Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
27 Haziran 2013 Perşembe
15-Rifat Serdaroğlu: ALEYKÜMSELÂM
Rifat Serdaroğlu: ALEYKÜMSELÂM
27 Haziran 2013
TÜSİAD (TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Muharrem Yılmaz, Cizre'de sözlerine "Selam Cizira Botani" diye Kürtçe başladı.
Selam Cizira Botani! Selam Cizira Botani! Biz de selamını alalım;
Aleykümselâm ya Serok Boktani. Aleyna Aleykümselâm ya Serok Boktani!
Allah bir insanı rezil etmek isterse önce aklını ve utanma duygusunu alırmış.
TÜSİAD'ı kuran ve rahmete kavuşmuş kişiler, bu derneği kurarken çok düşündüler ve derneğin adının başına "TÜRK" ismini bilerek ve isteyerek koydular. TÜRK dediler, TÜRKİYE / TÜRKİYELİ demediler.
Cumhuriyet- Atatürk Türkiye'si ve Türk Milleti sayesinde zengin olduklarının bilinciyle, bir minnet duygusunun ifadesi olarak "TÜRK" adını koydular.
Atatürk olmasaydı, Cumhuriyet olmasaydı kendilerinin bu servetlere asla sahip olamayacaklarını onlar çok iyi biliyorlardı.
Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Ali Koçman, Şahap Kocatopçu gibi Başkanlar, Lâik Cumhuriyete ve Çağdaş Türkiye'ye sahip çıktılar ve savundular.
Ne Tarikat-Cemaat artıklarına, ne de Uyuşturucu kaçakçısı Kürtçü-Bölücülere prim verip şirin görünmeye çalışmadılar.
Sayın Muharrem Yılmaz;
TÜİK'in açıklamalarına göre, Tütün Ürünleri Sanayisinin %69'u, Otomotiv Sanayisinin %50,3'ü, Elektronik Sanayisinin %48,5'unun yabancı kontrolüne geçmiş bulunmaktadır. AKP Hükümetinin"İthalata" dayalı ekonomik politikası, Türk Sanayisini zorlamakta, sanayicilerimiz mevcut tesislerini yenileyememekte ve yeni sanayi tesisleri kurulamamaktadır.
Böyle bir ortamda elbette ki ülkemizin problemleriyle ilgilenip, çözüme katkıda bulunmak takdir edilecek bir davranıştır.
Tamam da, lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve sorduklarımı iyice düşünün;
*Siz Selanik-Drama kasabasından Türkiye'ye gelen muhacir bir ailenin çocuğusunuz. Doğum yeriniz Bursa'ya gittiğinizde, konuşmanıza Arnavutça-Boşnakça-Pomakça-Rumca mı başlarsınız?
Karadeniz'de Lazca-Gürcüce mi selamlama yaparsınız?
Böyle bir saçmalığı şimdiye kadar yapmadığınıza göre, Cizre'de niçin Kürtçe selamlama yaptınız? Orası Türkiye Cumhuriyetinin şirin bir ilçesi değil mi? Orasını siz de, PKK gibi Kürdistan'ın bir ilçesi olarak mı görüyorsunuz?
*Siz TÜSİAD'ın Başkanısınız. Toplantı yapacağınız yere bir adet olsun Türk Bayrağı ve Atatürk resmi astıramadınız mı? Türk Bayrağı ve Atatürk resminin olmadığı bir salonda konuşmak sizi rahatsız etmedi mi?
*Cizre'deki konuşmanızda, Türkiye'nin 54 bin insanının ölümüne, 400 Milyar Dolarlık ekonomik kaybımıza sebep olan ve hür dünyanın"Terör Örgütü"kabul ettiği PKK Narko-Terör örgütünü lanetleyecek tek kelime söyleyemediniz mi?.
En azından sizin Cizre ziyaretinizden bir gün önce, kendi "Asayiş Gücünü" oluşturan PKK'lılara;
"Siz ne yapıyorsunuz, aklınızı başınıza alın. Ayrı bir devlet mi kuruyorsunuz" diyemediniz mi?.
Değerli Okurlar;
Hiçbir millete demokratik özgürlük-çağdaşlık-aydınlanma, birileri tarafından hediye edilmemiştir. O milletler bunları hak ederek, kazanmışlardır.
Bugün imrendiğimiz Avrupa Demokrasi, uğruna yıllarca savaşıp bu yolda canlarını vermekten çekinmeyen kişiler sayesinde oldu.
Biz Türkler, Atatürk önderliğinde kendi devletimizi kurmak için tüm emperyalist devletlere karşı savaştık. Can verdik, kan akıttık. Kazandık, devletimizi kurduk.
Fakat demokrasimiz bize giydirildi. Bizim demokratik mücadelemiz çok yapaydı.
Atatürk bize Cumhuriyeti hediye etti. Fakat Cumhuriyet sadece bir çerçevedir.
Bu güzel çerçevenin içini standartları, gelişmiş ülkelerdeki gibi yüksek olan bir demokrasi yerleştirmek bizim işimiz.
Bunun için her birimizin, Cumhuriyetimizin kurum ve kuruluşlarımızın, omurgalı davranmak mecburiyetimiz vardır.
Biz de Cumhuriyetimizi, en gelişmiş bir demokrasi ile taçlandırıp onunla gurur duymalıyız.
Bunu Türk Milleti olarak biz yapamazsak, Cumhuriyet çerçevesinin içine ya "Federe İslam Devletini" ya da "Kuzey Kürdistan" adlı Marksist-Leninist Kürtçü devleti yerleştirecekler.
O zaman TÜSİAD Başkanının ve müsamere çocuğu tipindeki arkadaşlarının hep bir ağızdan ve yüksek sesle "Cumhuriyet Türkiye'si ruhuna haydi hep beraber, El-Fatiha!…" diye bağırmaları gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder