5 Haziran 2013 Çarşamba

15-Mustafa Mutlu: 747 bin 198’e kadar saymak bile imkânsızken…

Demek ki, bunlara sayı saymayı dayakla öğreteceksin.
Her onda bir, her yüzde bir değil, her binde bir sopa.
O zaman 747 bin 198 nasıl bir rakammış öğrencek.
Ve bundan sonra hiç değilse atarken, yalan söylerken gerçeğe uygun olacak.

Oraj POYRAZ

Mustafa Mutlu: 747 bin 198'e kadar saymak bile imkânsızken…

Başbakan, Fatih Altaylı'yla yaptığı o "meşhur" röportajda, 11 yıllık iktidarlarında 3 milyara yakın fidan ve ağaç diktiklerini söyledi…

Oysa Maliye Bakanı Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, ondan sadece bir gün önce Söğütözü'ndeki fidan dikim etkinliğine katılmış ve son 8-10 yılda 4.
5 milyarın üzerinde ağaç ve fidan dikildiğini açıklamıştı!

Başbakan, bu sayıyı bir günde 3 milyara indirdi…

Şimdi…

Her şeyi…

Ama her şeyi bir yana bırakalım!

Mısır'daki, Suriye'deki, Libya'daki muhalifleri "direnişçi" olarak nitelendirirken, Türkiye'de sokağa dökülenleri "çapulcu" diye aşağılamasını…

Daha birkaç gün önce, "Kim ne derse desin Gezi Parkı'na AVM yapacağız" diye meydan okuyup, sonradan ağız değiştirmesini bile unutalım!
Tüm dikkatimizi şu dikilen ağaç sayısına verelim:

Günde 747 bin ağaç!

Lütfen elinize cep telefonunuzu alın ve hesap makinesi işlevini açın…

Çünkü birlikte bazı işlemler yapacağız…

Hazırsanız başlayalım:

11 yılda kaç gün var?

Çarpın 365'i 11'le…

4 bin 015 buldunuz değil mi?
Şimdi 3 milyarı, 4 bin 015'e bölün:

747 bin 198!

Bu 747 bin 198 ne biliyor musunuz?

Başbakan'ın "resmi" açıklamasına göre, AKP iktidarının 11 yıl boyunca bir günde diktiği ağaç miktarı!

Yani "ağaç dikme" faaliyetinin; yılın 365 günü sürdüğünü, hiç "tatil" yapılmadığını varsaysak bile ortaya çıkan sonuç bu!

11 yıl boyunca, her gün dikilen 747 bin 198 ağaç!

Yolsuzluk mu var?

Eminim ki Başbakan, kendisine verilen bilgileri söylüyor!

Hatta Maliye Bakanı Yardımcısı'nın verdiği 4.5 milyar rakamını inandırıcı bulmamış olmalı ki; indirime gidiyor ve sayıyı 3 milyar ağaca çekiyor…

İyi de matematik bilimi ortadayken; böyle bir "imkânsız" nasıl başarıldı!

Bir günde ve 11 yıl boyunca her gün 747 bin 198 ağaç nereye, nasıl dikildi?

Bu ağaçların türleri ne?
Nerede, ne zaman yetiştiriliyor?

Ve en önemli soru:

Bugüne kadar bu işe harcanan paranın miktarı ne?

Yoksa birileri Başbakan'ı, "Günde 747 bin ağaç dikiyoruz?"
diye kandırıp, dikmedikleri ağaçların ve o ağaçlar için harcanacak işçiliğin parasını "cebe" mi indiriyor?

"Kışkırtıcılık" yapmak gibi olacak ama bir "çapulcu" olarak bu soruların yanıtını gerçekten merak ediyorum.

Eğer mantıklı bir yanıt alırsam; huzurlarınızda söz veriyorum:

Üşenmeyeceğim, kendime 747 bin 198'e kadar sayma cezası vereceğim.

Hem de tek ayak üzerinde!

Peki; bu sayı yanlışsa, uydurmaysa, abartmaysa…

Onlar ne yapacaklar?

Çapulcu!

Başbakan, yurdun ve dünyanın dört bir yanında Taksim Gezisi için eylem yapanların "birkaç çapulcu" olduğunu söyledi…

Bu sözler, meydanlarda büyük yankı buldu.
Oysa ortada kızmayı gerektirecek bir şey yok:

Sözlüklere göre, "düzene aykırı davranan" kişilere çapulcu deniyormuş…

Hayatım boyunca insanları kullaştıran, köleleştiren, soyan ve sömüren tüm düzenlere karşı oldum; bundan sonra da olacağıma söz veriyorum!

Eğer zulme ve baskıya direnmekse çapulculuk…

"Düzen"lere ve "düzülenlerin" zavallılığına sessiz kalmamaksa…

İsterseniz kimliğime işleyin "çapulcu" diye…

Onur duyarım!

GÜNÜN SORUSU

Başbakan Erdoğan, Fatih Altaylı'nın programında eylemleri anlatırken, "Twitter diye bir bela var.
Yalan haberin daniskası burada"
deyince, Altaylı'nın yorumu, "Twitter, cıvıtır" olmuş…

Sorum, grubunun Show TV'yi bir gecede üstelik ihalesiz olarak satın almasından sadece bir gün sonra Başbakan'ı programına misafir eden eski "gazeteci" Fatih Altaylı'ya:

Hani hep "Ne zaman adam oluruz?"
diye sorup duruyorsun ya…

Hâlâ öyle bir şansın olduğuna inanıyor musun?

Uyan Türkiye.(68)

Ergenekon tutuklusu Fatih Hilmioğlu, kanser…

Tahliye edilmiyor…

O tahliye edilmediği için, ölümcül uyku apnesi hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor.

Toplumsal olaylar yüzünden yazamadım ama Hilmioğlu geçen cuma günü son savunmasını yaptı.

Bir buçuk saat süren savunması boyunca o kadar yoruldu ki iki kez ara verilmesini istemek zorunda kaldı.
Kendisine yönetilen tüm suçlamaların, nasıl bir kurgunun ürünü olduğunu tek tek kanıtladı.

Lütfen artık siz de harekete geçin ve her gün verdiğim e-posta adreslerine sadece şunu yazın:

"Fatih Hilmioğlu ve Serdar Öztürk'ün en temel insan haklarından olan tedavi haklarını kullanabilmeleri için tahliyelerinin önündeki engelin kaldırılmasını talep ediyorum."

Sırada yeniden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var:

Tel: (0312) 420 52 73-74

E-posta: kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr

a45UyF587661-201306051151-15
^^^^^ - vvvvv


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Beneficium accipere libertatem est vendere
Yapilan iyiligi kabul etmek ozgurlugunu satmaktir.

Latince Atasozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder