29 Mayıs 2012 Salı

Re: [desifre] Re: Fw: [Ozgur_Gundem] Islamı Tersten Okuyanlar

Sayın Atilla,
Siz korkmayabilirsiniz.
Ben korkuyorum.
O yüzden insanları bu tehlikeye karşı uyarmaya çalışıyorum.
Bu insanlar dünyayı kana bulamak için niyet bozmuşlar.
Bu insanlar ikrar ediyorlar, diyorlar ki, biz toplumumuzun bir bölümünü kafir, zındık, çıfıt, cavır ilan edeceğiz, onları ikaz ve ihtar edeceğiz, hizaye gelmezlerse ya süreceğiz, ya da kılıçtan geçireceğiz.
Kendilerini savaşçı olarak görüyorlar, cihadı farz görüyorlar, bütün bunları seçik ifade ediyorlar.
Bu kadar uyarıdan sonra elbette dünya bunlar için tedbir alacaktır.
Elbette dünyada ve müslüman olsun olmasın bütün ülkelerde bunlar için tedbir alınacaktır.
Almayan hata eder.
Herşey gözgöre göre gelmektedir.

Ve ben bir Türk olarak ataları müslüman olan bir kişi olarak elbette bunlara sempate ve empati duymuyorum.
Ve açık seçik ifade edeyim, bunlarla mücadele etmek adına hristiyan, müslüman, budist, şintoist demem, hiç fark etmez herkesle işbirliği yaparım.

Çünkü bunlar tarihin karanlık sayfaları arasıda kaybolup gitmesi gereken sapkın bir kalabalıktır.
Kendi ülkende bütün herkesi Hanefi Sünni yapmak için silaha sarılacaksın, yetmeyecek bütün dünyaya niyetleneceksin, ve herkes eli böğründe seyredecek, sana merhamet edecek.
Yok öyle şey.
Bu yolda canını ortaya koyan sıra canına gelince yalvarıp yakarmayacak.
Çocuk oyunu değil bu işler.
Herkes konuştuğuna, düşündüğüne, planladığına dikkat edecek.

On 29.05.2012 09:47, Atilla Ayhan wrote:
 
Dusunce ozgurlugu adina yazdiklarini kerhen kabul
ediyorum fakat cevap vermeye deger bulmuyorum....
 
Ama;
 
"Ayhan gibileri de nedense ucu kendine
dokunabileceginden korktugundan midir nedir?"
 
sozune cevap vermek benim icin sart....
 
Ben neden korkacagim a koca yobaz......
 
Bu ulke benim ulkem,bu din benim dinim....
Bu vatan benim vatanim,millet benim milletim.....
Benim allahtan baska korkacagim hicbir sey
yok bu dunyada.....
 
Ama sen korkmalisin.....Sen ve senin gibi konjonktur
turevleri,durum degistiginde ne olacaklarinin,baslarina
neler gelebileceginin hesabini mutlaka yapmalilar....
 
Haydi daha fazla soyletme beni.....Agzimi bozmak
istemiyorum....-((((((
 
Atilla
 
 
 
From: Abudeyam <abu.deyam@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Cc: desifre <desifre@yahoogroups.com>; siyasetmeydani <SiyasetMeydani@yahoogroups.com>; inanc@yahoogroups.com
Sent: Tuesday, 29 May 2012, 11:32
Subject: [desifre] Re: Fw: [Ozgur_Gundem] Islamı Tersten Okuyanlar

 
 
Sayin Ayhan
 
Buralarda yazanlar, kendi kimliklerini deklere ederler.
Bu kimlikler dogal olarak bir ayristirma olusturur.
 
Bunda yadirganacak bir sey yoktur.
 
Yazilarinda
 
Allaha ve Resulune inanmayan (kafir)
Yahudi (cifit)
Ateist
Deist
oldugunu aciklayanlar, kendilerine buna gore davranildiginda dogal karsilarlar.
 
Bu ayristirmayi kendileri yapmislardir.
 
Ama bir sure sonra bu kimlikleri yuzunden Turkiye'nin ana govdesinden ayrismaya basladigini gorup bundan korkan
 
Kafir oldugu halde kendisine kafir denmesinden
Cifit kandisine cifit denmesinden
Ateist kendisine Allahsiz denmesinden
 
urkmeye baslar.
 
Ayhan gibileri de nedense ucu kendine dokunabileceginden korktugundan midir nedir?
Bu dogal ayrismaya karsi cikar.
Sayin Ayhan siz Muslumansiniz.
 
Adamlar kendileri ile Islam arasina mesafe koymuslarsa
 
Allah hidayet versin deriz
 
ve onlara hakettikleri gibi muamele ederiz.
 
Bu adamlar bir gun gelirler,
 
Hz Peygamber gercekten yasadi mi?
 
tartismasi yaparlar.
 
Oteki gun gelirler
 
Allah var mi?
 
diye tartisirlar
 
Oteki gun
 
Kur'an'da celiski var
 
diye tartisirlar.
 
Siz bu adamlara kimliklerine gore davranmazsaniz, bunlari samimi sanir, muhatap alirsiniz.
 
Onlar bu halleriyle Allah ve Islamla savas halindedirler.
 
Onlara savas ahkami yakisir.
 
 
Abudeyam
 
 
2012/5/29 Atilla Ayhan <atilla_karluklu@yahoo.com.tr>
 
Sadece bu obekte var uc bes kisi....
Yazilanlari iskaliyormusun sayin Kavik ?.....
 
Kafirler,cavirler,zindiklar,kemoslar,laikoslar....
havalarda ucusuyor bu hakaretler....
 
Atilla

From: Yunus Kavik <ykavik@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Monday, 28 May 2012, 14:11
Subject: Re: Fw: [Ozgur_Gundem] Islamı Tersten Okuyanlar

 

İnsanların kıyafet tercihlerinden dolayı şimdiki gibi birbirlerini tahkir ettikleri , ötekileştirdikleri, ayrıştırdıkları ve hatta savaştıkları bir vak'ayı örnek verebilir misiniz islam tarihinde.
 
Yunus Kavik

 
28 Mayıs 2012 13:53 tarihinde Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com> yazdı:
 

sizinki de söz mü şimdi insanlar dini yanlış anlayarak değil insanlara yerdeki karıncadan gökten uçan kuşa bile olmadık zarar verebilirler.
insanlık tarihi ve İslam tarihi bunlarla dolu değil mi bunu söyleyebiliyorsanız siz insanlık tarihinden de İslam tarihinden de bihabersiniz demektir.
------------
Hiçbir vatan hizmeti, vatana yapılmış olan fenalığı mazur gösteremez.
Enver Paşa
----- Original Message -----
Sent: Monday, May 28, 2012 12:53 PM
Subject: Re: Fw: [Ozgur_Gundem] Islamı Tersten Okuyanlar

 

İnsanların dinini yanlış anlamaları dine mesafeli olanları neden rahatsız eder bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu tip düşünenler acaba islam haricindeki diğer dinlerde de kendi dinlerini yanlış anlayanlardan aynı şekilde rahatsız oluyorlar mı merak ediyorum.
Gerek iş hayatımda, gerek komşuluklarımda, gerek akrabalarımda, gerekse çevremde bahsi geçen şekilde bir çok başörtülüye rastlıyorum. Ben şahsen hiç birisinde kendisi gibi giyinmeyen kimselere karşı ayrımcılık olacak tarzda herhangi bir konuşma, tavır, davranışlarına rastlamadım. Her tür düşünce ve inanışta olduğu gibi onların arasında da ayrıştırıcı insanlar mutlaka mevcut olabilir. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bu bütüne şamil kılınamaz. Ben böyle bir giyim tercihinde olanların çoğunluğunun ayrıştırıcı düşüncede olduğunu sanmıyorum.
Eğer böyle bir ayrımcılıkla (bir kaç fanatik düzeyinde istisna kabilinden değil) bol miktarda ve sık sık karşılaşan arkadaşlarımız varsa bunları örneklendirirlerse memnun olurum. O zaman derim ki bana neden rastlamıyor bol miktarda varsa.
 
Yunus Kavik

 
28 Mayıs 2012 12:00 tarihinde Ali Nejat ÖLÇEN <alinejat@olcen.net> yazdı:
 

Sy.Ali Ercan, ilginize teşekkür ediyorum. Tartişma konusunda Kur'ana atıf yapıldığı ve Islam'ın ilk yıllarındaki hoşgörü yadsındıgı için devreye girmeye gereksinim duydum. Hicap verici küfürler  her iki tarafça da karşılıklı kullanıldığı için. En azından dinin siyasete  araç olmamasını savunanlar bu denli sert ve küfürbaz olmamalılar.
 
Aslında degindiginiz soruna   1991 yılında  yayımlanan "Islamda Karanlıgın Başlangıcı" kitabimda  ayrıntılarıyla yer vermistim. Bu kez buna gereksinim duyarak tartışmaya müdahil olmayı tercih etmedim. Turgut Özal Basbakan ve kardeşi Yusuf Bozkurt Özal'ı DPT Mustesarı atadıgında (1983) Turk-Islam senteziyle belirttiginiz  dinin siyasallasmasini kurumlastirmisti .Cumhuriyeti, İstiklal savaşını yadsiyrak  ve de Devlete din haritası çıkarması gorevinin verilmesine iliskin yönerge uygulayarak. Bugunku seviyesiz tartışmalarin  ve AKP'nin doğuşunun kaynağidir o 600 sayfalik belge. Adresinizi bilebiseydim,  o belgenin de eleştirisini içeren kitabımın bir fotokopyasını bilgilerinize sunardim.
 
Saygilarimla.
Ali Nejat
 
 
 ----- Original Message -----
Sent: Monday, May 28, 2012 11:09 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Islamı Tersten Okuyanlar

 


Değerli Ali Nejat Ölçen, Ne yazık ki, Siz de bu platformdaki tartışmanın püf noktasını yakalayamamışsınız.. Burada İslam üzerinde, dini konular üzerinde tartışılmıyor ! Burada cahil halkın dini duygularını siyasi ve ticari sömürü aracı yapanlara karşı ve onların yalaka, yardakçılarına karşı bir mücadele var..  Bu tartışmanın düzeyini  hakaret, iftira, mügalata ve demogojiyle  düşürenler de,  bilgisizlikleri, yalanları ortaya çıkarılan bir takım kişilerdir.  

Konu benim aşağıdaki iletim üzerine alevlendi.. Bizi tanıyorsunuz, Türkiye'de  kimsenin  inancına, ibadetine, giyimine kuşamına karışmayız; tabii ki herkes istediği gibi giyinmekte özgürdür..  Yalnız, Zurnanın zırt dediği yer, Başlarını sıkı sıkıya sarıp sarmalayan hatunların bunu Kur'ana referans vererek, din adına, inancının gereği olarak yaptıklarını söylemeleridir..  Bunun kocaman bir yalan olduğunu söyledik. Kur'anda böyle bir ayet olmadığını söyledik. 

Başını örtmeyen kadınları dinsizlikle, islam dışılıkla itham etmenin çok tehlikeli bir ayrıştırmaya, toplumda  müslüman-kâfir ayrıştımasına kadar varacağı endişesini taşıdığımızdan sadece bir uyarıda bulunmak istedik, ve gördüğünüz gibi haddini bilmeyen, sizin tabirinizle islamı tersinden okuyan, fanatik 1-2  kişi tarafından olmadık hakaretlere maruz kaldık.. mesele bu. Saygılarımla. æ


"Allah'ın emri" diye aldatmak, 
Değerli arkadaşlar,  Kadınlarımızın başlarına dolanan başörtüsü/türban konusunda  Çok büyük bir yalan döndürülüyor ortada.. Kur'anda "saçınızın tek teli bile görünmeyecek şekilde örtünün"diye bir ayet yok.. aslında "başınızı örtün" diye de bir ayet yok. Kur'anda sadece, "başınıza aldığınız örtüyle, edep yerlerinizi saklayın" şeklinde ayetler var, hem kadınlara ve hem de erkeklere..  Nur Suresi 31. ayette denir ki:
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى 
yani,  "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar...."  (bkz. Diyanet  Kur'an Meali)
İşte hepsi bu kadar; ama gelin görün ki,  neye inandığını bilmeyen, inandığı şey üzerinde bile araştırmakta, düşünmekte aciz yığınları "Allahın emri" diye aldatmak, ve bundan siyasette ve ticarette vurgun yapmak ahlakı (!) oluşturuldu.. Siz istediğiniz kadar, sıkma baş türbanın bir simge olduğunu, İslamla, namusla, ahlakla, etikle ilgisi olmadığını söyleyin durun; kimsenin umurunda değil. Ne örtünenler biliyor, ne de örtünmeyenler... tutturmuşlar "inancım gereği" diye bir ezber..  yazık ! æ 



28 Mayıs 2012 10:16 tarihinde Ali Nejat ÖLÇEN <alinejat@olcen.net> yazdı:
 
ISLAM'I TERSİNDE OKUYANLAR
 
Ali Nejat Ölçen
 
Islam felsefesini ve tarihini anlamamış,incelememiş  olanlar konuya ancak sizler gibi yaklaşır ve sonuçta birbirinizin hasmı olur ve kaba­lığı yeğlesiniz. O nedenle önce sizlere İki tümceden oluşan Asr sure­sini anımsatmam gerekiyor:
 
İnsan ziyan içindedir
Ancak inanıp iyi işler yapan iyilik ve sabır öğütleyenler hariç.
 
Şimdi soruyorum, birbirinizin kalbini kırarak iyi iş mi yaptığı­nızı sanıyorsunuz ve de birbirinize sabır ve iyilik  öğütlüyor mu­sunuz? Bu dini yarışma (müsabaka) aracı olarak kullanmanız doğru mu?
 
Islamın doğuşunun ilk yüz yılında bile aranızdaki tartışmanın ilkelli­ği yaşanmamıştı. Böylesi ilkelliği Islam tarihine ilk kez Emeviler getirdi. İlkelliği kurumlaştırdılar. Devlet yönetimine dönüştürdüler.,
 
1260 yıl önce Hasan Basri'nin meşveretinde bile yaşanmamıştı sizle­rin arasındaki hoşgörüsüzlük.. O meşverette görüşülen konu şuydu: Hucurat Suresinin 9'ncu ayetine riayet etmeksizin, Islamı kabul edinceye ka­dar Muaviye ile savaşı sürdürmeyen ve hakeme baş­vuran Ali ve onun sulbundan gelenlerin de katlinin vacip olup olmadığı konuşulumaktaydı. Kur'anın bu açık hükmüne karşı gelmişti Ali ve büyük günah işlemişti. Vasıl bin Ata araya girerek bu tür so­runların anlamsız olduğunu şu sözlerle açıklar:
 
Menzile beyne'l menzileteyn.
 
Büyük günah işleyen ne münmin ve ne de münkirdir. İkisi ortası bir yerdedir.1
 
Vasıl bin Ata bunu söyler ve toplantıyı terk eder.Onunla birlikte ay­rılanlar Islam tarihinde  "Mutezile" olarak anılacaklar. Belki de Islam'a ilk kez felsefi bir yorumu getirmekteydiler.Tarihte bu felsefi bakış açısının beş ilke ile açıklandığını görüyoruz.
 
Susana Diwald-Wilzer, "Bibliotheca Islamica" adıyla yayımladığı (1961) belgede, Ahmed ibn Yahya'nın bir yapıtını kaynak göstererek " Die Klassen der Mu'tazileten" başlığıyla yer vermiştir. Ahmet İbn Yahya'nın bu olayı nasıl anlattığını görelim:
 
"Bu ayrılık menzile bey'nel menzileteyn'den daha derindedir", der ve devam eder:" Kur'anın temel öğretisine değişim getiriyordu".
 
Islam'ın kutsal Kitabındaki temel öğretisi yüz yıl sonra tartışma konusu olmuş  mezheplerın doğuşuna yol aç­mıştı. 1260 yıl öncesi Islamda bugünkünden  daha üst düzeyde hoş görü vardı ve kimse bir birini mümin ya da münkir ola­rak suçlamıyor ve Madımak otelindeki gibi  toplu cinayet işlemeye girişmiyordu. Islam siyasallaştırıldıkça yani iktidar aracı olarak kulla­nıldıkça kendi içinde hasım kamplara bölünmesi kaçınılmazdı ve 21.yüzyılda emperyalizmin  oyununa gelerek bunun en acımasız, vahşi kan dökücü  uygulamalarına şimdi tanık olmaktayız.
 
Bir biriyle barış içinde iki Islam ülkesine  rastlayamadığımız gibi, iç savaşa sürüklenerek birbiriyle kanlı boğazlaşmanın içinde olmayan bir tek Islam ülkesine rastlamak olanak dışı.Zaten, Islam barış içinde olduğu an ABD'deki silah sanayi çöker.
 
Konumuza geri dönüyor ve bugün Islam içinde birbirini suçlamakla yetinmeyip birbirinin canına kıyan ve kan döken düşmanlığa karşın, 1260 yıl önce   Islam kadroları ne denli hoşgörülü bir düzleme ulaş­mışlardı. Bakınız Mondt Gomery Watt, kitabında bunu na­sıl açıklı-yor:
 
 
"Eğer Mutezile devam etseydi, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasındaki fark bu denli fazla olmazdı,2
 
Mutezile'ye ilişkin yorumlar içinde daha yansız olanı kuşkusuz Batı din bilimcileri tarafından ileri sürülmektedir. Örneğin Henry Masse, "Mutezile'nin mistik biçimde daha çok sufiler tarafından geliştirildiğini ve fakat Kelam'dan daha çok rasyonalist (akılcı) eğilimler taşıdığını iler sürmektedir.3
 
Richard Hardmann adındaki batılı teoloji uzmanı da "Mutezile'yi tek Tanrı kavramının savunucusu olarak görür ve dualizme karşı uğraş veren okul olarak niteler  Tanrının konuşur olmasına, ahirette insanlara gö­rünmesine, cehennemin varoluşuna karşı tavır aldığı için Kaderiye'nin bir versiyonu kabul eder.4
 
Bu açıklamadan sonra asıl konuya girebilirim. Ve bugün birbirini tah­kir ederek Islam yarışına girenlere 1260 yıl öncekilerin ne denli hoş görülü olduklarının ve birbirlerini suçlamaya girişmediklerinin örne­ğini  göstermeye çalışmaktayım. Aranızda bana kızanlar olacağını biliyorum. Fakat bugün Islam dininin "hoş görü" ye gereksinimi var ve bu dine mensup olduğunu sanan ülkeler birbirlerini boğazlamaktadırlar. Emperyalizmin çıkarı gereği Islam'da din savaşlarını organize etmektedir.Hala bunun bilincinde değil misiniz?.
 
Mutezile okulu, bilim ve felsefe­nin temel ögesi "kuşku" duymayı ve kuşkudan sonra "akıl" yürütmeyi öngörmekteydi. Kur'anın sonradan yaratılmış olup olmadığı konu­sunda Islam'ın en önemli ilkesini tartışmaya açık tutan hoşgörüyü getirmişti.Şöyle:
 
Eğer Kur'an Tanrı'nın niteliklerinden ise, Kur'andan önce susan Tanrı, Kur'an ile birlikte konuşmaya mı başladı? Tanrı zaman içinde konuşma niteliği kazanmışsa bu niteliği kullanır kullanmaz kendisinde bir değişme olmuş demekti. Oysa Tanrı'ya değişme isnad olunamaz.
 
Yani Kur'an Tanrı sözü değildir, hadistir.
 
Abbasi devletinin halifelerinden Memun ve Muttasım, her ikisi Türk anadan doğdukları için müspet ve dürüst düşünmek niteliğini edin­mişlerdi.5 Halife Memun tarafından Beyt'ül Hikme adında  bir akedemi kurulur ve başına da el-Harizm adıyla tanınan Abdullah İbn Musa'yı  atamıştır.  30-40 yıl süren Islam'ın bu aydınlık dönemi İbn Sina'lar'ın, Farabiler'in, İbn Türk'ler'in doğuşuna neden olmuştur. Grunebaum adındaki teoloji uzmanı o dönemi şunları yazarak betim­ler:
 
"Kur'an ve şeriat hükümleri dışında konuları inceleme hoşgörüyle karşılanmaktaydı. Yönetim kadroları ve devlet, Müslüman bilginlerin araştırmalarını izler ve desteklerdi. Batı'nın hayranlığını çeken ma­tematik ve tıp bilimi bu uygun koşullarda gelişti. Aydınlar, katı dü­şünce ve tutkuların baskısı dışına idiler. Çünkü hiçbir za­man dinsizlik kuşkusu uyanmıyordu.6
 
Islam'ın cahil, hoşgörüsüz, onu siyasal aracı olarak kul­lanan kadrolar karşısında sizler de  bu dine sahip olmayı çene yarı­şına dönüştür-düğünüz sürece  ona zarar vermiş olacaksınız.  Emper­yalizm bu di­nin otoritelerini ve siyasal kadrolarını kendi savaş tek­nolojilerinin ge­lişmesi için kullanmaktadırlar. Islam dünyasının patronlarına ege­menlik sağlayan petrol tükendiğinde, Islam var oluş nedenini yaşar. Ve emperyalizmin geli­şen teknolojisi karşısında kendisini koruyamaz ve savunamaz. O halde 1260 yıl öncesinin koşullarını iyice incele­mek,  dini bağnazlıktan arındırmak ve geleceğin koşullarına hazır-lanmak, hoşgörüyü yeniden ilke kabul etmek gerekir.
 
Islam, cehalettin, kinin, hırsın, açgözlü iktidar düşkünlerin elinden kurta­rılmalıdır. Bu güzelim din, devleti kullandığında kendisinin dev­let ta­rafından kullanıldığını fark edememektedir. Din+devlet koalis­yonun hem dine ve hem de topluma zarar verdiğini ilk fark eden ülke Mustafa Kemal'in Türkiye'si oldu. Kanımca Islamın düşmanı kendi devletidir. Onu kullanmayı iktidarını sürdürmenin aracı olarak kullan­dığı için. Türkiye'miz de bu oyunun içine yuvarlanmak üzere.
.
 
1.Birbirinizle Islamı tartışırken acaba Bakara Suresinin 263.ayetini anımsıyor musunuz:Güzel bir söz bir bağışlama, eziyet olan sada­kadan daha hayırlıdır. 
 
Aranızda tartışırken kötü söz kullanıyor ve savunduğunuz Islama ters düşüyor sunuz.
 
2.Araf Suresinin Göğüslerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp at­mışınız hükmüne yer veren 43.ayetine Başbakan R.T.Erdoğan gibi sizlerde mi ters düşmüş olmaktan çekinmiyorsunuz?
 
3.Nahl Suresinin 116.ayetine göre  dilinizin yalan nitelemesiyle şu helal şu haramdır demeyin ki Tanrıya iftira etmiş olmayasınız, koşuluna uygun davranıyor musunuz?
 
4.Hümeze Suresinin 4.ayetine göre mal düşkünlerinin nereye gidece­ğini biliyor musunuz. Cehenneme.
 
Aranızda sürüp giden ve cehaletten kaynaklanan tartışmaya son ve­riniz.  Kullandığınız bilgisayar kimin icadıdır bunu düşünün. Ve Islam dünyasının neden gerilerde kaldığına çözüm aramaya çalışınız.
 
Saygılarımla.
Dr.Ölçen
 
DİP NOTLAR:
 
1.M.M.Şerif,Islam Düşünce Tarihi, cilt I, çeviri:Altay Ünaltay,İnsan yayın­ları,1993,s.235:
M.Şerif, bu olayı farklı biçimde anlatır. Hasan Basri, bir Cami'de ders ve­rirken.öğrencilerden biri dersin sonunda ayağa kalkarak kimilerin büyük günah işleyeni Islam dairesi dışına çıardığını, kimileri de günah işleyenin öteki dünyada kurtulacağını, günahın mümine zarar vermeyeceğini iler sürüyor, siz ne dersiniz?Vasıl bin Ata bu sözler üzerine toplantıyı terk ederek camiin bir köşesine çekilir. Hasan Basri tarafndan Vasıl bin Ata "I'tizale enne" dediği için Vasılile birlikte ayrılanlar bu adla anılırlar. Islamda düşünsel akım olan Mutezile böyle doğar ve Abbasi devletinin dinsel inancı kabul edilecektir.
 
2.M.Gomery Watt, Islam Düşüncesinin Teşekkülü,s.23
 
3.Henry Masse,Islam;çeviri,Halide Edip, Hyats Oriental Reprit,"1966,s.205
 
4.Richard Hardmann, Die Religion des Ilams, Verlag von E.S. Mittler,
1944,s.39. Ayrıca: De.L.O.Leary, Islan Düşüncesi ve Tarihteki Yeri çeviri, H.Yurtaydın,-Y.Kutluay, A.Ü.İlahiyat Fak,1969,s. 59.
 
5.Şemsettin Günaltay,I.Birinci Tarih Kongresi,, Birinci Oturum, s.324. Ay­rıca bakınız:Hilmi Ziya Ülken,Islam Felsefesi,,s.44.
 
6.Grunebaum, Islam,1961,s.114








__._,_.___
Recent Activity:
.

__,_._,___


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Mal coklugu kalpleri bozar, gunahlari dogurur.  Hz.Ali - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir dere  cede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasm1s Kural birakmiyorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik; Canlar1n, ezan1n diledigi: Kolelik; Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.  Omer Hayyam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder