24 Mayıs 2012 Perşembe

RİFAT SERDAROĞLU - PARAMIZI NEREYE HARCADINIZ

Öyle ya, dile kolay 338 MİLYAR DOLAR.
Bu rakamın ne kadar büyük bir rakam olduğunu idrak edebilmeniz için 338 milyar kere sopalanmanıza gerek yok sanırım.
Bu parayı nereye harcadınız?
Bu çok önemli bir soru.
Adamı ipe dahi götürür.

PARAMIZI  NEREYE  HARCADINIZ

Uzun lafa, milletin kafasını karıştıracak  karmaşık ekonomik yorumlara hiç gerek yok. Türkiyeli Başbakan Erdoğan'a açık- net bir soru soruyorum ve açık-net bir cevap bekliyorum.

Bu rakamlar Merkez Bankası rakamlarıdır;
AKP İktidara 2002 yılında geldi. 2002 yılında Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu: 230 Milyar Dolardı.
2011 yılı sonunda Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu 518 Milyar Doları geçti. Üstüne üstlük, geçmiş iktidarların yaptığı kuruluşları yok pahasına satarak
50 Milyar Dolar topladı…

Bakkal hesabı yapalım;
518 Milyar Dolar+50 Milyar Dolar = 568 Milyar Dolar
568 Milyar Dolar-230 Milyar Dolar= 338 Milyar Dolar

Suçlamadan, art niyet olmadan hesabını öğrenmek istediğimiz para tutarı işte bu;  338 Milyar Dolar…
Türk Milletinin sırtına yıkılan bu borcu, yani 338 Milyar Doları nereye harcadınız?

Değerli okurlar;
Her türlü borç illa ki kötü olacak diye bir şart yoktur. Örneğin yeni bir işyeri açmak veya var olan bir işletmeyi modernleştirmek-genişletip üretimi arttırmak için yapılan borç bir çeşit "yatırım kredisi" olup, kendi kendini ödeyebileceği için "iyi borçtur."   Bir öğrencinin "üniversite eğitimini" tamamlaması için alınan borçta, iyi borçtur. Bu tip "iyi borçlar" kendi kendilerini ödeme kabiliyetine sahiptirler.

Oysa daha lüks bir araba, ev dekorasyonu, tatil  için alınan borçlar
"kötü borçlardır." Bunların kendi kendini ödemesi mümkün değildir. Bunları borç almadan, kazanıp kendi paranızla yapacaksınız.

Bu durum, ülkeler içinde birebir aynıdır ve geçerlidir.
Anahtar nokta şudur; Toplam borcun gelire oranına değil, borcun ne kadarının kendini itfa etmeyen(ödeyemeyen) yerlere harcandığına  bakmak gerekir. Çünkü kendi kendini ödeyemeyen borç, gelecekte insanların yaşam standardının düşmesine, fakirleşmesine sebep olacaktır.…

Türkiyeli Başbakan Erdoğan'dan öğrenmek istediğimiz budur.
Tamam, Türk Milleti adına borçlandınız, ihtiyaç vardı ki borçlandınız, buna bir şey demiyoruz.  Fakat bu kadar borçlanarak aldığınız paraları nereye harcadınız? Bu borcun ne kadarı "iyi borçtur" ve kendi kendini ödeyecektir?
Ne kadarı "kötü borçtur" ve önümüzdeki yıllarda Türk Milletinin fakirleşmesine sebep olacaktır?  Bu paralar ile  gelir getirecek, borcunu ödeyecek hangi büyük yatırımlar yapılmıştır?  Bu paraların ne kadarı faize gitmiştir?
Uluslararası finans piyasalarında,  o an ki faiz oranları ile, AKP Hükümetinin borçlanma faiz oranları arasında nasıl bir fark vardır?..
Borç alırken kazananlar  kimlerdir? Uluslararası tefeciler mi, Türk Milleti mi ?..

Sayın Erdoğan;
Bu hesabı Türk Milletine vermek zorundasınız. Tek-tek, kalem-kalem açıklamalısınız. Nasılsa bunlar size mutlaka sorulacak. Nereye giderseniz gidin, muhakkak sorulacak. Siz olmasanız da, gıyabınızda sorulacak.
Siz, size yakışanı yapın önce Babacan'ı ve Mr. Shimshek'i(şimşek okunur) sıkıştırın, onlardan aldığınız rakamları bir de siz kontrol ettirin ve hesabı sahibine, yani Türk Milletine verin.

Sayın Başbakan; Size bazı tavsiyelerim olacak. Dinleyip dinlememek sizin bileceğiniz iş. Ben lafımı ortaya koyayım, beğenen alır, beğenmeyen almaz…

*Bir ülkede, borçlar  ekonomiden hızlı büyüyorsa orada çok ciddi bir problem var demektir.
*Ülkeyi yönetenler,  gerçekler ve mantık yerine  umuda ve hayale güvenmeye başlarlarsa, hele hele hırsları akıllarının üstüne çıkarsa, felaket iyice yaklaşmış demektir.
*Veren el, alan elden daima üstündür…
* "Kötü borç" alan, parayı aldığı yerden emir almak zorundadır. Bilmem anlatabildim mi Sayın Eşbaşkan !...

Sağlık ve başarı dileklerimle  24 Mayıs 2012

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

 

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Dost, kardesini uc halde korumadikca tam dost olamaz.  Hz.Ali - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli b  ir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasm1s Kural birakmiyorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...  K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedii: Kolelik; Canlar1n, ezan1n diledigi: Kolelik; Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.  Omer Hayyam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder