30 Mayıs 2012 Çarşamba

POLITIK - Nakşibendi =Mormon

Mormon'un salağı ya CIA'ye çalışır ya Mossad'a

Kıymet Nadir Bindebir

Nakşibendi sandık Mormon çıktılar
Hacı hoca sandık sâfi hormon çıktılar
Abdestli mağdur Türküz diye iktidar olup
Bir ülke bir millet bir din yıktılar

AKP'nin en büyük başarısı, ilk günkü heyecanı, coşkuyu hiç kaybetmeden fiyaskodan fiyaskoya koşabilmesidir. Nakşibendilikten Mormon tarikatına doğru evrilmesi ise, fevkaladenin fevkinde bir 'değişerek gelişme' öyküsüdür.

En başarılı Holywood senaryolarında şablon şudur:

Genç, erkek bir başkarakter yaratılır

Anası babası devreden çıkarılıp amcası teyzesi yaşatılır

Ak sakallı dede ya da bilgeyle başkarakter bağlantısı kurulur

Başkaraktere bi miktar doğaüstü güç ihsan edilir

Herşeyi ve herkesi kontrol altına almak isteyen canavar ruhlu bi karakter yaratılır

Filim boyunca bu canavar ruhluyla başkarakter mücadele eder.

Recep T.'nin kişisel başarısı, Türkiye için yazılan senaryoda, yukarıdaki rollerin hepsini tek başına oynuyor olmasıdır.

Mormon dedik, açıklayalım. Bir kadın için camiyi, diyaneti, kiliseyi, havrayı memnun etmek zordur. Yine de, bütün dinler kadını-erkeği eşitlemeye yönelik ufak tefek reformlar gerçekleştirmektedir. Biri hariç: Mormonizm.

Mormonlarda erkeğe çok eşlilik serbest, kürtaj yasak, kadın çok çocukludur. Zina yasaktır, erkek istediğini nikahına alabileceğinden zinaya gerek de yoktur. Kölelik dönemi kapandığından evde köle çalıştırmak kanunen yasak, hizmetçi tutmak pahalıdır. Çözüm çok kadınla evliliktir.

Tapınaklarında Mormon erkeği Tanrı'ya yönelik dua eder, Mormon kadını kocasına.

AKP'nin patinaj yaparak Mormonlaştığı kaygan noktaya 'vajina' diyoruz.

Firavunötesi başvekil "en az üç çocuk" derken iki ilaveyle beş çocuk istemeye başladı ya (biri sigortasız işçi, biri tarikata mürit, biri çocuk gelin, biri polis, biri de organ mafyasına yedek parça olacak), sezaryen doğumları kısıtlama fetvasının altında bu beş çocuk talebi var.

Sezaryende ya 'enine' kesik atılır ya 'dikine'. Sezaryenle yapılacak doğum sayısı bellidir: iki.

Branda bezi gibi sağlam bir rahim zarı, çok yetenekli bir doktor, biraz da tıbbi mucizeyle, aynı yerden belki üçüncü doğum için de kesik atılabilir. Ötesi, kesiğe fermuar takması yoktur. Sezaryen demek maksimum iki çocuk demektir.

Kadını etkisiz hale getirmenin en etkili yolu, Mormon yöntemiyle karnından sıpayı eksik etmemektir.

Sezaryen doğumu savunduğum sanılmasın. Tıbbi bir zorunluluk yoksa, o piyano o pencereden ıkına sıkına çıkarılmalıdır. Sinirime giden: son on yılda, kadınlarda, kemik erimesi, saç derisinde yara, genital siğil gibi fiziksel ve zihinsel tesettürün neden olduğu hastalıklar patlama yapmış, bunların tedavisi için milyonlarca lira ödenirken, devletin sezaryene, kürtaja ödenen parayı 'yük' addetmesidir.

Kadının dinleri memnun etmesi zordur dedik ya, bu memnuniyetin yolu illa ki erkeğini memnun etmekten geçer. 'Erimi doğum kontrolsüz mutlu edeyim' diyenin başına gelecek bellidir: istenmeyen gebelik, kürtaj.

Firavunötesi AKP'liler PKK'nın işlediği cinayetleri cinayet olmaktan çıkarınca, cinayete yeni bir tanım bulmaları gerekti.

Dini okullarda şekillenmiş kafalar daima kurbanı ve zayıfı suçlama eğiliminde olduğundan, kadına kendisini suçlu hissettirecek yeni bir damar daha buldular: kürtaj. İkisi birleşince ortaya 'kürtaj cinayettir' söylemi çıktı.

Derin bilge İdris Naim Şahin "AK Parti herhangi bir siyasi parti değildir. Siyasetin ötesinde bir organizasyondur." buyurmuşlardı. Doğrudur. Tarikat içre tarikat, çete içre çete, mafya içre gladyo, Arap içre Kürt, istihbarat içre istihbarat... Başlarında da kadın görünce 'kızmıdır kadın mıdır bilemem' diyecek kadar fındık zarına hassas bir şahsiyet.

'Mormonlaşırlarsa mormonlaşsınlar, bana ne' diyeceğim amma, "Mormon'un salağı ya CIA'ye çalışır ya Mossad'a" diye atasözü var. Bu iki örgüte çalışmış Mormonların listesi uzun.
Sigarayı yasakladılar sigaraya başlama yaşı 7'ye düştü

Alkolü yasakladılar alkol tüketimi yüzde 20 arttı

19 Mayıs'ı yasakladılar milyonlarca insan Atatürk anıtlarına aktı

Pornoyu yasakladılar Türkiye 'şişme kadının en iyi müşterisi' sıralamasında 1 numaraya çıktı

Basılmamış kitabı yasakladılar basılmadan yüzbinlerce okundu.

Kişisel tahminim, olası kürtaj ve sezaryen yasağıyla beş çocuk talebinin bilinçaltında, bu ülke nüfusunun köküne kibrit suyu ekme arzusu bulunduğudur.

Baki Selamlar

 

İyi çalışmalar saygı ve sevgiler

Murat Binzet

mailto:m1000zet@gmail.com

Melek Moroni, Joseph Smith tarafından 1820’lerde kendisine görünen meleğe verilen isimdir.

Hıristiyan dini hareketlerinden biri olarak ortaya çıkan ve zamanla bağımsız bir din görünümünde olan Mormonluk 1830 'da NewYork 'ta Joseph Simith tarafından kurulmuştur.
Teşkilatın kurucusu Joseph, Moroni adından bir meleğin kendisine vahiy getirdiğini iddia ederek ortaya çıkmış, sonra bazı eski metinlere değişik bir yorum getirerek görüşlerini açıklamaya çalışmıştır.

Kendine taraftar kazanmak için 1835 yılında 12 kişiyi misyoner olarak çeşitli ülkelere göndermiştir.
Smith kendisinin üzerine Mormon kitabesinin yazıldığı altın levhanın bekçisi olduğuna inanıyordu.

Smith, sıra dışı karakterlerle yazılan levhayı sakladığı için başka hiç kimse altın kitabeleri göremedi ve kitabe başka dile çevrilemedi.

Smith, Moroni’nin kendisine tercüme yapmasını kolaylaştıran herşeyi öğrettiğini, hatta kendisine sihirli bir taş bile verdiğini iddia ediyor.

Mormon teolojisine göre, Smith tercümesini, Mormoni’nin altın kitabeleri alarak cennete gittiğini söyleyerek bitiriyor.
1826’da Joseph Smith dolandırıcılık suçundan Bainbridge’de mahkemeye çıktı.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder