12 Ağustos 2021 Perşembe

Sığınmacılar hakkında...

  1. AFGANİSTAN'DA TALİBAN İLK KEZ BİR KOLORDU KOMUTANLIĞINI ELE GEÇİRDİ
  2. AFGANİSTAN: TALİBAN İLERLEDİKÇE ZALİMLEŞİYOR
  3. 'TALİBAN 12 YAŞINDAKİ KIZLARI SEKS KÖLESİ OLMAYA ZORLUYOR'
  4. KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇARPICI SÖZLER: AFGANİSTAN'DAN SÜRÜ HALİNDE GELİYORLAR
  5. KORKUNÇ GÖRÜNTÜLER... İSTANBUL'DA KAFA KESMELİ CİNAYETLER BAŞLADI! PAKİSTANLI ŞAHIS BU NOTLA ÖLÜ BULUNDU
  6. AFGANLI İSYANI "6. SINIF VATANDAŞ OLDUK..."
  7. ANKARA ALTINDAĞ'DA AKP'YE OY VEREN VATANDAŞLAR İSYAN ETTİ
  8. AFGANİSTAN'DAKİ EĞİTİMLİ VE MESLEK SAHİBİ KİŞİLER THY UÇAĞIYLA KANADA'YA GÖTÜRÜLÜYOR!
  9. AFGANİSTAN'DAN TALİBAN'A UZLAŞMA TEKLİFİ
  10. AHMET TAKAN'DAN ÇARPICI MÜLTECİ YORUMU! İŞTE ABD'NİN PLANI…
  11. MEHMET SERBES : 'MÜLTECİLERİ İSTEMİYORUM' DEMEK SUÇ DEĞİLDİR

================================

AFGANİSTAN'DA TALİBAN İLK KEZ BİR KOLORDU KOMUTANLIĞINI ELE GEÇİRDİ

12 Ağustos 2021 12:40

Son Güncellenme Tarihi: 12 Ağustos 2021 13:32

Afganistan'ın kuzey kuzeydoğu ve batı vilayetlerinde saldırılarını artıran Taliban ilk kez bir kolordu komutanlığını ele geçirdi.

İLK KEZ BİR KOLORDU KOMUTANLIĞINI ELE GEÇİRDİ

Kunduz İl Şura Vekili Emruddin Veli basına yaptığı açıklamada ülkenin kuzeyindeki Kunduz vilayetinde bulunan 217 Pamir Kolordu Komutanlığının Taliban'ın kontrolüne geçtiğini söyledi.

Taliban'ın kolordu komutanlığındaki tüm silah ve mühimmatları ele geçirdiğini kaydeden Veli ayrıca Kunduz Havalimanı'nın de Taliban'ın kontrolüne geçtiğini belirtti.

Veli havalimanında arıza nedeniyle park halinde bulunan bazı helikopterlerin de Taliban'ın eline geçtiğini aktardı.

Öte yandan yine ülkenin kuzeyindeki hükümet güçlerinin son savunma bölgesi olan Cüzcan vilayeti havalimanının da Taliban'ın eline geçtiği bildirildi.

Yetkililer Cüzcan Havalimanı'nın Taliban'ın eline geçmesiyle bazı güvenlik güçlerinin Mezar-ı Şerif kentine gittiğini ve bazılarının da Taliban'a teslim olduğunu açıkladı.

Cüzcan vilayetinin merkezi Şibirgan kenti 7 Ağustos'ta ve Kunduz vilayetinin merkezi de 9 Ağustos'ta Taliban'ın kontrolüne geçmişti.

TALİBAN VİLAYET MERKEZLERİNİ ELE GEÇİRMEYE YÖNELDİ

ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı alması ve Afgan yönetiminin Taliban'la barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Taliban saldırıları hız kazandı.

Taliban hazirandan ayından itibaren onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi.

Afganistanran sınırındaki Nimroz vilayet merkezi Zaranc Taliban'ın ele geçirdiği ilk vilayet merkezi oldu. Ardından çoğu kuzeyde olmak üzere 10 vilayet merkezinde Afgan güvenlik güçleri Taliban'a karşı kontrolü kaybetti. Kabil yönetimi halen 24 vilayet merkezinde hakim durumda.

Çatışmaların son aylarda yoğunlaşması sivil kayıplarını ve göçleri artırdı.

BM'ye göre 2021'in ilk yarısında 1659 sivil hayatını kaybederken son bir ayda binden fazla sivil hayatını kaybetti.

Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu mayıs ayı başından ağustosa kadar yaklaşık 1 milyon sivilin evlerinden olduğunu açıkladı.

BM 18 milyon Afgan'ın insani yardıma ihtiyaç duyduğunu bildiriyor. (AA)

https://www.evrensel.net/haber/440133/afganistanda-taliban-ilk-kez-bir-kolordu-komutanligini-ele-gecirdi

================================

AFGANİSTAN: TALİBAN İLERLEDİKÇE ZALİMLEŞİYOR

BBC News Mezar-ı Şerif'e 30 dakika uzaklıkta Taliban militanlarıyla buluştu. Militanlar mutlak zafere inanırken özellikle kadınlar üzerindeki kurallar ve cezalandırmalar korkunç şekilde artıyor.

İstanbul - BİA Haber Merkezi 12 Ağustos 2021 Perşembe 12:11

Taliban savaşçıları Afganistan'ın en büyük şehirlerinden biri olan Mezar-ı Şerif'ten sadece 30 dakika uzaklıkta bulunuyor.

BBC News'un haberine göre gösterdikleri "ganimat" veya savaş ganimetleri arasında bir Humvee iki kamyonet ve bir dizi güçlü makineli tüfek yer alıyor. Son analizi aktarıyoruz:

Taş yüzlü eski bir medrese (dini okul) öğrencisi ve şu anda yerel bir askeri komutan olan Ainuddin ağır silahlı bir kalabalığın ortasında duruyor.

Uluslararası birliklerin neredeyse tamamı geri çekilirken isyancılar her gün yeni toprakları ele geçiriyorlar. Ortada kalan dehşete düşmüş bir nüfus.

SİVİLLERE ZARAR VERMEK İÇİN...

On binlerce sıradan Afganistan evlerini terk etmek zorunda kaldı - son haftalarda yüzlerce kişi öldü veya yaralandı.

Ainuddin'e uğruna savaştığını iddia ettiği insanlara verdiği acı göz önüne alındığında şiddeti nasıl haklı çıkarabileceğini soruyoruz.

"Savaşları yüzünden insanlar ölüyor" diye soğukkanlılıkla yanıtlıyor ve grubun "sivillere zarar vermemek için" elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını da ekliyor.

"Bir hükümetimiz vardı ve devrildi. Savaşı onlar [Amerikalılar] başlattı. "

Ainuddin ve Taliban'ın geri kalanı ivmenin yanlarında olduğunu ve 2001'de ABD liderliğindeki işgal tarafından devrildikten sonra hakimiyete geri dönmenin eşiğinde olduklarını hissediyorlar.

"ONLARI ÖLDÜRMEK ZORUNDAYIZ"

Taliban Kabil'deki kendi tanımlarıyla "kukla hükümet" için "Batı kültüründen vazgeçmiyorlar... Bu yüzden onları öldürmek zorundayız" diyor.

Konuşmamızı bitirdikten kısa bir süre sonra tepemizde helikopterlerin sesini duyuyoruz. Humvee ve Taliban savaşçıları hızla dağılıyor. Afgan hava kuvvetlerinin isyancılara yönelik devam eden tehdidini ve savaşın henüz bitmediğini hatırlatıyor.

İslam'ın en ünlü mistik şairlerinden biri olan Celaleddin Rumi'nin doğum yeri olduğu düşünülen eski kökleri olan bir kasaba olan Belh'deyiz.

Bu yılın başlarında hâlâ hükümet tarafından kontrol edilirken buradan geçtik ancak uzak köyler Taliban'ın elindeydi. Şimdi bu son ve benzeri görülmemiş saldırıda militanlar tarafından ele geçirilen yaklaşık 200 bölge merkezinden biri.

Üst düzey bir Taliban yetkilisi kuzeye odaklanmanın kasıtlı olduğunu söylüyor- yalnızca bölgenin geleneksel olarak Taliban karşıtı güçlü bir direniş gördüğü için değil aynı zamanda daha çeşitli olduğu için.

Çekirdek liderliğinin Peştun çoğunluğunun üyeleri tarafından ağır bir şekilde domine edilmesine rağmen yetkili Taliban'ın diğer etnik kökenleri de içerdiğini vurgulamak istediğini söyledi.

Yerel bir Taliban lideri ve Belh'teki ev sahibimiz Hacı Hikmet günlük hayatın nasıl devam ettiğini bize göstermek istiyor.

Çarşı hem erkek hem de kadın alışveriş yapanlarla hala kalabalık.

TALİBAN KURALLARI KOYDU BİLE

Yerel kaynaklar bize kadınların sadece erkek bir refakatçi ile katılmasına izin verildiğini söyledi ancak ziyaret ettiğimizde durum böyle görünmüyor. Başka yerlerde Taliban komutanlarının çok daha katı olduğu bildiriliyor.

Ancak gördüğümüz tüm kadınlar hem saçlarını hem de yüzlerini örten her şeyi kapatan burka giyiyorlar.

Hacı Hikmet kimsenin "zorlanmadığı" ve Taliban'ın basitçe kadınların böyle giyinmesi gerektiğini "vaaz ettiği" konusunda ısrar ediyor.

Ama bana taksi şoförlerine tamamen örtünmediği sürece hiçbir kadını şehre götürmemeleri talimatı verildiği söylendi.

Biz ayrıldıktan sonraki gün genç bir kadının kıyafetleri yüzünden öldürüldüğüne dair haberler geliyor. Ancak Hacı Hikmet Taliban üyelerinin sorumlu olduğu iddialarını reddediyor.

Pazardaki pek çok kişi gruba desteklerini ve güvenliği artırdıkları için onlara şükranlarını ifade ediyor. Ancak her zaman bize eşlik eden Taliban savaşçıları ile bölge sakinlerinin gerçekten ne düşündüğünü bilmek zor.

Grubun katı görüşleri zaman zaman daha muhafazakar Afganlarla uyumlu ancak Taliban şimdi bir dizi büyük şehrin kontrolü için bastırıyor.

"İÇ DÜŞMANLARIMIZI YENDİK"

Mezar-ı Şerif'in karmaşık çinili Sultanahmet Camii'nin gölgesinde erkekler ve kadınlar geçen hafta gözle görülür şekilde daha rahat bir sosyal atmosferde dolaştılar.

Hükümet hala şehirde kontrol altında ve konuştuğum neredeyse herkes Taliban'ın yeniden dirilişinin ne olacağı konusunda endişelerini dile getirdi.

Şimdilik Taliban'ın hızlı ilerlemesine rağmen hükümet Afganistan'ın en büyük şehirlerinin kontrolünü elinde tutuyor. İki taraf kontrol için mücadele ederken önümüzdeki aylarda uzun süreli ve giderek daha ölümcül şiddet olayları yaşanması muhtemel.

Hacı Hikmet'e Taliban'ın askeri olarak kazanabileceğinden emin olup olmadığını soruyorum. "Evet " diye yanıtlıyor. "Barış görüşmeleri başarılı olmazsa Allah'ın izniyle biz kazanacağız. "

Ancak bu görüşmeler durdu ve Taliban'ın tekrarlanan bir "İslami hükümet" kurulması talebi muhaliflerine teslim olma çağrısı gibi görünüyor.

Hacı Hikmet "Her iki yabancıyı da yendik şimdi de iç düşmanlarımızı yendik" diyor.

https://bianet.org/bianet/dunya/248633-afganistan-taliban-ilerledikce-zalimlesiyor

================================

'TALİBAN 12 YAŞINDAKİ KIZLARI SEKS KÖLESİ OLMAYA ZORLUYOR'

Afganistan'da Taliban şiddeti günden güne artarken silahlı güçlerin en küçüğü 12 yaşında olan yüzlerce kızı 'seks kölesi' olmaya zorladığı iddia edildi. Taliban'ın ele geçirdiği kentlerde kapı kapı gezerek küçük kızları evliliğe zorladığı öne sürülüyor.

Güncellenme: 12:22 - 12 Ağustos 2021

ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından ülkede ilerleyişini sürdüren Taliban ile ilgili korkunç iddialar ortaya atıldı.

Bugüne kadar 9 vilayeti ele geçiren Taliban güçlerinin ele geçirdiği bölgelerde kapı kapı gezerek 12 yaşındaki kızlara tecavüz ettiği onları seks kölesi olmaya zorladığı ve zorla evlendirildikleri iddia edildi. Bölgedeki imamlara da talimat veren Taliban 12 ila 45 yaşındaki kadınların 'savaş ganimeti' olarak görülmesini ve Taliban askerleri arasında paylaştırılmasını iddia etti.

ORDU KOMUTANI GÖREVDEN ALINDI

İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre kapı kapı gezen Taliban askerleri kızları ailelerin ellerinden zorla alarak seks kölesi yapmaya zorluyor.

Gencecik kızların gördüğü bu acımasız muamele iddialarının ortaya atılmasının ardından Afganistan Cumhurbaşkanı ordu komutanını görevden aldı.

Bir kadın gazeteci adını vermediği kuzey Afganistan'daki bir şehirden kaçtığını ve Taliban'ın onu yakalayıp idam edeceği korkusuyla amcasıyla birlikte saklandığını anlattı. İsmi açıklanmayan 22 yaşındaki kadın burka giyerek Taliban'ın silahlı adamlarından kaçtığını ve yakındaki bir köye gittiğini ancak muhbirlerin onun varlığını militanlara söylemesi üzerine tekrar kaçmak zorunda kaldığını söyledi.

TALİBAN SALDIRILARINI SÜRDÜRÜYOR

Şimdi ülkenin kuzeyindeki uzak bir yerde kapana kısılmış hayatı ve ailesinin güvenliğinden endişe ettiğini söyledi – 'Hiç eve gidebilecek miyim? Ailemi tekrar görecek miyim? Nereye gideceğim? Nasıl hayatta kalacağım' sözleriyle yaşadığı endişeyi dile getirdi.

Taliban şimdiye kadar Afganistan'ın 34 eyalet başkentinden dokuzunu ele geçirdi ve ülkenin en büyük şehirlerinin çoğunu hükümet güçlerinin elinden almak için saldırılarını sürdürüyor.

https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/taliban-12-yasindaki-genc-kizlari-seks-kolesi-olmaya-zorluyor-6588747/

================================

KILIÇDAROĞLU'NDAN ÇARPICI SÖZLER: AFGANİSTAN'DAN SÜRÜ HALİNDE GELİYORLAR

12.08.2021 14:55

Van'da bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kentteki kanaat önderleri ve STK temsilcileri ile toplantı yaptı. Afganistan'dan sürü halinde binlerce kişinin geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu "Onlar buraya yaşamaya biz oraya ölmeye gidiyoruz" dedi.

Selin vurduğu Van'ın Başkale ilçesine bağlı Esenyamaç Mahallesi'ni dün ziyaret edip halkın sorunlarını dinleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün sabah saatlerinde Tuşba ilçesine bağlı Otluca Mahallesi'nin Köprüköy mezrasını ziyaret etti. Mezradaki çiftçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu burada ilçe muhtarlarıyla kahvaltı yaptı. Basına kapalı olarak yapılan kahvaltının ardından Kılıçdaroğlu Edremit ilçesindeki bir otelde 'Van Kanaat Önderleri Buluşması' toplantısına katıldı.

"YASAMA ORGANINI VESAYETTEN KURTARACAĞIZ"

Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu Türkiye'deki 83 milyon insanın büyük travmalar ve büyük sorunlar yaşadıklarını bu sorunları kavga ile değil; ilim akıl ve irfanla çözeceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu "Her birimize vatandaş olarak görev düşüyor. Bütün mesele toplumu kaynaştırmak. Farklı düşünebiliriz farklı düşünemezsek zaten Türkiye'yi büyütemeyiz. 'Akıl akıldan üstündür' diye güzel bir sözümüz var. Devleti yönetenlere bunun için büyük görev düşüyor. 5 yıl süreyle seçilirler 5 yıl sonra yeniden halkın hakemliğine başvururlar. Halkın hakemliği demokraside genel kuraldır. İçinde bulunduğumuz sorunları anlatırken çözümleri de anlatmaya çalışacağım. Bizim anayasamızın 5'inci maddesinde devlet yönetimi ile ilgili temel kurallar vardır. Bir darbe ürünü olduğunu biliyoruz ama içinde pek çok ülkenin anayasalarında da yer alan bazı temel kurallar var. Bu kurallar önemlidir. Devleti yönetenlerin temel görevlerini belirtirken 'cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyacaksınız' diyor. Devleti yönetenler demokrasiyi koruyor mu? Yoksa var olan demokrasi kırıntılarını bile mi yok ettiler ? Seçim Kanununa bakalım. Siz sanıyorsunuz ki biz gidiyoruz sandığa milletvekili seçiyoruz. Siz milletvekili falan seçmiyorsunuz. Öyle bir yetkiniz yok genel başkanların belirlediği listenin altına mühür basıyorsunuz. Adı milletvekili ama en baştakinin vekili oluyor. Parlamentoda milletvekilleri genel başanlarının vesayeti altında oluyor. O ne diyorsa elini kaldırıyor indiriyor. Yani 19 Mayıs hareketleri. Yasama organını bu vesayetten kurtaracağız" dedi.

"BURADA DA KAYYUM VAR"

HDP'li belediyelere atanan kayyumlara değinen Kılıçdaroğlu belediye başkanlarını halk seçiyorsa kayyumların atanmaması gerektiğini ifade ederek "Burada da kayyum var. Şimdi belediye başkanını belde halkı seçiyor. Belediye başkanını görevden alıyorsun neden belediye meclisi kendi başkanını seçmiyor da kayyum atıyorsunuz ? Belediye meclisi kendi başkanını seçer hayır onları da alıyorum görevden. Güç sahipleri bize 'ülkede demokrasi var' diyor. Ne demokrasisi kardeşim ? Kayyum rejiminin olduğu bir sistem içinde demokrasi olmaz. Sadece HDP'li belediyeler değil Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı'nı zorla istifa ettirdiler. Onun da hakkını savundum Melih Gökçek'in de hakkını savundum. Kim zulme uğruyorsa hakkını savunmak zorundasınız. Düşünce ve medya özgürlüğü olması lazım. Hükümetin sarayın beceriksizliğini millet görmesin diyorlar. Fox muhabiri bu bir kabus gibidir diyor cezalar veriliyor. Bu darbe anayasası da diyor basın hürdür sansür edilemez diye. Sansür ediliyor baskı kuruluyor. Kamu bankalarının ilanları havuz gazetelerine veriliyor. Bu toplumu kutuplaştırmak değil mi? Karşı çıkmak zorundayız. Kişilerin ve toplumun refah huzur ve mutluluğunu sağlamak zorundadır diyor 5'inci madde. Refahı sağladı mı ? Çöplüklerden yiyecek toplayan yüz binler var bu mudur refah ? Her birimizin geliri düştü. Mutluluğu mu sağladılar ? 150 ülke arasında Türkiye 104'üncü sırada. Kimsenin yüzü gülmüyor. Herkes büyük bir endişe içinde. Biz gidereceğiz beraber gidereceğiz. Bunu yapmadan çocuklarımıza hesap veremeyiz. Yapabiliriz neden yapmayalım. Yine aynı madde kişinin hak ve hürriyetlerini sınırlayan siyasal sosyal ve ekonomik engelleri kaldıracaksınız diyor. Bırakın hakları büyütmeyi tam tersine büyük sınırlamalar getirdiler. Kişi tweet atacak korkuyor. Ya hapse girersem? Bir milletvekilini abdest almaya fırsat vermeden yaka paça tuttular götürdüler. Sonra hapse attılar. Ortaçağ'da mı yaşıyoruz ? Ben isyan ediyorum itiraz ediyorum. Eminim sizler de ediyorsunuz. Güç birliği olmadığı sürece bu rahatsızlık devam eder" dedi.

"DEMİRTAŞ KAVALA NEDEN HAPİSTE?"

Kılıçdaroğlu 'Barış Bildirisi' yayınlayan binin üzerinde akademisyenlerin görevine son verildiğini ifade ederek "Barış Akademisyenleri ülkede en güçlü en yetkin insanlar. Biz kalktık bir barış bildirisi yayımladılar diye binin üstünde akademisyenin görevine son verdik. Benim gibi düşünmeyen bizim gibi davranmayan insan için de söylüyoruz. Selahattin Demirtaş Kavala neden hapiste ? Sırtı kalın olanlar FETÖ'den hepsi dışarıda askeri öğrenciler hapiste. Cumhurbaşkanlığı'nın avukatlığını yapanlara savcılar sigara tabalası taşıyor. Böyle bir rezaleti Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşamadı. Bunları değiştimek zorundayız. Adam yurt dışından tonlarca kokain getiriyor dava açacak savcı yok. Saraya bakıyor. Neden dava açamıyorlar çünkü yer altı dünyası ile siyasetçi arasında parasal ilişki var ? Eğer bir yerde savcı Cumhuriyet Savcısı olmaktan çıkıp sarayın savcısı oluyorsa dava açılmaz. Yolsuzluk diz boyu. Hangi ülkede rüşvet alan adam bir yere devleti temsil etmek üzere büyükelçi atansın. Dün Sözcü Gazetesinde vardı. Bir bakanın iki yardımcısı 111 suç işlemiş. Böyle bir Türkiye aklımızın ucuna bile gelmezdi. Suçlu bir adam Bakan yardımcısı olur mu? Bunun üzerinde durmamız lazım. Eskiden bunların hepsi ayrı bir hükümet devirirdi. Benim size sözümdür. Bu topluma sözüm olsun. Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde Barış Akademisyenleri'nin tamamını iade edeceğiz. Farklı düşünceden diye bir adam üniversiteden mi atılır ? Böyle rezalet mi olur ? Buna izin vermeyeceğiz. Irkçılığı bitireceğim. Herkesin kimliği kendi şerefidir. İnanç kimlik yaşam tarzı üzerinden siyaseti bitireceğim. Bizim kabahatimiz yok muydu? Bizim de vardı. CHP olarak toplumdan uzaklaşmıştık halktan kopmuştuk bunu değiştirdik. Son 10 yılda en çok değişen parti CHP'dir" dedi.

"2 BİN 500 KİLOMETRE YOLU AŞIYORLAR"

Suriyeli sığınmacıların ülkenin temel sorunu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu "Sığınmacılar en temel sorunumuz. Suriyeli kardeşlerimizi onların hakkını yemeden memleketine göndereceğim. Diyorlar ki gitmezler. bu dış poliyikayı 180 derece değiştireceğim. Suriye gerçeğine bakalım. İki taraf da Müslüman iki taraf da Allah Allah diye birbirini öldürüyor. Ellerindeki silahlar egemen güçlerin. Buradan giden Suriyelileri ateş altına atmayacağız. Niye olmaz ? Yapacağım. En geç iki yıl içinde yapacağım. Yetki verirseniz yapacağım. Şimdi Afganistan'dan sürü halinde binlerce kişi geliyor. Erdoğan Biden ile görüşmesinde Afganların gelmesini kabul ettiler. Bunu uzun süre gizlediler. Sonra ABD yetkilisi açıklama yaptı. 1 milyon Afgan Türkiye'ye gelecek. Aralarından seçip alacaklar kalanı burada kalacak. Köleliği parayla mı yapacaksın ? Devletin saygınlığını parayla mı satacaksın ? Gencecik insanlar 2 bin 500 kilometre yolu aşıyorlar Türkiye'ye yerleşiyorlar. Sözde sınır kapınız kapalı. Oradan kaçanlar buraya geliyor biz de diyoruz ki pırıl pırıl gençlere gidin Kabil'e savaşın. Onlar buraya yaşamaya biz oraya ölmeye gidiyoruz. Bu yanlış bir politikadır bedeli çok ağırdır. 1 milyondan daha fazla geliyor oturup İran'la konuşmuyor. İran'a iade edebiliyor sözleşmeye göre onu da etmiyor. Hepimiz sakin olmalıyız. Bunları demokratik yollarla göndermek zorundayız. Doğu ve Güneydoğu için Van önemli bir ildir. Olağanüstü güzel bir tabiatı var buranın. Bu bölgeye özel ağırlık getirmek lazım. Özel yasalar çıkmalı insanlar burada yaşayıp burada geçinmeli. Sen İstanbul'a kanal yapacağına Van var Şanlıurfa var. Bakın size dağıttığımız beyannamenin 2'nci maddesinde Kürt sorunun çözümü var. Artık acılara katlanmak zorunda değiliz. Bu konuda her yol önerilmiş. Çözeceğim. Tek istediğim bana güvenmeniz" diye konuştu.

(DHA)

https://www.mynet.com/kilicdaroglu-ndan-carpici-sozler-afganistan-dan-suru-halinde-geliyorlar-110106841606

================================

KORKUNÇ GÖRÜNTÜLER... İSTANBUL'DA KAFA KESMELİ CİNAYETLER BAŞLADI! PAKİSTANLI ŞAHIS BU NOTLA ÖLÜ BULUNDU

İstanbul Küçükçekmece akıllara durgunluk veren bir cinayet yaşandı. Ayakkabı atölyesinde çalışan Pakistan uyruklu şahıs evinde kafası kesilmiş halde bulundu.

12 Ağustos 2021 Perşembe - 16:26

ÜMİT KARADAĞ - YENİÇAĞ

ÖĞLE MOLASINDA EVE GELİNCE ŞOKE OLDULAR

İstanbul'un Küçükçekmece İlçesi Kanarya Mahallesi'nde 3 Pakistanlı mülteci birlikte yaşıyordu. Geçimini bir ayakkabı atölyesinde çalışarak sağlayan 3 arkadaştan biri bugün işe gitmedi.

Diğer arkadaşları merak edince öğle molasında eve gittiler. Yatağında kafası kesilmiş bir şekilde arkadaşlarını gören diğer iki Pakistanlı şahıs hemen 155'i arayarak polise haber verdi.

NOT BIRAKMIŞLAR

Olay yerine gelen polis kanlar içinde bulunan şahsın odasında incelemelerde bulundu. Cansız bedeninin yanında bir de not vardı.

Notta "Bu Ehl-i Beyt'in küstahlığıdır. Onu kibirli bir Peygamber olduğu için öldürdüğümüze Allah'ımız şahittir. Artık kendi ölümümüzden korkmuyoruz sevinçle Tanrımıza gitmeye hazırız" ifadeleri yer aldı.

YURT DIŞINA İNSAN GÖNDERİYORDU

İddiaya göre cinayete kurban giden Pakistanlı şahıs Türkiye'de yaşayan yabancı uyrukluları Avrupa ülkelerine gitmelerini sağlıyordu. Bu sebeple zaman zaman çalıştığı ayakkabı atölyesindeki işine gitmiyordu.

KİMSEYLE SORUNLARI YOKTU

Ayakkabı atölyesi sahibi Ahmet Abbas ise yanında çalışan 3 Pakistanlı şahsın da kimseyle sorunu olmadığını belirtti.

KARAKOLA GELİP CİNAYETİ İTİRAF ETTİLER

Henüz kimlikleri tespit edilmeyen yabancı uyruklu 3 şahıs Kanarya Polis Merkezi'ne giderek cinayeti itiraf etti.

Pakistanlı şahsı evinde 3 bıçakla kafasını kestiklerini ardından 3 bıçağı da ikamet ettikleri evdeki mutfağın çöp kovasına attıklarını anlattılar.

3 şahsın emniyetteki sorguları devam ediyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/istanbul-kucukcekmecede-pakistanli-cinayeti-evinde-kafasi-kesilmis-bulundu-468320h.htm

================================

AFGANLI İSYANI "6. SINIF VATANDAŞ OLDUK..."

https://youtu.be/gTPTlVD5814

================================

ANKARA ALTINDAĞ'DA AKP'YE OY VEREN VATANDAŞLAR İSYAN ETTİ

Ankara'nın Altındağ ilçesinin Battalgazi mahallesinde iki grup arasında çıkan kavga sonucu yaralanan iki kişiden biri olan Emirhan Yalçın'ın hastanede hayatını kaybetmesinin ardından vatandaşların isyanı sürüyor.

12 Ağustos 2021 Perşembe - 09:44

Ankara Altındağ'da AKP'ye oy veren vatandaşlar isyan etti

Suriyeli bir grup ve mahalleli arasında olduğu belirtilen bıçaklı kavganın ardından Ankara'nın Battalgazi mahallesinde gerilim devam ediyor. Sosyal medyada yayılan bir videoda AKP'ye oy veren vatandaşların AKP'ye isyan ettiği görüldü.

Yaşanan olay sonrası mahalleliler "AKP'ye oy verdik bunlar beter oldular. " ve "Ya bizi gönder ya bunları gönder. " diyerek tepki gösterdi.

Son olarak mahalleden gelen görüntülerde Suriyelilere ait olduğu ileri sürülen bazı dükkanlar ve araçların tahrip edildiği görüldü.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ankara-altindagda-akpye-oy-veren-vatandaslar-isyan-etti-akpye-oy-verdik-bunlar-beter-oldular-468232h.htm

================================

AFGANİSTAN'DAKİ EĞİTİMLİ VE MESLEK SAHİBİ KİŞİLER THY UÇAĞIYLA KANADA'YA GÖTÜRÜLÜYOR!

Kanada Afganistan'daki bilim insanı ve sanatçıları ülkeye kabul etmeye başladı. Afganların taşıma işlemini ise THY yapıyor.

12 Ağustos 2021 - 14:11

Türkiye yaşları 18-30 arasında değişen erkek Afganların kaçak yollarla ülkeye girmesine tepki gösterirken Kanada'nın eğitimli ve meslek sahibi Afganları THY'ye ait uçaklarla ülkeye getirttiği öğrenildi.

Demografik yapıyı tehlikeye sokan kaçak geçişler ve sığınmacılar konusu Türkiye'de her geçen gün daha fazla tartışılmaya devam ediyor. Yaşları 18-30 arasındaki erkek Afganların kaçak yollarla Türkiye'ye girdiği görüntülenirken Kanada'nın uygulaması dikkat çekti.

Kanada Afganistan'da kendilerine yardımcı olan eğitimli ve iş sahibi Afganları ülkeye kabul etmeye başladı. Bilim insanı ve sanatçı Afganları THY'ye ait tarifesiz uçaklar Kabil'den alarak Kanada'nın Toronto şehrine götürüyor.

Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı Marco Mendicino yaptığı açıklamada "Önümüzdeki günlerde ve haftalarda daha fazla uçuş gelecek. Kanada'nın Afganistan'daki misyonunu destekleyen Afganların hakkını vermeyi taahhüt ettik. İlk Afgan mültecilerin Kanada'ya gelmesiyle bu sözümüzü yerine getiriyoruz. Her Afgan mülteciyi olabildiğince hızlı ve güvenli şekilde çıkarmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

https://www.aykiri.com.tr/afganistan-daki-egitimli-ve-meslek-sahibi-kisiler-thy-ucagiyla-kanada-ya-goturuluyor/13442/

================================

AFGANİSTAN'DAN TALİBAN'A UZLAŞMA TEKLİFİ

12-08-2021 tarihinde 14:14 saatinde eklendi

Afganistan hükümetinin şiddete son vermek için Taliban'a iktidarı paylaşma teklifinde bulunduğu bildirildi.

YDH- Taliban'ın son altı gün içinde Afganistan'daki 10 il merkezini ele geçirmesinin ardından Katar'ın el-Cezire televizyonuna açıklamada bulunan bir Afgan hükümet kaynağı Afganistan hükümetinin Taliban'a iktidarı bölüşme teklifinde bulunduğunu söyledi.

Haberde Taliban'ın başkent Kabil'in 130 kilometre güneybatısındaki Gazne ilini ele geçirdiği bildirildi.

El Cezire'ye konuşan Afganistan hükümet kaynağı Afgan hükümetinin Taliban'a şiddete son verilmesi şartıyla iktidarı paylaşma teklifinde bulunduğunu söyledi.

Gazne İl Meclisi Başkanı ise Gazne Valisinin pazarlık sonucunda Gazne ilini Taliban'a teslim ettiğini söyledi.

Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahit Taliban'ın Gazne valisine ve polis komutanına Kabil'e gitme izni verdiğini açıkladı.

Afganistan'ın güneydoğusundaki Gazne ilinin 19 ilçesinden yalnızca ikisinin Afganistan hükümetinin kontrolünde olduğu bildiriliyor.

Daha önce il merkezlerini ele geçirme yönünde bir planları olmadığını açıklayan Taliban Amerika'nın son hava saldırısının ardından yaklaşık on il merkezini ele geçirdi.

https://www.ydh.com.tr/HD16780_afganistandan-talibana-uzlasma-teklifi.html

================================

AHMET TAKAN'DAN ÇARPICI MÜLTECİ YORUMU! İŞTE ABD'NİN PLANI…

August 12 2021

Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan Türkiye'ye mülteci akınında ABD'nin rolünü ve ABD'nin Orta Doğu planını köşesine taşıdı.

Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan Türkiye'ye yönelik mülteci akınını ve ABD'nin bölgedeki stratejisini köşesine taşıdı.

Takan "Hal böyle olunca kayıtlı kayıtsız 5.5 milyon Suriyeliden sonra Afganistan'dan kaçıp Türkiye'ye gelen Afganların yarattığı ortam Türk halkının sabrını taşırmış gözüküyor. Çünkü Türk'ü küçümseyip hakaret eden Türk devletini tanımayıp Türk bayrağını indirmeye çalışan Afgan kökenlerinin saldırıları sanki planlı bir şekilde yapılıyor izlenimi veriyor. Suriyeliler gibi Afganların da kısa sürede milyonlarca kitle halinde Türkiye'ye gelmelerini artık "ensar muhacir" ile açıklamak saflık olur. " ifadelerini kullandı.

Ahmet Takan'ın "Stratejik Göç Mühendisliği operasyonu ve Suriye" başlıklı yazısı şöyle oldu:

Ya sabır!. .

Türkiye "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" denen her şeyi tek bir kişinin iki dudağı arasına bırakan yönetim sistemiyle birlikte analiz teşhis tespit öngörü yeteneğini de kaybetti. Sorunlarını çözemediği gibi nasıl bir sorunun krizinin içinde olduğunu bırakın uzun vadeyi kısa vadede bile nelerle karşılaşacağını göremeyen bir konumda.

Nitekim 14 Haziran'daki Biden-Erdoğan görüşmesi sonrasında Türkiye'nin Afganistan'ın başkenti Kabil'de havaalanı sorumluluğunu alacağının ortaya çıkması ve eş zamanlı olarak Afgan göçmenlerin elini kolunu sallayarak ülkemize sevkiyatına ilişkin videolar… Yurt içinde Afgan ve Suriyeli sığınmacıların Türk devletine hakaret şiddete taciz tecavüz cinayete uzanan kabul edilmez davranışları ve bunların bizzat kendilerince çekilip servis edilmesi… Sığınmacı konusunun zıvanadan çıktığını gösterdi.

Hal böyle olunca kayıtlı kayıtsız 5.5 milyon Suriyeliden sonra Afganistan'dan kaçıp Türkiye'ye gelen Afganların yarattığı ortam Türk halkının sabrını taşırmış gözüküyor. Çünkü Türk'ü küçümseyip hakaret eden Türk devletini tanımayıp Türk bayrağını indirmeye çalışan Afgan kökenlerinin saldırıları sanki planlı bir şekilde yapılıyor izlenimi veriyor. Suriyeliler gibi Afganların da kısa sürede milyonlarca kitle halinde Türkiye'ye gelmelerini artık "ensar muhacir" ile açıklamak saflık olur.

★★★

Savunma güvenlik dış politika analisti emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek "Bu düpedüz bir kavimler göçüne dönüşmüştür. Türkiye'nin siyasi sosyal ekonomik güvenlik toplumsal idari yapısını dağıtmaya yönelik kavimler göçü operasyonu bölgesel çatışmalar Ortadoğu'da rejim değişikliği amaçlı dış müdahaleler terör salgınlar ve iklim değişikliğiyle de geri döndürülemez noktaya doğru hız kazandı" diyor.

CAHİT ARMAĞAN DİLEK ŞU UYARILARI YAPIYOR;

"Yarın çok geç olacak. Evet kitlesel göçler de bir kitle imha silahıdır. Günümüzde silahların illaki mermi atması gerekmiyor. Türkiye'nin ulus devlet yapısını dağıtıp Türk kimliğini ortadan kaldırmaya yönelik Stratejik Göç Mühendisliği operasyonuna derhal tavizsiz karşılık verilmeli. Yeni göçler şu an itibarıyla durdurulmalı. Açık kapı safsatasına son verilmeli. Sığınma gerekçeleri ortadan kalkmışlar derhal vatanlarına göndermekle işe başlamalı.

Lütfen ABD ve Avrupa'nın göçmen kabul uygulamalarını gözden geçirin. Türkiye'ye övgüler düzen Batı'nın Türkiye'yi nasıl bir pozisyona sürüklediğini sığınmacıların Türkiye'nin ayaklarına bağlanan prangaya dönüştüğünü görürsünüz.

Bu süreçte en can sıkıcı olan da iktidarın bunca olumsuz olay ve öngörülere rağmen sığınmacılar konusunda adeta başkalarına sözler verilmiş gibi mevcut uygulamadan geri adım atmaması aksine açık kapıya devam edeceğini açıklaması sığınmacılar konusunda Türk halkını bilgilendirmemesidir. "

★★★

Saray iktidarının algı operasyonları yüzünden krizleri atlar hale geldik!. Özellikle dış politikada yine çok hayati konuları ıskalıyoruz…

"Atlanan konular ne?" derseniz en başta Suriye gelebilir. Sonra Kıbrıs. Libya Doğu Akdeniz Irak Karadeniz… Cahit Armağan Dilek'e bunu da sordum yanıtlarını aldım:

" SINIRLARIMIZIN HEMEN DİBİNDEN BAŞLAYALIM;

PYD/ YPG Fırat doğusunda Araplar dahil diğer unsurları da tatmin edecek bir teşkilatlanma arayışında. Özerk bölge yönetimi uygulamasını araziye iyice yansıtmaya çalışıyorlar. Fiilen o yönetim orada ve Türkiye hariç tüm ülkeler özerk yönetim olarak kabul edip ona göre ilişki geliştiriyorlar. 'Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi' olarak yurtdışı temsilcilik açmaya başladılar. En son İsviçre'de açıldı. Bundan önce de fiilen resmen tanınmasalar da altı ülkede daha açmışlardı.

ABD ile Rusya'nın perde arkasında özerk yönetimi oluşturmak Şam yönetimiyle ortaklaşa çalışmak için pazarlıkları devam ediyor. Kürtler liderliğinde 'Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi'nin Suriye anayasasında yer alması karşılığında Fırat batısında kalan ama YPG kontrolünde olan yerlerin örneğin Tabka belki Menbic'in Şam yönetimi kontrolünü verilmesi bunlardan biri.

Diğeri şu anda YPG kontrolünde olan doğal kaynakların tarım ürünlerinin suyun Şam yönetimi ve sözde özerk yönetim arasında paylaşımı veya ticaretin kurulması.

Nitekim ABD petrol şirketinin ruhsatını yenileyerek bu işlerin Rus şirketlere kalması bunun bir göstergesi. Petrol sahası Suriye kuzey doğusunda ama petrol çıkarma alışverişi Şam ve YPG arasında yürütülecek.

Bu olayı herkes 'ABD terk ediyor geri adım atıyor' diye yorumladı ama bence ABD YPG tarafı özerklik karşılığında pazarlık olarak kullanıyor. Rusya ve ABD de bunu teşvik ediyor.

ABD İdlib'te Türk askerinin kalmasını Suriye ordusuyla çatışmasını teşvik ediyor. Rusya ise Türkiye'nin İdlib'ten başlayarak diğer bölgelerden de çekilmesini istiyor. ABD İdlib'in El Kaide-İŞİD kontrolünde sözde Sünni bölge olmasını hedefliyor. Suriye ve Rus üslerine tehdit oluşturabilecek bir yapının orada kalmasını istiyor. Yani ABD-Rusya kapışmasını Türkiye-Suriye üzerinden yürüyor. Bu arada ABD'nin YPG'ye askeri siyasi ekonomik desteği kesintisiz devam ediyor.

ABD'nin Bağdat büyükelçisi PKK ile Haşdi Şabi'nin işbirliği yaptığını özellikle Sincar'da Bağdat'a karşı ortak hareket ettiklerini söyledi. ABD'nin PKK'ye yönelik bu açık suçlaması manidar. PKK'yı açıkça hedefe koyan ABD'nin Suriye kuzeyindeki PYD-YPG'nin PKK'dan farklı olduğunu göstermeye çalıştığı gibi PKK ile işbirliği yapan Haşdi Şabi üzerinden Türkiye ile İran arasının gerginleşmesini hesaplıyor olabilir. Bu gerginlik Irak ve Suriye kuzeyinde çatışmaya dönüşebilir.

Kıbrıs bağlamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki hafta yaptığı Maraş ağırlıklı olmak üzere Kıbrıs konusunda sonbaharda uluslararası bir konferans yapılacağını duyurması çok iyi düşünülmesi gereken bir çalışma. Kimin hayrına bir sonuç çıkar durum çok iyi tartılmalı.

Libya'da Türk askerinin çekilmesi baskıları artıyor. ABD ve Avrupa son günlerde Hafter'i yeniden pohpohlamaya başladı. Hayırdır diyelim. "

★★★

Ulu Tanrı tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.

https://acikgazete.com/ahmet-takandan-carpici-multeci-yorumu-iste-abdnin-plani/

================================

MEHMET SERBES : 'MÜLTECİLERİ İSTEMİYORUM' DEMEK SUÇ DEĞİLDİR

Yayınlanma: 12 Ağustos 2021

Resmi rakamlara göre Türkiye'de Suriyeli sayısı 3 milyon 650 bin deniliyor ama bu sayının 5 milyondan fazla olduğu biliniyor.

Bu 5 milyon Suriyelinin yanı sıra özellikle Irak İran Pakistan ve Afganistan'dan göç ederek veya başka sebeplerle geldikleri Türkiye'de kalanların sayısı bir milyondan fazla deniyor.

Bunlara farklı Afrika ülkeleri ile Kırgızistan Özbekistan gibi ülkeleri de eklersek nedeneyse Türkiye'de her 10 kişiden birisi mülteci demek çok da yanlış olmaz.

Elbette ki en büyük sorunumuz Suriyeli ve Afgan mülteciler.

Şimdi bu iki mülteci grubunun yarattığı sorunları ayrı ayrı inceleyelim:

Suriyeli mültecilerin varlığı giderek toplumun yapısını alışkanlıklarını değiştirecek ve doğrudan etkileyecek bir kimliğe büründü.

Bunu belki Suriyelilerin fazla olmadığı şehirlerde ya da onların bulunmadığı semtlerde oturmayanlar göçmenlerden uzak yaşayanlar çok bilmez ama benim yaşadığım Adana bu çelişkileri görmek için iyi bir örnektir.

Suriyelilerin varlığı kentteki kiralardan trafiğe esnaftan alışverişe kadar her alanı etkiledi.

Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerde bir taraftan ev kiraları arttı. Bunun sebebi Suriyelilerin kiraladıkları evlerde bir aile olarak değil birkaç aile olarak kalmaları.

Bu durum hem Suriyeliler açısından kira bedelini ailelere göre düşüren bir faktör oldu hem de önceleri Suriyelilere kiraya ev vermek istemeyen vatandaşlarımızı cazip kira alabilecekleri için ikna edici oldu. Fakat bu mahallelerin sokakların aşırı kalabalık olmasına Suriyelilerin daha kolay barınmasına imkan yaratmasına neden oldu.

Suriyeliler küçük bisiklet ve motosikletli araçlarıyla çöp toplama seyyar satıcılık vb. işi yaptıklarından şehrin her tarafı Suriyelilerin arabalarından geçilmez oldu. Bu yoğun bir trafik sorunu yaratan araçlarla kimse başa çıkamıyor. Bir vatandaş yanlış park ettiği zaman para cezası kesen trafik polisleri Suriyelilerin plakasız sağlıksız araçlarla şehrin trafiğini alt üst etmelerine seyirci kalmakla eleştiriliyor.

Demirci kaynakçı boyacı tamirci kaportacı elektrikçi gibi işleri yapan Suriyeliler düşük ücretle çalışmaya razı olduklarından Türk gençleri ve ustaları arasında bir işsizliğin oluşmasına veya ücretlerin düşmesine sebep oldu.

Ayrıca Suriyeli bir kısım esnaf işyeri açma belgesi ruhsat gibi izinler alma gereği duymadıkları ve vergi ödemediklerinden haksız rekabet yaratmaya başladılar. Bu iki durum toplumda gerginliğin oluşmasındaki önemli iki sebep olarak gösteriliyor.

Artık Suriyeliler özellikle Adana Mersin Gaziantep Kilis gibi illerde kabak tadı vermeye başladılar.

Şehirlerin normal yaşamlarını değiştirdiler.

Şehirleri daha geriye götürdüler.

Bu saydığım şehirler Suriyelilerin yerleşme başlamasından sonra daha çok köy havasına büründü sorunlar daha da ağırlaştı.

Diğer taraftan Afganlılar da öbek öbek Türkiye'ye gelmeye başlıyorlar.

Bu adamların gelmeleri çok da hayra alamet değil.

Çünkü bunlar mülteci değil. Yanlarında çocuk yok kadın yok.

Afganistan'dan yürüyerek geldiğini söylüyorlar ama hepsinin üstü başı düzgün otobüslerle taşınarak geldikleri çok belli.

Yalandan bazı yerlerde millet görsün sanki yaya olarak geliyorlarmış havası yaratmış için görüntü veriyorlar.

Bolu Belediye Başkanı yabancılara suyu 10 kat fazla vereceğim diye tepki gördü.

Irkçı ilan edildi.

Bence Bolu Belediye Başkanı çok haklıydı.

Çünkü başka türlü gidecekleri yok.

Bakın Suriye'de savaş bitti. Ama bunlar hâlâ gitmiyorlar. Oysa Suriye Devlet Başkanı Esat da çağrı yapmış ve geri dönmeleri halinde Suriyelilere kolaylık sağlayacaklarını bildirmişti.

Ama buna rağmen dönmüyorlar.

Fakat bayramlarda ziyarete gidip geri gelmesini biliyorlar.

Böyle mültecilik olur mu?

Bizim hastanemizden postanemizden otobüsümüzden suyumuzdan yollarımızdan alt yapımızdan faydalan ama karşılığında ne bir vergi öde ne de millete tek kuruşluk faydan olmadığı gibi aksine zarar ver!

Ama bu işler artık sıkıntı vermeye başladı.

Bakın Türkiye'nin bazı yerlerinde ufak tefek olaylar oluyor.

Yarın bu işler daha da yoğunlaşabilir.

Bu nedenle başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm devlet yetkilileri bir an önce başta Suriyeliler olmak üzere yabancıların tekrar ülkelerine dönmelerini sağlamak için gereken tedbirleri en ciddi biçimde almalıdır.

Kimlerle görüşme yapılacaksa yapılmalıdır.

Aksi halde Türk milletinin göstereceği reaksiyon kendilerini daha fazla zora sokacaktır!

Artık yeter!

Şehirlerimizde Suriyeli ya da başka mülteci grupları istemiyoruz ve bunu söylemek de bir suç değildir!

https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/mehmet-serbes/multecileri-istemiyorum-demek-suc-degildir-6588979/

================================

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Eksilen

Öyle yıpranmış ki
Bir forması eksik içinden,
Sahafa düşmüş bir kitap
Gibi sararmış üzüntüsünden.
Bir ay doğuyor usul usul
Karanlığın göğsüne,
Dünden bugüne kendini
Biraz daha eksilterek getiren
Küsmüş göğüne besbelli
Geleceği göremediğinden
Taşıyor oysa hüzünlü bitişinde
Doğuşunu yeniden

Metin Altıok

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sen Ne Mutlu Türküm Diyene Dersen O Da Ne Mutlu Kürdüm Diyene Der.

Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE)
Türkiye denilen ülkenin başbakanı

- - - - - - - - - - - - - - - -

MAVI.
. . . . . .
Agac tasi anlamaz
Gokyuzu MAVI iken
Agac susuzlugu anlamaz
Gokyuzu MAVI iken
Ben seni
Cok sevdigimi anlarim
Gokyuzu MAVI iken

Fazil Husnu DAGLARCA

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsanı yaratmak mı Tanrının büyük hatası;
tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatası?

Friedrich Nietzsche

- - - - - - - - - - - - - - - -

GONLUMUN INTIHAR ARZUSU
. . . . . .
Yaprak kokularinda aksami duyuyorum
Ki beni yokluk denen yere yaklastiracak.
Yaprak kokularinda aksami duyuyorum
Ki alnimda sulardan sarkilardan bir safak.
Sukun bir gemi olur, gece bir deniz simdi
Ki yelken gibi acmis yasini gencligimin.
Sukun bir gemi olur, gece bir deniz simdi
Ki gecer dalgalari icimden serin serin.
Ruzgar istiyorum ben ruhumun gullerine
Ki bir anda yasasin ic ice ruyalarim.
Ruzgar istiyorum ben ruhumun gullerine
Ki dokulsun, dagilsin, yok olsun hulyalarim.

Fazil Husnu DAGLARCA

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır."

Friedrich Nietzsche

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kadin olsun, kitap olsun; cildine aldanmayip icindekilere bakilmalidir.

Cenap sahabettin

- - - - - - - - - - - - - - - -

SEVGILERDE
. .
Sevgileri yarinlara biraktiniz
Cekingen, tutuk, saygili.
Butun yakinlariniz
Sizi yanlis tanidi.
. .
Bitmeyen isler yuzunden
(Siz boyle olsun istemezdiniz)
Bir bakis bile yeterken anlatmaya herseyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldi
Siz genis zamanlar umuyordunuz
Cirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi soylemek.
Yillarin telaslarda bu kadar cabuk
Gececegi akliniza gelmezdi.
. .
Gizli bahcenizde
Acan cicekler vardi,
Gecelerde ve yalniz.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadi

Behcet Necatigil

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir Güzel

Bir güzel bilirim, bir daha bilmem
Onda gör cilve nedir, eda nedir
Öyle satar kendini dirhem dirhem
Ondan bu gönül deli divanedir

Nerden çattım böylesi bir güzele
Netsem, neylesem o kız geçmez ele
Kaptırdım kendimi bir kere sele
Bana sor dalga nedir, kaya nedir

Gündüz işimde beni şaşkın eder
Gece düşümde beni çılgın eder
Ayrılığı başımdan aşkın eder
Bir sevda ki yanmaktan başka nedir?

Cahit Sıtkı Tarancı
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder