6 Mart 2014 Perşembe

Rifat Serdaroglu : IRSIZLIK AÇILIMI

''Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını itiyat haline getiren milletler; önce haysiyetlerini, sonra istikballerini daha sonra da hürriyetlerini kaybetmeye mahkumdurlar...''
Mustafa Kemal Atatürk
Şikayetler çok.
Tam bir ovunma, dövünme hali.
Cemaatçiler de kan ağlıyor.
Sağda solda kendini hatta derdini anlatma durumunda.

Ben diyorum ki, hak ettiniz, az bile oldu, daha bunlar iyi günleriniz.
Etme bulma dünyasıdır bu dünya.
Göz yumdunuz, ağlayan başkalarını görmezden geldiniz, alkışladınız, sevindiniz, onayladınız.
Elbette bunlar size geri dönecek.
Bu evrenin temel yasasıdır.

Üç seçim dönemi oyladınız, onayladınız.
Uyaranlar oldu, onları linç ettiniz.
Korkarım bir seçim dönemi daha var önümüzde.
O yüzden diyorum, hak ettiniz, hiç ovunmayın, dövünmeyin.

Oraj POYRAZ


Rifat Serdaroglu : IRSIZLIK AÇILIMI

Uzun yıllar siyasette bulunmanın insana verdiği en büyük zenginlik, ülkenin her yerinde arkadaşlarınızın olmasıdır.
Benim de en büyük zenginliğim budur.
Türkiye’deki İl-İlçe-Belde-Köylerdeki arkadaşlarımı ziyarete gitsem, yıllarca dolaşmam gerekir.
Sıkıldığım, dertlendiğim zamanlar yakın çevreme ziyaretler yapar, dertleşir, nefes alır, enerji toplarım.

AKP tarafından ülkemin içine sokulduğu rezil durum, özellikle yabancı devlet adamları nezdindeki itibar kaybımız, ülke yönetimine yalanın-sahteciliğin- hukuksuzluğun-yolsuzluğun-hırsızlığın sokulması sizleri olduğu gibi, beni de çok sıktı.
Kendimi Bornova İlçesinin Çamdibi-Altındağ semtine attım.

Birkaç özel ziyaretten sonra, gittiğimiz kahvede yapılan sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.

Boşnak Şefik Aga(70);

"Çocuk (Erdoğan) çok sıkıntıda be ya!
Bunda delik büyük, yama küçük.
Her sözü yalan.
Ayıpları ortaya çıktıkça, bunları yeni yalanlarla kapatmaya çabalıyor.
Kapatamaz, çünkü hepsi birden götürmüşler, delik çok büyük, yama tutmaz.
Bakan, milletvekili, çocukları hep beraber boğazlarına kadar pisliğe batmışlar.
Baksana be ya, ayakkabı kutularından bile yabancı paralar fışkırıyor…"

Arnavut Kamil Bey(88);

"Allah kimseyi böyle rezil etmesin.
Ben Tito dönemini bilirim, Zogo’nun halk tarafından tahttan indirilişini bilirim.
Ama böyle soygun görmedim.
Ne demek bacak kadar veletlerin evlerinde milyonlarca dolar bulunsun?
Ne demek, Başbakan’ın evinde bavullarla para saklansın?

Ne demek ülkenin her yerinden Başbakan’ın villaları çıksın?
Ne demek haraç toplar gibi, kendi vakıflarına zorla para toplamak.
Bak sana söyleyeyim; Bunların sonu ibretlik olacak!.."

Bayram Bosnalı(72);

"Bak be Başkan, bunlar milleti aptal zannediyor.
Biz emekli maaşımızla zar-zor geçinmeye çalışırken, bizim torunlar işsiz gezerken, Başbakan- Bakan çocukları milyarlarla oynuyorlar.
Biz iki seçimdir, kendi partimiz olmadığı için, Müslümandır diye Tayyip’e oy verdik.
Meğer bunlar hepten ırsızlarmış be ya!

Yok, Cemaatmiş te paralelmiş te bana ne yahu, bunları Tayyip sokmadı mı devlete?

Sen bırak bunları da, nasıl yaptın 18 tane villayı be ya!
Te onu anlat bize.

Artık bunlara oy yok…"

Ali Tahtacı(65);

"Bunlar "Kürt Açılımı" yaptılar, ülkenin Güneydoğusu bizden kopmak üzere.

Hiç sesleri çıkıyor mu?

"Ermeni Açılımı" yaptılar.
Ermeniler Türk Bayrağını paspas yaptı.

Hiç ses çıkardılar mı?

"Alevi Açılımı" yaptılar.
Daha dün bir Yargıcımızı
"Alevi" diye aşağılamadılar mı?

"Roman Açılımı" yaptılar.
Sadece Kibariye’yi öptüler, değil mi?

Şimdi de "Irsızlık Açılımı" yapıyorlar.
Yapıyorlar yapmasına da, soyulan yine biz oluyoruz.
Yazıklar olsun, çaldıklarını yiyemesinler inşallah…"

Konuşulanlar özet olarak böyle.
AKP’den gelen var mı, diye sordum;

"Var, sadece ses düzeni ile donatılmış arabaları dolaşıyor.
Ne Bakan gördük ne milletvekili.
Hele bir gelseler, geldiklerine pişman olacaklar ama ne gelen var ne giden"
dediler.

Tam o anda Erdoğan televizyonda konuşmaya başladı.
O kadar şaşırmış ki, ses bantlarının doğruluğunu kabul etti.

"Evet, Adalet Bakanıma ben talimat verdim.
Devletin kuruluşu bana bir suç ihbarında bulundu.
Ben de Bakanıma talimat verdim.
Ne var bunda"
dedi.

Kahvenin köşesinde oturup yanımız hiç gelmeyen Mal Müdürlüğünden emekli Bahri Bey sinirlenerek ayağa kalktı ve bağırmaya başladı;

"Eyy Erdoğan sen bizi salak mı sanıyorsun?
Sen Savcı mısın?
Sen Adalete nasıl müdahale edersin?
Başbakan olarak senin görevin, devletin teftiş mekanizmalarını harekete geçirip, olayı Cumhuriyet Savcılarına intikal ettirmektir.
O kadar…"

Değerli Okurlar;

Gördüğünüz gibi AKP ciddi oranda oy kaybedecek.
Ancak oy kaybetti diye bunlar istifa ederler mi?

Bu kadar açık hırsızlık olaylarına rağmen, hiçbir şey olmamış gibi, pişkin-pişkin dolaşmaktan utanmayanlar, ancak Genel Seçim sonucunda gönderileceklerdir.

Yani 30 Marttan sonra esas işimiz başlayacak.
Durmak yok, hırsızları yargıya teslim edinceye kadar mücadeleye devam.

Ne demiş atalarımız; "Bağa dadanan ayıyı, pekmez sı…caya kadar kovalayacaksın.
Kovalayacaksın ki, daha da gelmesin bu aziz vatana"

Hak-Hukuk-Adalet-Kardeşlik ve Kalkınma Yolunda beraberce yürüyeceğiz…

Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Mart 2014

Rifat Serdaroğlu

 


a45UyF587661-201307301451-{{SN}}

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
En buyuk hazinen cehaletindir. Iyi koru.

Moskova Buyukelcisi
Halil Akinci
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder