Ali Nejat Ölçen : SARIKAMIŞ BOZGUNU
Sarıkamış, aslında Kafkas Cephesinde sonun başlangıcı olan bir ara savaştır.
Hatta Çarlık ordusu karşısında Enver Paşa, o bozgun içinde savaşı sürdürememiş, yanılgılarının bedelini ülkeden kaçarak ödemiştir.
Bu satırları yazan kişinin (Ali Nejat Ölçen'in ) Babasının Çarlık Rusyasında üç yılı süren tutsaklık anıları Vetluga Irmağı adıyla yayınlanmış (İlk baskı 1994 ikinci baskı 2006) ve Florida Üniversitesi de, Dr.Gary Leiser'in İngilizceye çevirisini 1995 yılında Vetluga Memoir adıyla yayımlamıştı.
Kitapta yer alması için (Florida Üni, bu koşulu öne sürmüştü) Kafkas Cephesinin oluşumu ve ona yol açan olayları bir ön söz olarak hazırlamak amacıyla Genelkurmay Strateji Etüd ve Harp Tarihi arşivinde konu ayrıntılarıyla incelenmiştir.
Sarıkamış savaşında şehit olanları anma etkinliklerinde ne yazık ki her zaman olduğu gibi hamasî söylemlerle Sarıkamış'ın dramı göz ardı edilmektedir.
Sarıkamış Savaşına Berlinden gelen emirle girildiği savı, o dönemdeki Osmanlı dış siyasetini incelemeden ileri sürülen bir varsayımdır.
Berlinden emir gelse de gelmese de Batının hasta adamı o savaşa girecekti, girmenin ön koşulları çok öncesinde hazırlanmıştı.
Çünkü, İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarı ele geçirdiğinde Osmanlı devleti,Birinci Dünya savaşında, Prusya Almanyasının yanında yer almış ve yenilginin koşullarını üstlenmek zorunda kalmıştı.
Prusya Almanyasının hayranı damat Enver paşa için bir başka seçenek te düşünülemezdi.
Çarlık Rusyası'nın Batı ülkelerine yönelik genişleme (expantion) olasılığı karşısında oluşan İngiltere Fransa ittifakı Osmanlının yanında yer alması o devletlerce reddedildiği için başka seçenek kalmamıştı.1
O yıllarda İttihat ve Terakki İktidarında sağduyulu bir devler adamı vardı, İçişleri Bakanı Talat Paşa.
20 Temmuz 1914'de Erzurum Valisi'ne gönderdiği şifreli telgrafla:
Ordunun Rusya ile savaşa girmesinin Fransa ve İngiltere'nin de savaş kararı almasına neden olacağı ve Başkent İstanbul'un bu tehlikeyi göz önünde tutarak sınır boyunca savaşa yol açacak çarpışmalardan özenle kaçınılması'nı bildirmekteydi.2
Oysa Enver Paşa aynı gün, Erzurum'da IX.Kolordu Komutanlığına "Seferberlik ilan edildiğini" bildirir .
Zaten Osmanlı Devletinin Kafkas Cephesinde savaşa sokmak, Alman dış politikasının da amacıydı.
Osmanlı devleti ordusunun üst kademe subayların hemen tümü Alman idiler.
Bunlardan biri Albay Felix Guse, yazdığı makalede bunu belirtmiştir.3
Bu kısa açıklamadan sonra, Kafkas Cephesi savaşları içinde Sarıkamış 'da Osmanlı ordusunun bozgununun nedenlerini açıklarken o bozgunda askerlerimizi düşman kurşunuyla şehit olamadan önce yaşamlarını nasıl yitirdiklerini görelim:
Damat Enver Paşa, Harbiye Nazırı (Dışişleri Bakanı) olduğu halde, IX.Kolordu Komu-tanlığını da üstlenir Hasan İzzet Paşa, bu saldırıdan başarı beklenemeyeceğini belirttiği için III.Ordu komutanlığından alınır ve Enver Paşa III'cü ordunun da komutasını üzerine almıştı.
Ve kendisi 26 Aralık 1914 günü Sarıkamış'ın Çerkezköy önlerinde konuşlanan Çarlık Ordusunun karşısındadır.
Komutundaki askerlerin yarısından çoğu savaşamadan donarak yaşamlarını yitirmişti.
Zaten 22 Aralık 1914 günü general Ustomin komutasındaki Rus Tugayı geri çekilerek Oltu ilçesini X Kolorduya bırakmıştı.
Ne yazık ki, Osmanlı ordusu içinde haberleşme ağı kurulmadığı için, 31'nci Tümenin 92 sayılı Alayı, önde ilerleyen 32'nci Tümeni ve sağ kanadındaki Birliği, Rus kuvvetleri sanarak top ve piyade atışına tutar.
İki Türk Birliği 23 Aralıkta kışın sisli bir gününde birbiriyle savaşır.
2000 askerimiz şehit olmadan önce yaşamını yitirir.4
O gün Oltu'ya girilir fakat 31.Tümen'in nerede olduğunu kimse bilemez.
29 Aralık gününe gelindiğinde Sarıkamış'ta savaşacak Osmanlı Ordusu kalmamış tümüyle yok olmuştu.
Enver Paşa'nın elinde (şehit olmadan) ölüme göndereceği sadece 17.Tümen kalmıştı.
III.Ordunun 150 000 kişilik varlığından hayatta kalanlar 12 400 kişiydi 5
Ordunun %45'i soğuktan donmuş, %45'i hastalanmış ve hasta olanların %24' yaşamını yitirmişti; bunlar arasında yaşamını yitiren Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa idi.6
Haklı olarak soruyorum, Kafkas Cephesi savaşları içinde sadece Sarıkamış'takiler mi (hem de şavaşamadan) şehit oldular.
Kanımca öylesi anma etkinliklerinde hamaset söylemleri yerine Kafkas Cephesindeki dram irdelenmeli, anlatılmalı ve eleştirilmeli, lanetlenmeli pankartlar buna göre hazırlanmalıdır; tam bağımsızlığın erdemi gereği.
Saygılarımla.
Bundan sonra böyle yapıla.
Dr.Ölçen
-------------------------------------------
Kaynak:
1.Mareşal Fevzi Çakmak, Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri, Genel Kurmay Matbaası, 1936,s.23.Ayrıca.Mithat Şükrü Belada,İmparatorluğun Çöküşü, İstanbul, Remzi Kitapevi,1979,s.78
2.Şeref Köprülü, Sarıkamış Cephesi Muharebeleri, M Nemci İstiklal matbaası, 1338 (1922) s.25,(eski yazı)
3.Yarbay Hakkı, Askerî Mecmua, 1931,s.343.Felix Guse, Büyük Harpte Kafkas Cephesi Muharebeleri, Türkçeye çeviri: Yarbay Hakkı, Askerî Mecmua, 1931,s.34
4.Şerif Köprülü,a.g.e, s.140 Ayrıca:P.Muratof, kitabında bu sayıyı 1000 olarak belirtir.
5.General Maslovisky, Umumi Harpte Kafkas Cephesi, Türkçeye çeviri.Em.Yarbay Nazmi, Genel Kurmay Matbaası,1935,s.147.
6.Tevfik Sağlam, Büyük Harpte 3.Ordunun Sağlık Hizmetleri, Askerî Matbaa, 1941, s.31
a45UyF587661-201307301451-10
de facto
* * *
gercekte
Latin Atasozu
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder