22 Mayıs 2012 Salı

Fwd: Uygar bir tartışmanın asgari temeli


-------- Original Message --------
From: D.Ali Ercan <daliercan@gmail.com>
İNANÇ KONUSUNDA UYGAR BİR TARTIŞMANIN  ASGARİ TEMELİ

Değerli arkadaşlar, Din ve inanç konusunda münakaşalar genelde  dipsiz kuyu gibidir.. Tartışmaya girmeden önce  tarafların  koordinatları,  yani duruş noktaları bilinmeli, eğer bir tartışma yapılacaksa,  ona göre yapılmalıdır.. Tüm dünyada ergin  insanları  inanç bakımından 4 kategoride  toplayabiliriz :

T-Grubu
TEİSTLER : Bunlar tüm Evrenin yaratıcısı bir yüce Varlığa,  bir Allah ın ( Dieu, God, Got, Yahova...) varlığına inanırlar.. özellikle Ortadoğu kökenli olan islam-hiristiyanlık-musevilikte Allahın elçisi bir peygamber vardır.. (Nedense Dünyanın bu bölgesinde yüzlerce peygamber var!) Allah bu elçisi aracılığıyla  emirlerini, isteklerini insanlara tebliğ eder; ve Allah'ın gönderdiği ayetleri, emirleri bir kutsal kitapta yazılıdır. Müminler bu emirlere itaatla mükelleftirler, buna göre yaşar ve buna göre ibadet ederler.. Uzak doğu dinlerinde de  Tanrısal kutsallık vardır (Nirvana) Tanrının doğrudan elçisi iddiası olmasa da yine yaklaşık o mertebede tutulan  bir kişinin (örn. Budha) öğretileri, yazılı kuralları vardır.. 

Dünyadaki tüm teistlerin dünya nüfusuna oranı yaklaşık %70 olarak tahmin edilmektedir.. Yani Gezegenimizde yaşayan insanların kahir ekseriyeti (kahredici çoğunluğu) teistlerdir.. Çoğunluk hristiyanlar ve müslümanlardır. Dünya nüfusunun yaklaşık %20 si (1,4 milyar) islam aleminde yaşıyor. Türkiye'deki Teist oranı (Hac, namaz, Oruç gibi ibadetlerini yerlerine getirenler) en az %75-80 dir. Türkiye'de yapılan bir ankette "Gerçekler din kitaplarından mı yoksa bilim kitaplarından mı öğrenilir?" sorusuna %72 çoğunlukla "din kitaplarından!" yanıtı verilmişti. 

A-Grubu
ATEİSTLER:  Ateistler Teistlerin tam zıddı görüşü benimsemiş insanlardır..  Ateistlere göre, Allah (Dieu, God, Got, vs...)  diye bir şey yoktur; Allah, İnsanların uydurmasıdır; bir yanılgıdır. Peygamber denen insanlar bir takım meczuplar, şarlatanlardır, kutsal kitap denen kitaplar, yazıtlar vs. palavradır, eski  masalların  abartılmış halidir.. Dünyada (çoğunlukla eski komünist ülkelerde ve kısmen Avrupada yaşayan) Ateistlerin oranı %10 kadar tahmin ediliyor.. Türkiye'de bu oran %3-5 kadardır..

D-Drubu
DEİSTLER: Deistler kesinlikle Evrenin bir yaratıcısı (bir mimarı) olduğuna, olması gerektiğine, bir "Yaradan"a inanan insanlardır. Ancak Teistlerin  Peygamberlerini ve Kutsal kitaplarını  yanlış ve yalan şeyler olarak görür, itibar etmezler. Allah yerine genelde "Yaratıcı" veya "Kozmik Zeka" gibi terimleri kullanırlar.. Evreni tümüyle algılamaya çalışmak, insanı ve tüm canlıları, sevmek ve bu sevgi temeli üzerinde yaşamak esastır.. Gösterişli ibadetleri yoktur. En meşhur deistlerden biri olan A. Einstein "Benim dinim Evren'e olan hayranlığım, ibadetim de onu araştırmaktır" demişti. 

Deistlerin dünya üzerindeki nüfus oranları  %15 olarak tahmin ediliyor.. Türkiye'de  yaklaşık aynı oranda %15-10 oranında  Deist bulunuyor. (çoğunlukla ikinci nesil alevi ve bektaşiler, musevi, ermeni rum ailelerden ikinci, üçüncü nesil gençler, Yaradana inançlı fakat formal ibadetten uzak duran camiye, kiliseye gitmeyen kesim) 

Aleviler zaten Kuranı lafzi, zahiri görünümüyle değil, batını, içsel görünümüyle algıladıklarını söylerler. O nedenle de bu durumu kavrayamayan Teist grup tarafından "Alevilik, bir din mi, mezhep mi yoksa bir yaşam tarzı, hayat görüşü müdür?" sorgulaması sürüp gider. 

G-Grubu
AGNOSTİKLER :  Agnostik kelimesi grekçede teşhis koyamamak, bilememek, şüphede kalmak anlamınadır.. Agnostikler Tanrı kavramının "bilimsel bir konu" olmadığını, bilinemezliği nedeniyle kesin bir yargı ifadesinin anlamsızlığını ileri sürer ve tartışmanın dışında kalmayı yeğlerler. daha ziyade bilim çevrelerinde benimsenen bu görüşü paylaşan insanların (ki ben de bunların arasındayım) dünyadaki oranı % 3-5 olarak tahmin ediliyor.. 
Biyoloji profesörlerinin bile yarısından çoğunun "evrim" i kabul  etmediği Türkiye'de ise  bu oran en fazla %1-3 arasındadır.. Tabii Evrimi anlayabilmek için de yeterince evrimleşmiş olmak gerektiğini burada sırası gelmişken ifade etmek isterim.

Değerli arkadaşlar, önce kendinizin bu kıstaslara göre  hangi gruba dahil olduğunuzu belirleyin (bir beşinci grup yok!) muhatabınıza bunu beyan ettikten sonra inanç, din, felsefe konusunda münakaşaya girişebilirsiniz... A, D, G gruplarında olanlar kendi aralarında, yüzde yüz anlaşamasalar bile,  medeni ölçülerde ve mantıksal bir tartışmayı sürdürebilirler.. Kendi inandığı şey üzerinde bile düşünmekten kaçınan T grubuyla din konusunda hiç bir tartışma yapılamaz. Mütedeyyin, (saldırgan olmayan, ılımlı dindar) grup haricindekiler,  inandıkları şeye sizin  inanmadığınızı anladıkları anda  size düşman kesilirler (çünkü siz artık kafirsiniz) ve saldırırlar ve zaten anlamsız ve yararsız olan tartışma sonlanır.  Sevgilerimle. æ 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder