16 Mart 2016 Çarşamba

Ata ATUN : Batı’nın çöküşü Türkiye’nin yükselişi (2)

Sayın Atun bir tahmini ve beklentiyi dile getirmiş.
Doğrudur, batı üretmeden tüketmeye, sömürerek tüketmeye dayalı sistemini sürdürmekte zorlanıyor.
Gerçekten de ekonomik küçülme dönemi var.
Küresel ölçekte üretenlerin üretimleri ölçüsünde büyüdüğünü göreceğiz.
Bu anlamda en çok üretenlerin küresel güç haline gelmesi kaçınılmaz.

Ancaak, önemli bir nokta var.
Batı küçülürken, Türkiye'nin büyümesi ancak Türkiye'nin her alanda üretiminin, ekonomisinin büyümesiyle mümkün.
Türkiye bütün komşularıyla sınır ve rejim ihtilafları yaşarken, komşularına mal ve hizmet satamaz.
Şöyle geriye çekilin bir bakın.
En büyük ticari ortaklarımızla bir bir hasım haline geliyoruz.
Eski ortaklarımız bize ekonomik önlemler, tedbirler ve ambargo kararları uygulamaya başlıyor.

Peki ay biz komşularımızın tamamıyla ihtilaf halinde nasıl ticaret yapacağız.
Ülkemizin denizler ve karalar arasındaki transit ticarette köprü olma avantajını nasıl değerlendireceğiz?
Halkımızın giderek artan ticaret ve üretim becerilerini ekonomik bir abluka durumunda nasıl değerlendireceğiz?

Bizim işimiz çok basit.
Askeri maceralardan uzaklaşmamız lazım.
TSK caydırıcılığıyla savaşmadan zafere ulaşacak güçte olmalı.

Türk hükumetleri artık komşularını siyasi istikrarsızlığa sürükleyecek politikaları terk etmeli.
Komşularımızın bölücüleri ve mürtecileriyle işbirliği yapmayı kesmemiz lazım.
Sırça sarayda otururken komşu evleri taşlamak aptalca.
Bizde hem bölücü, hem de mürteci yeteri kadar vardır.
Bunlar bir de batılıların desteğini aldığında ülkenin iç savaşa sürüklenmesi çok kolaydır.
Netekim ayne böyle olmuştur.
Ülkemizin askeri operasyonlarla, ağır silahlar kullanarak fethetmek zorunda kaldığı il ve ilçeleri vardır.

Demek ki, neymiş efendim, dün Kobani'ye müstahak gördüğün şey yarın İdil'de karşına çıkıyormuş.
Aslında ibret almak isteyen için ibret çok.
Irak bize on yıl öncesinden bir sürü ibret vermişti.
Fakat, halkımızın idrak yolları tıkalı olduğundan yeteri kadar ibret geçişi olmamıştır.

Sadece kendi işlerimize baksak.
Üretim, ticaret, sanayii ve ülkemizin ekonomik refahını artırmaya odaklansak.
Komşularımız da rahatlayacak, onlar da bizim peşimize takılacak.
Komşularla sıfır sorun politikası bu şekilde gerçek olabilir.

Artık ülkemizin gerek iç politikada, gerekse dış politikada AB/D oligarklarıyla yüzleşmesi ve onlara geri adım attırması şarttır.
Ülkemizin milli kaynakları buna yeterli olur.
Böylesi bir yüzleşme yeteri kadar irade ve kararlılık olursa dünyanın sonu da değildir.
III. Dünya Savaşı çıkmaz merak etmeyin.
Esasen, biz kararsızlık, tembellik ve akılsızca bir bocalama içinde olduğumuz için hem biz, hem komşularımız III. Dünya Savaşını fiilen yaşamaktadır.

Sonunda onlar da yeni bir zeminde uzlaşmaya razı olurlar.
Sonsuz ve sınırsız bir mücadele sadece bizim için değil, hasımlarımız için de büyük tehlikedir.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



Ata ATUN : Batı'nın çöküşü Türkiye'nin yükselişi (2)

ABD, IMF'nin kuruluşunun, dönemin güçlü devletleri sayılan Avrupa'nın galip devletleri tarafından kabulü sonrasında Avrupa'nın yaralarını sarması için karşılığı olmayan Dolarlarını basarak Avrupa'ya "Marshall yardımı" adı altında yardım ve kalkınma hamlesi başlatırken, BM'nin de Milletler Cemiyeti kimliğinden çıkarttırılarak yeni bir kimlik altında ve tamamen ABD'nin kontrolünde olacak şekilde tekrar hayata geçmesini sağlamış.

ABD, dünyanın kaderinde ciddi rol oynayan Güvenli Konseyi'ni de kendi başkanlığı ve İngiltere ve Fransa gibi kayıtsız koşulsuz kendisinin yanında olan 2 ülkenin desteği ile hayata geçirerek, dünya üzerinde var olan diğer ülkelerin kaderleri üzerinde de söz sahibi olmayı başarmış.

1945 yılından sonra dünya üzerinde yaşanan olayların planlayıcıları, başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanya gibi kayıtsız, koşulsuz kendisine destek veren yardakçıları ve ABD'nin bu küresel hegemonyasına karşı çıkmayan çalışan Rusya ve Çin.

Ama her yükselişin bir sonu olduğu gibi ABD ve AB'nin de yükselişinin durduğu ve her ikisinin de gerileme dönemine girdiğinin sinyalleri belirgin bir şekilde gelmeye başladı.

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi'nin (National Intelligence Council, NIC) her 4 yılda bir hazırladığı raporlardan bir tanesi olan "Global Trends 2030: Alternative Worlds" yani "Küresel Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar" başlıklı raporu ABD'nin küresel çapta son durumunu açık bir şekilde ortaya koymakta.

Gerçekte bu rapor, ABD'nin kendi içinde farklı kulvarlarda faaliyet gösteren 16 farklı "İstihbarat Teşkilatı" tarafından müşterek bir çalışma ile hazırlanıyor. Raporun hedefi 2035 yılında ABD'nin durumunun ne olacağının en sağlıklı ve duygusal olmayan bir şekilde tespiti.

Rapor özetle, ABD'nin çöküşünün 2025 yılında başlayacağı ve 2035 yılına doğru da II. Dünya Savaşından sonra dünya üzerinde kurmayı başardığı küresel aktörlük gücünü yitireceği şeklinde.

Bu yıllarda ABD küresel aktörlük gücünü kaybetmeye başlayacak ve dünyanın ekonomik, siyasi ve güvenlik güç merkezi Batı'dan Asya'ya doğru, Türkiye üzerinden kaymaya başlayacak.

ABD'nin ellerinden kayıp gidecek olan bu gücün nerede ve nasıl odaklanacağına başta Çin olmak üzere Hindistan, Türkiye, İran, Meksika, Vietnam ve Endonezya'nın büyük etkisi olacak.

İşte bu aşamada Türkiye faktörü ve Türkiye'nin bölgesel önemi ortaya çıkmakta ve başta ABD olmak üzere AB'yi ve İsrail'i rahatsız etmekte. ABD'nin çöküş sürecinin başlamasının ve güç kaybının, İsrail'i de çok yakından etkileyeceği kesin. ABD'nin gerileme sürecine girmesi, dünyanın jandarmalığını yapamaz hale gelmesi ve çöküşü başta Orta Doğu olmak üzere kıta Asya'daki istikrarı da olumsuz etkileyecektir. Bu etkilenmenin sonucunda çıkabilecek olası bir 4cü Arap-İsrail savaşında nükleer bombaların karşılıklı kullanılması büyük bir olasılık. İsrail'in can havli ve hayatta kalmak içgüdüsü ile kullanacağı nükleer bir bomba, hem kendinin hem de bölgenin sonunu getirecektir. Bu aşamada bölgesel aktörlüğün Türkiye'nin sırtına çok önceden yüklenmiş olacağı da yanlış bir varsayım olmaz.

Zaten Türkiye'nin yükselişi de başladı.

Dünya coğrafyasında Avrupa'nın ortasından neredeyse Japonya'ya kadar olan bölgede sanayisi en gelişmiş ülkelerden bir tanesi Türkiye…(devam edecek)

Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: Ata Atun

http://www.twitter.com/ataatun

16 Mart 2016



 
a45UyF587661-160316160940 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/03/16  23:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 
--

En buyuk ustalik zayif ve beceriksiz gozukmektir.

Sun Tzu

Said-i Nursi ye gore, insanlik; dinsizlik, imansizlik, zindiklik ve masonluk ve komunistlik batagindadir.
Tum mucadelesi bunlara karsidir.
O yuzden Allah in varligini ispatlama yoluna gider.
Tesadufun olmadigini anlatmaya calisir.
Ornekler verir.
Ama kitaplarinda, kendisini ve kitaplarini ovmekten baska kaydadeger yeni bir sey goze carpmaz.
Edebiyati iyi degildir.
Agdali, aristokrat ve saray cevresinin kullandigi; kendisini elit gostermek isteyenlerin dilini kullanir.
Arapca ve Farsca terkiplerin yogunlugu yuzunden, Turkce nin neredeyse hic kullanilmadigi, anlasilmaz bir yazin turune donusmustur.

(Emirdag Lahikasi-2 24,29) (Emirdag Lahikasi-1 233) (Sozler 759) (Tarihce-i Hayat 27)

Din hicbir ise yaramaz;
gece yarisi karanlik bir mahzende orada olmayan siyah kediyi aramaktir.

Robert Heinlein


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder