3 Şubat 2013 Pazar

15-Naci BEŞTEPE - EL BİRLİĞİ İLE TSK'YI TASFİYE


Naci Beştepe  - ( Emekli Tümgeneral ) - 1950

1950 yılında Delice'de doğmuştur. 1972 yılında, Kara Harp Okulu'ndan; 1973 yılında, Topçu ve Füze Okulu'ndan mezun olmuştur.

1979 yılına kadar Göle-Ardahan, Burdur'da değişik birliklerde Takım, Bölük ve Batarya Komutanı olarak görev yapmıştır.

1981 yılında, Kara Harp Akademisi'ni; 1985 yılında, Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirmiştir.

Kurmay Subay olarak, 1981-1986 yılları arasında, Kara Harp Okulu'nda Bölük Komutanlığı ve Öğretim Elemanlığı; 1986-1988 yılları arasında, K.K.T.C. Güvenlik Kuvvetleri'nde Karargah Subaylığı; 1988-1990 yılları arasında, Sofya-Bulgaristan'da Kara Ataşeliği görevi yapmıştır.

1990-1992 yılları arasında, Sarıkamış'ta Tabur Komutanlığı; 1992-1993 yılları arasında, 3. Ordu Karargahı'nda;

1993-1996 yılları arasında, K.K.K. Karargahı'nda Şube Müdürlüğü ve K.K.K.'lığı Genel Sekreterlik görevini takiben 1996-1998 yılları arasında, Maltepe Askeri Lisesi Komutanlığı yapmıştır.

30 Ağustos 1998 tarihinde, Tuğgeneralliğe terfi ederek, 1998-2000 yılları arasında, Patnos-Ağrı'da 34.ncü İç Güvenlik P. Tuğ. Komutanlığı; 2000-2002 yılları arasında, K.K. Eğitim Okullar Daire Başkanlığı ve 2002-2003 yılları arasında, K.K. Lojistik Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevlerini yapmıştır.

30 Ağustos 2003 tarihinde, Tümgeneralliğe terfi ederek, 2003-2005 yılları arasında, Kara Harp Akademisi Komutanlığı görevini yürüten Tümg. Naci Beştepe, 2005 yılı Yüksek Askeri Şura Kararları ile Shr. Shh. Okl. ve Eğt. Mrk. K.lığı görevine atanmıştır.

2007 yılı Yüksek Askeri Şura Kararlarıyla emekliye sevk edilen Tümg. Beştepe, Derya Beştepe ile evli ve üç çocuk babası olup, İngilizce ve Bulgarca bilmektedir.


Bu arada bilmeyenler için belirteyim.
Naci Beştepe emekli generaldir.
Ciddi görevlerde almış bir kişidir.
Sözlerini yabana atmayın.
Başka memleketlerde konuşan eğer bir tümgeneralse herkes susar kulak verir.
Tek bizdedir, küçümseme, önemsememe, iftiralarla itibarsızlaştırma.
Şimdi bazıları hoşuna gitmeyen laflar olduğunda hemen çeteden, darbecilikten falan dem vuracak.
Ama, şunu da belirteyim.
Bu generale böyle bir kara da çalınmamıştır.
Temizdir yani.
Gerçi belli olmaz, burası Türkiye.
Nice temiz yiğitleri iğfal ettiler de, kimsenin kılı dahi kımıldamadı.
İşte o yüzden ben Türk halkına çakma halk diyorum.
Devletine de çakma devlet.

Oraj POYRAZ

Naci BEŞTEPE - EL BİRLİĞİ İLE TSK'YI TASFİYE

( SAYGI ÖZTÜRK, SEMİH ÇETİN, HAVACILAR, CASUSLAR )

Sözcü Gazetesi'nin değerli yazarı Saygı Öztürk'ün 27 Ocak tarihli ve "Askerler mahkeme kararı olmadan TSK'dan çıkarılabilecek" başlıklı yazısı çok dikkat çekmedi, yoğun gündem içinde.

KKK.lığının 22 Ekim 2012 tarihli emrinden bölümler vardı yazısında.

Belki olağan, sıradan, alışılagelmiş bir emir gibi algılandı. Tepki verilmedi.

İlk okunuşta pek de olağan dışı gibi görünmüyor.

Biraz dikkat edilip üzerinde düşününce hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor.

Her kamu kurumunun, hatta özel kurumun kurumsal niteliğini korumak için uyguladığı disiplin yönetmelik ve/veya yönergesi vardır.

Bu dokümanlarda; yasaların suç saymadığı, mahkemelerin cezalandırmadığı, beraat ettirdiği bazı eylemlerin kurumdan ayırmayı gerektireceği belirtilmiş de olabilir.

TSK'da bu böyledir.

Ceza yasalarında yeri olmayan bazı eylemler TSK İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği'ne göre suçtur ve ayırmayı gerektirebilir.

Ancak söz konusu emrin, örtülü bir tarzda da olsa, son gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde bu kapsamı aştığı anlaşılmaktadır.

Emirden iki-üç alıntı okuyalım;

... Mevcut somut bilgi ve belgelerin yeterli olması durumunda personel hakkında yürütülen adli soruşturma veya kovuşturmanın sonucunu beklemeye gerek kalmadan ayırma süreci başlatılmalıdır.

... evvelce hiç disiplinsizliği bulunmayan sicil durumu çok yüksek bir personelin gayri ahlaki ve TSK'nın itibarını zedeleyecek bir fiilin ( halen yargılaması devam eden eşcinsel ilişki, dolandırıcılık, hırsızlık, rüşvet almak, irtikap vb. yüz kızartıcı eylemler veya yasa dışı siyasi yıkıcı bölücü görüşler benimsemenin tespit edilmesi gibi) varlığı halinde ise disiplinsizlik veya ahlaki nedenle ayırma işlemi tesisi mümkündür.

... disiplinsizlik veya ahlaka aykırı davranışın fiilen işlendiğini kanıtlayan bilgi ve belgeler (iddianame, sanık-mağdur ifadeleri, tutanak, bilirkişi raporları vb.) varsa ayırma işlemi yapılabilecek.

Siyahla vurguladığım bölümlerde görüleceği gibi; TSK'da bu güne kadar çok başarılı olmuş, yüksek sicil almış bir personel hakkında iddianame, tutanak, bilirkişi raporu, mağdur ifadesi varsa ayrılması için yeterli görülmesi emredilmektedir.

TSK dışarıdan yapılanlar yetmiyormuş gibi içeriden de TASFİYE ETME kararı ve emrini vermiştir.

Bu emrin tamamını iyi niyetle algılamak olası değildir.

Evinde uyuşturucu, porno kaseti, yasa dışı örgüte ait doküman bulunan, fuhuşla bağlantısı kurulan, telefon konuşmaları tutanağa geçmiş pek çok subay-astsubay vardır. Bunlar hakkında ifade, tutanak, rapor ve iddianame de oluşturulmuştur. Polisimizin bu konulardaki başarısı övgüye değerdir(!).

Bu personel suçlu mudur? Mahkeme sonuçlanmadan ayırma işlemine tabi tutulması doğru mudur?

Pek çok hukukçu, asker-sivil, aydın, olayları izleyen vatandaş gibi ben de bu personelin suçluluğuna inanmıyorum.

Yargı sonucunu beklemeyi bırakın, sonuç olumsuz çıksa bile (yasal zorunluluk yoksa) ayırma işlemine tabi tutulmasını doğru bulmuyorum.

" KANGREN OLMUŞ KOLU KESİP ATACAĞIZ!" ifadesi yalanlanmıştı ama bu emir gerek içerik gerekse zamanlaması itibarıyla uygulamaya geçildiğinin belgesidir.

Terörist diye işlem yapılıp serbest bırakıldıktan sonra terörle mücadelede görev verilen genç subaylara, birlikte görev yaptıkları personelin hemen hepsine verilen TAKDİR veya BAŞARI BELGESİ verilmeyişi de ayrı bir kanıttır.

TSK en kıymetli evlatlarına suçlu işlemi yaparak emperyalist ve gerici tasfiyeye hizmet etmektedir.

30 Ağustos 2012 YAŞ'ında bekleme süresi dolan bütün general ve subayların hiç uzatılmadan emekli edilmeleri de bu kapsamda bir uygulamadır.

Bir tek orgeneral veya oramiralin şerh koymadan şura kararını imzalaması da komuta kademesinin ortak anlayış veya kabulleniş içerisinde olduğunun göstergesidir.

Artık Mısır'daki sağır sultan da biliyor ki; TSK tasfiye edilmektedir.

BALYOZ, ERGENEKON, POYRAZKÖY, AMİRALLERE SUİKAST, CASUSLUK, ZİRVE, 28 ŞUBAT vb. Türk askerlerinin içine çekildiği her türlü uyduruk davanın özü budur.

Sözde BALYOZ adlı sahte davanın sanığı E.Tüma. Semih ÇETİN de "BİR İHANETİN ÖYKÜSÜ" adlı kitabında bu konuyu derinlemesine işlemiştir.

Her fırsatta komutanlarına bu konuda anımsatmalarda bulunduğunu yazmıştır.

İşte o kitaptan iki kısa bölüm;

... Sadece Deniz Kuvvetleri'nde isimleri sahte BALYOZ belgelerine bulaştırılan personel sayısı 1800'den fazlaydı. Demek ki bu daha başlangıçtı. Arkası gelecekti. Bu sefil komplonun amacı ortaya çıkmıştı. Tasfiye.(Sh.16)

... Artık herkes için büyük resmi görmenin zamanı geldi.

Bu dava, Silahlı Kuvvetler dahil olmak üzere, devletin neredeyse tüm organlarına öldürücü bir virüs yerleşmiş, Atatürk devrimlerine karşı bir çetenin, küresel emperyalist güçlerin desteğinde hazırlandığı düzmece bir planda, yani sözde BALYOZ planında adları geçtiği için, yüzlerce Türk askerinin yargılandığı çift taraflı bir intikam davasıdır.

Bir tarafta bölgedeki çıkarlarına engel gördüğü subaylardan intikam alan sözde müttefikimiz süper gücün, diğer yanda bu gücün oyuncağı olmuş, geçmiş darbelerin intikamını aldığını sanan bir çetenin yer aldığı bu komplo davasıyla, Türk Ordusu'na ve Türk Donanması'na balyoz indirilmiştir.

BALYOZ davası emperyalist bir darbedir.(Sh.464)

Tasfiye harekatı il ilgili gün yok ki yeni bir yazı, değerlendirme, mektup, kitap yayımlanmasın.

Havacı 16 tutuklu subayın yazısı bugün (3 Şubat) Sözcü Gazetesi'nde Emin Çölaşan'ın köşesinde yer aldı.

ASKERİ CASUSLUK maksatlı ve uydurma adlı davada İzmir'de yargılanan subaylar da medyaya gönderdikleri mektupta "BU BİR TASFİYE HAREKATIDIR" diye bağırıyorlar.

TSK Komuta kademesi ise bırakın bağırıp çağırmayı ses çıkmasın diye adeta soluk bile almıyor.

Meslektaşlarına sahip çıkmasından vazgeçtik tasfiyeye el veriyor.

Tasfiye el birliği ile yürütülüyor.

Timsahlar da suçu yargıya atarak göz yaşları dökmeye ve Türk ulusunu kandırma çabasına devam ediyor.

Naci BEŞTEPE






a45UyF587661-201302032213-15



--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Tarih, her durumda bir cagin baska bir cagda dikkate deger buldugu seylerin kaydidir.

Jakob burckhardt

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder