Sıralı değil, karışık. İlk haber hükumetin benim önerdiğim şekilde bir yol tuttuğunu gösteriyor. Cemaat'in üç konuda önemi var. İkinci haberde öyle, Fitnebaz Hoca kırmızı bültenli oluyor. Üçüncü olarak üniveristeler karışıyor, beklenen birşey bu. Dinleme, kaydetme, dosyalama savaşları sürüyor. HSYK üyelerinden bazılarının taraf değiştirmesi sonucu hükümet HSYK'dan arzu ettiği kararları çıkarmaya başladı. Ve her zaman olduğu gibi kendini mağdur hissedenler soluğu biz doktorların önünde aldı. Ve A-ME-Rİ-KA yine karşımıza çıkıyor. Amerika konusunda yapılacak şey, çok çalışmak, kendi üstüne düşeni yapmak. Türkiye'nin tek başına ayakta durabilmesi için en önemli şartı söylüyorum.
|
|
MİT'i harekete geçiren talimat!
17 Ocak 2014 Cuma - 09:11
Başbakanlığın talimatıyla MİT harekete geçti.
PDY olarak kısaltılan tüm dini fraksiyonlar, 2014 yılında öncelikli hedef olarak gösterildi
Başbakanlık ve MİT, Paralel devlet yapılanması'yla ilgili önceki gün düğmeye bastı.
15 Ocak tarihi itibarıyla, Başbakan'ın talimatı üzerine MİT Müsteşarı Hakan Fidan tüm Teşkilat birimlerine çok kritik bir yazılı talimat gönderdi.
CEMAAT'İN İSMİ GEÇMİYOR
Fidan, MİT'in takip ettiği örgütlere, espiyonaj/kontrespiyonaj faaliyetlere ve diğer organize suç örgütlerine ait çalışmaların sonlandırılmasını emrederken, "2014 yılı Hedef Öncelikleri ve Planlı İstekleri" kapsamında yeni hedef olarak "Paralel Devlet" kapsamında tüm dini fraksiyonları hedef gösterdi.
MİT'in bundan sonra yapacağı tek işinin, "Paralel Devlet Yapılanmaları" kapsamındaki yurt içi ve yurt dışı kaynaklı her türlü dini vs.
yapılanmaların hassasiyetle takip edilmesi oldu.
MİT'in talimatında "Gülen Cemaati"nin ismi geçmezken, "Yurt içi ve yurt dışı kaynaklı tüm dini fraksiyonlar" hedef gösterildi.
MİT'in tüm teşkilata gönderdiği yazıda, bu yapıların içinden eleman temini dahil her türlü teknik vb.
çalışmaların yürütülmesini, takiplerin yapılmasını, devlet kurumlarına girmiş cemaat mensuplarının tespitini ve bildirilmesini, konunun terror örgütlerinden de öncelikli bir konumda ele alınması emredildi.
PDY KISALTMASI
Taraf gazetesinin haberine göre; İlgili emir yazısında; "Paralel Devlet Yapılanmaları" "PDY" olarak kısaltmış.
Çalışma önceliğinde yer alan ya da almayan tüm gruplar hedef gösterildi.
MİT'in tüm teşkilata gönderdiği yazıda şöyle denildi: "2014 yılı hedef Öncelikleri ve Planlı İstekleri kapsamında; Yurtiçi/yurtdışı kaynaklı yapılardan beslenen ve kamu kurum/kuruluşlarında illegal faaliyet yürüten Paralel Devlet yapılanmaları/PDY (Her türlü fraksiyon vb.) birinci derecede hedef önceliğinde izlenecektir.
HEDEF ÖNCELİKLERİ
Yaşanan konjonktürel gelişmeler bağlamında; hedef önceliklerinde yeralan / almayan bir takım grup/oluşumların (yerli /yabancı radikal dini örgütleri ile yerli/yabancı dini akımlar), Yargı ve Güvenlik Güçleri başta olmak üzere devlet içerisinde illegal yapılanma faaliyetlerinde bulundukları görülmüştür.
Bundan böyle bu ve benzeri yerli / yabancı mahreçli oluşumların takip ve kontrolü önem taşımaktadır"
Bu çerçevede; anılan oluşumların, 'paralel devlet yapılanma faaliyetlerine ilişkin' emarelerinin tespitine yönelik mevcut nitelikli kaynaklardan istifade edilmesini, ayrıca bu konudaki kaynak zafiyetini gidermeye yönelik nitelikli kaynak temini çalışmalarına ağırlık verilmesini, Yürütülecek çalışmalar sonucu 'Paralel Devlet Yapılanmaları' kapsamında derlenecek bilgilerin, "Makama Özel" ve Arşiv Dosya Fihristi No: "13113.60000" karşılığı gönderilmesi" istendi.
Gülen hakkında suç duyurusu!
AA | 17 Ocak 2014 Cuma - 12:53
Gazeteci-yazar Yusuf Ünal, Fethullah Gülen'in ABD'den iadesi ve yargılanması istemiyle suç duyurusunda bulundu.
Ünal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusu öncesinde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yusuf Ünal, 17 Aralık darbe girişiminin üzerinden bir ay geçtiğini ifade ederek, Fethullah Gülen'in dokunulmazlığının olup olmadığını bilmediklerini aktardı.
Ünal, "Bugüne kadar Fethullah Gülen'e hesap soracak savcı çıkmadı.
Paralel devletin başı belli.
Eylem ve ifadeler ortada.
Bunların yasalardaki karşılığı da belli" dedi.
Bazı polis müdürlerinin keyfi operasyonlarla hükümeti yıpratmaya çalıştığını anlatan Ünal, "Hükümeti yıkma teşebbüsü sürüyor.
Ülkeyi milyarlarca dolar zarara uğrattı.
Gülen, gizli kasetlerle şantaj, milletvekillerine istifa baskısı, yargı ve emniyeti etki altına almak ve kendi ifadesiyle devletin kılcal damarlarına sızmak suçlarından yargılanmalıdır.
Gülen'in ABD'den iadesi sağlanmalı ve İsrail bağlantıları mutlaka soruşturulmalıdır" diye konuştu.
Ülkenin huzuru için savcıları göreve çağırdığını ifade eden Ünal, darbe ve darbe girişimlerini lanetlediklerini kaydetti.
Üniversitede kanlı sağ-sol kavgası!
17 Ocak 2014 Cuma - 12:24
Üniversitelilerin kavgası Kadıköy sokaklarına taştı.
Satır, bıçak, demir çubukların kullanıldığı sağ-sol çatışmasında yaralılar var!
Marmara Üniversitesi'nde sağ ve sol görüşlü öğrenciler arasında bir süredir yaşanan kavga bugün sokağa taştı.
Kadıköy'ün en kalabalık caddesinde yürüyen bir öğrenci satır, bıçak ve demir sopalarla saldırıya uğradı.
YARALI ÖĞRENCİLER VAR
Çeşitli yerlerinden yaralanan sol görüşlü öğrenci Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
Olay yerinde gelen yaralı öğrencinin arkadaşları ile polis ekipleri arasında arbede yaşandı.
5 KİŞİNİN SALDIRMASI ÜZERİNE BAŞLADI
İddialara göre Marmara Üniversitesi'nde günlerdir öğrenciler arasında yaşanan gerginlik sağ görüşlü bir öğrencinin dün dövülmesiyle zirveye çıktı.
Bugün sabah saat 10.00 sıralarında Rasim Paşa Mahallesi, Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde yürüyen Yavuz Ulaş isimli İktisat Fakültesi öğrencisi, 5 kişinin saldırısına uğradı.
Ulaş'ı arkadan takip ettikleri öğrenilen kimliği belirsiz kişiler yanlarında getirdikleri satır, bıçak ve demir çubuklarla yaraladıktan sonra kaçtı.
Vatandaşların haber vermesiyle olay yerine çok sayıda polis geldi.
Kaçan zanlıların yakalanması için çevrede geniş çaplı inceleme başlatıldı.
Bir süre yerde ambulans bekleyen yaralı öğrenciyi diğer arkadaşları sakinleştirmeye çalıştı.
Gelen ambulans ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan Ulaş, acil serviste tedavi altına alındı.
Yaralının hastaneye götürülmesinden sonra 10 kişilik grup ile polis ekipleri arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Yoldan geçen bir kişinin öğrencilere tepki göstermesiyle gerginlik büyüdü.
Takviye ekiplerin gelmesinden sonra sol görüşlü öğrenciler olay yerinden ayrıldı.
Olay sırasında kullanılan bir demir çubuk çevrede yapılan arama sonucunda bulundu.
SATIR, BIÇAK, DEMİR ÇUBUKLAR...
Kavgadan sonra üniversitenin Göztepe ve Haydarpaşa Kampüsü'nde geniş güvenlik önlemleri alındı.
Kampüslere takviye polis ekipleri gönderildi.
Öğrenciler dışında hiç kimsenin üniversiteye alınmadığı öğrenildi.
Görgü tanıkları 4-5 kişilik bir grubun satır, bıçak ve demir çubuklarla Yavuz Ulaş'ı yaraladığını söyledi.
(CİHAN)
Gündemi sarsacak iddia!
17 Ocak 2014 Cuma - 13:31
Durdu Özbolat; Bir belediye başkanı yasa dışı dinleme yapıyor.
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere aykırı yürütülen dinleme, izleme, kaydetme ve yayınlama gibi faaliyetlerin kimler tarafından hangi yöntem ve araçlarla yapıldığını tespit etmek amacıyla TBMM'de bir Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdi.
Önergenin gerekçesinde, 6 mobil dinleme aracının kayıp olduğu, bunlardan ikisinin bir belediye başkanında, dördünün ise kimi siyasi yapıların elinde olduğu iddia edildi.
Bu çarpıcı iddia dinleme yapan belediye başkanının kim olduğu sorusunun kulislerde dillendirilmesine neden oldu.
Önerge Meclis Başkanlığı'na verildi
CHP'li Özbolat ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı'na sunulan araştırma önergesi, ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere aykırı yürütülen dinleme, izleme, kaydetme ve yayınlama gibi faaliyetlerin kimler tarafından hangi yöntem ve araçlarla yapıldığını tespit etmek amacıyla TBMM'de bir Araştırma Komisyonu kurulmasını içeriyor.
Önergenin gerekçesinde, şunlar kaydedildi:
Siyasal hesaplaşmaya dönüştü
"Haberleşme hürriyetinin ve özel yaşamın gizliliğine ilişkin anayasal hükümlerin çiğnendiğine yönelik sayısız iddia yargıya taşınmakta; ancak ülke gündemini uzun yıllardır meşgul etmekte olan bu konu, kamuoyunu rahatlatacak biçimde çözümlenmemekte.
örtbas edilerek var olan endişeler ve güvensizlikler de büyütülmektedir.
Son 10 yıllık Türkiye gerçeği göstermiştir ki; dinlemeler, adli ihtiyaçlardan öte siyasal hesaplaşma aracına dönüşmüş, hem muhalefeti hem de toplumsal ve ekonomik hayatı yeniden şekillendirmek üzere kullanılmıştır.
İkisi bir belediye başkanında, dördü siyasi yapıların elinde
Bu bağlamda TİB, Emniyet, Jandarma ve MİT gibi yetkili kurumlar tarafından yasal şartlara dayanarak yapılması gereken dinleme ve kaydetme türü istihbari faaliyetlerin, farklı yapılar ve oluşumlar tarafından yasa dışı olarak özel amaçlar için yürütüldüğü görülmektedir.
Türkiye'de 11 mobil dinleme aracı bulunmaktadır.
2013 yılında kurulan TBMM Haberleşme ve Özel Hayatın Gizliliği Araştırma Komisyonu'na bilgi veren emniyet yetkilileri, Observer olarak adlandırılan bu dinleme araçlarından altısının kayıp olduğunu, kayıp olan araçların ikisinin bir belediye başkanında diğer dördünün ise kimi siyasi yapılarca yine özel ve kayıt dışı dinlemeler için kullanıldığı bilgisini vermiştir.
Anlaşılmaktadır ki, belirli bir süreyle sınırlandırılmış mahkeme kararına dayanmadan, hukuken yetkili kurumlar veya kayıp olarak nitelenen bu araçların kullanıcıları tarafından dinleme ve görüntüleme yapılmakta; aynı zamanda bu kayıtlar özel amaçlar ve çıkarlar için kullanılarak dijital ortamda servis edilmektedir.
Kişiler arasındaki haberleşmelerin hukuka aykırı biçimde dinlenmesi, tespiti ve kayda alınması ile milletvekilleri de dahil olmak üzere her düzeyden devlet görevlisinin ve yurttaşın özel hayatının görüntülü veya sesli olarak kaydedilmesi ve yayınlanması gibi yasa dışı faaliyetler olağan hale gelmiştir" (Meriç Tafolar/Milliyet)
Tayini çıkan savcılardan şaşırtan karar!
Damla Güler / İSTİHBARAT | 17 Ocak 2014 Cuma - 12:26
Zekeri Öz gibi onlar da tayinlerinin ardından sağlık raporu aldı.
HSYK kararlarıyla tayini çıkan İstanbul Başsavcı Vekilleri Fikret Seçen, Cihan Kansız, Ercan Şafak, Ali Güngör ve TMK Savcısı Muammer Akkaş 10 günlük sağlık raporu aldı.
O savcılar gitti!
İstanbul Adliyesi'nde önceki gün atama şoku yaşandı.
Bir dönem Ergenekon soruşturmalarında görev alan Başsavcılar Fikret Seçen, Cihan Kansız, Ercan Şafak ile Zekeriya Öz ile birlikte Dubai'ye giden Başsavcı Vekili Ali Güngör'ün açıklanan son kararname ile farklı yerlere tayini çıktı.
Fikret Seçen, Gebze Savcılığı'nda savcı olarak, Cihan Kansız, Sakarya Savcılığı'na Ercan Şafak da Kocaeli Savcılığı'na düz savcı olarak atandı.
Ali Güngör'ün tayini ise yine savcı olarak Anadolu Savcılığı'na çıktı.
TMK Savcısı Muammer Akkaş da Tekirdağ Savcılığı'nda görevlendirildi.
Önce tayin geldi sonra rapor
Bunun üzerine Başsavcı vekilleri Fikret Seçen, Cihan Kansız, Ercan Şafak, Ali Güngör ile Savcı Muammar Akkaş 10 günlük sağlık raporu aldı.
Başsavcı Vekili Fikret Seçen dün adliyeye geldi ancak diğer başsavcı vekilleri ve Savcı Muammer Akkaş öğle saatlerine kadar adliyeye gelmedi.
ABD'de ilginç 'Türkiye' toplantısı!
17 Ocak 2014 Cuma - 13:03
Orta Asya-Kafkaslar İpek Yolu Araştırmaları Programı bünyesinde uzmanlar, Türkiye'de 'Erdoğan sonrası' olasılıkları ve ABD'ye olası etkilerini tartıştı.
Amerikalı Türkiye uzmanı Alan Makovsky, Türkiye'nin Ortadoğu'da önemli bir "demokrasi laboratuvarı" olmayı sürdürdüğünü söyledi.
Amerika'nın Sesi sitesinden Alparslan Esmer'in haberine göre; Washington'da bir konferansta konuşan Makovsky, Türkiye'nin idari yapısında ve demokrasisinin işlemesinde Amerika'nın büyük çıkarları olduğunu vurguladı ve Ortadoğu bölgesinde kurumsal demokrasinin eksiklikleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin İslam dünyası içinde demokratik açıdan hala yol gösterici olabileceğini savundu.
Alan Makovsky, "İçeride güçlü bir Türkiye daha iyi bir müttefik olur, ama tabii ki müttefik olarak kalmaya devam ederse" diye konuştu.
Orta Asya-Kafkaslar İpek Yolu Araştırmaları Programı bünyesinde uzmanlar, Washington'da düzenlenen konferansta, Türkiye'de "Erdoğan sonrası" olasılıkları ve bunun Amerika'ya olası etkilerini tartıştı.
Fakat toplantıdan iyimser beklentiler çıkmadı.
İSLAMİ MUHAFAZAKAR HAREKET
Geçen yılki Gezi Parkı protestolarının ve Aralık ayında düzenlenen rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konumunu bir yıl öncesine göre zayıflattığı vurgulanan toplantıda, özellikle iktidardaki 'İslami muhafazakar hareket' içinde son iki yıldır bölünme yaşandığına dikkat çekildi.
Uzmanlar Erdoğan'ın kişisel gücünü arttırma çabası içinde daha otoriterleştiğinin, bunun sonucunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Fethullah Gülen de dahil olmak üzere, içinde bulunduğu muhafazakar koalisyonun unsurlarını kendisine yabancılaştırdığının altını çizdi ve yakın geçmişe kadar bir şekilde bastırılan bu kavganın, artık açığa çıktığını ve gittikçe daha da şiddetlendiğini belirtti.
Toplantıda, İslami muhafazakar tabanda yaşanan çatışmanın, Erdoğan'ın iktidarını kaybetmesine yol açması durumunda karşılaşılabilecek olasılıklar ve bunun Amerika'ya etkileri ele alındı.
'Ortadoğu'ya örnek olma fikri zarar gördü'
Erdoğan sonrası olasılıkları, Amerika açısından Erdoğan döneminde ilişkilerin kilit unsurlarını öne çıkararak değerlendiren ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu eski danışmanlarından Alan Makovsky, Washington'un "Erdoğan sonrası döneme hazır olduğunu" söyledi"AK Parti'nin demokrasi ve İslam'a ılımlı yaklaşıma bağlı olması temelinde, Türkiye'nin Ortadoğu'da bir model olması fikri, geri dönülmez bir şekilde zarar görmüştür" diye konuşan Makovsky, Erdoğan uzun süre başbakan ya da cumhurbaşkanı olarak kalsa bile, Obama yönetimi gözünde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Ortadoğu'da model olabileceği fikrinin tamamen zarar gördüğünü ve bunda kısmen Mısır'daki Müslüman Kardeşler deneyiminin etkili olduğunu belirtti.
Alan Makovsky'ye göre Obama yönetimi, Arap dünyası konusunda ilk danışabileceği ve bölgede vekil tayin edebileceği ülkenin de Türkiye olmasından vazgeçmiş durumda.
'Eğer Erdoğan sonrası bir dönem varsa…'
Bununla birlikte "eğer Erdoğan sonrası bir dönem varsa" diye sözlerine devam eden Alan Makovsky, Washington'un Türkiye'yle ilgili beklentileri şöyle sıraladı: Daha fazla basın özgürlüğü, gerçek anlamda hukuk devleti, daha az mezhepçi yaklaşım, Mısır'la yeniden yakınlaşma, Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas'a daha fazla ağırlık verip Hamas'tan uzaklaşma ve son olarak da, İsrail'e karşı düşmanlığa son verilmesi.
11 yıllık AKP iktidarı boyunca Türkiye'de "memnun edici değişimlerin de yaşandığının" altını çizen uzman, ABD'nin değişmesini istemediği unsurları da şöyle sıraladı: Askerler bir daha geri dönmeyecek şekilde sivil idarenin devamı, Türkiye'nin Kıbrıs ve Ermenistan politikalarının yanı sıra, kendi topraklarındaki ve Kuzey Irak'taki Kürtler'e yönelik politikalarında yumuşamaya neden olan "daha az milliyetçi" politikaların sürdürülmesi.
'İstanbul ve yüzde 40 destek Erdoğan'ı rahatlatır'
30 Mart'taki yerel seçimlerin Başbakan Erdoğan açısından ilk işaret olacağını savunan Alan Makovsky, bu işaretlerin Erdoğan'ın ulusal bazdaki popülaritesini ve ülke siyasetinin gidişatı yönündeki memnuniyeti ortaya koyacağına dikkati çekti.
Makovsky, "İstanbul belediyesi üzerinde büyük rekabet var.
İstanbul'u alır ve yerel seçimde ülke genelinde yüzde 40 oyu garantilerse Erdoğan'ın durumu iyi demektir" diye konuştu.
(AMERİKA'NIN SESİ)
a45UyF587661-201307301451-10
Basin cevrelerinde taninmis bir hanim, Neyzenle karsilasinca:
-Askolsun, benim icin asifte filan gibi sozler soylemissiniz.
Neyzen elini sinek kovalar gibi sallar:
-Hanim, sen beni tanimiyorsun. Ben herkesin bildigi seyleri soylemem.
Neyzen TEVFIK
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder