"İslami (tevhidi) temsil ediyor diye, 28 Şubat'ta yurtseverler hilali bayraktan çıkartmak istediler" Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE)
Ben de böylesi büyük bir yalanın karşısında yalancının taaa yedi ceddine saygılar sunuyorum desem nasıl olur?
Acaba devlet büyüklerimiz böylesi bir saygı ifadesini kabul buyururlar mı?
Bekir Coşkun: Bayrağımız ay-yıldız…
Bayrağımızdaki "hilalin"aslında "tevhidi" temsil ettiğini Başbakan çok güzel açıkladı…
Bayrağın yıldızı; deniz kestanelerini temsil ediyor zaten…
Kırmızısı; boyadır sonuçta…
Türk'ü temsil eden yeri kaldı:
Direği…
T.C.Tevhid-i Cumhuri'dir aslı
Kısaltınca baktılar T.C.oldu…
İşin gerçeği…
19 Mayıs; Hafız Cemil Efendi'nin doğum günü…
30 Ağustos; Kestane Bayramı…
10 Kasım; Kurtuluş Günü…
29 Ekim; İbriğin İcadı…
23 Nisan; Halifeliğin Kabulü…
Bunların tümü gerçek derken nereden biliyorum?…
Çünkü hiçbiri doğru değil…
Başbakan yerine koyunca millet, çıkıp kürsüden kendi ülkesinin bayrağı ile ilgili bir şey söylediğinde, ciddiye alınıyor ne de olsa…
"İslami (tevhidi) temsil ediyor diye, 28 Şubat'ta yurtseverler hilali bayraktan çıkartmak istediler" diyor…
Ciddi bir iddia…
Tek sorun var; böyle bir şeyi gören, duyan, okuyan, hatırlayan hiç kimse yok…
Böyle bir şey olmamış yani…
Ama uydurmuş da değil…
O an, o işi kendisi yapıyor aslında…
Bayraktaki hilalin "Tevhidi temsil ettiğini" söyleyerek, aşırmak istiyor bayrağın hilalini…
Eğer laikliği savunuyorsanız…
Hilal gitti tevhide…
Önce bayrağı yamaçlardan sildiler…
Sonra bayrak satıcısını dövdüler, oturup ağladı…
Arkasından balkonuna asanı kadını karakola götürdüler, yürekli kadınmış, giderken bayrağını eline alıp gitti…
Peşinden direkten indirip bayrağı yakanları oturup seyrettiler…
Yüreklerdeki sızılı bayrak sevdasını anladıkça, bütününü yürütmekten vazgeçip, parça parça aşırmaya niyetlendi işte…
O bayrak; laik, çağdaş, bağımsız, demokrat Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağıdır…
Ay yıldızı; aydınlığı temsil eder…
Kırmızısı; uğruna dökülen kandır…
Dalgalanışı; özgürlüğümüz…
*
Ancak altında durursan "adam"sayarlar seni…
Kiskanclik
. . . . . .
Korktuguna ugramanin kestirme yolu
LEHCET UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
Resulullah sav buyurdular ki:
Eti bicakla kesmeyin.
Cunku bu, yabancilarin isidir.
Siz dislerinizle kemirerek yiyin.
Cunku bu, sihhat ve afiyet icin daha iyidir.
Ebu Davud, Et ime 21, 3778
Rivayet eden: Aise
Zamanimizin Paradox u
Daha yuksek binalarimiz, ama daha kisa sabrimiz var; daha genis oto yollarimiz, ama daha dar bakis acilarimiz var.
Daha cok harciyoruz, ama daha az seye sahibiz; daha fazla satin aliyoruz, ama daha az hosnut kaliyoruz.
Daha buyuk evlerimiz, ama daha kucuk ailelerimiz; daha cok ev gerecleri, ama daha az zamanimiz var.
Daha cok egitimimiz, ama daha az sagduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeligimiz var.
Daha cok uzmanimiz, ama yine de daha cok sorunumuz; daha cok ilacimiz, ama daha az sagligimiz var.
Cok fazla alkol ve sigara tuketiyoruz, cok savurganca para harciyoruz, cok az guluyoruz, cok hizli araba kullaniyor, cok cabuk kiziyoruz, cok gec saatlere kadar oturuyor, cok yorgun kalkiyoruz, cok az okuyor cok fazla TV izliyoruz ve cok ender sukrediyoruz.
Mal varliklarimizi cogalttik, ama degerlerimizi azalttik.
Cok konusuyoruz, cok az seviyoruz ve cok $ik nefret ediyoruz.
Gecimimizi saglamayi ogrendik, ama yasam kurmayi ogrenemedik.
Yasamimiza yillar kattik, ama yillara yasam katamadik.
Aya gidip gelmeyi ogrendik, ama yeni komsumuzla karsilasmak icin caddenin karsisina gecmekte sorunumuz var.
Dis Uzayi fethettik, ama ic dunyamizi edemedik.
Daha buyuk isler yaptik, ama daha iyi isler yapamadik.
Havayi temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hukmettik, ama onyargilarimiza edemedik.
Daha cok yaziyoruz, ama daha az ogreniyoruz.
Daha cok plan yapiyoruz, daha az sonuca variyoruz.
Kosusmayi ogrendik, ama beklemeyi ogrenemedik.
Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha cok kopya cikarmak icin daha cok bilgisayar yapiyoruz, ama git gide daha az iletisim kuruyoruz.
Zaman artik, hizli hazirlanan ve yavas sindirilen yiyeceklerin; buyuk adamlar ve kucuk karakterlerin; yuksek karlar ve sig iliskilerin zamanidir.
Gunumuz artik, iki maasin girdigi ama bosanmalarin daha cok oldugu, daha suslu evler, ama dagilmis yuvalarin oldugu gunlerdir.
Bu gunler, hizli seyahatler, kullanilip atilan cocuk bezleri, yok edilen ahlaki degerler, bir gecelik iliskiler, obez bedenler ve neselendirmekten sakinlestirmeye hatta oldurmeye kadar her seyi yapabilen haplarin oldugu gunlerdir.
Vitrinlerde her seyin sergilendigi, ama depolarda hicbir seyin olmadigi bir zamandayiz.
George Carlin
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder