Resmi oran doğru değil, çok düşük... Türkiye'de enflasyon çok daha yüksek. Bugün 7 Ocak 2022 ve enflasyon yüzde 102,62. Yüzde 100'ün biraz üzerinde. Yani resmi oranın üç katı.
Artık Türkiye'de enflasyonu doğru ölçen tek kişi benim. Ve gazeteciler genel olarak bu konuda haber yapmıyorlar. Bu bende sır olarak kalıyor. Ya gazeteciler bunu ele almaktan korkuyor ya da sadece teknik literatüre aşina değiller. Çünkü teknik literatür ve bilimsel literatür, bir şeyleri ölçmek için kullandığım yöntemden yanadır. Yani gazeteciler ya bunu kayıt altına almaktan korkuyorlar ya da sadece teknik literatüre aşina değiller. Anlamıyorlar ve neler olduğunu bilmiyorlar. Yani genel olarak bildirilen tek şey, bu resmi sayıdır. Resmi rakam neyse odur. Ancak resmi rakam genellikle yanlıştır. Demek istediğim şey, bu doğru değil...
5 MADDE SAYDI
• Gelir dağılımını nasıl daha adil hale getirebiliriz?
Kısa vadede, işleri istikrarlı hale getirmeniz gerekiyor. İstikrar her şey olmayabilir… Ama istikrar olmadan her şey, bir hiçtir. Bir Para Kurulu koymak zorundasın. Tek kısa vadeli şey bu. Ve bu, diğer reformların temelidir.
Singapur 1965'te bağımsız oldu. Ve onu 20. yüzyılın en büyük liderlerinden biri bu hale getirdi. Lee Kuan Yew o sırada Singapur'un lideriydi.
Yaptığı ilk şey, Para Kurulu ile istikrarı sağlamak oldu. Yani bir Para Kurulu vardı.
İkincisi, Lee Kuan Yew, IMF'den, Dünya Bankası'ndan hiçbir dış yardım almayacaklarını ve hiçbir yabancı yardımı almayacaklarını söyledi.
Söylediği üçüncü şey, yolsuzluk olmayacak. Sıfır yolsuzluk, yolsuzluğa tolerans olmayacak.
Dördüncüsü, birinci sınıf rekabetçi bir endüstriye sahip olacaklardı. Ve tamamen serbest ticarete sahip olarak bunu yapacaklardı. Bu yüzden Singapurlu işletmeler, herhangi bir uluslararası işletme ile rekabet etmek zorunda kalacaktı.
Beşinci şey, düşük vergili ve az regülasyona sahip küçük bir hükümete sahip olacaklardı. Çok fazla bürokrasi olmadan.
Altıncı şey, birinci sınıf kamu çalışanlarına sahip olacaklardı. Ve onlara birinci sınıf ücretler ödeyeceklerdi. Yani model bu. Bunlar, Para Birimi Kurulu'nu gözden geçirmeniz gereken 6 konu.
Yabancı müdahalesi yok, dilencilik yok, dış yardım yok. Singapur'da hiçbir zaman dış yardımı kabul etmediler. Yolsuzluk yok. Birinci sınıf, rekabetçi serbest ticaret... Küçük devlet, düşük vergiler, bürokrasi yok ve birinci sınıf memurlar var. Hizmet için yüksek maaşlar var.
• Singapur modeli nedir?
Bu arada Singapur'da bir şey var. Singapur'un bağımsız olduğu 1965'e geri dönersek, burası dünyanın en fakir yerlerinden biriydi. Çok fakirdi. Şimdi, en zenginlerden biri. Yani zengin olmak istiyorsan, Lee Kuan Yew'in Singapur'da yaptığını yapmalısın. Tek yol bu. Ve bunu kategorik olarak söyleyebilirim: Çalışıyor, önerdiğim tüm bu politikalarda gerçek dünya deneyimimiz var. Lee Kuan Yew bunların çoğunu Singapur'da yaptı. Singapur tipi bir modele sahip olsaydı Türkiye olağanüstü olurdu. Çünkü Türkiye bir numara. Singapur küçücük bir yer. Türkiye potansiyel olarak büyük, güçlü bir yer.
• Peki Türkiye ne yapmalı size göre?
Lee Kuan Yew'in 1965'te Singapur'da yaptığını ya da benim 1997'de komşu Bulgaristan'da yaptığımı yapmanız gerekiyor. Bu arada, Para Kurulu olmasıydı Bulgaristan'ın devasa yolsuzluk sorunu daha da büyük olacaktı. Para Kurulu kontrol altında tutar. Ancak bir şey var ki politikacılar Bulgaristan'da parasal politikaya karışamazlar. Sonuç olarak, bütçeler neredeyse daima denktir. Borçlarının milli gelire oranına bakınca Bulgaristan, AB'de ikinci en düşük ülkedir. En düşük Estonya. 1992'de Estonya'ya bir Para Kurulu koydum. Böylece Estonya'da çok iyi kontrol güçleri vardı.
• Yani sihirli formül Para Kurulu mu?
Parasal sorun, enflasyon sorunu ve faiz sorunu çözülebilir. Yüzde 100 çözülebilir. 30 günde bunu yapabilirim. Bugaristan'tan Cumhurbaşkanı Stoyanof'un 30 gün boyunca yaptığı gibi Erdoğan bana bunu yaptırsaydı, her şey düzelirdi. Hikayenin sonu bu.
Şimdi, dediğiniz gibi, bu tüm sorunları çözer mi? Cevap hayır, tüm sorunları çözmez. Çünkü unutmayın, Singapur stratejisinde 6 şeyimiz vardı. Lee Kuan Yew 6 şey yapıyor. Para kurulları sadece numara 1. Ama birinciyi yapmazsan diğer 5'i yapamazsın, çünkü istikrar olmaz. Ve istikrar olmadan diğer reformların hiçbirini yapamazsınız. Diyelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Para Kurulu koymaya karar verdi. Enflasyon hemen kırılır, faizler hemen düşerdi. Çapa ne olursa olsun lira iyi olurdu. ABD doları kadar iyi olurdu.
• Para Kurulu ile TL'yi dolara mı, Euro'ya mı neye bağlamamızı öneriyorsunuz?
Bu tercihin Türklere ait olduğuna inanıyorum. Bu seçimi Türklere bırakırdım. ABD doları, uluslararası para birimi olduğu için bir bakıma bunun (çıpa) olması doğaldır. Türkiye'de gerçekleşen ticaretin çoğu aslında ABD doları üzerinden gerçekleşiyor. Petrolün tamamı ABD doları cinsinden fiyatlandırılır. Doğalgazın tamamı ABD doları cinsinden fiyatlandırılır. Tüm emtialar ABD doları olarak fiyatlandırılır. Yani bu ABD doları için bir pozitif bir şey. Bir bakıma, Euro'nun bazı çekicilikleri var. Çünkü Türkiye eninde sonunda AB'ye katılmak istediğini iddia ediyor. Yani bir çıpa olarak Euro doğaldır. Ancak altın da bir olasılıktır. Çünkü belki de Türkiye, ABD'ye ya da Avrupa Birliği'ne bu kadar yakın olmak istemez. Altın herhangi bir egemen güç tarafından ihraç edilmez. Devletler altın ihraç etmez. Ayrıca Türkler altını sever. Yani altını severler. Yani altın bir ihtimal olarak gündeme alacağım bir şey olurdu. Ama Bulgaristan'da yaşadığım bir detay var. Hiçbir şey tavsiye etmedim. ABD dolarını veya Deutsche Mark'ı tavsiye etmedim. Bulgarlar Deutsche Mark'ın iyi olacağına karar verdiler. Alman Markı iyiydi.
TÜRK TAKİPÇİLERİME TEŞEKKÜR EDERİM
• Türk Twitter takipçilerinize mesajınız…
Twitter'da takipçilerime teşekkür ederim. Daha fazla Türk'ü Twitter'da bana katılmaya çağırıyorum. Sahip olduğum en büyük ikinci Twitter takipçi grubu Türkler. Amerika bir numara, Türkiye iki numara.
Daha fazla Türk twitter takipçisinden mutlu oluruz. Türk takipçilerimdem memnunum. Sanırım nihayetinde asıl mesaj, Türkiye'de 1997'de Bulgaristan'da yaptığımız gibi bir Para Kurulu kurmamız gerektiğidir. Yapsaydık bulutlar kalkardı, enflasyon çökerdi, faizler çökerdi, istikrar olurdu. Türkiye'de işler canlanmaya başlardı.
ERDOĞAN'A PARA KURULU KURMASINI TAVSİYE EDERİM
• Nasıl daha çok Doğrudan Yabancı Sermaye çekebiliriz?
Bunu tersine çevirmenin ve daha fazlasını elde etmenin tek yolu Para Kurulu'dur. 20 yıl önce gelen doğrudan yabancı yatırım, sanırım yılda 1 milyar dolardan azdı. En büyük dönüm noktasının 1 milyarı geçtiği yıl olduğunu hatırlıyorum, Türkiye'de büyük bir kutlama vardı. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımın yukarı çıkamsanı istiyoruz. Çünkü Türkiye'nin potansiyeli çok büyük. Türkiye'nin istikrarlı, iyi bir para birimine sahip olsaydı, Türkiye gerçekten haritaya konardı. Erdoğan Türkiye'yi dünyanın ilk 10'una sokmak istediğini söylüyor. İlk 10'a girmenin tek yolu Para Kurulu'dur. Tek yol bu.
• Sizin de bazı makalelerinizin yer aldığı Public Debt Sustainability isimli bir kitabınız çıkıyor. Bu kitapta neyi anlatıyorsunuz?
Kitabın ilk kopyaları bana dün postayla geldi. İşte kitap bu. Kitaba katkıda bulunduğum bölüm, bir Para Doktoru'nun para reformu üzerine düşünceleri… Yani bölüm tam olarak bu. Yıllar boyunca dahil olduğum tüm para kurulları ve üzerinde çalıştığım dolarizasyon... Kitabın bu bölümünde belgeliyorum. Bunun önemli kısmı, sadece hayal ettiğim teorik bir şeyi savunmuyorum. Aslında bunu yaptım. Ben bir realistim. Biraz Atatürk gibiyim. O bu anlamda gerçekçiydi, ayakları yere basıyordu. Ve aslında bunu yaptım. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir Para Kurulu uygulamasını tavsiye ediyor olsaydım, "bunu Bulgaristan'da yaptım. Bunu Bosna'da yaptım. Bunu Estonya'da yaptım. Bunu Litvanya'da yaptım" diyebilirim. Dün neler olduğunu tam olarak gösterebilirim. Yani kitaptaki bu bölüm gerçekten, bununla ilgili ve tamamen belgeli. Böylece insanlar nasıl çalıştığını görebilirler.
YILDA 2-3 KEZ TÜRKİYE'YE GELİRDİK
• Türkiye'ye kaç defa geldiniz?
İstanbul'da çok arkadaşımız var. Yılda yaklaşık 2 kez gelirdik, bazen 3 kez. Ancak Suriye'de iç savaş başladığında, çok karmaşık ve tehlikeli hale geldi. Biz de durduk. Yani Suriye iç savaşından beri Türkiye'ye gelmedik. Yeni İstanbul Havaalanı'nda hiç bulunmadım.
• Atatürk'ün sözlerini sık sık twitter hesabınızda paylaşıyorsunuz. Size göre Atatürk kimdir?
Atatürk... Onunla ilgili önemli olan çok şey var. Esas olan, Türkiye'yi 20. yüzyılda karanlık çağlardan çıkarmasıdır. Yani, ana şey bu. Bir de bununla bağlantılı şeyler var. Türkiye'yi harekete geçirdi. Türkiye Atatürk'le enerji kazandı. Bugün bile o modernliğin simgesi. Dünyanın her yerinde Atatürk'ün kim olduğunu biliyorlar. Ayrıntıları bilmeseler bile onun bir modernleştirici olduğunu biliyorlar. Onun dünyada gerçekten fark yaratan dünya liderlerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
'Atatürk mükemmeldi' demiyorum. Kimse mükemmel değil. Ama onun gerçekten fark yaratan dünya liderlerinden biri olduğuna şüphe yok diyorum. Ve dünyadaki herkes, eğitimli insanlar Atatürk'ün kim olduğunu biliyor.
- - - - - - - - - - - - - - - -
BUGDAY
. . . . . .
Duzuldu ucsuz bucaksiz alay,
Cingiraklar calar kapilarda.
Duzuldu ucsuz bucaksiz alay,
Bak, son hasad basladi ruzgarda.Okundan atilmak uzere yay,
Kuyularin agzi genisledi.
Okundan ayrilmak uzere yay,
Korku ta kemigime isledi.Savruluyor gokyuzunde bugday,
Golgeler uzaklasiyor yerde.
Savruluyor gokyuzunde bugday,
Tanrim Bir deva bu derde.Duzuldu ucsuz bucaksiz alay,
Cingiraklar calar kapilarda.
Duzuldu ucsuz bucaksiz alay,
Bak, son hasad basladi ruzgarda.Undan bize de pay, bize de pay,
Kosun, bugday dagitiyor Yusuf.
Undan bize de pay, bize de pay,
Cokmeden sonu gelmiyen kusuf.Eriyecek tencerede kalay,
Cocuklar aglasmasinlar dagda.
Eriyecek tencerede kalay,
Yetismiyecek Omer imdada.Altinda ayni eyer, ayni tay;
Arayicisi herkes bir sesin.
Altinda ayni eger, ayni tay;
Seferi ayni koye herkesin.Artik kuruldu bu kervansaray,
Bosuna dusunur ihtiyarlik.
Artik kuruldu bu kervansaray,
Simdi seslerle dolu mezarlik.
~Orhan Veli KANIK~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Soner Yalçın: Nazım ile Deniz'i buluşturan Tanya
6 May, 2015
K66XX9Adı, Zoya Anatolyevna Kosmodemyanskaya….
Zoya, "yaşam" demek…
Rusya'nın güneyindeki Gavrilovsky'de 13 Eylül 1923'te doğdu.
Ortodoks rahipler çıkaran bir aileye mensuptu. Dedesi rahip Pyotr Kosmodemyansky, yaptığı muhalefet nedeniyle Bolşevikler tarafından 1918'de öldürüldü.
Babası Anatoly de teolojik okudu ama mezun olmadı; çünkü aile Sibirya'ya taşındı. Babası kütüphaneci oldu. Annesi Lyubov öğretmendi.
Aile 1930'da Moskova'ya döndü.
Zoya, okul çağında kitaplara düşkün oldu; edebiyatı çok sevdi. Tolstoy, Puşkin, Lermontov gibi Rus edebiyatçılar ve Cervantes, Dickens, Goethe, Shakespeare, Moliere okudu. Okudukları hakkındaki düşünceleri defterine yazdı: "Shakespeare'in trajedilerinde bir kahramanın ölümüne her zaman yüksek ahlaki bir zafer eşlik ediyor."
Genç yaşında Beethoven ve Çaykovski dinledi.
Sovyetler Birliği Komünist Parti gençlik örgütü "Komsomol"a katıldı.
Hitler, 22 Haziran 1941'de "Barbarossa Harekatı" emrini verip, Naziler Sovyetler Birliği'ni işgale başlayınca, genç Zoya gönüllü olarak askere yazıldı. Annesi vazgeçirmeye çalıştı, dinlemedi: "Düşman bu kadar yakınken başka ne yapabiliriz\?"
İşgal altındaki bölgelerde oluşturulan düzensiz askeri güçlere katıldı; yani Partizan oldu; "Tanya" kod adını aldı.
Tarih:27 Kasım1941.
Zoya/"Tanya", bir Alman süvari alayının konuşlu olduğu Petrischevo köyünü yakmak için emir aldı. At ahırları ve evleri ateşe vermeyi başardı. Ancak, bir Rus işbirlikçisinin ihbarıyla yakalandı. Gece boyunca yapılan işkence ve tecavüze rağmen konuşmadı. Ertesi sabah ilçe merkezine götürüldü ve idam edildi. Gülümseyerek çıktığı sehbasında son sözleri şu oldu:
"Yoldaşlar Halkım adına öleceğim için mutluyum
on sekiz senecik.
Doyamadın güneşin sıcaklığına bile.
Tanya,
sen asılan partizan,
ben hapiste şair.
Sen kızım, sen yoldaşım.
Resminin üstüne eğiliyor başım:
kaşların incecik,
gözlerin badem gibi,
ama renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil.
Fakat yazıldığına göre,
koyu kestaneymişler.
Bu renkte gözler çok çıkar benim memleketimde de.
Tanya,
saçların ne kadar kısa kesilmiş,
oğlum Memet'inkilerden farkı yok.
Alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi,
rahatlık, ve rüya veriyor insanın içine.
Yüzün ince uzun, kulakların büyücek biraz.
Henüz çocuk boynu boynun:
henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan…"
Nazım'ın şiiri yıllar sonra bir devrimcinin ağzından hiç düşmeyecekti…
Deniz'in sevdiği
Tarih: 9 Ekim 1971.
Deniz Gezmiş, Hüseyin ve Yusuf Aslan, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi.
Deniz ve Yusuf 25; Hüseyin 23 yaşındaydı.
O günlerde….
Kimi zaman Deniz'in sesi duyulurdu; Ankara Mamak Cezaevi'nde…
En sevdiği şiir "Tanya"yı söylüyordu.
Bilirdi arkadaşları; Deniz'in Tanya'yı ezbere bildiğini ve her fırsatta "hadi Deniz, Tanya'yı söylesene" derlerdi. O da hep söylerdi gür sesiyle…
İdamdan iki gün önce…
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'e Mamak Cezaevi'ndeki arkadaşlarıyla "helalleşme izni" çıktı.
Koğuşları dolaştılar; tüm devrimcilerle kucaklaştılar.
Deniz Gezmiş, "Tanya"yı son kez o gün söyledi:
"Sabah oldu Tanya'yı giydirdiler…
Göğsüne bir de yazı yazdılar:
Partizan.
Köyün alanına kuruldu darağacı.
Atlılar çekmiş kılıcı, halka olmuş piyade askeri.
Zorla seyre getirdiler köylüleri.
İki sandık üst üste, iki makarna sandığı.
Sandıkların üstüne
yağlı urgan sallanır,
urganın ucu ilmik.
Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına.
Partizan,
kolları bağlı arkadan
durdu urganın altında dimdik.
Nazlı, uzun boynuna ilmiği geçirdiler…
Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğinin içinden
'- Kardeşler, üzülmeyin.
Gün yiğitlik günüdür.
Soluk aldırmayın faşistlere,
yakın, yıkın, öldürün…'
Kolhozlular ağlıyordu. Cellat çekti ipi.
Boğuluyor nazlı, boynu kuğu kuşunun.
Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
ve hayata seslendi insan:
"- Kardeşler
hoşça kalın.
Kardeşler,
kavga sonuna kadar.
Duyuyorum nal seslerini
geliyor bizimkiler 6 Mayıs 1972
"Tanya" şiiriyle özdeşleşen Deniz Gezmiş, saat 01.25'te idam edildi.
Aradan yıllar geçti…
Kimi solcular, yurtseverliğin ne olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşıyor…
Tanya'dan, Nazım'dan ve Deniz'den utanmıyor…
Yurtseverliğin faşistlik olduğunu yazıyorlar.
~Sözcü~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Şu an ne olduğunu, bugüne kadar ne olduğun; ileride ne olacağını, şu an yaptığın belirler."
~Buddha~
- - - - - - - - - - - - - - - -
GARIP KISI
. . . . . .
Bir aksam ilk olarak agladim,
Bekar odamin penceresinde.
Hani ev bark\? Hani coluk cocuk\?
Ne gecti elime bu hayatin
Meyhanesinde, kerhanesinde\?
Yatagim her gece boyle soguk.
Saadet bu omrun neresinde\?
~Cahit Sitki TARANCI~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Horoz otsun otmesin,
sabah mutlaka olacaktir.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Din bir saçmalık.
~Thomas Edison~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Gençlerin İstekleri: Aşk, Para, Sağlık.
Yaşlıların İstekleri: Sağlık, Para, Aşk.
Erkekler Aşka Aşık Olarak Başlarlar,Kadınlara Aşık Olarak Bitirirler; Kadınlarda Erkeklere Aşık Olarak Başlar, Aşka Aşık Olarak Bitirirler.
~REMY DE GOURMONT~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Sevgi ile doğduk. Korkuyu burada öğrendik."
~Marianne Williamson~
- - - - - - - - - - - - - - - -
GONLUMUN INTIHAR ARZUSU
. . . . . .
Yaprak kokularinda aksami duyuyorum
Ki beni yokluk denen yere yaklastiracak.
Yaprak kokularinda aksami duyuyorum
Ki alnimda sulardan sarkilardan bir safak.
Sukun bir gemi olur, gece bir deniz simdi
Ki yelken gibi acmis yasini gencligimin.
Sukun bir gemi olur, gece bir deniz simdi
Ki gecer dalgalari icimden serin serin.
Ruzgar istiyorum ben ruhumun gullerine
Ki bir anda yasasin ic ice ruyalarim.
Ruzgar istiyorum ben ruhumun gullerine
Ki dokulsun, dagilsin, yok olsun hulyalarim.
~Fazil Husnu DAGLARCA~
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder