23 Ocak 2014 Perşembe

10-HASAN BÖGÜN : RESMİN BÜTÜNÜ / Operasyon



HASAN BÖGÜN : RESMİN BÜTÜNÜ / Operasyon

24.12.2013

1.Bu bir ABD operasyonudur.

Tayyip Erdoğan medyasının operasyonu doğrudan ABD'nin yürüttüğünü saptamasından daha normal bir şey olamaz.
O medya halen ABD tarafından güdülmüktedir.
Olay Cemaat ile Tayyip Erdoğan arasındaki çatışmanın çok üstünde.
Operasyonda Cemaatin enstrüman olarak kullanılması Cemaatin gücüne fazladan güç vehmetmeyi gerektirmez.
Cemaat gücünü esas olarak Amerikan istihbaratından almaktadır ve Amerikan istihbaratının talimatı doğrultusunda hareket etmektedir.
Operasyonda kullanılan enstrümanları, ABD Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, İşçi Partisi'ne ve diğer milli güçlere karşı Ergenekon-Balyoz-28 Şubat darbeler sürecinde de kullandı.
Tayyip Erdoğan, kendisine yönelik operasyonun arkasında ABD'nin bulunduğunu söylerken bilgiyle söylemektedir.
Milli Güçlere karşı operasyonlarda birlikte hareket ettiği kuvveti bilmemesi olanaksız.

2.ABD, Tayyip Erdoğan'a istediği zaman devlet gücünü altından çekebileceğini göstermiştir.

Operasyonun gerekçesi yapılan rüşvet ve yolsuzluk olaylarının soruşturulmasına 14 ay önce başlanmış.
Soruşturmayı başlatanlar, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in başkanlığını yaptığı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na bağlı savcılardır.
Ergin'in soruşturmadan haberi olmamıştır.
Savcı Zekeriya Öz, soruşturmayı özel polis ekipleriyle yürütmüştür.
Bu ekiplerin faaliyetinden de İçişleri Bakanı Muammer Güler'in haberi yoktur.
Güler, kendi oğlu hakkında soruşturma yürütüldüğünü, oğlu Barış Güler gözaltına alındığı zaman öğrenmiştir.
Soruşturma dosyası altı ay önce "tekamül" etmiştir.

Tayyip Erdoğan'ın en güvendiği kişilerden biri olan Hakan Fidan'ın başında bulunduğu MİT, doğrudan kendisini hedef alan soruşturmayı Erdoğan'a bildirmemiştir.

Ortaya iki olasılık çıkıyor: Ya MİT bütün bu 14 aylık soruşturma safhasını saptayamamıştır.
Ya da saptamış ama bilgi vermemiştir.

Saptayamamışsa CIA'nın MİT içinde örgütü kolayca kör ve sağır yapabilecek konumda olduğu sonucu çıkar.

Saptamış da bildirmemişse, MİT en tepeden CIA'nın kontrolünde demektir.

Bu, Emniyeti ve yargıyı önemli ölçüde kaybetmiş olan Tayyip Erdoğan'ın MİT'i de kaybettiğini gösterir.
Tayyip Erdoğan'ın gücü sadece Meclis'te kendisine en bağlı milletvekilleriyle sınırlıdır.
Onlar da AKP milletvekillerinin bir bölümüdür.

3.Amaç, AKP'yi "fabrika ayarlarına" döndürmek.

Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) başlangıç tarihi aranmak istenirse, AKP'nin ABD tarafından kurdurulup iktidar yapıldığı tarih alınabilir.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, BOP'un hedefini, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Fas'tan Çin sınırına kadar "24 ülkenin rejimini ve sınırlarını değiştirmek" diye açıklamıştı.

Rejimi değişen ilk ülke Türkiye oldu.
ABD Irak'ı işgal etmeden önce AKP eliyle Türkiye'de rejimi değiştirdi.
AKP'nin varlık nedeni, "24 ülkenin rejimini ve sınırlarını değiştirme" görev tanımıdır.

Görev alış verişi "2 sayfa 9 madde"lik sözleşmeyle yapılmıştır.

Arkasından Tayyip Erdoğan kendisini BOP eşbaşkanı ilan etmiştir.

Görev tanımındaki "rejim değiştirme" bölümü tamam da, Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin sınırlarını değiştirme bölümü tamamlanmış değil.
AKP, önümüzdeki genel seçime kadar tevdi edilen "Büyük Kürdistan" görevinde adım atmazsa, işte o zaman BOP başarısız bir proje olarak tamamen çöpe gidecek.
Çünkü AKP seçimden birinci parti olarak çıksa bile, "sınır değiştirme" görevini yapacak güçten düşer.
Karşısında da daha güçlü bir milli hareket bulur.

Milliyet gazetesi Kadri Gürsel, AKP'nin "fabrika ayarlarına geri döndürülmesi" tarifini yapmıştı"Fabrika ayarlarına" döndürmenin Tayyip Erdoğan'lı veya onsuz seçenekleri var.
Her halükârda "fabrika ayarlarına döndürmek" kısa sürecek.
Uzun sürmesi operasyonun mantığına aykırı.
Tayyip Erdoğan çarpışmayı seçer de süreyi uzatırsa tasfiye edilir.
İddianameye kendisinin ismi de girmiştir.
Tersini yaparsa, yeni uzlaşmada sembolik bir yeri olur.
Bu da yeğlenen seçenektir.
Diğer yollar AKP'nin parçalanmasına yol açar, ki istenmez.

Operasyonun İran bağlantısına oturtulması da AKP'ye tevdi edilen görevle ilişkilidir"Büyük Kürdistan" hamiliği kaçınılmaz olarak İran ile çatışma getirir.
Çatışmanın kapısı Halk Bankası-İran ilişkisi üzerinden aralanmıştır.
Yoksa Halk Bankası'nın ABD'nin İran yaptırımlarını hafifletmedeki rolü ABD tarafından biliniyordu.
Hatta AKP'nin sıcak para ihtiyacına cevap verebildiği için göz de yumuluyordu.

4.Asıl önemlisi, operasyonun ikinci ayağıdır.

Türkiye'deki siyasi saflaşma partiler düzleminde değil, millilik ve gayrı millilik temelindedir.

İşçi Partisi dışındaki bütün partilerde hem milli, hem gayrı milli kuvvetler içiçedir.

Haziran halk ayaklanması, hemen hemen bütün partilerdeki milli kuvvetleri birbirine yaklaştırmıştır.
Böylece saflaşmanın ekseni netleşmiştir.
Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde, milli güçbirliği parça parça gerçekleşecek ve başarısı görülecektir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da güçbirliğinin faydalarından söz etmeye başladı.
AKP'ye operasyonun zamanlamasını belirleyen birinci etken budur.

ABD Mısır'daki ataletten ders çıkarmış, Türkiye'de önalmaktadır.
Yoksa içinde İşçi Partisi'nin bulunduğu milli hükümet kurulabilir, Türkiye'nin NATO'dan çıkmasına varabilecek tehlike doğar.
Milli güçbirliğini önlemek, ABD için, AKP'yi "fabrika ayarlarına" döndürmekten de önemlidir.

Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye davetinin operasyon planı içinde olduğu anlaşılıyor"Kılıçdaroğlu operasyondan haberdardı" iddiasında bulunmuyoruz.
Operasyonun ikinci ayağının önemine işaret ediyoruz.
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin operasyon günü Kılıçdaroğlu'nu büyükelçilikte yemeğe çağırması da plan dahilindedir.
Bu eylemler, "ABD, AKP'nin yerine CHP'yi hazırlıyor" şeklinde sunuluyor.
CHP'nin ABD'ye yanaşarak iktidara gelme şansı yoktur.
Tabanında milli güçlerin en büyük kitlesini barındıran CHP, "Büyük Kürdistan"a hamilik yapamaz.
Bunu herkesten iyi ABD bilir.
CHP, olsa olsa AKP'nin "fabrika ayarlarına" döndürülmesinde kullanılan İngiliz anahtarı olur.

5.Çare halk hareketidir.

Madem ABD CHP'yi bir kolundan tutup milli güçbirliğinden uzaklaştırmak istemektedir, halk hareketi de diğer kolundan çekip ABD'den uzaklaştıracaktır.
Halk hareketinin buna gücü yeter.

-- Egemen Bağış'ın özel kalem müdürü "para sayma makinesini polis koydu" demiş.

Camideki bira şişesinin selamı var dostum!!!

-- Adam 'milyonları evde zor tutuyoruz' dedi de, inanmadık.

-- Camiye ayakkabı ile girdiler, diye iftira atanlar, ayakkabı kutusuna cami ile girmişler.

-- Emniyet müdürlerini ölen çocuklarımız için değil, hırsız çocuklarınız için görevden aldınız!

-- Kurtlar vadisi bile memleketin bugünkü halinin yanında "Bizimkiler" gibi kaldı.

İzliyoruz...


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Yalanci devleri yok etmek icin, dev aynalarini kirmak yeterlidir

A.Nihay Asya
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder