Değerli dostum ve abim Doğan Sılay'ın kızının görevli olduğu seçim bölgesindeki izlenimleri bize Türkiye gerçeğini gözler önüne seriyor;
Herkese Merhaba!
Başlığa bakıp, seçimi yine AKP kazandı,mutsuzum ve bu yüzdenyazıyorum diye düşünmeyin lütfen.
O vehamet başka bir boyut, Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetten giderek uzaklaşıyor olmamız yalnızca mutsuzlukla açıklanamaz…
Ben yalnızca dün seçim sırasında yaşadıklarımı yazacağım – bunu özellikle annem istedi.
Aslında benim bunları bile yazacak hevesim ve halim yok.
2009 seçimlerinde görevli olduğum sandık Beşiktaş'taydı.
Bu sefer Oy ve Ötesi oluşumuyla Gaziosmanpaşa'da görev aldım.
Mümkün olduğunca nesnel bir şekilde gözlemlerim ve olanlar şu şekilde:
- Gaziosmanpaşa İlçesi'ne bağlı Karayolları Mahallesi'nde bulunan Küçükköy Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 3188 numaralı sandıkta gözlemciydim (3 sandıkta aynı anda görevli olmam istendi ama bu ne yazık ki mümkün olmadı).
- 317 seçmenin kayıtlı olduğu sandığın çoğunluğu Bingöllü ve Siirtli idi.
- Bu seçmenlerin büyük bir kısmı dün sabah (!) saat 7:00 uçağı ile Istanbul'a geldiklerini söylediler – aceleleri vardı, zira öğle uçaklarına yetişeceklerdi (!).
Hepsinin GOP'tan seçim kağıdı olduğundan, kendi illerinde de ikametgahları var mı ve mükerrer (hatta defalarca) oy kullandılar mı, bunu ispatlamam mümkün değil.
Bunu partiler mutlaka yapmalı.
- Kadının adı, düşüncesi, eğitimi, beyni, siyasi bir eğilimi, hatta dili yok…
Bu kadar net!
Tamamı başı kapalı (yarı yarıya da kara çarşaflı) kadınların zaten çoğunluğu Türkçe bilmiyor.
Zarf, oy pusulası, damga onlar için uzay aracı.
Zaten bu yüzden değerli oğulları, kocaları, babaları onların adına karar verdiklerinden, kadını kolundan çekiştirip nüfus kağıdını da suratıma uzatıp, onlarla oy kullanma kabinine rahatça girmeyi doğal sayıyorlar.
- İtiraz edip, avukat çağırıp (Av.Vakur Bey), bunun kanuna aykırı olduğunu ilgili kanun maddesini yüksek sesle okuyup, durumu engellemeye çalışınca, önce sandık başkanının "ama ne var ki, ailesi yardımcı olsun" cümlesini duymak, dehşet vericiydi.
Bu duruma müsaade etmeyeceğimi belirtince ve avukat da beni teyid edince, akrabaları ile birlikte (!
) oy veren insan irisi gençlerin bana bakarak bozuk bir aksanla "bu karı da nereden çıktı, biz yıllardır burada böyle oy veriyoruz, babam okuma yazma bilmez, zaten Türkçe de bilmiyor" laflarını yemek de cabası.
- Amca oy kullanmaya ehil değil, adını bile söyleyemiyor itirazlarıma ise "Yüksek Seçim Kurulu seçmen kağıdını göndermiş bir kere, sen mi daha iyi bileceksin, devlet mi" cümlelerine boyun eğen sandık başkanları…
Sahi bunu bütün gün düşündüm, hele kara çarşaflı teyzeler birbirinin aynı.
Evde yatan/ehil olmayan pek çok kişi yerine, onların nüfus cüzdanı ve seçmen kağıdıyla oy kullanan "yardımsever" vatandaşlara ne yapılabilir, bilmiyorum.
- "Evet" mührü zaten çok zor (!).
Tepesinde "evet" yazısı yazan yeri damgalamaya çalışıp "bu bozuk olmuyor" diye elini damgalayandan tutun da, gün ortasında mührün kırılmasına kadar!
- Eşler ve erkek çocuklar kadınların yerine, onların yanında oy kullanamazlar kuralını çiğnetmeyeceğimi anlayan sandık başkanı, ben yardımcı olayım ve onlara anlatayım dedi.
Kadınlar ve erkekler perdeyle ayrılmış yan yana iki alanda oy kullanırlarken, yanda erkek bağırıyor (Kürtçe) ve sanırım kadına nereye oy basacağını söylüyor…
Oy pusulasını gösterip, bak buradan sekiz tane say ve mührü bas diye "kadını" direkt yöneten erkekler, her üç pusulada 8.parti farklı, canım benim.
Bu yüzden birer ikişer oy alan adını kimsenin duymadığı parti bu sandıktan niye çıktı diye sorulmamalı :)
- Nüfus cüzdanları kadınlarda durmuyor, hep erkeklerin elinde ve cüzdanlarında.
Kadının bir kimliği olmadığından, atacağı oya da kendi karar verecek değil ya.
Hatta bir adamla tartıştım "siz eşiniz adına karar veremezsiniz, oyunu kendi kullanacak, çekilin oradan" dediğimde, adam "bizde ayrı gayrı yok, ben ne dersem o" demesin mi…
Güler misin ağlar mısın…
- İmza atmayı bırakın, kalem tutamayan kadınlar (ve erkekler).
İmza yerine parmak basanların hepsi kadın ne yazık ki...
- "Bu kimlikte TC kimlik numarası yok, geçerli kimlik verin" sorusuna cevabın "aha buyur bacım, söylüyorum sana" diye cep telefonundan TC kimlik numarasını okumaya çalışan amca…
Tabii öğleden sonra geçerli bir kimlikle geri geldiğinde bana zerre kadar gülmüyordu, o ayrı.
- "Evet" mührü kullanımı birkaç kere sandık başkanı tarafından boş kağıtta gösterilmeden oy kullanmaya gitmeyenler (hemen hemen tüm kadınlar) arasında bir tanesi beni hepten üzdü.
Mührü "erkek" sandık başkanın elinden almak istemeyen kadın, bir de üstüne "bunun temizi yok mu?" diye sordu.
Eh boşbakanın pek değerli zevcesi "domuz pişmemiş tava" soruyorsa, "erkek eli değmemiş" mühür talep etmek vatandaşımın en doğal hakkı.
Bence zaten bir sonra "eğer" seçim olursa (diktatörlükte seçim zaten lüks ve gereksiz), kesinlikle haremlik selamlık olsun ve herkes rahat etsin diyeceğim.
Belki o zaman kadınlar oy hakkına sahip olur – şu anda bu haliyle gerçekten kadınlar oy kullanmıyor, eşleri, babaları veya oğulları oy kullanıyor!
- Oy sayımına geçildiğinde, AKP'yi cidden takdir ettim.
Akbabalar gibi her sandığın başındalar.
CHP'den kimseye gün içinde denk gelmedim.
Sanırım GOP onlar için değersiz bir bölgeydi.
Yardımsever ve uyanık AKP görevlileri, sandıktan mühürsüz çıkan zarfları ve hatta bir tane de pusulayı, "yalnızca" yardım amaçlı "verin damgayı, hemen mühür vuralım" dediler!!!
Buna asla izin vermeyeceğim ortaya çıkınca, AKPli yandaş, bir tutanak tutturup, bizim sandık başkanına imzalattı!
Ben hemen avukatı çağırdım – "lütfen itiraz dilekçesine bakın, biz haklıyız, bu pusula da damga yok ve oy geçersiz" diye.
Sandık başkanının okumadan imzaladığı itiraz aynen şöyle: "Diğer partilerin geçersiz oyları geçerli sayılırken, AKP'ye ait bir oy geçersiz sayılıyor!".
Kafayı mı yersiniz, sandık başkanını mı boğmak istersiniz.
Avukat sandık başkanına itiraza bir cümle daha ilave ettirip imzalattı.
Yani kısaca yaklaşık oyların %50'sinin AKP çıktığı bir sandıkta bile tek bir oy için akbaba gibi takipçi olan AKP'yi gerçek anlamda takdir ettim.
Tabii ki itirazında haklı değildi ama ben o sandıkta olmasaydım, iyiliksever kardeşimiz o pusulayı da bir güzel mühürleyip bir oy daha AKP'ye kazandıracaktı.
Helal valla!
- Sandık başkanının ve üyelerininkurallardan bihaber olması, oylar sayılırken, tutanak tutulurken ve hatta çuvallar kapanırken de kendini gösterdi.
Tahmin edebileceğiniz gibi, burada insiyatifi ele alıp, süreci bildiğim kadarıyla yönettim.
Çuvalı eliyle bir fiyonk şeklinde bağlayıp, üzerine mührü basmayan sandık başkanı yerine, bu sefer adam akıllı bağlayıp, eritilen balmumu üzerine mührü bastıktan sonra, ıslak imzalı oy tutanağımı bina sorumlusu Banu Hanım'a teslim ettikten sonra, daha önceki seçimde yaptığım gibi polisle ve sandık başkanıyla oyları teslim etmeye ilçedeki YSK'ya gitmedim gidemedim.
Bunun için vicdan azabı da duyuyorum, evet…
Gün boyunca kendi müşahitlerine sürekli yemek ve su getiren AKP ve HDP çalışanlarının yanı sıra, gün için getirdiğim sandviç ve meyveyi yanında bir şey getirmemiş sandıküyesi (türbanlı ve o okulda Din ve Ahlak Kültürü hocası efendi bir bayan) ile paylaştığımdan, saat 22:30'da tamamen bitap düşmüştüm.
Ben insanım, yiyeceğimi herkesle paylaşırım.
Bir bardak suyu bile bizden esirgeyenvicdansız AKPlilere içimden saydırdım, o kadar.
Türbanlı sandık üyesine bile yiyecek vermediklerine göre, benim zaten oradakivarlığım onlara zul gelmiş olmalı.
- Ha merak ettiyseniz, benim sandıktan Büyükşehir Belediyesi için 14 CHP oyu ve İlçe için de 10 CHP oyu çıktı…
317 seçmenden, 26'sı oy kullanamadı – "kullanamadı" diyorum, çünkü en azından biri sabah uçağını kaçırmış J Akrabası öyle dedi – onun yerine de oy kullanmak istedi saf kardeşim J
- Gün sonunda şunu sordum kendime.
O insanlar da Türkiye'de yaşıyor, ben de…
Gerçekten öyle mi?
Ben oraya ne kadar ait değilsem, onlar da benim yaşadığım/yaşamaya çalıştığım Atatürk'ün kurduğu Türkiye'den, cumhuriyetten, laiklikten, kadın ve erkek eşitliğinden bir o kadar uzaklar.
- Biz neyi seçtik?
Seçim adil mi sorusunu sormak bile anlamsız.
Tevekkeli değil, padişahımız "sandıkta görüşürüz" diyor – adamlarda her türlü katakuli mevcut ama feci örgütlüler, çok iyi çalışıyorlar!
- Oy ve Ötesi çabasını takdir ediyorum…
Gerçekten canla başla çalıştılar – sürekli bilgilendirme, telefonla yönlendirme.
Eğer bir daha bu ülkede seçim olursa, lütfen "kayıp" bölgelerde organize olalım.
Beşiktaş, Şişli, Kadıköy gibi yerlere CHP gidiyor ama asıl ücra yerlerde varlık gösterirsek, o cahil sandık başkanları ve üyeleri yerine biz çalışırız, daha faydalı oluruz.
Ben böyle düşünüyorum.
Aydınlık günler görmek dileğiyle,
Didem Sılay
a45UyF587661-201307301451-undefined
Kadini asla kucuk gormeyin. Tabii yasi ve kilosu disinda...
Shelley Winters
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder