23 Ocak 2014 Perşembe

10-Bülent ESİNOĞLU : Çok Amerikancının, az Amerikancıya darbesi!

Türkiye'nin devlet ve millet olarak kişiliğini bulması, yeniden milletler arenasında yerini alması için Amerikayla yüzleşmesi şarttır.

1950'lerden bu yana, bu topraklarda ne olduysa ya da ne olmadıysa bu büyük oranda Amerikayla ilgilidir.
Ülkemiz ilan ve ikrar edilmemiş bir manda yönetimi altındadır.

Amerika ülkemizde ve dünyanın sömürülen diğer ülkelerinde batı sömürü düzeninin öncüsüdür..
Amerika prangadır, kaygan zemindir patenaj yaptırır, ayırır, böler, iç savaş çıkartır, işgal yapar, Amerikan barışı adlı sömürü düzenini tesis eder.

Yüzleşme demek, düşman olmak, soğuk ve sıcak savaşa girmek, eski dönem Arnavutluğu gibi içe kapanmak değildir.
Amerika ve batıyla ilişki kurmak zorunludur.
Ancak, ilişkiler de çeşit çeşit.
Karı koca ilişkisi, ortak ilişkisi, ahbap ilişkisi, pezevenk-orospu ilişkisi, katil-maktul ilişkisi.
Bizim yeni ve daha dengeli bir ilişki zeminine ülkeyi taşımamız şarttır.

Amerika ve batı bir yana, halkımızın dejenere olmuş ahlakının islahı en başta gelen ihtiyaçtır.
Artık imparatorluklar kurmuş atalarımız dediğimiz insanların sahip olduğu faziletlerden pek azını Türk halkı dediğimiz kalabalık kitlede görebiliyoruz.
Atalarımızla ne kadar gurur duysak da, bilinmesi gerekir ki, günümüz Türkleri onlardan kaynaklanan hiçbir kültürel ve ahlaki mirasa sahip çıkmamıştır.
Hatta şimdilerde adına Türkiye dediğimiz topraklarda yaşayanların, son birkaç yüzyıldır Türk kimliği ve mirasından nefretle uzak durmaya çabaladığını ve başka milletlere öykündüğünü görüyoruz..

Ben açıkçası günümüz Anadolu halklarını çoklukla Türkçe konuşabilen, çoğunlukla Arap kültürüne bağlanmış, yüzyıllardır dayak yemekten dayak arsızı olmuş bir dejenere kalabalık olarak görüyorum.

Paranını ucunu gösterenin altına yatma alışkanlığından bir an önce kurtulmamız gerekir.
Bu açıkçası aşağılık bir fahişe yaradılışıdır.
Bırakın Türk olmayı, Müslüman olmayı, insan olana yakışmaz.

Yüce AtaTürk'ün dediği gibi , çalışmadan, yorulmadan rahat yaşama yollarını arama alışkanlığından halkı islah etmek şarttır.
Bizim gıptayla baktığımız, iki büyük dünya savaşında yerle bir olmuş Japonya, Almanya gibi yenik ülkeler ve savaşın galipleri de hep böyle yapmıştır.
Alın teri döken, çalışan, kafasını yoran, irade gösteren, çabalayan hep kazanmıştır.
Yenilse de kazanmıştır, kazandığında zaten zirveye ulaşmıştır.

Saygılar.
Oraj POYRAZ.
--------------


Bülent ESİNOĞLU : Çok Amerikancının, az Amerikancıya darbesi!

Başlığa ilk itiraz; az Amerikancı çok Amerikancı da neymiş, Amerikancı Amerikancıdır, diye olacaktır.

Demek ki, az Amerikancı ve çok Amerikancının tanımının yapılmasına ihtiyaç var.

Sizin de tahmin edeceğiniz gibi, bu tanımı yapmak hayli zor.

Bir birinin içine dalmış bir düşünceyi, birbirinden ayırmak güç iş.

Başlamadan önce, günlük bir vakaya işaret edeyim.

Biliyorsunuz, Akil Adamlar diye birileri ortaya çıkmıştı.

Bunlar halkımıza, "bölünmenin ne kadar da iyi bir şey olduğunu" anlatmak için görev almışlardı.

Görevlerini ne kadar hakkı ile yaptılar bilmiyoruz.

Ancak, bu kez, bu Akil Adamlar, başka bir görev için sahaya iniyorlar.

Görevleri; Çok Amerikancının, Az Amerikancıya nasıl da darbe yaptığını halka anlatmak.

Aslında, bu çok Amerikancılar ile az Amerikancılar, iktidar olmak için bir araya gelmişlerdi.

Oldular.

Oldular olmasına da, çok Amerikancılar, her zaman olduğu gibi daha çok istediler.

İşler sarpa sardı.

Biliyorum, merak ediyorsunuz. Çok Amerikancı ile az Amerikancının nasıl tanımlanacağını…

İşin gerçeğini sorarsanız, ben de bu ayırımı yapacak kabiliyette değilim.

Ancak deneyelim.

Çok Amerikancı; NATO'cu, müzmin Batıcı, akçeli işbirlikçi, liberal dinci, liberal solcu, cemaatçi diye, sosyolojik bir küme yapabiliriz.

Az Amerikancılar; bazen Türkiye'den yana, bazen Amerika'dan yana, bazen liberal, bazen millici, bazen dinci, bazen solcu, bazen laik, bazen bilimsel, bazen ne dediği belirsiz bir başka gurup olarak ta ayırabiliriz.

İki gurubun tek ortak paydası, Batıcılık ve Amerikancılıktır.

Asıl tehlikelisi hangisi derseniz.

Bence az Amerikancı olanlardır. Yarım yamalak dünya görüşleri ile masum halkımızı daha çok etkilerler.

Akil Adamları, az Amerikancı guruba dahil edersek; bunların halka anlatacakları ne ola ki…

17 Aralık Darbesini Gladyo yaptı mı diyecekler?

Gladyo yeptı demek, Cemaat yaptı, Yani Amerika yaptı demek. Amerika'nın adını anmadan, gaipten bir dış düşman belirleyerek darbe anlatımı…

Amerikasız, Amerikan darbesi anlatımı…

Şimdiye kadar Türkiye'de gerçekleşen darbeleri ABD+Ordu yapardı.

Bu kez, ABD+ Cemaat dememiz gerekiyor.

Gerçi darbe henüz tam anlamı ile tamamlanmadı. Ama olsun biz darbe üzerinden konuşuyoruz ya…

Orduyu, yani silahı yanına almayan bir darbenin, nasıl olacağını da bilmiyoruz ya…

Demek ki, bundan sonra, silahsız darbeleri de öğreneceğiz.

Bu akil adamları işi zor vesselam.

 Ama asıl işi zor olanlar, hem Cemaat, hem de iktidar.

Az Amerikancılar ile çok Amerikancılar arasındaki savaştan, tek yararlanan, Amerika'dan kurtulmak isteyen, halkımız olacaktır.

21.1.2014, bulentesinoglu@gmail.com


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Macte animo ! Generose puer, sic itur ad astra
Cesaret soylu evlat! Ancak bu sekilde yildizlara dogru yukselinir.

Latin Atasozu
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder