21 Mayıs 2012 Pazartesi

POLITIK - Moskova Turkiye'yi uyardi

Vaktiyle Fransiz hükümetinden biri Napolyon Bonapart'i bir muharebe sirasinda elestiriye kalkisip parmagini harita üzerinde gezdirerek:

- Önce surasini almaliydiniz, sonra burdan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütünce.

Napolyon :

-Evet,onlar parmakla alinabilseydi dedigin gibi yapardim.

Dış politikada komşularla sıfır sorun politikası sonunda bizi buraya getirdi.
Bu gün itibariyle gerilim yaşamadığımız komşumuz yoktur.
Ülkenin nerdeyse üç değil, komşu başına bir ordu donatmasını gerektirecek haldeyiz.
Demek ki, neymiş efendim?!..
Dış politika öyle masabaşından Stratejik Derinlik diye kitap yazıp, atıp tutmakla olmuyormuş.

Oysa tarih boyunca bilinen bütün devletler hasım devletleri müttefikleriyle çevrelemeye çalışmıştır.
Bu çok iyi bilinen bir stratejidir.
Cumhuriyetin de temel dış politika stratejisi buydu. İran Afganistan, Pakistan'la, Suriye Ve Irak İsrail'le, Yunanistan ve Bulgaristan'sa, Romanya, Arnavutluk, Kosova vb. ile çevrelenmiştir.
ABD'yse Çin ve Rusya'yı önceleri Yeşil Kuşak'la, şimdileri de Ilımlı İslam'la çevrelemeye çalışmıştır.
Rusya'ysa ABD'yi Küba ve Orta Amerika ülkeleriyle çevrelemeye çalışmıştır.
Özetle herkes hasmını müttefiklerle çevrelemeye çalışmıştır.

Bu güne kadar hiçbir ülke askeri malubiyet yaşamadan teslim olmamıştır.
Komşularımızın Türkiye'nin ekonomik ve politik istilasına hiç direnmeden boyun eğeceğini beklemek ahmaklıktır.

Komşularımınız hemen hepsiyle irili ufaklı sınır sorunlarımız vardır.
Bu sorunların salt iyi ekonomik ilişkilerle çözülmesini beklemek de ayrıca bir saflıktır.

Küresel aktörleri hesaba katmadan, kendi bölgemizde herşeyi domine edebileceğimizi sanmak dangalaklıktır.
Yedi denizde gemi gezdiren, yedi kıtada asker bulunduran ülkeler varken, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslarda at koşturabileceğimizi sanmak,
ülkemin saf ve kanmaya teşne insanlarını inandırmak ihanet derecesinde bir aptallıktır.

Başkasının penisiyle gerdeğe girmek diye bir ata sözü bile varken, NeoOsmanlı idealini ABD desteğiyle ulaşılabilir sanmak ve bunu böyle sunmak da aynı şekilde dangalaklıktır.

Ve hala daha yaşanan bunca tecrübeye rağmen dangalaklıkta israr etmek ve sanki kendileri Yavuz Sultan Selim, ülke Osmanlı, dünya da 1516 yılındaymış gibi Mercidabık ve Ridaniye Seferlerine ülkeyi hazırlamaya kalkışmak artık ne ahmaklık, ne dangalaklık, ne salaklıkla izah edilebilir.
Bu doğrudan doğruya ihanetle özdeştir.

Ve son olarak NeoOsmanlı masalını bu kadar kolay kabul eden Türk halkına da yüzyılın en saf(?#!) halkı ödülünü vermek gerekir.
Daha ağır ifadeleri kendim de Türk olduğum için kullanamıyorum. Yoksa Aziz Nesin ustamın kulaklarını bol bol çınlatırdım.

Hala daha göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı laflarına alınmakta ısrar edenlere de esef ederim.
Saygılar.

Moskova Turkiye'yi uyardi MOSKOVA

Rusya Dışişleri Bakanlığı ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye sokan ve iki ülke arasındaki ilişkileri gölgeleyen Rusya karşıtı toplantıların Türkiye'de yapılmasının kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksander Lukaşeviç yaptığı açıklamada, 'Türkiye'de katılımcıların Rusya'nın toprak bütünlüğünü tehdit ettiği ve vatandaşlarının güvenliğinin tehlikeye atıldığı toplantıların düzenlenmesi kabul edilemez' dedi.
Bu tarz etkinliklerin iki ülke arasında mevcut ortaklık atmosferine gölge düşürdüğüne işaret eden Lukaşeviç, Türk yöneticiler tarafından bu tür organizasyonlara izin verilmemesini istedi.
Türkiye'de 12-13 Mayıs'ta İstanbul'da düzenlenen 'Rusya karşıtı' konferansların içeriğinin kabul edilemez olduğuna işaret eden Lukaşeviç, 'Üstelik bu toplantılar Türk yönetiminin göz yumması ile gerçekleşti.
Ayrılıkçı lider Doku Umarov destekleniyor'
dedi. Lukaşeviç 12 Mayıs'ta Türkiye'de yapılan bir başka konferansta da Moskova'da sözde Çerkez soykırım kurbanlarının anılması için çağrıda bulunulduğunu söyledi.
Kafkasya Forumu olarak İstanbul'da İMKANDER tarafından düzenlenen konferansta yayınlanan bildiride Kafkaslarda Rus işgali ve işbirlikçi yönetimler reddedilerek Kafkas Halkları Kongresi'nin kurulmasına karar verilmişti.

YAYIN TARİHİ: 19.05.2012


http://www.yenisafak.com.tr/Dunya/?t=19.05.2012&c=4&i=384027&k=d2
--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Gutta cavat lapidem non vi, sed sæpe cadendo Suyun tasi delmesi gucunden degil surekliligindendir.  Latince Atasozleri   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin ko  sulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT  . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kal1plasm1s Kural birakmiyorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder