30 Ekim 2013 Çarşamba

10-Riccardione Kılıçdaroğluna BDP ile İttifak İçin Baskı Yapıyor

Vatandaşta bir gurur, bir onur.
Sorma gitsin.
Bölgesel güç Türkiye, yükselen güç Türkiye, oyun kurucu Türkiye.
NeoOsmanlı adayı, herkesin sözünü dinlediği bir ülke.
Kendi barışını dikte eden bir ülke.

Adama aslında vesayet altında yaşayan bir ülke olduğunu izah etmek için ne yapmak gerek?
Ricciardone denilen adam bir bir ülkeyi gezip, bütün vatandaşların ensesine şaplak mı patlatmalı?
Ne yapmalı da bu halka tıpkı diğer Müslüman ülkeler ve halklar gibi uzaktan yönetilen bir eyalet olduğunu anlatmalı?

Ey vatandaş, vassalımız bellidir, Amerika.
Onun da patronları bellidir küresel zengin aileler.
Kendi kendinize demokrasicilik oynamayı artık bırakın.
Bayramlarda öpecekseniz, gidin Rochefellerin elini öpün.
Yok biz Türküz, boyun eğmeyin diyecekseniz, o zaman da baş eğmeyen, bel bükmeyen, diz kırmayanlar önderler bulacaksınız.
Onlar hapiste, mecliste olanlar hep düzenin(!) adamları.
Hepsi de New York'da ifade vermiş, kendini anlatmış, onaylanmış insanlar.
New York'a gitmeyenler, gidenlerin sözünü dinlemeyenler ise hapiste.
Bu çok açık.

Cumhurbaşkanı, başbakan, hükümet, meclis, belediyeler, koca bir devlet aygıtı.
Bunlar hep mizansen.
İşte katı gerçek.
Bir Amerikan genel valisi ülkemizi idare ediyor.
Kafanız hala almadı mı?


Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------


Riccardione Kılıçdaroğluna BDP ile İttifak İçin Baskı Yapıyor

Tuesday, October 29, 2013 11:19 PM

Söz uçar, yazı kalır derler amma, söz de çabuk yayılır bizim memlekette…

Bu 29 Ekim, öncekilerden çok farklı.

Bu Cumhuriyet Bayramı'nı cumhuriyetimizi kaybettiğimiz bir zamanda kutluyoruz…

Yoksa idrak ediyoruz mu, demeliyim bilmiyorum.

Ama bugünkü halkın coşkun akan seline bakınca aklıma şu soru geliyor:

"Ne yapmalı?"

Bu retorik soru, bilenler bilir, sol jargondan bir alıntı aslında.

Ama devrim işi sol jargondandır.

Devrim de yürek gibi hep soldan, ezilenlerin tarafından atar.

Her neyse, işte bu soru bugün gündeme gelip oturuyor.
Çünkü sokaktaki halkın sorduğu soru bu, yani başta dediğim gibi en hızlı yayılan söz bu şimdi, sokaklarda meydanlarda.

Yüzde 15-35 arası bir güruhun yıkmaya, ortadan kaldırmaya kalkıştığı Cumhuriyeti'mizi, demokrasimizi ve de laikliğimizi nasıl yeniden kuracağız.

Bunun için ne yapmalı?

Bugün artık süngülere ateşli silahlara karşı kışlık saraylara yürüyecek bir halkımız yok.
Daha farklı bir yapı var.
Sorunları boynunu aşmış kesimler var, hem de her sosyal, demografik ve siyasi kesimden bunlar.

Türkiye'nin artık ABD koruması altında olmadığının Atlantik ötesinden ilan edildiği bir dönemde (kriz eşittir fırsat) bu soru önümüzde duruyor.

Türkiye için bu tarikat-cemaat-mafya-kirli sermaye, kısacası, NATO denen faşizm sarmalından bir çıkış yolu mevcut.

Kolay bir çıkış değil ama, bu ihtimal var.

Dediğim gibi, barışçı yoldan yapılacak değişikliğin tek yolu var, o da siyasette devrim yapmak.

Bugün ABD liderliğinde Batı, AKP'yi bu 3 seçimlik kritik dönemde ayakta tutabilmek için kolları sıvamış durumda.

Her ne kadar Tayyip Erdoğan'dan hazzetmese de başka alternatifi olmayan Amerika, hem CHP, hem de MHP'ye baskı yapıyor.

Ne için yapıyor?

Böylesine ölüm kalım söz konusu dönemde, birleşmemeleri, ittifak etmemeleri için.

Çünkü birleşirlerse ve de İP, DSP, HEPAR gibi diğer siyasi oluşumları da yanlarına alırlarsa, kartopu etkisiyle bugün yüzde 60'ı bulmaları söz konusu.

ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, Kemal Bey ile otel odalarında buluşup,"Aman BDP ile ittifak yapın, İstanbul'da birlikte olun" diyor.
Eminiz, MHP yönetimine de benzer uyarılarda bulunuyor ve 
"Sakın milli güçbirliği gibi işlere kalkışmayın" tehdidini gösteriyordur.

Baykal'ın kasedi, 10 MHP yöneticisinin kasetleri filan hep bunun içindi zaten.

Ama sokaktaki insan böyle düşünmüyor.

Bugün de meydanlarda bunu dile getirdi.

"Birleşin" diyor, Cumhuriyet düşmanlarına, emek düşmanlarına karşı, müslümanı müslümana kırdıranlara karşı, yani "Emperyalizme karşı birleşin" diyor.

Şimdi CHP ve MHP yönetimlerinin önünde duran soru şudur:

"Halkın sözünü dinleyip birleşecek miyiz yoksa Obama'nın sözünü dinleyip koltuklarımızı koruyacak mıyız?"

Bunun cevabını açıkçası ben de bilmiyorum.

Ama şunu iyi biliyorum ki, halkın sözünü dinlemezlerse, o koltuklarını bu millet de en az Sam Amca gibi devirmesini bilir.

Artık orta sahada top çevirmenin zamanı değil.

Devrim soldan değil, bu kez muhalefetten başlamalı.

Cumhuriyet Bayramı'mızın, hepimizi Atatürk'te, Bağımsız bir Türkiye'de birleştirmesi dileğiyle…

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=aman-onlarla-ittifak-yapin-2910131200


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Komutanlarin seviyeleri vardir. En usta komutan, dusmanin tuzaklarini bosa cikartir; ondan daha az usta olan, dusman destekcilerini yok eder; daha sonra geleni dusmanin asker guclerine saldirir; en kotu komutan ise surlarla cevrili kentleri kusatmaya kalkar.

Sun Tzu'dan Savas Sanati
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder