24 Ocak 2014 Cuma

10-Mine G. Kırıkkanat : Kan Parası

Yine benzer bir haber yine benzer bir yorum.
Bu ülkede bölünmüşlük bu derece derin ve çeşitli olunca ülkenin vatan haini kadrosu dünya rekorlarını kırıyor.

Kol kırılır yen içinde kalır diye bir atasözümüz bile var.
Ancak, belli ki atalarımız bu sözü bilmiş, söylemiş ama bize pek birşey kalmamış.
Yaramaz çocuklar gibi, sürekli olarak büyüklerimize birbirimizi şikayet ediyoruz.
Evet, biz olmamış, oturmamış çocuklar gibiyiz.
En azından toplumsal kişilik ve kültürel seviyemiz bu şekilde.

Bu ülkede yaşanan derin ikilikler çözümlenmeden bu topraklarda ne köy olur ne kasaba onu göstergesidir bu yaşananlar.

Oraj POYRAZ


Mine G. Kırıkkanat : Kan Parası

Şöyle bir durup düşünün: Dün, geçen hafta, geçen ay, geçen yıl, ABD, İngiltere ya da Avrupa'nın önemli limanlarından birinde, silah ve mühimmat yüklü bir gemi yakalandığına ilişkin bir haber anımsıyor musunuz?

Anımsayamazsınız.
Çünkü yok.

Ama Türkiye'de yakalandı.
Haberi yapıldı.
Ve zaten silah yüklü gemiler de, mühimmat yüklü TIR'lar da vızır vızır gelip geçmeye devam ediyor sınırlarımızdan, limanlarımızdan…

Bu savaş malzemesi yüklü gemiler, TIR'lar nereden gelip nereye giderler, nerelere uğrarlar, düşündünüz mü hiç?

Gözümüzün önüne iki ayrı harita getirelim.
Biri, Akdeniz, Kızıldeniz, Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi'ni göstersin.
İkincisi, Karadeniz, Boğazlar, Ege'yi…

Her iki haritanın kapsadığı ülkelerden bazıları, dünya petrol ihtiyacının yüzde 65'ini karşılıyor.
Buna karşın ABD ve diğer
"gelişmiş" Batı ülkelerinin aynı bölgeye sattığı savaş sanayii ürünleri, toplam ihracatlarının yüzde 50'si.

Ortadoğu'da bu film, aşağı yukarı 150 yıldan beri vizyonda.
Ve büyük patronların Ortadoğu'ya
"Altın Bölge" adını takması boşuna değil.
SSCB'nin yıkılmasından sonra Kafkas ülkeleri de
"Altın Bölge"ye dahil oldu.
Nasıl mı?

***

Gerek Kafkaslar, gerekse Ortadoğu'daki ülke yöneticilerinin çoğu Müslüman.
Pek imanlı görünüyorlar.
Cuma namazlarını kaçırmıyor, hac zamanı hacılığa, umre zamanı umreye gidiyor, ramazanda oruç tutuyorlar.
Ama bu ortak özellikler arasında, iş ortaklığı da var: En yakın dostları, nedense, başta ABD ve İngiltere, hep ve daima hem de en baba Haçlılar!
Bu her biri
"Godfather" Haçlılar, sözünü ettiğim ehl-i Müslim bölge liderleri ile yedi sülalelerine akıl almaz olanaklar sunuyorlar.

Bu olanaklar, hazretlerin geri zekâlı ya da sümsük oğullarını kızlarını ne diploma ne hakediş olmadan dünyanın en büyük üniversitelerine kabul etmekten, rüşvet ya da çalıntı paralarını "confidential" banka hesaplarına depolamaya, pek çok hizmete yayılıyor…
Üstelik, bu hizmetler karşılığında bölge yöneticilerinden istenen baç, zaten dini bütün hanedanların, şeyhlerin, şahların ya da
"seçilmiş" başkanların işine gelen bir iş: Halklarını Allah, kitap deyip uyutmak ve günümüzde birebir yaşadığımız üzere, ne kadar gerilik varsa kutsala bağlayıp, rüşveti bile hadislere uydurmak!

***

Ama silah yüklü, mühimmat yüklü gemiler vızır vızır, hep bu harita yollarında dolanıyor.

"Godfather" efendiler öyle akıllılar ki, bölgedeki işbirlikçilerine taş koyanları, yok El Kaide'ydi, yok Müslüman Kardeşler'di vb.
diye yine işbirlikçilerinin içinden çıkarıp, cehaletin kanlı barbarlığında, birbirlerine kırdırıyorlar.

Oysa gelişmiş Batı'nın kamuoyları pek vicdanlı.
Silahlanmanın karşısında, barışı savunurlar.
Ama bu vicdanlı kamuoyu sahibi devletler de nedense en ileri nükleer silahlara sahip olanlar...
Savaş çıkaranlar.
Demokrasi getirmek için girdikleri ülkeleri mezbahaya çevirenler.

Bertold Brecht, "Dana kesilirken bakamayanlar, önlerine getirilen bonfileyi afiyetle yer" derken, galiba böyle bir vicdanı anlatır…

Oysa Afganistan'da parmak kadar canlı bomba çocukların beline sarılan elektronik düzenekleri, tam da afiyetle bonfile yiyenler üretir.
ABD'nin Afganistan'ı, Irak'ı, Fransa'nın ve İngiltere'nin Libya'yı işgali, silah ticaretinden kazanılan paralar, zorba yönetimleri önce destekleyip ardından zorbalaştı diye tepelerine binmeler falan, karşılıklı ve kanlı bir alışverişin cilveleridir.

***

Demem o ki, bizim limanların da fazlasıyla dahil olduğu rotadan geçen silah ve mühimmat yüklü gemiler, aslında bir kan deryasında yüzdürülmektedirler.

Bazen Haçlı Efendiler'in onayıyla yapılan silah ve mühimmat kaçakçılığının yolu yordamı ne olursa olsun, sistem aracıya mutlaka bir göz ya da diş kirası bırakır.
Ve o kiralar, bazen ayakkabı kutusunda saklanan
"tasarruflar", çoğu kez de arazi alım satımında aklanan "kazançlar" biçiminde tezahür eder…

Dünyanın üçüncü köprüsü, en büyük havalimanı için ormanlar kesildiğinde, park olması gereken yerde bir AVM yükseldiğinde, derinden, çok derinden, kan dalgalarının sesi gelir.

Bu sesi dolarların hışırtısı sananlar, bir gün bu kan denizinde boğulmaya mahkûmdurlar.

G NOKTASI

Gece açan çicekler gibi, karanlık

Sağa sola sallanan saat rakkası, kafada tak tak sesi

Gidip gidip gelen acılarla köpürmüş deniz suyu

Git gelme

İnsanın ruhunu karartan kötü haberler, her gün tekrarlayan

Telefonda her an acı acı yankılanan zil sesi

Yaşamı alt üst eden kara kuru olaylar

Git gelme Uzak diyarlardan gelen yardım çığlıklarına, umursamazlık Dağı, ormanı, yeşili gölü kurutanlara karşı sessizlik Yarını sarartan işsizlik, fakirlik, yüreği delen umutsuzluk Git gelme

Ayaz, kuru ayaz, içine işleyen rüzgâr

Anlık güneşi bekleyen hayvanların titremesi

Bir dilim ekmekten yoksun küçücük çocuklara yaklaşan

Azrailin ayak sesi

Git gelme

GÖKHAN ERTAN

"İnsanlar gösterdikleriyle özelleşir, gizledikleriyle benzeşirler" PAUL VALERY

 


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Sacimi taradim keske yuzumu de tarayabilseydim.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder