Tabii ki, kimin haddini bilmediğini kimse bilmiyor.
En azından halk bilmiyor, devlet ricali bilmiyor.
Tek tük bazı bilge kişi biliyor, söylüyor ama bunun da bir değeri yok.
Sonuçta onlarca devlet kurmuş, imparatorluklar kurmuş, bazen bilinen dünyanın yarısını idare etmiş bir milletin evlatlarıyız biz.
Fakat o öz kalmamış, unutulmuş, dejenere olmuş, kaybolmuş.
Şimdilerde bırakın Viyana'ya sefer, Kıbrıs'a, Malta'ya kuşatma organize etmeyi, üç kazın sorumluluğunu taşıyamayacak bir devlet.
Çadır devleti, tıpkı Kaddafi gibi, Fas, Tunus, Cezayir gibi.
Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır gibi.
Uzun uzun saymaya gerek yok tıpkı diğer İslam ülkeleri gibi.
Tek bir tanesi bile muktedir değil, kendi ayakları üzerinde durmuyor, kontrol ya da vesayet altında.
2013 yılı itibariyle doğrudan askeri işgal altında, ya da idari, askeri, ekonomik vesayet altında olmayan tek bir Müslüman toplum yoktur. (O.P.)
Nükleer silah sahibi olan Pakistan var.
Ama topraklarını ve halkını Amerikan insansız saldırı araçlarından koruyamıyor.
Türkiye topraklarında altmışdan fazla nükleer silah var, ancak üstüne düşen sadece tetikçilik.
Ne kendi ekonomisini, ne orduların kendi başına finanse edemiyor, ayakta tutamıyor.
Hepsinde ortak tema halkın imanlı, dindar, muhafazakar olması.
İlginç de bir korelasyon var.
Bir ülkenin halkı ne kadar imanlı, dindar ve muhafazakarsa o kadar vesayet altında, o kadar aciz, o kadar dibe vurmuş.
Alın dünya haritasını önünüze tek tek bakın, orantılayan, göreceksiniz.
Oraj POYRAZ
Rifat Serdaroglu : SENİ İLGİLENDİRMEZ
Tansu Çiller, Vanlı Yalım Erez ve uyuşturucu Baronu Mustafa Bayram sayesinde siyasete giren AKP "Parti Komiseri" Hüseyin Çelik, Cumhuriyet Savcısı tarafından Jandarma ile aranan ve ikisinde silah bulunan TIR'larla ilgili olarak şunları söyledi;
"TIR'lardaki malzemenin ne olduğu kimseyi ilgilendirmez.
TIR'ların durdurulması had bilmezliktir.
O malum Savcıyı hiç ilgilendirmez.
Zaten Reyhanlı ve Cilvegözündeki patlamalarda olay yerine bir hafta sonra gitmişti"
Bir parti yöneticisinin Cumhuriyet Savcısına TV Canlı yayınında hakaret etmesi kelimenin tam anlamıyla "Had Bilmezliktir"
Türkiye sanki Komünist Rejim altında bir "Parti Devleti" imiş gibi Hüseyin Çelik, yetkisi olsun olmasın her konuda saçma-sapan konuşuyor!
Kendisine televizyon yayınında hakaret etmekten çekinmeyen yetkisiz, ilgisiz, saygısız bir parti yöneticisine haddini bildirmek o Cumhuriyet Savcısının görevidir.
Makamı ne olursa olsun, kişi kim olursa olsun, hiç kimse bir Cumhuriyet Savcısına hakaret edemez.
Eğer Cumhuriyet Savcıları bu sokak kabadayısı kılıklı kişilerden çekinir ve hadlerini bildirmezlerse, yol olur.
Böyle ağır bir hakarete göz yuman Cumhuriyet Savcısının da o önemli makamda durmaması gerekir…
AKP'li yöneticiler çok ilginç kişiler.
Normal insan davranışları bunlardan beklenemez.
Her olay için başka türlü, işlerine geldiği gibi konuşurlar.
Başbakan Erdoğan da, Hüseyin Çelik de, aynı üslupla Cumhuriyet Savcısını suçluyorlar;
"Reyhanlı'daki patlamadan ancak bir hafta sonra olay yerine gitti" diye.
Adana'da bir tane mi Savcı var?
O Savcı gitmediyse başka Savcı gitmiştir.
Sonuçta devletin işi aksamamıştır.
Eğer aksama olduysa, yetkililer
"İdari Soruşturma" başlatırlar.
Ne Erdoğan'a ne de Çelik'e söz düşmez…
Gelelim Türkiye yönetiminden sorumlu Başbakan'a;
Erdoğan, patlamanın olduğu ve 52 vatandaşımızın öldüğü, yüzlerce vatandaşımızın yaralandığı, sakat kaldığı, tarihimizin en büyük terör saldırısının gerçekleştiği Reyhanlı İlçemize tam 14 (ON DÖRT) gün sonra binlerce polis eşliğinde gidebildi.
Parti Komiseri ise hiç gitmedi…
Koyun, hendekten atlarken kuyruğu kalkmış ve poposu görünmüş.
Keçi; "Popon göründü, popon göründü" diye alay etmeye başlamış.
Koyun, bir Keçinin yüzüne, bir de sürekli açık olan poposuna bakmış ve "Yahu seninki sürekli olarak açık, dön de kendi popona bir bak" demiş…
AKP'lilerin anlayışına göre Cumhuriyet Savcılarını ilgilendirmeyen olaylar şunlardır;
*Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet suçlarını işleyen Bakanlar ve Bakan çocukları, Savcıları ilgilendirmez.
*Ayakkabı kutularındaki avanta milyonlarca Avro, Savcıları ilgilendirmez.
*Silah yüklü TIR'lar, Savcıları ilgilendirmez.
*Başbakan'ın çocuklarının Vakfı, Savcıları ilgilendirmez.
*Devlet Kurumlarının, iktidar eliyle Cemaat ve Tarikatlara peşkeş çekilmesi Savcıları ilgilendirmez.
*Özellikle İstanbul'da yapılan "İmar Değişiklikleri" Savcıları ilgilendirmez.
*Alan Rıza-Veren Rıza sistemiyle işleyen altın ticareti Savcıları ilgilendirmez.
*İsviçre'de Milyarlarca Dolarlık 8 gizli hesap, Savcıları ilgilendirmez.
*Gemicikler, Pırlantacılar, Villalar, Medya Kuruluşları, Gizli ortaklıklar, Savcıları ilgilendirmez.
*Gezi'de gözleri çıkıp kör olan gençlerin durumu, Savcıları ilgilendirmez.
*Anayasa'nın AKP Hükümeti tarafından paspas edilmesi, Savcıları ilgilendirmez…
Bakın Sayın Savcılar;
Bizler iki satır bir şey yazdığımızda anında dava açıyorsunuz.
Yine açmaya devam edin.
Devam edin de esas görevinizi, Anayasa'nın ve Yasaların size emrettiği görevinizi korkmadan, çekinmeden yerine getirin.
Başbakan Erdoğan'ın bir sözünü Sayın Cumhuriyet Savcılarına hatırlatıp yazıyı sonlandıralım;
"Sayın Savcılar, yasaları uygulayın.
Acımayın, acınacak duruma düşersiniz.
Kadılar gelir, işinizi elinizden alırlar"
Demedi demeyin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Ocak 2014
Rifat Serdaroğlu
a45UyF587661-201307301451-10
Baskalarinin dusuncelerine saygi gosterin; herkese yanlis yaptigini soyleyebilirsiniz, ama hic kimseye yanlis dusundugunu soylemeyin. (Dale Carnegie)
Dusuncenin Dusunceli Sozleri
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder