Yılmaz ÖZDİL : Terörle yaşamaya alışmalı mıyız?
Barutun kokusu düştü burnuma
dört bir yana istiyorum
dibinden patlatayım
adamlar gibi dağlara düşeyim
tutmak istiyorum Kürdistanımı
ya ölüm ya kurtuluş
uyanın uykudan çabuk
artık savaş zamanıdır
*
Bu tür hümanist (!) şarkılar söyleyen Şivan Perver'e "barış güvercini" muamelesi yapılırsa, Akp mitinginde asrın liderimizle el ele sahneye çıkarılırsa, en ön sırada oturan Bülent Arınç duygulanıp hüngür hüngür ağlarsa…
Kendini "dibinden patlatan" canlı bombalarla yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
PKK tanık TSK sanık yapılırsa, genelkurmay başkanı "terörist" diye hapse tıkılırsa, Türk ordusu mermi sıkmadan esir alınırken "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diye göbek atılırsa, Hilmi efendi "kasaptaki ete soğan doğramam" derse, garnizon komutanı 30 Ağustos Zafer Bayramı pastasını Akp marşıyla keserse, madalyalı kahramanlar canına kıyarken, kahrından kanser olurken, Necdet bey hükümete iftar vermekle meşgulse, asrın iftirasını bavulla taşıyan herif, gazeteciler cemiyeti tarafından "yılın gazetecisi" seçilirse…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
Pkklılar örgüt üniformalarıyla Habur'dan girip, otobüs üstünde şeref turu atarken, asrın liderimiz "Habur'daki manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü, çok sevindirici şeyler oluyor" derse, Pkk'yla resmen masaya oturulursa, Oslo'daki pazarlıkta Mit yöneticileri Pkk yöneticilerine "gözünüzü seveyim" derse, devletin valisi "Abdullah Öcalan'ı takdirle karşılıyorum" derse, TBMM başkanlığı bile yapmış olan zat (!) üzüntülü ifadelerle "Abdullah Öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında bir çocuktu, kurban edildi" derse, "ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi" diyen Ahmet Kiziroğlu "bana biji serok Ahmet diyen dillerinize kurban olayım" derse…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
Asrın liderimiz "ABD'nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında Diyarbakır yıldız olacak" derse, Apo'ya Diyarbakır meydanında "ulusa sesleniş" konuşması yaptırılırsa, Diyarbakır belediye başkanı "devlete mesajımız var, hastirin" derse, "Türkiye Kerkük'e karışırsa, ben de Diyarbakır'a karışırım" diyen Barzani, Akp kongresinde onur konuğu yapılırsa, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlanırsa…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
Şehit ve gazi sıfatları yasalardan silinirken, gazilerimizin protezlerine haciz gelirken, asrın liderimizi eleştiren şehit babalarına hapis cezası verilirken, Gaziler Cemiyeti asrın liderimize teşekkür mahiyetinde kalpak hediye ederse…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
"Ulus devlet Allah'ın belasıdır, Türk üst kimliği bölücüdür, Türk bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim, devletten yana değil dağdakiyle birlikte yaşamak isterim" diyenler "akil adam"sa…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
TC kaldırılırsa, Andımız yasaklanırsa, Apo posteri taşımak suç olmaktan çıkarılırken, otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesilirse, kalaşnikoflu heykel dikilirken, Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanırsa, 19 Mayıs yasaklanırsa, Sabiha Gökçen soykırımcı ilan edilirse, Kızılay bile sodasındaki Türk ibaresini silerse, Akp milletvekili "Türk yoktur" derse…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
Yandaş-yalaka basınımız Kandil'deki basın toplantısına koştura koştura giderse, devletin Anadolu Ajansı bile tarihte ilk kez Kandil'e gönderilirse, kendilerini karşılayan kalaşnikoflu teröriste "sevimli delikanlı" diye hitap ederlerse, "güzel bir ceviz ağacının dibinde öğle yemeğindeyiz, etrafta incir ağaçları, pembe pembe açmış Kürdistan gülleri" diye romantik satırlar döktürürlerse, Murat Karayılan'ın yanına oturup, sırıta sırıta hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa girerlerse, Karayılan hakkında "sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor" diye yazarlarsa, Pkk elebaşını "tonton, babacan, terörişko" şeklinde ambalajlayıp sunarlarsa…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
ABD istedi diye, peşmergeye koridor açmak için TBMM'de tezkere çıkarılırsa, Kobani'ye giden peşmerge güçleri takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda topuyla tüfeğiyle topraklarımıza girerse, Kürdistan bayraklarıyla, alkışlarla karşılanırlarsa, havayi fişekler fırlatılır, halaylar çekilirse, Türk silahlı kuvvetleri ayak altında dolaşmamak için kışlasına saklanırsa, milli istihbarat teşkilatı eskortluk yaparsa, dinlenme molasında yedikleri lahmacunun parası bile valilik tarafından ödenirse, Ahmet Kiziroğlu "Kobani'ye selam ediyorum, Kobani'deki kardeşlerimin alnından öpüyorum" derse…
Sur'da Cizre'de Silopi'de Nusaybin'de askerimizi polisimizi şehit edenlerin, alnından öpülen Kobani'de eğitildikleri ortaya çıkmışsa…
Sınır namusken, sınırlarımız folofoş edilirse, kayıt kuyut tutmadan, kim olduklarına bile bakmadan, üç milyondan fazla Suriyeli hobaraaa diye buyur edilirse, pkklı ve ışidli canlı bombalar sahte kimlikle mültecilerin arasına karışıp, elini kolunu sallaya sallaya Suriye'den giriş yaparsa, bunların kaç kişi oldukları, şu anda hangi şehirde oldukları bile bilinmezse, memleket dingonun ahırına dönmüşse…
Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.
*
Pkk açılımı döneminde açılım'ın bir numaralı şakşakçısı olan, Apo'ya övgüler düzen, hatta, İmralı'dan çıkarılmasını öneren, "Öcalan sorumluluk bilinciyle hareket ediyor" diyen yandaş gazeteci, bugün hiç utanmadan "terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor" diyorsa…
*
Ve, bunların hepsi gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka yaşanıyorsa, armut gibi seyrediyorsak…
E alışmamız lazım tabii.
a45UyF587661-160317104633 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/03/17 11:45 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Abyssus abyssum invoc
Ucurum ucurumu cagirir.
(Bir hata digerlerinin dogmasina sebep olur)
Latince Atasozleri
Pespese iki Ayet var bunlar Enfal Suresindedir;
Enfal-65 Ey peygamber inanlari savasa tesvik et. Eger icinizden sabirli yirmi kisi bulunursa onlarin ikiyuzune galip gelir. Ve eger sizden yuzkisi olursa, kafirlerin binini yener. Cunku onlar hicbir seyden anlamaz guruhturlar.
Enfal-66 Simdi Allah yukunuzu hafifletti. Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var. Artik sizden sabirli ve metanetli yuz kisi olursa ikiyuzunu yenerler. Eger sizden bin kisi olursa, Allah in izniyle ikibine galebe calarlar. Allah sabir ve sebat edenlerle beraberdir.
Hasan Sarac : Spinoza: Otoriteye boyun egmeyen filozof
Monar$ik yonetimin en buyuk sirri, insanlari denetim altinda tutmasi gereken korkuyu dinin aldatici adiyla ortmek ve boylece onlarin kurtulus icin savasircasina esaret icin de savasmalarini ve yalnizca tek bir insan boburlenebilsin diye canlarini feda etmeyi utanc verici degil, en serefli bir basari olarak gormelerini saglamaktir.
On besinci yuzyil sonlarinda Cizvit papazlarinin Ispanyol ve Portekiz krallarindan aldiklari gucle kurduklari engizisyon mahkemeleri, oralarda yasayan Yahudi cemaatine yasam hakki tanimayinca, Sefarad adi verilen bu Yahudilerin buyuk cogunlugu Osmanli topraklarina, bir kismi da Italya ya siginmisti. Kucuk bir azinlik da yasamini simdiki Hollanda topraklarinda devam ettirmeye karar vermisti. Bu siginmacilar bir sure sonra ortama ayak uydurmuslar, kendi sinagoglarini Amsterdam da kurmuslardi.
Oncu gocmenlerden biri de basarili bir tuccar olan Miguel Spinoza dir. 24 Kasim 1632 gunu Miguel ve ikinci karisi Ana Debora nin bir ogullari dunyaya gelir. Adini Baruch koyarlar. Daha kucuk yaslarda keskin zekasi ile dikkat ceken Baruch, alti yasina geldiginde annesini kaybeder. Genc yasta Amsterdam daki sinagogun hahamlarindan Tevrat ve teoloji dersleri almaya baslayan Baruch, kisa surede bu egitimi yetersiz bulmaya baslayacaktir. Akli ve sagduyuyu laik felsefede ve bilimde aramaya karar veren genc adam, entelektuel gelisimini guclendirmek amaciyla yirmi yasinda Latince ogrenmeye baslar.
Her yoksula yardim eli uzatmak, bireylerin erisim ve gucunun cok otesindedir. Yoksullarin bakimi tumuyle toplumun uzerine dusen bir gorevdir.
Katolik bir seruvenci ve cok yonlu bir biliminsani olan Franz van der Ende, genc Spinoza ya Latince disinda matematik, geometri gibi pozitif bilim alanlarinda da yol gostermektedir. Ispanyolca, Ibranice, Portekizce, Hollandaca ve Fransizcayi rahatca konusabilen Spinoza, artik Latince diline de hakim olmaya baslamis, bu dilde yayinlanan eserleri okuyarak yeni ufuklara yelken acmistir. Tarih ve siyaset biliminin kurucusu sayilan Floransali Niccolo Makyavelli ile Fransiz matematikci, biliminsani ve filozof Rene Descartes in dusuncelerinden etkilenen Spinoza, Yahudi dininin geleneksel ogretilerine karsi cikmaya baslar. Ilerde cok basarili bir haham olmasi hayal edilen genc adamin gittikce farkli tavirlar sergilemesi, onu yetistiren hahamlari rahatsiz etmektedir. Onceleri sert bicimde uyarilan Spinoza, dusuncelerini savunmaya devam edince Yahudi tarihinin en agir aforozuna tabi tutulacaktir. 24 yasindan itibaren tum Yahudi dostlarindan ve aile fertlerinden koparilan ve gorusme yasagi getirilen Spinoza inzivaya cekilir. Bu da yetmeyecek, hahamlarin talebi uzerine Amsterdam Belediyesi nin karariyla yasadigi sehri de terk etmek zorunda kalacaktir.
Nefret, karsilik gordukce artar, oysa sevgiyle yok edilebilir. Sevginin tamamen yenilgiye ugrattigi nefret, sevginin icine girer ve boylece sevgi, oncesinde nefretin var olmadigi sevgiden daha da buyuk olur.
Bu gelismelerden sonra Baruch adini Benedict e ceviren gonlu yarali dusunur, yasamini surdurebilmek icin bir yandan teleskop ve mikroskoplarda kullanilan mercekleri yontma isi yaparken bir yandan da sigindigi kasabalarda okumaya, dusunmeye ve yazmaya devam etmektedir. 1670 yilinda simdiki Lahey e tasinan Spinoza, geri kalan omrunu orada, mutevazi kosullarda ve cogu zaman tek basina gecirecektir.
Mercek yapiminda uzmanlasan Spinoza nin yakin cevresi kendisinden optik alaninda onemli buluslar yapmasini beklerken, o vaktini karma$ik felsefi konularda derinlesmeye vakfeder. Degerini bilen ve yardimci olmak isteyen az sayida dostunun maddi desteklerini reddeden, ona teklif edilen hocalik onerilerini geri ceviren Spinoza icin gercekligi ogreten bir hoca olarak, kendi tavsiyelerini ozel hayatinda da uygulayabilen, bu ornek davranislariyla her turlu ovguyu hak eden bir birey tanimlamasi yapilmistir.
Gurur, insanin kendisini bir sey sanmasindan kaynaklanan hazdir.
Ozgurluk kavramini insanlarin nereden kaynaklandiklarini bilemedikleri istek ve arzularinin, istahlarinin farkina varmasi olarak tanimlayan genc filozof, yazdiklarini cogunlukla kendine saklamis, yasadigi donemde yalnizca Tractacus Teologico - Politicus - Mantiksal Siyasi Tez ve Principles of Descartes Philosophy Geometrically Demonstrated - Descartes Felsefesinin Geometrik Bicimde Aciklanmasi adli kisa denemeleri Latince yayinlanmistir.
Spinoza, olan biten her seyin bir geregi olduguna inanirdi. Bu yonuyle Kierkegaard, Nietzsche, Marcuse, Sartre gibi son donem varoluscularina ilham verdigi soylenebilir. Spinoza ya gore insanlar neden, nasil davrandiklarini anlama ozgurlugune sahiptirler. Unlu dusunure gore ozgurluk aslinda olan bitene hayir demek degil, neden oyle oldugunu anlamak ve kabullenmektir, gercekte insanlar ozgur olduklarina inanir ama gozleri acik uyuduklarinin farkina varmazlar.
Bir seyi istediginiz kadar ince dilimleyin daima iki yuzu olacaktir.
Aydinlanma caginin ilk isaret fisegini atesleyen Spinoza nin basyapiti, olumunden sonra yayinlanan Ethica: Geometrik Yontemlerle Kanitlanmis ve Bes Bolume Ayrilmis Ahlak adli Latince kaleme alinmis eserdir. Yazarin, milattan once ucuncu yuzyilda yasamis matematikci Oklid in geometrik calismalarini andiran semalarla aciklanan teoremlerini anlamakta, bu konuda donanimli okurlar bile zorluk cekmistir. Bu devasa calismanin birinci bolumunde Spinoza nin terimleri, ardindan varsayimlari siralanir.
Simdinin gecmisten farkli olmasini istiyorsaniz gecmisi inceleyin.
Iyi ve kotu yu birbirlerine karsit degil tamamlayici goren, duygularin ise gerceklerin yeterince anlasilamamasindan kaynaklandigini one suren Spinoza nin Ethica adli carpici eseri pek cok filozof icin esin kaynagi olmustur.
Tanimlari, aciklamalari, sonuclari ve notlarla orulu icerigiyle bu calisma, bir felsefe metninden ote bir anlam tasir. Ethica yi; Tanri, insan, zihin, beden, akil, duygular ve ozgurluk gibi derin kavramlara, matematiksel bir dusunce yontemi ve mantik kurallari cercevesinde yanit arayan ozgun bir eser olarak tanimlamak mumkundur.
Bati felsefesinin en ozgun ve radikal dusunurlerinden olan Spinoza, hayatta kalabilmek icin surdurdugu mercek yontma mesleginin trajik bir sonucu olarak, 21 Subat 1677 gunu kuvars tozu hastaligi nedeniyle Lahey deki mutevazi evinde sessizce yasama veda eder.
Bu buyuk filozofu bir baska buyuk filozof olan Friedrich Hegel, su carpici cumlelerle degerlendirir:
Ya bir Spinozacisinizdir ya da kesinlikle bir filozof degilsinizdir.
Hasan Sarac
http://www.edebiyathaber.net/baruch-spinoza-otoriteye-boyun-egmeyen-filozof-hasan-sarac/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder