- III. Köprü geçtiği güzergah itibariyle İstanbul'a temiz içme suyu sağlayan havzaları mahvedecektir.
- Aynı zamanda Karadeniz sahili boyunca uzanan yüksek kalitede ormanların ve yeşil alanlarında tahribine sebep olacaktır.
- Köprünün servis yollarının etrafında yapılaşmaya sebep olacaktır.
- Sonuçta İstanbul kendi ettiğini içen, kendi pislediği havayı soluyan bir kirli, pis metropol olacaktır.
- Trafiği rahatlatması umulan yeni köprü ve çevre yolları yaratacağı yeni kentleşme bölgeleriyle İstanbul'u rahatlatma bir yana yeni kalabalıklar ve trafikler yaratarak bir süre sonra yetersiz kalacaktır.
Aynı bölgeye tecavüz eden diğer Çılgın Projelerde de benzer sıkıntılar vardır.
Yapılması gereken her ne olursa olsun İstanbul'un Karadeniz'e komşu yüksek kalitede ormanlar barındıran alanlarını yapılaşmadan, sanayileşmeden korumaktır.
Bu alanlar bu büyük metropole değer katan, nefes almasını sağlayan, temiz içme suyu sağlayan, hatta kısmen vahşi yaşam barındıran yerlerdir.
Devletin mevcut havalanlarına ek pistler, sıfırdan yeni havaalanları, karşıya geçiş için bin bir çeşit tüp, yüzen, tünel ve asma köprü geçidi yapmak için gereken istimlaklar ve ihaleler için gereken ekonomik gücü vardır.
İstanbul'un ekonomik çekim merkezi olmasının önüne geçilemediğine göre, İstanbul'a yakın illerde hatta diğer metropollerde yeni kentleşme ve sanayii bölgelerinin üretilmesiyle İstanbul'a akması beklenen milyonlara gidecek daha rahat, daha ferah yerler göstermekten başka çare yoktur.
Bursa, Eskişehir, Konya, Kayseri, Denizli, Adana, ve diğer metropol olmuş büyük kentlerin çekim merkezi olarak İstanbul'la rekabet edecek kadar sanayii ve ticaret altyapısının sağlanması kaçınılmazdır.
3. HAVAALANI İNŞAATI NE DURUMDA?...
Çılgın projeler' arasında gösterilen ve 'dünyanın en büyük havaalanı' diye söz edilen İstanbul'a 3.Havalimanı Projesi'nde daha çivi bile çakılmadı.
İhaleyi kazanan konsorsiyumun kur farkından dolayı zarara uğradı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "dünyanın en büyük havaalanı" diye övünerek söz ettiği "çılgın projeler"den İstanbul'a 3.Havalimanı Projesi'nde bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilemedi.
Dünyanın en büyük havalimanı olarak lanse edilen projede, inşaatın henüz başlamaması ve ortaya çıkan sorunlar "3.Havalimanı Projesi hayal mi oluyor?"sorusunu gündeme getirdi.
Dokuz ayda toplam 11.9 milyar TL kur zararı
İhaleyi astronomik bir bedelle kazanan Limak-Kalyon-Mapa-Cengiz-Kolin Ortak Girişim Grubunun bugüne kadar inşaat için tek bir çivi bile çakmaması, Türkiye'deki büyük altyapı projelerinin karşı karşıya olduğu finansal zorlukların ne kadar büyük boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi.
Hükümete yakın olarak gösterilen konsorsiyumun inşaata başlamak için göstermiş olduğu çekince akıllara "Acaba bu proje daha başlamadan iptal mi olur?" sorusunu getiriyor.
İhale şartnamesine göre konsorsiyumun devlete kira bedeli olarak 25 yıl için toplam 22 milyar 152 bin Euro ödemesi gerekiyor.
Mayıs ayında ihalesi yapılan yeni havalimanına henüz kazma vurulmadan 9 ayda 12.9 milyar TL kur farkından dolayı zarar etmesi, ihaleyi kazanan konsorsiyumu da zora soktu.
İki bakanlık karşı karşıya
İhale sürecinden en az zararla çıkmak için nasıl bir yol ve yöntem izleneceği konusunda sık sık bir araya gelen Limak-Kalyon-Mapa-Cengiz-Kolin OGG'nin henüz nasıl bir yöntem geliştireceklerine karar veremedikleri de gelen bilgiler arasında.
Aldıkları enerji ihaleleriyle hükümete adeta göbekten bağlı duruma düşen bu şirketler, altından kalkamayacakları 3.Havalimanı projesinden sıyrılmanın hesaplarını yapmaya başladılar.
Yeni Havalimanı Projesi'nde ihaleyi kazanan özel sektör kanadında bu derin görüş ayrılıkları yaşanırken, bir diğer sorun da hükümetin bakanlıkları arasında yaşanmaya başladı.
İhale şartnamesinde yer alan ve uluslararası kurallar gereği değiştirilmesi imkansız olan havalimanı inşaatında teknik şartnameye uyulmaması ve projede revizyona gitme eğilimi, Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma Haberleştirme ve Denizcilik bakanlıklarını karşı karşıya getirdi.
100 metreye ulaşan dolgu işlemleri sorun oldu
Projenin eksiksiz yürümesi, pistler ve terminal inşaatlarının projeye uygun olarak gerçekleştirilebilmesi ve başlatılabilmesi için arazi üzerinde 80 ila 100 metrelik dolgu işleminin öncelikle başlatılması gerekiyor.
İnşaat maliyetlerinden tasarruf etmeye çalışan şirketler ise bu dolgu uygulamasını minimuma çekerek sorunun içinden çıkmaya çalışıyorlar.
Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı'na Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) üzerinden baskı kurmaya çalışan konsorsiyumun daha şimdiden dolgu uygulama işleminden belli bir oranda taviz kopardığı da gelen bilgiler arasında…
Üçüncü havalimanının kesinleşmiş ÇED raporuna göre, bölgede yapılacak çalışmalarda önemli miktarda dolguya ihtiyaç olacak.
Bölgedeki ocakların doldurulmasının yanı sıra su birikintilerinin de ortadan kaldırılması şart.
2,5 milyar metreküp dolgu gerekiyor
Raporda, "Proje alanında uzun yıllardır devam eden kömür ocakları faaliyetleri sonucu oluşmuş çukurlarda yağmur sularının dolmasıyla oluşan büyüklü ve küçüklü geçici su birikintileri yer almaktadır.
Bu su birikintileri herhangi bir akarsu ve veya devamlı su kaynağı ile beslenmemektedir" bilgisi yer alırken, şu tespit dikkat çekiyor: "Topoğrafyada en yüksek kot 160 m.
olup en alçak kot -37 metredir.
Dört etap halinde yapılması planlanan İstanbul 3.Havalimanının PAT sahaları için ortalama 105 metre kotuna göre dolgu yapımı düşünüldüğünde Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre yaklaşık 2 milyar 500 milyon metreküp dolguya ihtiyaç olduğu öngörülmektedir"
76 milyon 500 bin metrekarelik alanı kaplıyor
Proje, İstanbul Avrupa yakasında Arnavutköy ve Eyüp ilçelerinde yapılacak.
Proje toplam 76 milyon 500 bin metrekarelik alanda inşa edilecek.
Proje alanının arazisinin 6 bin 172 hektarı orman, bin 180 hektarı madencilik ve diğer kullanım, büyüklü ve küçüklü geçici su birikintileri, 236 hektarı mera, 60 hektarı kuru tarım (nadassız), 2 hektarı fundalık alan olarak belirlendi.
Rapora göre proje alanının yaklaşık yüzde 2,47'lik (189,182 hektar) kısmı özel mülkiyet arazisi.
Proje alanında uzun yıllardır devam eden kömür ocakları faaliyetleri sonucu oluşmuş çukurlarda yağmur sularının dolmasıyla oluşan büyüklü ve küçüklü geçici su birikintileri yer alıyor.
Bu su birikintileri herhangi bir akarsu veya devamlı su kaynağı ile beslenmiyor.
Çevre düzenlemesi havalimanı maliyetini defalarca katlayacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu durumun havalimanı çevresinde oluşturulacak ve buradaki inşaattan kat kat büyüklükteki alanların 110 metre civarında aşağıya çekilmesi anlamına geleceği vurgusu yaparak, ortaya çıkacak maliyetin havalimanı projesinin toplam bedelinin çok daha üstüne çıkabileceğine vurgu yapıyor.
Bakanlık yetkilileri, proje çerçevesinde bölgede kurulması planlanan "Yeni Şehir"in oluşturulması ve 3.Köprü çevre yollarının yeni kota göre düzenlenmesinin milyarlarca dolara mal olacağı şeklinde görüş bildiriyorlar.
İki bakanlık arasında ortaya çıkan "kot farkı" anlaşmazlığının, projenin ilerlememesindeki en önemli sorunların başında geldiği de konuşuluyor.
Uluslararası fonlar projeye mesafeli duruyor
Türkiye'deki gelişmeleri yakından izleyen yabancı finans şirketleri ve yatırımcılar, gelinen durumun, ülkenin çok büyük altyapı projelerinin ertelenmesi veya ölçeklerinin düşürülmesi ihtimalini gösteren son işaret olduğunu söylüyor.
Hükümetin projelerini yakından izleyen yabancı yatırımcılar, yeni havalimanı projesinin yeteri kadar uluslararası fonun bulunmaması nedeniyle de karmaşık bir görüntü verdiğini vurguluyorlar.
Havalimanı ihalesini alan beş şirketin oluşturduğu konsorsiyumun, yatırımın ilk aşamasında 1 milyar Euro harcaması gerektiği ve Türk bankalarının bununla ilgili krediyi ancak uluslararası yardımla sağlayabilecek olması, sorunun ne kadar büyük olduğunun en büyük kanıtı olarak gösteriliyor.
Bazı bankaların çevre gibi bazı konuları gerekçe göstererek kredi vermekten kaçındığını da dile getiren yabancı kaynaklar, Karadeniz'in kıyısında yapılması planlanan üçüncü havalimanının Çevresel Etki Değerlendirme Raporu'nun (ÇED) da çok önemli detayları gözler önüne serdiğini belirtiyorlar.
Havalimanının çevreye etkisi, alanın projeye uygunluğu ve gelecekte yol açabileceği zararlar, ormanların tahribi, su kaynaklarının yok olması gibi konular da yabancı kaynakların üzerinde dikkatle durduğu konuların başında geliyor.
ENKA ve Sabancı, dolgu maliyetleri nedeniyle ihaleden çekilmişti
ENKA ve Sabancı gibi Türkiye'nin önde gelen holdinglerinin inşaatta ortaya çıkabilecek dolgu maliyetlerinin yol açabileceği ek maliyetler nedeniyle 3.Havalimanı ihalesine katılmaktan vazgeçtiğini bildiren kimi şirket yöneticileri, inşaat arazisi kotlarında yapılacak değişikliklerin her şeyin yasal sürecinde ilerlediği savunulan bu ihale sürecine gölge düşüreceği görüşünde…
Bu arada yeni havalimanı projesiyle ilgili belirsizlikler nedeniyle Atatürk Havalimanı'nın kapasitesinin genişletilmesi için çalışmalara başlandığı aktarılıyor.
'Kur riskimiz yok!'
3.havalimanı ihalesini 22 milyar 152 milyon Euroluk rekor bedelle alan konsorsiyumun ortaklarından Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, istihdam ve yatırım yapanın en çok rahatsız olduğu iki konunun faiz ve dövizdeki artış olduğunu söyledi.
Euronun yükselişini de değerlendiren Özdemir, havalimanı işletmeciliğinde tüm gelirlerin karşılığının Euro olduğunu, bu nedenle yatırımda herhangi bir kur riskinin olmadığını ileri sürdü.
Sabah-atv'ye bu yüzden mi talip oldu?
3.Havalimanı projesi ihalesini kazanan konsorsiyumda yer alan Kalyon İnşaat, kısa bir süre önce hiçbir ilgisinin olmadığı medya sektöründe ilginç bir operasyon gerçekleştirdi.
Firma, Zirve Holding A.Ş.üzerinden Sabah-atv grubunu satın aldı.
17 Aralık operasyonuyla satın alma girişimi yarıda kaldı
Zirve Holding A.Ş.'nin İstanbul Ticaret Odası'na kaydının 23 Ağustos 2013'te yapıldığı görüldü.
Yönetim Kurulu Başkanı konumunda ise Ömer Faruk Kalyoncu bulunuyor.
Şirketin sermayesi ise 380 milyon TL olarak belirlendi.
Ancak bu girişim 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla yarıda kaldı.
Mal varlığına tedbir konuldu
Soruşturmanın ikinci dalgasında Kalyon İnşaat'ın ortakları Cemal ve Ömer Faruk Kalyoncu'nun yanısıra Konsorsiyumda yer alan Cengiz İnşaat'ın sahibi Mehmet Cengiz'in de tüm mal varlıklarına tedbir konuldu.
Tüm bu gelişmeler 3.Havalimanı projesini iyice belirsizliğe soktu.
'Proje alanında heyelan tehlikesi bulunuyor'
3.Havalimanı konusunda bir rapor hazırlayan yabancı kaynaklar, "Proje alanı sınırları içerisinde ve alanın güney batısında yer alan hafriyat döküm alanı ve çevresinde toprak kayması ve heyelan hareketleri görüldüğünü, özellikle Tayakadın-İhsaniye yolunun hafriyat depolama alanına denk gelen kısmında heyelana bağlı kaymalar ve yol bozulması olduğunu" belirterek heyelan riskini vurguluyorlar.
'Su kaynakları da tehlikede'
Su kaynaklarının da tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyan raporda şu bilgiler yer alıyor: "İstanbul'un önemli su ihtiyacını karşılayan su havzaları arasında yer alan Terkos Gölü'ne 2,5 kilometre uzaklıkta bulunan havalimanının yapımı için Terkos barajı ve Alibeyköy barajı havzasını besleyen çok sayıda derenin kurutulması planlanıyor.
Proje alanında yer alan 70 adet göl ve gölet ise hafriyat yapılarak doldurulacak"
Mustafa Gürbüz / Aydınlık Gazetesi
a45UyF587661-201307301451-10
Kucuk sevincleri bilmeyenler, buyuk keyifler yasayamazmis.
Anlamli sozler
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder