6 Mart 2014 Perşembe

Re: DÜNYA'nın "EN ZENGİN BAŞBAKANI" Ve "EN BÜYÜK HIRSIZI"?!

Burası önemli.
Bilal Erdoğan'ın evinden boşaltılan para 1 milyar euro.
Bakın bu gerçekten boru değil.
Bu rakamı küçümseyenler, idrak ve muhakeme edemeyenler önce aşağıdaki yazıda yapılan çeşitli kıyaslamaları okusun.
Yine de idrak yollarında tıkanıklık yaşayanlarda tıkanıklığı açmak için, 1 milyar kez sopalamak şart.
Belki bu durumda sadece cumhuriyet tarihinin değil, belki de dünya tarihinin en büyük hırsızlarıyla karşı karşıya olduğumuzu anlatmak mümkün olabilir.

Çalıyorsa, çalıyor, sana ne, benim paramı çalıyor diyen dangalağa mesajımdır.
Senin bir milyar euron yok, hiç olmadı, belki de sen hayatından 100 bin TL.'yi bir arada bile görmedin.
Beyni din, iman laflarıyla uyuşmuş, bilincini yitirmiş açlıktan nefesi kokan bir kişisin.
Para hesabı bilmez, bilenlerin nasihatlarını da dinlemezsin.
Bu hırsızların bu kadar parayı senden çalması mümkün değil.
Senin payın umrumda bile değil, sen zaten fukaralığı hak ettin.
Ben benden çalınanların hesabını yapıyorum.

Oraj POYRAZ

On 05.03.2014 21:23, Cuneyt Sasmaz wrote:
Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasındaki telefon kaydı, basit bir hırsızlık olayı olarak algılanmamalı. 

Kimileri bunu Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu olarak adlandırıyor, elbette doğru ama eksik. 

Bu dünyanın en büyük hırsızlık olayıdır. 

İsterseniz rakamlarla açıklayalım. 

Bilal Erdoğan'ın elinde en son kalan para 30 milyon euro, evi boşaltmaya başladıklarında var olduğu tahmin edilen toplam meblağ ise yaklaşık 1 milyar euro. 
Bu ise yaklaşık 1.4 milyar dolar ediyor. 

Bilal Erdoğan'ın evinde bulunan bu para, çetenin aylık hasılatı mı, günlük hasılatı mı bilemiyoruz. 
Ama bir yıllık bir birikim olmadığı kesin. 

Üstelik bu da sadece elde tutulan nakit para. 

Bunun dışında İsviçre Bankaları'ndaki paraları, Katar'daki ve benzeri ülkelerdeki birikimleri hesaplayın. 

Altın işinde olan bir aile Erdoğan'lar. 
Altın olarak tuttuklarını hesaplayın. 

Aynı zamanda arazi işi yapıyorlar, villaları, arsaları hesaplayın. 

Tüm bunları hesapladığınızda, Başbakan'ın oğlunun gemileri için neden "gemicik" dediğini anlarsınız! 

Gemilere yatırdıkları paralar, bunlar için çerez parası. 
Nasıl İçişleri Bakanı'nın oğlu telefonda bir trilyon TL için "üç beş kuruş" diyordu, o misal. 

Sonuçta rakamların ne kadar korkunç bir soygunu işaret ettiğini göstermek için, 3 Ocak 2014 tarihli Yeni Şafak gazetesini açıp, dünyanın en zenginleri listesine bir bakalım. 

Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre 2014 yılanda dünyanın en zengin adamı Bill Gates. 
78.5 milyar dolarlık serveti var Gates'in. 

Listede en zengin Türk 3.7 milyar dolarla Ferit Şahenk. 
Ali Ağaoğlu'nun 1.5 milyar dolar, Şevket Sabancı'nın 1.3 milyar dolar, Mustafa Koç'un ise 1.1 milyar dolarlık bir serveti varmış. 

Yani Türkiye'nin en zengin iki ailesinin reislerinin servetinden daha fazlası Bilal Erdoğan'ın 17 Aralık günü evden çıkarttığından daha az! 

Hırsızlığın boyutunu bir düşünün! 

İsterseniz dünyanın en zengin adamı ile kıyaslayın: 
Evden çıkan para ile başka yerlerde tutulan parayı birleştirdiğinizde, emin olun Tayyip Erdoğan, Bill Gates'ten bile zengin çıkacaktır! 

Kısacası Cumhuriyet tarihinin değil dünyanın en büyük yolsuzluk olayı ile karşı karşıyayız. 

Tayyip Erdoğan'ın hep övündüğü bir argüman vardır, kriz olmaz elimizde yeterli döviz rezervi var der. 
Merkez Bankası'nın kasasındaki döviz rezervi 120 milyar dolar kadar. 

Yani 10 yıllık AKP iktidarının sonunda Merkez Bankası'nın kasasında biriken paranın yüzde biri Tayyip Erdoğan'ın evinden (bir günde) çıkmış. 

Ben bu paralarla ilgili Başbakan'ın şöyle bir açıklama yapmasını beklerim: 
"Faiz lobisi kriz çıkartırsa müdahale etmek için bir kısım parayı evde tuttuk!" 

"Milyonları evde zor tutuyoruz" açıklaması ise geyikti gerçek oldu! 

Sonuç olarak: Tayyip Erdoğan, dünyanın en büyük hırsızlık, yolsuzluk olayının şu anda şüphelisidir. 

Ama çok yakında tüm şüpheler ortadan kalkacak, belgeler ortaya çıkacak ve fail olarak tutuklanacaktır. 

Neden çalıyor?! 

Bugüne kadar her iktidarın belli yolsuzluğu olmuştu, bunu kanıksamıştık. 

Hatta AKP'ninkinin bile bir kabul edilebilirliği vardı. 
Nitekim "çalıyorlar ama hizmet de ediyorlar" diyen çok insan vardı. 

Yani Türkiye için hırsızlık, bir iktidardan beklenecek ilk icraattı hep. 

Ama bu defa midemizi bulandıran bir durum var... 

Görüyoruz ki, bir Başbakan, tüm işini gücünü bırakmış, villası için arazi ayarlıyor, imar izniyle uğraşıyor. 

"Ne ihtiyacın var be adam, zaten yedi sülalene yetecek mal varlığınız var", diyecekken adam daha da alçalıveriyor... 

Bu defa rüşvet pazarlığı yapıyor... 

Komisyon beğenmiyor, "adam olsunlar, parayı tam getirsinler, nasılsa kucağımıza oturacaklar" diyor. 

Bu, Kasımpaşa'daki basit bir mafya babasının tarzı. 

E be adam, koca Başbakan oldun, biraz seviyeni yükseltemedin mi, diyoruz. 

İnanın aldığı rüşvete değil, Başbakanlık makamını bu kadar alçaltabilmesine yanıyoruz. 

Ama adam susmuyor... 

Evden parayı boşalttırıyor. 
Hem de kendi oğluna, kızına. 

Ahh diyoruz o zaman keşke gerçek bir mafya babası olsaydı. 

Ünlü "Baba" filmini hatırlayın. 
Mafya babaları genellikle oğullarını sakınır, kızlarını ise asla ve asla bu tür kirli işlere sokmaz. 

Mafyalığın bile bir adabı vardır, düzeyi vardır. 

Ama bunda o da yok... 

Hırsızlık evrenseldir. 
Her ulus çalar. 
Ama bir şey daha evrenseldir, hiçbir hırsız bu suçuna kendi ailesini ortak etmez. 

Çünkü aile kavramı ile hırsızlık yan yana gelemez. 

Siz hiç "gel hırsızlık yapalım paraları bölüşelim oğlum" diyecek bir baba düşünebilir misiniz?! 
Olmaz, hiçbir yerde, hiçbir halkta olmaz. 

Bir tek Çingeneler böyledir. 

Bir de bunlar böyleymiş... 

Peki tüm bunlar neden?! 

Para hırsı mı?! 

Çalma hastalığı mı?! 

Güç hastalığı mı?! 

İktidar hırsı mı?! 

Evet, Tayyip Erdoğan'ın bu yolsuzluğunu ne ile açıklayabiliriz?! 

Bunların hiçbiri ile. 

Kendi ülkesini, kendi halkını, kendi seçmenini seven hiçbir diktatör bunu yapmaz. 

Bu kadarını yapmaz. 

Her şeyin bir sınırı, bir oluru, bir duru vardır. 

Ama bunda yok. 

Çünkü adam çalmak için çalmıyor. 

Adam zarar vermek için çalıyor. 

Ermeni çetelerin Türklere uyguladıkları katliamlarda davrandığı gibi davranıyor. 

Sadece zarar vermek için. 

Dikkat edin, bu güne kadar Türk'ün hiçbir düşmanı, bu ulusa, bu devlete, bu vatana bunun verdiği kadar zarar veremedi. 

Rusları, Çinlileri, Ermenileri, İngilizleri, Yunanları, Bulgarları... 

Sayın tüm Türk düşmanlarını tarihte. 

Hepsini toplayın. 

Çiftleştirin. 

Ortaya yeni bir millet çıkartın; genlerinde sadece Türk düşmanlığı taşısın. 

İşte Tayyip Erdoğan, bu yeni soydur, bu yeni cinstir, bu yeni ırktır. 

Bu adamın niçin bunları yaptığını açıklayacak tek bir kelime var. 

Bilal Erdoğan'ın da dahil olduğu 25 Aralık Yolsuzluk Operasyonunun sanıklarından işadamı Mehmet Cengiz, fezlekede geçen ifadesinde aynen şunları diyordu: 
"Bu milletin a..na koyacağız!" 

Adamın niyetini anlatacak bundan güzel söz olamaz: 
Adam çalacağız demiyor, zengin olacağız demiyor. 

Çalmak ve diğer eylemlerinin hepsinin sonunda ulaşmak istediği yer, bu millet. 

Evet dertleri bu milletle. 

Dinleyin Tayyip Erdoğan'ın tapelerini. 

Başka hiçbir niyeti yok. 

O bir Türk düşmanı. 

Ve tıpkı Ermeni çetelerinin yaptığı gibi, niyeti bu milletin ırzına geçmek. 
 tarafından yayınlandı



-- 
"Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev 'HAYAT'tır." 
Nusret DEMİRAL 
-- 
"Atatürk gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. 
Öyle insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi muayyen bir devir için de doğmazlar." 
Türk Gençliği 
-- 
"Muhterem Milletim'e şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başına taç ettiği adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an tevakki etmesinler..." 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
-- 
"Bizler; 
Gözünde Vatanını, 
Gönlünde ATATÜRK ilke ve İnkılaplarını tutabilen, 
Vicdanında dinini saklayabilen, 
Milliyetçilik ve laiklik düşüncesi içinde görev yapanlardanız." 
Nusret DEMİRAL 
-- 
Cesuryorum; Atatürk'e, Türk Toplumu'na, Türk Devleti'ne zarar verenlerin, hakaret edenlerin, Türkiye'nin kaynaklarını sömürenlerin, Atatürk'ün kurduğu çağdaş, laik, demokratik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak isteyenlerin açıkça ifşa edildiği ve gerçek yüzlerinin gösterilmek istendiği bir sayfadır!

--
zaryop:jaro
SANATKARIN OLUMU
. . . . . .
Gitti gelmez bahar yeli;
Sarkilar yarida kaldi.
Butun bahceler kilitli;
Anahtar Tanrida kaldi.
Geldi catti en son olmek.
Ne bir yemis, ne bir cicek;
Yaniyor guneste petek;
Butun bal arida kaldi.

Cahit Sitki TARANCI
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder