9 Nisan 2014 Çarşamba

Re: [OzgurGundem] Borçlu olmaktan utan!

Sayın Çalış,
Konuya tersden girmiş, biraz da alaya almışsınız.
Ancak, şaka olarak söyledikleriniz doğrudur.

Evet, Amerikalıların tamama yakın bölümü esirdir.
Kimin esiridir bu insanlar?
Kendi ülkelerindeki büyük zenginlerin esiridir.
Fukaralık, emek hırsızlığı, insan sömürüsü çok yaygındır.
Evsizler, büyük kentleri çevreleyen teneke, karton evler çoğalmaktadır.
Eskinin mavi, beyaz yakalıları yaşanan son krizlerde o evsizler, işsizler kalabalığına katılmıştır.
Kapitalizmin kalesinde bunları sorgulamak çok zor elbette.

Sizin zengin dedikleriniz Amerikalı oligarklar.
Ülkenin krem dö la kreması.
İlk yüzde onluk kesimidir.
İnstagram onların resimleriyle dolu.
Özel uçaklar, milyon dolarlık süper yatlar, en pahallı içkileri tuvalete dökenler, para demetlerine balon bağlayıp göğe salanlar,
Etrafını saran çıplak genç kadınlarla poz verenler,
Muzaffer ve muktedir tavırlarla halkın üstüne işeyenler.

Evet, Amerika'da da kredi ve kredi kartı kullananlar b_k çukurunun dibinde debeleniyor.
Üstelik bu aralar tarihte görülmedik şekilde ağır bir gelir uçurumu, işsizlik, fukaralık görülüyor.

Borçlanarak tüketim dünyanın her yerinde akıl dışı.
Borçlanarak cep telefonu, araba, televizyon, buzdolabı alınmaz.
Küllüm zarardır.
Borç taksidi yaptığınız sürede taksit ödemek yerine para biriktirip, peşin almak hemen her zaman daha karlıdır.
Tek fark aldığınız malı borçlanma vadesi kadar geç almanızdır.

Borçlanarak yatırım ise kırk kere düşünülmesi gereken bir iştir.

Dünyanın bilinen zenginlerinin büyüme hikayelerinde borçlanma çok az yer tutar.
Büyük bölümünde siyasilerle kurulan rüşvet ağı yardımıyla alınan büyük devlet ihaleleri önem taşır.
Daha bu güne kadar borçlanarak zengin olan ben duymadım.

Kişisel tecrübemi anlatayım.
Ben her zaman borçlananlardan oldum.
Hayata atıldığım 1987 yılından beri her zaman borçlu oldum.
Bu arada birçok büyük kriz yaşandı.
Her krizde ben ters köşeye düştüm.
Kur farkı, faiz, bankacılık giderleri elimdekini aldı götürdü.
Özellikle dövizle yaptığım borçlanmalar tam bir felaket oldu.

Buna karşılık tam tersi yaşam tarzında olan arkadaşlarım da oldu.
Onlar her krizde büyük fırsatlar yakaladılar ve varlıklarına varlık kattılar.
Bende her kriz tam bir yıkımdı.

Krizler her zaman borçluları vurur, tasarruf sahipleri ise her zaman karlı çıkar.
Peşin para avını bekleyen kartal gibidir(O.P.).
2002 Krizinde ödeme ve nakit sıkıntısına düşen ben 5,500 TL'lik arabamı 2,750 TL'ye satmak zorunda kaldım.
Arabamı satmak için adeta yalvardım.
Buna karşılık hayata benimle aynı noktadan başlamış arkadaşım, kriz öncesinde 80.000 Marka alamadığı evi 40,000 Marka aldı.
Aynı evi üç sene kullandıktan sonra 120,000 $'a sattı.
Aynı arkadaşım paniğe düşmüş galerilerden neredeyse yarı fiyata araba aldı.

Temel kaidedir.
Bunu vurgulamak isterim.
Krizler borçluları vurur, tasarruf sahiplerine fırsatlar sunar(O.P.).
Borçlu olanların krizlerde kar etmesi mümkün değidir.

Oraj POYRAZ


On 08.04.2014 22:16, Cetiner Calis wrote:


Eyvaaaahhh...amerikalıların tamamı esir demekki.

İstisnasız hepsinin borcu dağlar kadar.

Ceplerinde beş kuruşları yok.

Ama şahane evleri arabaları tatilleri...ve de hele hele golfleri....

Sadece sopaları 10 000.- papel. Ayakkabısı eldiveni şapkası Tİİİ şörtü

arkasından sopa arabasını çeken valesi..

Herşeyleri borçla.

Ama zenginler bir bakıma.

Senede iki defa değiştiriyorlar arabalarının modellerini.

Evdeki eşyalarını da...

Köpeklerinin masrafı ile bizde beş fakir doyar...

Ama acaip borçlular...

Borçtan korkmayın.

İyidir iyi.

Yiğidin kamçısıdır.

Korkağın ise ölümü.








8 Nisan 2014 12:00 tarihinde Oraj POYRAZ <oraj.poyraz@openmail.cc> yazdı:
 

EVET, bin kere evet.
Borçlanmanın faziletlerini anlatmayın artık.
Borçlanmak esaret getiriyor.
Borçlanmak insanları onursuz, şerefsiz hallere sokuyor.
Bir insanlar değil, milletler, devletler, şirketler de aynı şekilde.
Borçlanarak büyüme bir safsatadır.
Büyüme ancak tasarrufla olur.
Bunu bir öğrenelim artık.

Oraj POYRAZ


Borçlu olmaktan utan!

Kredinin ne olduğunu bilmeyen kalmamıştır herhalde.
Üniversite öğrencisinden asgari ücretin altında emekli maaşı alan emekliye, maaşı olmadığı halde geçerli bir kredi skoru olandan hasadını ne zaman paraya çevireceği belli olmayan çiftçiye kadar herkes bu sihirli parayla tanıştı artık.
Giderek daha kolay alınmaları ve her türlü ihtiyaç için tasarlanmaları dışında kredi dünyasında değişen bir şey yok.
Hayatımızı bu kadar kolaylaştıran ve cennete çeviren başka bir şey olamaz herhalde?
Ne dersiniz, sizce de öyle değil mi?

Hane halkı borçlanması, kredi kartını ödeyemeyenler, evlerini kaybedenler ve daha birçokları "Gırtlağıma kadar borçtayım" diyenlerin sesini bile işitmez olduk.
Kolay kredi hayatımızı yeniden çiziyor.
Ne hayat ama!

Kredinin ekonomik tanımını herkes biliyordur mutlaka.
O nedenle biz sosyo-psikolojik tanımını vermekle yetinelim.
Kişilerin aslında olduklarından daha varlıklıymış gibi yaşamasına imkan veren şeye kredi diyoruz.
Toplumun krediyi geçerli bir norm olarak kabul etmesi kendine hayranlığı ve maddiyatı teşvik eden bir kültür yaratıyor.
Kişiler, maddi güçlerinin yetmediği şeyleri kredi yardımıyla satın alarak kendilerine olan hayranlıklarını pekiştirmiş oluyorlar.
Böylece kredi ile bir şeylere sahip olan herkes kendini zengin, başarılı ve özel hissediyor.

Çok değil bundan 20 yıl önce parası olmayan ne ev kredisi alabilirdi, ne de otomobil.
Finans kuruluşları yaşam tarzınız ile başkalarına sunduğunuz imajınızı gerçek varlığınızla daima kıyaslarlar ve kredi kararlarını buna göre verirlerdi.
Bir evin gerçek değerinin %80'ini karşılayacak paranız yoksa, arabanın %90'ını alacak paranız yoksa asla onlar için kredi alamazdınız.
Bugün ise her şey çok kolay.
Sadece hayal etmeniz yeterli.
Hayal ile gerçek arasındaki mesafe artık çok kısa.
Çok az bir çaba ile her şeye sahip olabilirsiniz.

En yakınınızdaki lüks otomobil bayiinden içeri girip istediğiniz aracı satın alabilirsiniz.
Aldığınız ücretle ailenizi nasıl geçindireceğiniz, çocuklarınızı nasıl okutacağınız, nasıl barınıp neyle geçineceğiniz düşünülmeden gerekli kredi size hemen verilecektir.
Artık zenginmiş gösterisinde bulunabilirsiniz.
Serveti kazanmak yerine ödünç aldığınızın farkında olmanız da gerekmiyor.
Bu parayı kendiniz kazanmış gibi gösteriş yapabilirsiniz.

Üstelik toplum size harcamaların altından nasıl kalkacağınızı, neyle geçineceğinizi, çocuklarınızı nasıl bakacağınızı sormayacaktır.
Çünkü bu tür soruları toplum nezaket kuralları dışında sayıyor ve kabalık olarak görüyor.
Ama arabanızın, evinizin, kıyafetlerinizin değerini sormak normal sayılıyor.
Yani daha açık söylersek borçları söylemek ayıp, sahip olduğunu söylemek normal.
Ne toplum ama!

Bugün artık kredi, statü arayışının sembolü haline gelmiş ve bağımlılık yaratmıştır.
Kredi kendimizi önemli ve diğer insanlardan iyi hissetmemizi sağlıyor.
Fakat bir gerçek daima görmezden geliniyor: Herkes zengin olamaz!

Almanya'da 20 yıl önce yoksullar toplam nüfusun %11,3'ünü oluşturuyordu; bugün ise %15'ten fazlası.
Dünyadaki fakirlik giderek artarken kredinin yarattığı zenginlik yanılsaması her gün yeni yoksullar yaratmaya devam ediyor.
Daha 20-30 yıl önce insanlar borçlu olmaktan utanırlardı.
İstenmesi bile başlı başına bir utanç sorunuydu.
Bugün ise kimsenin umurunda değil.
Herkes sahte zenginliğini daha fazla insana gösterme derdinde.
Artık bu toplumda hiçbir anlamı kalmadı biliyoruz ama yine de son bir kez daha tekrarlayalım: Borçlu olmaktan utan!


a45UyF587661-201307301451-undefined

  ^^^^^ - vvvvv

 
--
zaryop:jaro
Soruya verilen cevap cogalinca dogru gizli kalir.

Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/





__._,_.___


Guruptan ayrilmak icin, icin asagidaki adrese bos bir eposta gonderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com





__,_._,___
zaryop:jaro
GECEYE KARSI MUDAFAA
. . . . . .
Bu adam olmustur ama,
Dusmedi topraga henuz vakit.
Hayatini devrettik agaclara
Kalbi kimlere ait.
Bu adam olmustur ama,
Basucundan ayrilamadik.
Sonsuz kederinde gecelerimizin
Nedendir hala bu beyazlik.
Bu adam olmustur ama,
Henuz durmadi nehir.
Ve nasibi muhtesem kuslar gibi
Onu goturebilir.

Fazil Husnu DAGLARCA
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder